Ýslam Kavramlarý A-L
Pages: 1
Cennet By: armi Date: 08 Þubat 2010, 16:19:01
CENNET




Aðaçlý bahçe; yeþillikleri bol bostan; sýk dal ve yapraklarý ile yeri gölgelendiren hurmalýk ve baðlýk.

Peygamberlerin davetine uyarak iman edip, dünya ve ahirete ait iþleri, kulluk vazifelerini elden geldiði kadar güzel bir þekilde yapan temiz ve müttakî kiþiler için hazýrlanmýþ bir huzur ve saadet yurdudur. Kýsaca ahiretteki nimetler yurdunun adýdýr. Çoðulu Cinân ve Cennât´týr.

Kur´an-ý Kerîm ve hadis-i þeriflerde Cennet, çeþitli þekillerde tasvir edilmiþtir. Bilhassa Kur´an-ý Kerîm´de aðaçlarý altýndan ýrmaklar akan Cennetler þeklinde anlatýlmaktadýr:

"Cennet takva sahiplerine, uzak olmayarak yaklaþtýrýlmýþtýr. Ýþte size va´dolunan, gördüðünüz þu Cennet´tir ki, O, Allah´ýn taatýna dönen onun (hudud ve ahkâmýna) riayet eden çok esirgeyici Allah´a bütün samimiyetiyle gýyâben saygý gösteren, hakkýn taatýna yönelmiþ bir kalble gelen kimselere aittir. " (Kâf, 50/31-33).

"Tövbe edenler, iyi amel ve harekette bulunanlar öyle deðil. Çünkü bunlar hiç bir þeyle haksýzlýða uðratýlmayarak Cennet´e, çok esirgeyici Allah´ýn kullarýna gýyâben va´d buyurduðu Adn Cennet´lerine gireceklerdir. Onun vadi þüphesiz yerini bulacaktýr. Orada selâmdan baþka boþ bir söz iþitmeyeceklerdir. Orada sabah, akþam rýzýklarý da ayaklarýna gelecektir. O, öyle Cennet´tir ki biz ona kullarýmýzdan gerçekten müttakî olanlarý vâris kýlacaðýz. " (Meryem, 18/60-63).

Cennet, bu dünyada yapýlan iyiliklerin ahirette Allah tarafýndan verilen karþýlýðýdýr. Kur´an´da Cenâb-ý Allah þöyle buyurmaktadýr:

"Adn Cennetleri vardýr ki altlarýndan ýrmaklar akar. Onlar orada ebedî kalýcýdýrlar. Ýþte günahlardan temizlenenlerin mükâfatý." (Tâhâ, 20/76).

Kur´an´da Cennet´in niteliklerinden bazýlarýna þu þekilde deðinilir:

1
- Altlarýndan ýrmaklar akan, birbiri üzerine bina edilmiþ yüksek köþkler (ez-Zümer, 39/20), güzel meskenler (et-Tevbe, 9/72)

2- Türlü aðaç ve meyvalara, akar kaynaklara, görünüþ ve kokusu güzel, isteyenlerin yanýna kadar sarktýðýndan koparýlmasý kolay, türlü bol meyvelere sahip (er-Rahmân, 55/58-54)

3-
Gönlün çekeceði her türlü yemek ve etler, türlü kokulu içecekler, temiz þaraplar ve çeþit çeþit tükenmez nimetleri içeren bir mekân.

"Onlara Cennet´te bir meyve, içlerinin çekeceði bir et verdik (vereceðiz)" (et-Tûr, 52/21).

"Canlarýn isteyeceði ve gözlerin hoþlanacaðý ne varsa, hepsi oradadýr. Siz de orada devamlý olarak kalacaksýnýz. Ýþte bu, sizin çalýþtýðýnýz ameller sebebiyle mirasçý kýlýndýðýnýz Cennet´tir. Sizin için orada çok meyveler vardýr, onlardan yiyeceksiniz." (ez-Zuhruf 43/71-73).

"Cennet þarabýndan (dünya Þarabý gibi) mide ýzdýrabý yoktur" (Saffât, 37/47).

