Ýslam Kavramlarý A-L
Pages: 1
Cenaze By: armi Date: 08 Þubat 2010, 16:14:45
CENÂZE




Gömülmemiþ ve gömülmeye hazýrlanmýþ insan ölüsü. Ölüyü gömmek için yapýlan tören ve iþlemler. Ýslâm bu tören ve iþlemler ile ilgili olarak bazý emir ve nehiyler getirmiþtir. Genellikle bunlar sünnet ile sabit olan ve Hz. Peygamber (s.a.s.) tarafýndan bizzat uygulanan ve bize kadar intikal eden hususlardýr. Ölüm döþeðinde can çekiþme durumunda olan kimseyi -kendine zorluk olmazsa- yüzü Kýbleye karþý gelmek üzere sað tarafa çevirmek sünnettir. Baþýný biraz yükselterek sýrtý üstüne yatýrmak da caizdir.

Hasta can çekiþiyorken ve gerçekten mümin birisi ise ona yardýmcý olmak, yakýnlarý için bir gereklilik ve ayrýca da sevaptýr. Onun için yanýnda "kelime-i þehadet" getirmek ve söylemesine yardýmcý olmak sünnettir. Çünkü Rasûlullah (s.a.s.) þöyle buyurmuþlardýr:

"-Ölülerinize, Lâ ilâhe illallah "ý telkin ediniz. Zira ölüm halinde onu söyleyen (bir mümin)´i bu kelime Cehennem´den kurtarýr. " "Son sözü Lâ ilâhe illallah olan kimse Cennet´e girer. " (Müslim, Cenâiz, 1-2; Ebû Davud, Cenâiz, 16)

Hastanýn yanýnda þehadet getirilir ki o da hatýrlayýp þehadet getirsin. Yoksa ýsrar ile sen de yap denilmez. Zira o anda zor bir durumdadýr. Ona zorluk çýkarmamalýdýr. Bir defa da söylese yeter. Bu telkini, hastayý sevenlerden biri yapmalýdýr. Maksat hastada isteksizlik uyandýrmamaktýr.

Hasta vefat edince aðzý kapatýlýr. Bir bez ile çenesi baþýndan baðlanýr. Gözleri yumulur. Eller yanlarýna getirilir. Bunu yaparken þu dua okunabilir:

"Bismillâhi ve alâ milleti rasülillâh. Allahümme yessir aleyhi emrahu ve sehhil aleyhi mâ ba´dehû ve es´id bi likaike vec´al mâ harace ileyhi hayran mimâ harace anhu. "

Manasý: "Allah´ýn ismiyle ve Rasûlullah´ýn milleti (dini) üzerinde olsun. Allah´ým, onun iþini kolaylaþtýr, bundan sonrasýný ona kolay eyle, onu seni görmekle mutlu eyle. Dünyadan kendisi için çýkaný, kendisinin çýktýðý þeylerden hayýrlý eyle."

Sonra ölünün üstüne bir örtü çekilir. Öldükten sonra yýkanýncaya kadar yanýnda Kur´an okumak mekruhtur. Öldüðü iyice anlaþýlýnca hemen yýkanýr.

Cenaze´nin Yýkanmasý


Cenazenin yýkanmasýndan gömülmesine kadar, yapýlan iþlemlere "teçhiz" (hazýrlamak) denir. Ýslâm´da, ölen kimsenin en kýsa zamanda yýkanmasý, kefenlenmesi ve cenaze namazýnýn kýlýnarak topraða verilmesi gerekir. Bu konuda acele davranmak müstehabtýr. Ölü þöyle yýkanýr:

Yýkanacak ölü teneþir veya yüksekçe bir yere sýrt üstü konur ve diziyle göbek arasý bir örtü ile örtülür. Teneþir, ölülerin yýkanmasý için yapýlmýþ, sedire benzer yüksekçe bir tahta masadýr: Erkek ölüleri erkekler, kadýn ölüleri de kadýnlar yýkar. Ölüyü yýkayan kiþiye birisi su dökerek yardýmcý olur. Ölüyü yýkamak, ona gusül abdesti aldýrmaktýr. Boy abdesti* almasýný bilen herkes ölüyü yýkayabilir; ölü yýkamanýn gerektirdiði ayrý bir bilgi ve dua yoktur.

Yýkayacak kiþi eline bir bez sardýktan sonra, ölünün avret yerini yýkayýp temizler. Bundan sonra ölüye bir abdest aldýrýr. Abdest aldýrýrken aðzýna, burnuna su vermez, parmaklarýyla mesheder. Yüzünü, kollarýný yýkar, baþýný mesheder ve ayaklarýný yýkar.

Bundan sonra ölünün üzerine su dökülür, baþý ile bedeni sabunlu su ile temizce yýkanýr, sonra sol tarafýna çevrilerek sað tarafý yýkanýr. Bundan sonra sað tarafýna çevrilerek,sol tarafý iyice yýkanýr. Her âzâyý yýkarken üç defadan az yýkamamak sünnettir. Suyun zor ulaþacaðý organlar yýkanýrken ovularak yýkanmalýdýr. Bundan sonra yýkayan kimse cenazeyi oturtur gibi kaldýrýp, kendisine doðru yaslayarak karnýný ovalar; altýndan bir þey çýkarsa, sadece orasýný yýkayýp temizler, tekrar abdest aldýrmaz ve yeniden bütün vücudu yýkamaz. Böylece yýkama iþlemi biten bir ölü havlu veya benzeri þeylerle kurulanýr ve kefenlenir. Sonra baþýna, yüzüne ve sakalýna güzel kokular sürülür, secde yerlerine kâfûr dökülür. Yýkanýrken ölünün saç ve týrnaklarý kesilmez. Ölünün kapalý bir yerde yýkanmasý daha iyidir. Ölüyü, kendisine en yakýn bir kimse veya ahlâki iyi olan ve cenaze yýkamasýný iyi bilen birinin yýkamasý gerekir. Kadýn kocasýný yýkayabilir. Fakat, yýkayacak hiçbir kadýn bulunmamak gibi bir mecburiyet olmadýkça erkek, ölmüþ karýsýný yýkayamaz.

Þiþmiþ olup daðýlmak üzere bulunan ve dokunulmasý mümkün olmayan bir ölünün üzerine sadece su dökülmesi yeterlidir. Yýkayan, cenazeyi yýkamaya niyet ederek besmele çeker. Yýkama bitince: "Gufrâneke yâ Rahmân" yani, "Ey merhametli Allah´ým baðýþlamaný dilerim" der.

Müslüman ölünün vücudunun bir parçasý bulunmasý halinde, onu yýkamak konusunda âlimler arasýnda görüþ ayrýlýklarý vardýr. Ýmam Þâfiî, Ahmed b. Hanbel ve Ýbn Hazm, "yýkanýr, kefenlenir ve üzerine namaz kýlýnýr" demiþlerdir. Ýmam Þâfiî: "Bir kuþ, Cemel vakasýnda Mekke´ye bir el getirip attý. Parmaðýndaki yüzüðünden Mekkeliler onu tanýdýlar. Bu eti yýkayarak namaz kýldýlar. Olay sahabenin huzurunda olmuþtur" demektedir. Ahmed Ýbn Hanbel der ki:

"Ebû Eyyûb, vücudun bir ayaðý varken, Ömer ise bir kemiði varken üzerlerine namaz kýlmýþlardýr." Ýbn Hazm: "Müslüman ölüsünden bulunan her þey üzerine namaz kýlýnýr; þehit deðilse yýkanýr, kefenlenir." demiþtir. Bulunan parça üzerine namaz kýlmaya niyet edilir. Namaz ise hepsine, yani ceset ve ruhu üzerine kýlýnýr. Ýmam Ebû Hanife ve Ýmam Mâlik´e göre; "Eðer yarýdan çoðu bulunursa yýkanýr ve namazý kýlýnýr; eðer bulunmazsa yýkanmaz ve namazý kýlýnmaz."