4- Cennet´te hayat sonsuzdur, kin yoktur, boþ lâf ve günah´a sokacak söz iþitilmiþ. "Biz o Cennetliklerin kalblerindeki kinleri çýkarýr atarýz. Hepsi kardeþler olarak tahtlar üzerinde karþý karþýya otururlar. Orada kendilerine hiç bir zahmet dokunmaz ve onlar oradan çýkarýlacak da deðillerdir" (el-Hicr, 15/47-48).

"Onlar Cennet´te ne bir boþ laf iþitirler ne de bir hezeyan. Ancak bir söz iþitirler: Selâm.. (birbirleriyle selâmlaþýr dururlar)." (el-Vâkýa, 56/25-26).

5- Cennet nimetleri insan hayalinin eriþemeyeceði güzelliktedir. Cennet´i aslýnda dünya ölçüleriyle tarif etmek mümkün deðildir. Bununla beraber Cennet´teki eþsiz nimet ve saltanatý anlayabilmemiz için Allah Teâlâ onu bize þu þekilde tasvir etmiþtir:

"Ýþte bu yüzden Allah onlarý o günün fenâlýðýndan esirger. (Yüzlerine) parlaklýk, (gönüllerine) sevinç verir. Sabretmelerine karþýlýk onlara Cennet´i ve oradaki ipekleri lütfeder. Orada koltuklara kurulmuþ olarak bulunurlar. Ne yakýcý sýcak görürler orada, ne de dondurucu soðuk. Aðaçlarýnýn gölgeleri üzerlerine sarkar; kolayca koparýlabilen meyveleri istifadelerine sunulur. Yanlarýnda gümüþ kaplar ve billür kaselerle, gümüþî beyazlýkta (billûr gibi) þeffâf kupalarla dolaþýlýr ki (Cennet sakinleri bunlara dolduracaklarý Cennet þarabýný Cennet´teki insanlarýn iþtahlarý) ölçüsünde tavin ve takdir ederler. Onlara orada bir kâseden içirilir ki karýþýmýnda zencefil vardýr. (Bu þarap) orada bir pýnardandýr ki adýna Selsebil denir. Cennettekilerin etrafýnda öyle ölümsüz genç nedenler dolaþýr ki, onlarý gördüðünde kendilerini etrafa saçýlýp daðýlmýþ inciler sanýrsýn. Ne yana bakarsan bak, (yýðýnla) nimet ve ulu bir saltanat görürsün. Üzerlerinde ince yeþil ipekli, parlak atlastan elbiseler vardýr. Gümüþ bilezikler takýnmýþlardýr. Rableri onlara tertemiz içecekler içirir. Onlara: "Ýþte bu sizin iþlediklerinizin karþýlýðýdýr, çalýþmalarýnýz þükre deðer" denir. " (el-Ýnsan, 76/11-22).

Cennet´in tasviri konusunda söylenecek son söz þu kudsî hadis*in ifade ettiði durumdur: Hz. Peygamber (s.a.s.) þöyle buyurmuþtur: Cenâb-ý Hak buyuruyor ki: "Salih kullaným için ben, Cennet´te hiç bir gözün görmediði hiç bir kulaðýn iþitmediði ve hiç bir insan gönlünün hatýrlamadýðý bir takým nimetler hazýrladým." (et-Tâc, el-Câmiu li´l-Usül, fî ahâdisi´r-Rasul, V, 402).

Baþka bir hadislerinde de, Rasûlullah (s.a.s.) Cennet´in gümüþ ve âltýn kerpiçten yapýldýðýný, harcýnýn misk, taþlarýnýn inci ve yakut olduðunu, oraya girenlerin bolluk ve refâh içinde, üzüntüsüz ve kedersiz yaþayacaðýný ebedî kalacaklarýný, ölmeyeceklerini, elbiselerinin eskimeyeceðini ve gençliklerinin yok olmayacaðýný ifade eder (et-Tâc, ayný yer).