Þehid´in Yýkanmasý

Savaþ alanýnda kâfirler tarafýndan öldürülen þehitler cünüp bile olsalar yýkanmaz, sadece kefen olmayan uygun bir elbiseyle kefenlenir. Elbise eksik gelirse tamamlanýr. Sünnet kefeni üzere fazla gelen elbise ise çýkarýlýr. Kanlarý ile gömülür. Kanlardan hiç bir þey yýkanmaz. Zira Rasûlullah (s.a.s.) þöyle buyurmuþtur: "Þehitleri yýkamayýnýz. Çünkü her yara ve her kan damlasý kýyamet günü etrafa misk kokusu yayar. " Rasûlullah (s.a.s.), Uhud þehitlerini kanlarýyla defnetmeyi emretti. Onlarý yýkamadýlar ve namaz kýlmadýlar. Ýmam Þâfiî þöyle demiþtir: "Þehitleri yýkamamanýn ve namazlarýný kýlmamanýn nedeni, yaralarý ile Allah´a kavuþmalarý içindir." Kanlarýnýn kokusu, misk kokusu olunca Allah´ýn onlara olan bu ikramý, onlarý bu namazdan müstaðni kýlmýþtýr. Bu durum, yaralar içinde savaþan ve düþmanýn geri dönmesinden korkan, bir an önce ailelerine kavuþmayý, ailelerinin de onlara kavuþmasýný arzulayan müslümanlara kolaylýk saðlamýþtýr. Þehitlerin namazlarýný kýlmamaktaki hikmet þudur: Namaz ölülere kýlýnýr. Þehitler ise diridir. Veya namaz bir þefaattir. Þehitlerin de buna ihtiyacý yoktur. Kâfirler tarafýndan öldürülmeyen fakat cihat sýrasýnda vefat edenler hakkýnda þehit* sözü kullanýlmýþtýr.

Ancak bunlar yýkanýr ve namazlarý kýlýnýr. Rasûlullah (s.a.s.), hayatta iken, bunlardan ölenleri yýkamýþ; müslümanlar da daha sonra þehid düþen Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali (r. anhum)´yi yýkamýþlardýr.

Eðer su bulunmazsa ölüye teyemmüm verdirilir. Allah´û Teâlâ þöyle buyuruyor: " Eðer su bulamazsanýz teyemmüm ediniz." (en-Nisâ, 4/43; el-Mâide, 5/6). Rasûlullah (s.a.s.) "Yeryüzü bana mescid ve temiz kýlýndý." (Buhârî, Teyemmüm 1, Salat 56; Müslim, Mesâcid, 3; Ebû Dâvud Salat, 24). buyurmuþtur. Eðer ölü yýkandýðý zaman daðýlma tehlikesi varsa yine teyemmüm verdirilir. Yabancý erkekler arasýnda ölen kadýn ile yabancý kadýnlar arasýnda ölen erkeðe de teyemmüm verdirilir. Ebû Dâvud ve Beyhâki´nin de Mekhûl´den rivayet ettiði hadise göre; Rasûlullah (s.a.s.) þöyle buyurmuþtur: "Kadýn, kendisi ile beraber baþka kadýn olmadýðý halde erkekler arasýnda ölürse; erkek de kendisi ile beraber baþka erkek olmadýðý halde, kadýnlar arasýnda ölürse, her ikisine de teyemmüm ettirilir ve gömülürler. Her iki durumda da su bulunmamýþ sayýlýr. "

Cenazenin Kefenlenmesi Ölü, yýkandýktan sonra, kefenin ýslanmamasý için kurulanýr.

Kefen üç çeþittir: 1- Erkeðe göre, "kamis", boyun kökünden ayaklara kadar olur. Yen ve yakasý olmaz. Etrafý uygulanmaz. 2- "Ýzar" ile "Lifâfe", baþtan ayaða kadar uzun olur. Lifâfe en üste geleceði ve baþ ve ayak uçlarýndan düðümleneceði için izardan daha uzun tutulur.

Kadýnda baþ örtüsü ile göðüs örtüsü fazla olacaðýndan kadýnda sünnet olan kefen beþ kattýr. 3-Yeterli sayýlan kefendir ki erkeðe göre izar ile lifâfe´den ibaret olmak üzere iki kat, kadýna göre ise bir de baþ örtüsü ile üç kattýr. Ancak zarurete binaen kadýn ve erkek için "setre"; yeterli ne bulunursa ona sarýlacak þeydir. Nitekim sahabeden bir kýsmý zarûretden dolayý sahip olduklarý elbiseleriyle kefenlenip defnolunmuþlardýr.

Malýn azlýðý ve varislerin çokluðu söz konusu olunca ikinci kefenleme; mal çok varisler az ise birinci tür kefenleme yapmak sünnettir. Kefen-i zarûret ise hiçbir malý olmayan için düþünülebilir. Zarûret olmadýkça tek kefene sarýlmaz. Kefenin beyaz pamuklu bezden olmasý daha faziletlidir. Yenisi veya yýkanmýþ olmasýnda fark yoktur. Kefenler, içine ölü sarýlmadan önce tütsülenir. Ancak beþten fazla tütsülenmez.

Kadýnýn saçlarý örgü edilerek göðsü üstünde toplanýr. Onun üzerine baþörtüsü yüzüyle beraber örtülür.

Cenaze Namazý

Gusledilmiþ, yýkanmýþ, temizlenmiþ, musalla taþýna konulmuþ müslüman bir ölü için müslümanlarýn, abdestli ve Kýble tarafýna yönelerek kýldýklarý bir namaz ve ölü için yapýlan bir duadýr. Cenaze namazý farz-ý kifâyedir. Yani bir beldede bir kýsým müslümanlarýn bu namazý kýlmalarýyla, diðerlerinin üzerinden yükümlülük kalkar. Cenaze namazý hiç kýlýnmazsa, o beldedeki bütün müslümanlar sorumlu ve günahkâr olur.

Cenaze namazýnýn þartý niyettir. Bu niyette, ölünün erkek veya kadýn, küçük erkek veya kýz çocuðu olduðu belirtilir. Ýmam olan kimse; Allah Teâlâ´nýn rýzasý için hazýr olan cenaze namazýný kýlmaya ve o cenaze için dua etmeye niyet ederek, namaza baþlar. Ayrýca imamlýða niyet etmesi gerekmez. Cemaatten her biri de Allah rýzasý için o cenaze namazýný kýlmaya ve onun için duaya ve imama uymaya niyet eder. Ölü, erkek ise: "þu hazýr erkek için", kadýn ise; "þu hazýr kadýn için" diye niyet edilir. Çocuklar için de bu þekilde niyet edilir. Cemaatten biri, cenazenin erkek mi, kadýn mý olduðunu bilmezse, "üzerine imamýn namaz kýlacaðý ölüye, imam ile beraber namaz kýlmaya ve dua etmeye" niyet eder.

Cenaze namazýnýn rüknü tekbirler ve kýyâm´dýr. Bu namazda rukû ve secdeler bulunmadýðý gibi Kur´an okumak ve teþehhüd de yoktur. Þartlarý altýdýr: Ölünün müslüman olmasý, kendisinin ve konulduðu yerin temiz olmasý, cemaatin önünde bulunmasý, vücut azalarýnýn çoðunun veya baþýyla beraber yarýsýnýn mevcut olmasý, arz üzerine konulmuþ olmasý, namaz kýlacak kimsenin özürsüz olarak bir þeye binmiþ veya oturmuþ olmamasý. Cenaze namazýnda cemaat þart deðildir. Yalnýz bir müslüman erkek yahut bir müslüman kadýnýn kýlmasý ile farz yerine getirilmiþ olur. Cenaze namazýnýn sünnetleri dörttür.

1-
Ýmam cenazenin göðsü hizasýna durur. Bu namazda erkek, kadýn, büyük ve küçük arasýnda fark yoktur

2-Birinci tekbirden sonra "sübhâneke allâhümme" duasýnýn "ve celle senâüke" kýsmý ile birlikte okunmasý lâzýmdýr. Dua kasdýyla fatiha okunmasý da caizdir. Ýbn Abbâs cenaze namazýnda Fâtiha okumuþ ve "bunun sünnet olduðunu" bildirmiþtir. (Buhârî, Cenâiz, Kýraetu Fâtihati´l-Kitab). Ýmam Þâfiî´ye göre Fâtiha okumak farzdýr.

3- Ýkinci tekbirden sonra, Peygamber (s.a.s.)´e salât getirmek: "Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, Kemâ salleyte alâ Ýbrâhîme ve alâ âli Ýbrâhîme inneke hamîdun mecîd." Sonra "bârik" duâsý okunur.