Ehl-i Sünnet inancýna göre mü´minler Cennet´te Allah´ý görecekler, bu onlar için en büyük nimet olacaktýr. Buna "Rü´yetullah*" denir. Bu hususta Kur´ân-ý Kerîm´de: "O gün Rablerine bakan ter-ü tâze (ýþýk saçan) yüzler vardýr. " (el-Kryame, 75/22-23) buyrulur. Rasûlullah da bir hadislerinde þöyle buyurur: "Siz gerçekten týpký þu ayý gördüðünüz gibi, Rabbinizi gözle (açýkça) göreceksiniz. Onu görmekte haksýzlýða uðramýyacak, izdihâma düþmeyeceksiniz. " (Buhârî, Mevâkýt 16, 26). Suheyb (r.a.)´ýn rivayetine göre Peygamber (s.a.s.): "iyi iþ ve güzel amel iþleyenlere daha güzel karþýlýk ve bir de ziyâde (Allah´ý görmek) vardýr. " (Yunus, 10/26), ayetini okuduktan sonra þöyle buyurdu: "Cennetlikler Cennet´e girdiði zaman Allah (c. c.) þöyle buyuracak: " Size daha da vermemi istediðiniz bir þey var mý?" Cennetlikler de Þöyle derler: "Yüzlerimizi ak çýkarmadýn mý, bizi Cennet´e koymadýn mý, bizi Cehennem´den kurtarmadýn mý? (o yeter)." Rasûlullah sözlerine devam buyurarak: "Cenâb-ý Hak perdeyi kaldýrýr, Cennetliklere artýk Rablerine bakmaktan daha sevimli gelecek hiç bir þey verilmiþ olmaz. " (Müslim´in rivayeti, et-Tâc, V, 423).

Müminlerin Allah´ü Teâlâ´yý Cennet´te görmeleri, herhangi bir yön, yer ve þekilden uzak olarak vukû bulacaktýr. Bunun keyfiyeti bizce meçhuldür. "Allah bilir" deriz. Kur´an ve Sünnet´te bildirildiði için kesinlikle böyle inanýrýz. Ehl-i Sünnet inancýna göre, Cennet halen vardýr, yaratýlmýþtýr, hazýrlanmýþtýr. Nitekim þu ayet bunu açýkça ifade eder: "Rabbinizin maðfiretine ve eni göklerle yer kadar olan Cennet´e koþun. O Cennet takva sâhipleri için hazýrlanmýþtýr. " (Âli Ýmrân, 3/133).

Enes b. Mâlik (r.a.)´den rivayet olunan bir hadiste de Peygamber Efendimiz (s.a.s.) þöyle buyurmuþlardýr:


"Demincek Cennet ile Cehennem þu duvarýn yüzünde bana arz olundu. " (Tecrid-i Sarih Terceme ve Þerhi, II, 483).

Baþka bir hadislerinde þöyle buyururlar: "Cennet bana yaklaþtý, (yaklaþtý), o kadar ki, eðer cür´et edeydim salkýmlarýndan bir tânesini (alýp) size getirebilecektim. " (Ayný eser, II, 713).

Bu hadislerden de anlaþýlacaðý gibi, Cennet yaratýlmýþ olup hâlen mevcuttur.

Cennetlikler: Kur´an ve Sünnet´te ifade buyrulduðuna göre, peygamberlerin davetine uyup iman eden ve amel-i sâlih iþleyen kimseler Cennet´e gireceklerdir. Bu kimseler Cennetliktir. Esasen Allah´a ve insanlara karþý görevlerini yerine getirmekle insan daha dünyada iken manevî bir huzura kavuþur, maddî refah saðlanýr ama tam manasýyla huzur ve kardeþlik Cennet´te gerçekleþir: "Takva sahipleri, elbette Cennet´lerde ve pýnarlardadýrlar. Girin oraya selâmetle, emin olarak. Biz, O Cennetliklerin kalblerindeki kinleri çýkarýr atarýz. Hepsi kardeþler olarak tahtlar üzerinde karþý karþýya otururlar. Orada kendilerine hiç bir zahmet dokunmaz ve onlar oradan çýkarýlacak da deðiller. " (el-Hicr, 15/45-48).