4- Üçüncü tekbirden sonra ölüye, kendi nefsine ve müslümanlara dua etmek. Duânýn ahirete ait olmasýndan baþka bir þart yoktur. Fakat Hz. Peygamber´den nakledilen duâlarý yapmak daha güzeldir. Bu duâ da þudur:

"Allâhumma´ðfirlî hayyina ve meyyitinâ veþâhidinâ ve gâibinâ ve zekerinâ ve unsânâ ve saðîrinâ ve kebîrinâ. Allâhumme men ahyeytehû minnâ fe ahyihî ale´lislâm ve men tevef feytehü minnâ feteveffehû ale´l-imân ve hussa hâza´l-meyyite birravhi ve´rrâhati ve´f-maðfireti ve´r-rýdvân. Allâhümme in kâne muhsinen fezid fî ihsânihî ve in kâne musîen fetecâvez anhu ve lakkýhi´l-emne ve´l-büþrâ ve´lkerâmete ve´z-zülfâ bi rahmetike yâ erhame´r-râhimîn."

Manasý
: "Allah´ým, dirimizi, ölümüzü, burada olanýmýzý, olmayanýmýzý, erkeðimizi, kadýnýmýzý, küçüðümüzü, büyüðümüzü baðýþla. Allah´ým, bizden yaþattýðýný Ýslâm üzerine yaþat; öldürdüðünü iman üzerine öldür. Bu ölüye de sevinç, rahat, maðfiret ve rýza ihsan eyle. Allah´ým, eðer (bu kimse) iyi idiyse iyiliðini artýr, eðer kötü idiyse kötülüklerinden geç. Onu güven, müjde, ikram ve rahmetine yaklaþtýr. Ey merhametlilerin en merhametlisi."

Eðer cenaze kadýnsa, "ve hussa dan sonraki zamirler müennes okunur." Hâzihi´l-meyite... in kânet muhsineten fe-zid fr-ihsânihâ ve in kânet musîeten fe-tecâvez an seyyiâtihâ ve lakkîhâ´l-emne... " gibi.

Duâyý bilmeyen kimse, sadece "Allâhümmaðfirlî ve lehû ve li´lmü´minîne ve´l-mü´minât (Allâhým, beni, onu ve bütün inananlarý baðýþla" der. Akýl hastasý ve küçük çocuklar için istiðfar edilmez. Çünkü onlarýn günahý yoktur. Onlara Feteveffehû ale´l-imân "dan sonra þu duâ ilâve edilir. "Allâhümme´c´alhu lenâ feratan ve´c´alhulenâ ecran ve zuhran ve´c´alhu lenâ þâfian müþeffean" Manasý: "Allah´ým, onu bize ecir; mükâfat, ahiretimiz için yararlý kýl, onu bize âhirette sözü geçen bir þefaatçý eyle."

Bu duâlardan sonra imam dördüncü tekbiri alýr, sonra önce sað tarafa, sonra da sol tarafa sesli olarak, cemaat ise gizlice selâm vererek namaza son vermiþ olurlar. Bu vacip olan selâm ile ölüye, cemaate ve imama selâm verilmesine niyet edilir. Cenaze namazýnýn baþýna yetiþmeyen kimse hemen iftitah tekbirini alýp imama uyar ve diðer tekbirleri imamla beraber almaya devam eder. Ýmam selâm verdikten sonra geçirdiði tekbirleri birbiri ardýnca kaza eder, bu tekbirler esnasýnda herhangi bir dua okunmaz. Birkaç cenaze varsa hepsine ayrý ayrý namaz kýlma daha iyidir. En erken getirilenin namazý önce kýlýnýr. Hepsi birlikte gelmiþ ise halk nazarýnda daha faziletli olanýn ki önce kýlýnýr. Hepsine bir tek namaz kýlmak da yeterli olur. Bu takdirde cenazeler, geniþ bir sýra halinde dizilir ve imam bunlardan birisinin göðsü karþýsýnda durarak namaz kýldýrýr. Yahut cenazeler tek sýra hâlinde kýbleye doðru uzunlamasýna da konulabilir.