Kur´an-ý Kerîm namazýný eksiksiz kýlanlarýn, malýndan bir kýsmýný yoksullara ayýranlarýn, ceza-hüküm gününe inananlarýn, Allah´ýn gazabýndan korkanlarýn, ýrzlarýna sahip olanlarýn, sözlerine ve emânete sadýk kalanlarýn, doðru þahitlikte bulunanlarýn Cennete gireceklerini bildirmektedir. (el-Meâric, 70/23, 24, 25, 26, 27, 29, 33). Ayrýca Cenâb-ý Hakk´ýn rýzasýný dileyerek sabredenlere (er-Ra´d, 13/20, 21, 22, 23); þükredenlere (el-Ahkâf, 35/15-16) yürekten tövbe edenlere (et-Tahrim, 66/8); Allah yolunda canýný feda eden þehitler (el-Bakara, 2/154) ve Allah´a yönelmiþ bir kalble idealize olmuþ müslümanlara "Allah´ýn ölçüsünde Allah´a yönelenlere" (Kaf, 50/31-34) içinde ebedî kalýnacak Cennet´e girecekleri yüce Rabbimiz tarafýndan müjdelenmiþtir.

Cennetliklerin hallerini dile getiren Kur´an ayetlerinden bazýlarýnda þöyle buyrulur:


"Ýman edip sâlih amel iþleyen kimseleri, Rableri, imanlarý sebebiyle, aðaçlarý altýndan ýrmaklar akan, nimeti bol Cennetler´e hidâyet buyurur. Bunlarýn, Cennet´te duâlarý: Allah´ým, seni tesbih ve tenzih ederiz. sözüdür ve aralarýndaki dilekleri de hep selâmdýr. Duâlarýnýn sonu ise; "Bütün hamdler, âlemlerin Rabbine mahsustur." gerçeðidir" (Yunus, 10/9-10).

"Kim de O´na bir mümin olarak sâlih ameller iþlemiþ olduðu halde varýrsa, iþte onlara en yüksek dereceler var. "

" Adn Cennetleri vardýr ki, (aðaçlarý) altýndan nehirler akar, orada ebedî kalacaklar. Ýþte böyle Cennetler´ de ebedî kalýþ, küfür ve isyandan temizlenenlerin mükâfatýdýr" (Tâhâ, 20/75-76).

"Ýmran b. Husayn (r.a.)´dan rivayete göre Hz. Peygamber (s.a.s.) Cennet ehlinin çoðunun fakirler olduðunu ifade buyurmuþlardýr (Tecrid-i Sarih Tercemesi, IX, 40). Hadis yorumcularý bunu þöyle açýklarlar. Bir çok kötülükleri insana mal iþletir. Çoðu insan mal yüzünden azar. Onun için maldan mahrum fakirler çoðunluðu oluþturduðundan bunlarýn Cennet ehlinin çoðunluðunu teþkil etmesi de olaðandýr.

Cennet´e ilk giren bir cemâatin yüzleri ayýn ondördüncü gecesindeki gibi berraktýr. Onlardan sonra girenler de en keskin ýþýk yayan yýldýzlar gibidir. Hz. Muhammed (s.a.s.)´in ümmetinden yetmiþ bin, yahut yediyüz bin kiþi hesap ve ikap görmeksizin ilk olarak Cennet´e girecektir. (Tecrid-i Sarih Tercemesi, IV, 41-43).

Hadislerden öðrendiðimize göre (Tecrid-i Sarih Tercemesi, II, 845). Cennete en son girecek kimseye, bu dünya kadar, bu dünyanýn on misli kadar Cennet verilecektir. Çeþitli rivayetlerle sabittir ki, son sözü Kelimei Tevhîd olan kimsenin mükâfatý Cennet´tir (Tecrid-i Sarih Tercemesi, IV, 264-275). Bu durumu hadisçiler þöyle yorumlarlar: Lâ ilâhe illallah, Cennet´in anahtarýdýr, ancak bu anahtarýn diþleri vardýr, onlarda ilâhi emirlere baðlý olmak itaat ve ibadet etmektir. Bir de "Lâ ilâhe illallah" demekle, birinin müslümanlýðýna hükmedilmez, "Muhammedün Rasûlullah" (Muhammed Allah´ýn peygamberidir) sözünü de eklemesi gerekir. Hatta Ýslâm dininden baþka bütün dinlerden uzak olmasý icab eder. Bu inançta olan kimse, ehl-i kebâir (büyük günah iþleyen) de olsa, günahý kadar Cehennem´de ceza gördükten sonra Cennet´e girecektir. Nitekim Muaz b. Cebel (r.a.)´ýn Hz. Peygamber (s.a.s.)´den rivayet ettiði þu hadis meseleyi açýklýða kavuþturur:

"-Hiç bir kimse yoktur ki, kalben tasdik ederek Allah´dan baþka ilâh olmadýðýna ve Muhammed (s.a.s.)´in, Allah´ýn kulu ve resûlü olduðuna Þehadet etsin de, Allah ona Cehennem´i haram etmiþ olmasýn (herhalde harâm eder)" (Tecrîd-i Sarîh Tercemesi, IV 271).