Namaz kýlmak mekruh olan üç vakitte, yani; güneþ doðarken, tam tepedeyken ve batarken cenaze namazý kýlýnmaz. Ancak, bu vakitlerde kýlýnmýþsa kazasý da gerekmez. Kabristanda ve cami içinde cenaze namazý kýlýnmaz, ancak; imam ve cemaatin bir kýsmý cami dýþýnda, bir kýsmý da cami içinde olarak kýlmalarýnda bir mahzur yoktur. Namazý bozan þeyler cenaze namazýný da bozar.

Sað doðup ölen çocuðun adý konulur, yýkanýp kefenlenir ve namazý kýlýnýr. Ölü doðan çocuðun adý konulur, yýkanýp bir bezle sarýlýr ve cenaze namazý kýlýnmadan defnedilir. Ölen gebe kadýnýn karnýndaki çocuk hareket ederse, kadýnýn karný yarýlarak çocuk alýnýr. Kasden ve zulmen ana veya babasýný öldürenlerin, öldürülmüþ eþkýya ve yol kesicilerin namazlarý kýlýnmaz.

Cenazede cemaat þartý olmamakla birlikte, cemaat sayýsý ne kadar çok olursa, sevap da çoðalýr. Hz. Âiþe, Rasûlullah (s.a.s.)´ýn þöyle dediðini nakletmiþtir: "Bir cenazenin namazýný yüz müslüman kýlarak hepsi ona þefaat dilerse, kendilerine o kimse hakkýnda þefaate izin verilir. " (Müslim Cenâiz, 58).

Ýbn Abbas (r.a.), Rasûlullah´ýn þöyle buyurduðunu rivayet etmiþtir: "Bir müslüman öldüðü zaman, cenazesini, Allah´a hiç bir þeyi ortak koþmayan kýrk kiþi tutup kaparsa, Allah kendilerine o kimse hakkýnda þefaate izin verir. " (Müslim, Cenâiz, 59).

Namaz kýlýnýncaya kadar cenazede hazýr olan kimseye bir kýrat, gömülünceye kadar hazýr bulunana da iki kýrat sevap vardýr. " Ýki kýrat nedir?" diye sorulunca, Hz. Peygamber (s.a.s.) "Ýki büyük dað gibi" diye cevap verir, yani iki büyük dað kadar sevap verilir. (Müslim, Cenâiz, 52).

"Cenaze defninde acele ediniz. Eðer bu ölü iyi bir kiþi ise, bu bir iyiliktir. Onu (bir an evvel kabirdeki) hayýr ve sevabýna ulaþtýrmýþ olursunuz. Eðer bu cenaze iyi bir kiþi deðilse, bu da bir ferdir. Bir an evvel omuzlarýnýzdan atmýþ olursunuz. " (Buhârî, Cenâiz, 52).

"Ey mü´minler! Siz ölüyü teþyî ediyorsunuz. Onun önünde, arkasýnda saðýnda, solunda yürüyünüz. "

Yukarýda naklettiðimiz hadislerden de anlaþýlacaðý gibi, cenazeyi bekletmeden en kýsa zamanda topraða vermek gerekir. Ölü hakkýnda iyi ve kötü þahitliði Cenâb-ý Allah kabul eder. Bu münasebetle ölüleri hayýrla anmak sünnettir. Bir müslümanýn cenazesinde bulunmak herkese farz-ý ayýn deðilse de; mümkün mertebe çok sayýda cemaatin bulunmasý ölü için rahmet ve baðýþlanma vesilesidir. Ayrýca cenazeye katýlan müslümana da çok büyük bir sevap vardýr.

Ebû Hüreyre´den rivayet edildiðine göre, "Peygamber (s.a.s.), Necâþî´nin vefat haberini öldüðü gün vermiþ, ashabýný namazgâha çýkartarak saf baðlatmýþ ve dört defa tekbir almýþtýr." (Buhârî, Müslim),

Burada Necaþi, Habeþ imparatoru Ashama olup, Hicret´in dokuzuncu yýlýnda vefat etmiþ ve Allah Rasûlü Medine-i Münevvere´de onun için ashabýyla, gýyabýnda cenaze namazý kýlmýþtýr. Bu uygulama, zaruret sebebiyle vukû bulmuþtur. Hanefî ve Mâlikilere göre gâibin cenaze namazýný kýlmak mutlak olarak caiz deðildir.