Ehl-i Sünnet ve´l-Cemâat inancýna göre, "Lâ ilâhe illallah, Muhammedün Rasûlullah" diyen ve bunun gereðince iman edip salih amel iþleyen her kimse Allah´ýn izniyle mutlaka Cennet´e girecektir. Cennetlikler, hastalýk, sakatlýk, ihtiyarlýk, huysuzluk vs. hallerden uzak olarak yaþayacaklardýr.

Cennet Tabakalarý: Ýbn Abbâs (r.a.)´dan gelen bir rivayette, Cennetin yedi tabakasý olduðu haber verilmektedir. Bunlar, Firdevs, Adn Cennet´i, Nâim Cennet´i, Daru´l-Huld, Me´va Cennet´i, Daru´s-Selâm ve Ýlliyyûn´dur. Bu tabakalardan her birinde, müminlerin yaptýklarý iyi iþler karþýlýðýnda girecekleri veya yükselecekleri derece veya mertebeler vardýr (el-Beydâvî, Envâru´t-Tenzîl, Beyrut (t.y.), I, 119). Bunlar:

1-Cennetü´n-Nâim:
"Beni Cennetü´n-Nâim´in varislerinden kýl... " (Þuârâ, 26/85) Ayrýca (bk. el-Mâide, 5/65; et-Tevbe, 9/21; Yunus, 10/9).

2-Cennetü´l-Adn
: "Þüphesiz ki, iman edenler ve güzel amel iþleyenler yok mu, iþte onlar mahlûkatýn en hayýrlýsýdýrlar. Onlarýn mükâfâtý Rableri katýnda And Cennetleridir ki onlarýn altlarýndan nehirler akar, orada onlar ebedî kalýcýdýrlar, Allah onlardan razý olmuþtur, onlar da ondan razý olmuþlardýr. Bu Rabb´inden korkanlar içindir. " (Beyyine, 98/8, Ayrýca bk. et-Tevbe, 9/72; er-Ra´d, 13/23; en-Nahl, 16/31)

3-Cennetü´l-Firdevs:
"Þüphesiz, iman edip güzel amel iþleyenler için barýnak olarak Firdevs Cennetleri. vardýr " (el-Kehf,18/107 ve el-Mü´minun, 23/11).

4-Cennetü´l-Me´vâ:
"Ýman edip güzel amel iþleyenlere gelince, onlar için Me´vâ Cennetleri vardýr. " (Secde, 32/19 ve En-Necm, 53/15).

5-Dârü´s-Selâm: "Halbuki Allah Dârü´s-Selâm´a çaðýrýyor ve O, dilediði kimseleri dosdoðru bir yola hidâyet buyurur. " (Yunus, 10/25 ve el-En´âm, 6/127).

6-Dârü´l-Huld: "O Rab ki, fazlýndan bizi durulacak yurda (Cennet´e) kondurdu." (Fâtýr, 35/35).

Her ne kadar Ýbn Abbâs Cennet´in tabakalarýný yedi ile sýnýrlandýrmýþsa da, ayetlerden anlaþýldýðýna göre, Cennet´in bir çok tabakasý vardýr. Burada Ýbn Abbâs´ýn haber verdiði ve ayetlerde adlarý geçen Cennet tabakalarý, Cennet´in en yüksek tabakalarýdýr. Çünkü bu tabakalarda da bir çok tabaka vardýr. Nitekim Allah Teâlâ´nýn Nâim Cennetleri veya "Firdevs Cennetleri" þeklindeki çoðul ifade eden ayetleri buna delildir. Ayrýca Ümmü Hârise Hadisinde bu gerçek Hz. Peygamberin dilinden ifade olunmuþtur. Ümmü Harise Bedir´de þehit olan çocuðu hakkýnda Hz. Peygamber´den bilgi almak üzere gelmiþ ve ona Rasûlullah bir çok Cennet olduðunu belirterek, çocuðunun da "Firdevs-i ´lâ´da" olduðunu söylemek suretiyle teselli etmiþtir (Mansur Ali Nâsýf, et-Tâcü´ el-Câmi´ li´l-Usul, fi Ahadisi´r-Rasûl, Ýstanbul (t.y.), V, 4033).