Hanefilere ve bazý fâkîhlere göre ölüm haberini hýsým ve akrabaya, eþe dosta bildirmek caizdir. Günümüzde bu duyuru, müezzinlerin "salâh" okuyuþlarý ile yapýlmaktadýr.

Cenazenin Taþýnmasý ve Defni

Cenazeyi kabre kadar taþýmak bir mümine yapýlacak en son hizmetlerdendir. Bu taþýma ayný zamanda bir ibadettir. Bilhassa namaz kýlýnan yerlerde, mezarlýkla namaz kýlýnan yerin yakýnlýðý durumlarýnda cenazeyi vasýta ile taþýmak bu ibadeti terk etmek olur.

Sünnet üzere, cenazeyi tabutun dört tarafýndan dört kiþi tutarak taþýr. Tabutun dört tarafýndan onar adým taþýmak müstehaptýr. Daha çok taþýmanýn sevabý da çoktur. Önce cenaze sað ön tarafýndan, sonra sað arka tarafýndan taþýnýr. Sonra sol tarafýna geçilerek sol ön ve sol arka tarafýndan omuzlanýr. Böylece her tarafýndan onar adým olmak üzere kýrk adým taþýnmýþ olur. cenazeyi acele götürmek de müstehaptýr. Zira o iyi bir kiþi ise kabirde karþýlaþacaðý iyi hâle bir an önce kavuþturulmuþ olur. Kötü bir kiþi ise bir an önce þerrinden ve yükünden kurtulmuþ olunur.

Cenazeyi takip edenler, yolda lüzumsuz lâkýrdý etmezler. Yüksek sesle konuþmazlar. Hatta yüksek sesle zikretmez ve Kur´an okumazlar. Ölümü ve ahireti düþünürler.

Cenaze kabre konacaðýnda, kabre inen bir kaç kiþi cenazeyi alarak yüzü kýbleye karþý, baþý batýya gelmek üzere sað yanýna yatýrýrlar. Bu esnada: "Bismillahi ve ala milleti Rasûlillahi" (Allah´ýn adý ile ve Rasûlullah´ýn milleti (dini) üzere derler. Kefenin bürgüsünün baþ ve ayak tarafýndaki baðlarý çözerler. Kadýný kabre mahreminin indirmesi evlâdýr.

Cenazenin arkasýna, cesedi topraðýn sýkýþtýrmasýndan koruyacak taþ, tahta gibi þeyler dizilir. Sonra kabir, toprakla doldurulup örtülür. Bu arada kabir baþýnda Kur´an´dan bazý sûrelerin okunmasý mümkündür. Bu arada salih bir kiþi kalkýp ölünün baþ tarafýnda ve yüzü hizasýnda durup ölünün anasýnýn adý ve ölünün adý ile üç defa "Yâ filan oðlu -kýzý- filân" der ve aþaðýdaki telkinatý yapar: "Ey filân oðlu -kýzý- filân... Dünyada iken Allah´tan baþka ilâh yoktur, Muhammed Allah´ýn elçisidir, Cennet haktýr, Cehennem de haktýr, öldükten sonra dirilmek de haktýr. Þüphesiz kýyamet günü gelecektir. Allah, kabirde olanlarý diriltecektir" diye yaptýðýn þahitliði hatýrla. Sen, Rab olarak Allah´a din olarak Ýslâm´a, Rasûl olarak Muhammed´e önder olarak Kur´an´a, kýble olarak Kâbe´ye, kardeþlerin olarak müminlere razý olmuþtun. De ki:

"Allah´tan baþka ilâh yoktur, ona dayandým O, ulu arþýn sahibidir." Ey Allah´ýn kulu de ki, "Allah´tan baþka ilâh yoktur. De ki, Rabbim Allah´týr, dinim Ýslâm´dýr, Rasûlüm Muhammed (s.a.s.)´dir. Yâ Rabbi onu yalnýz býrakma. Sen, mülk verenlerin en hayýrlýsýsýn."

Ölünün evinde yemek vermek, ölü sahibine baþsaðlýðý dilemek, kabirleri zaman zaman ziyaret etmek sünnettir. Baþsaðlýðý dilemek üç gün içinde müstehaptýr, sonrasý sünnete aykýrýdýr.


radyobeyan