Nitekim Müslim´in Ebû Sâid el-Hudrî´den rivayet ettiði hadiste de, Allah yolunda cihat edenlerin, cihatlarý sebebiyle Cennet´te yüz derece yükselecekleri, her derecenin arasýnýn ise, yer ile gök arasýndaki mesâfe kadar olduðu, Hz. Peygamber tarafýndan haber verilmektedir (Müslim, Ýmâre, 116). Hadiste sözü edilen dereceler konusunda ise þu ihtimaller öne sürülmüþtür. Bu dereceleri zahiriyle anlamak mümkündür. Gerçekten söz konusu derecelerin, zahirinden anlaþýldýðý üzere, birbirinden daha yüksek menziller (tabakalar) olmasý muhtemeldir. Buna karþýlýk, yükseklikten kasdýn, Cennet´teki nimetlerin çokluðu, insanýn veya bir baþka yaratýðýn hiç aklýna bile gelmemiþ, gönlünden dahi geçmemiþ iyiliklerin büyüklüðü veya çokluðu anlamýnda olmasý muhtemeldir. Zira Allah Teâlâ´nýn mücâhide lutfettiði iyilik veya cömertlik türleri birbirinden çok farklýdýr, birbirinden üstündür. Buna göre, nimetlerin fazilet (üstünlük) konusundaki farklýlýklarý uzaklýk açýsýndan yer ile gök arasýndaki mesafe gibidir. Fakat el-Kadî Iyad (544/1149) birinci görüþü tercih etmiþtir (en-Nevevi, Þerhu Müslim, Kahire (t.y.), XIII. 28).

Yine Buhârî´nin bir rivayetinde Hz. Peygamber, Allah yolunda savaþan mücâhidler için Cennet´te yüz derece (tabaka) hazýrlandýðýný ve iki derecenin arasýnýn yerle gök arasý gibi olduðunu haber vermekte ve sözlerine devamla "Allah´dan istediðiniz zaman Firdevs´i isteyin... Çünkü Firdevs, Cennet´in ortasý ve Cennet´in en yükseðidir (...). Firdevs´ten Cennet nehirleri doðar" buyurmaktadýr. (Buhârî, Cihad 4)

Aynî, "Firdevs, Cennetin ortasýdýr (vasatýdýr)." cümlesini, Cennet´in en iyi yeri veya üstünü (efdali) olarak yorumlar ve bu görüþüne "Böylece sizi en hayýrlý bir ümmet kýldýk" (el-Bakara, 2/143) ayetinde geçen "vesetan" kelimesini delil getirir (el-Aynî, Umdetü´l-Kârî fî Þerhi Sahihi´l-Buhârî, Ýstanbul 1309, VI, 539). Çeþitli rivayetlerde Firdevs Cenneti´nin güzellikleri dile getirilmiþtir. Diðer taraftan hadiste söz konusu edilen Cennet dereceleri arasýndaki mesafelerin çeþitli rivayetlere göre "yüz senelik mesafe", "Beþ yüz senelik mesafe" þeklinde deðiþtiðine iþaret edelim (el-Aynî, ayný yer).

Bütün bu ayet, hadis ve âlimlerin yorumlarýndan Cennet´in birçok tabakasý olduðu anlaþýlmaktadýr. Bu tabakalardan bazýlarýnýn daha yüce ve nimetlerinin daha güzel veya daha efdal olmasý sebebiyle isimleri bize bildirilmiþtir. Firdevs Cenneti mertebece en yüksek olan Cennet tabakasýdýr. (Ayrýca bkz. et-Taberi, Tefsir, Mýsýr 1954, XVI. 37-8)


radyobeyan