Doksansekizinci Mektup By: derya Date: 07 Þubat 2010, 16:21:25
Doksansekizinci Mektup
Bu mektûb, þeyh Zekeriyyânýn oðlu Abdülkâdire yazýlmýþdýr. Ýnsanlara karþý sert olmaðý deðil, yumuþak davranmaðý, çeþidli hadîs-i þerîfler göstererek bildirmekdedir:
Allahü teâlâ hepimizi tâm orta yolda bulundursun! Vaz etmekde, nasîhat etmekde ve Allahýn kullarýna müslimânlýðý öðretmekde gözetilmesi lâzým gelen þeyleri bildiren birkaç hadîs-i þerîf yazýyorum. Hak teâlâ, bunlara uygun davranmamýzý nasîb eylesin!
Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki, (Allahü teâlâ refîkdir. Yumuþaklýðý sever. Sertlik edenlere vermediði þeyleri ve baþka hiçbir þeye vermediðini, yumuþak davranana ihsân eder). Bu hadîs, Ýmâm-ý Müslimin (rahmetullahi aleyh) (Sahîh)inde vardýr.
Yine (Müslim)de bildiriliyor ki, Âiþeye (radýyallahü anhâ), (Yumuþak davran! Sertlikden ve çirkin þeyden sakýn! Yumuþaklýk insaný süsler. Çirkinliðini giderir) buyurdu.
(Müslim)deki hadîs-i þerîfde, (Yumuþak davranmayan, hayr yapmamýþ olur) buyuruldu.
(Buhârî)deki hadîs-i þerîfde, (Ýçinizde en sevdiðim kimse, huyu en güzel olanýnýzdýr) buyuruldu.
Ýmâm-ý Ahmed ve Tirmüzînin (rahime-hümallah) bildirdikleri hadîs-i þerîfde, (Kendisine yumuþaklýk verilen [müslimân] kimseye dünyâ ve âhýret iyilikleri verilmiþdir) buyuruldu.
Ýmâm-ý Ahmed, Tirmüzî, Hâkim ve Buhârînin (rahimehümullah) bildirdikleri hadîs-i þerîfde, (Hayâ, îmândandýr. Îmâný olan Cennetdedir. Fuhþ, kötülükdür. Kötüler Cehennemdedir) buyuruldu.
Ýmâm-ý Ahmed ve Tirmüzînin bildirdikleri hadîs-i þerîfde, (Cehenneme girmesi harâm olan ve Cehennemin de onu yakmasý harâm olan kimseyi bildiriyorum. Dikkat ediniz! Bu kimse, insanlara kolaylýk, yumuþaklýk gösteren bir müslimândýr) buyuruldu.
Ahmed ve Tirmüzî ve Ebû Dâvüdün bildirdikleri hadîs-i þerîfde, (Yumuþak olanlar ve kolaylýk gösterenler, burnuna yularý takýlmýþ deve gibidir. Yürütmek istenirse, hayvan ona uyar. Taþýn üzerine oturtmak istenirse, hayvan oraya oturur) buyuruldu.
(Buhârî)deki hadîs-i þerîfde, (Kýzdýðý zemân istediðini yapabilecek [müslimân] bir kimse, kýzmazsa, Allahü teâlâ kýyâmet günü onu herkesin arasýndan çaðýrýr. Cennetde istediðin yere git der) buyuruldu.
Bütün kitâblarda yazýlý olan hadîs-i þerîfde, bir kimse Resûlullahdan nasîhat istedikde, (Kýzma, sinirlenme!) buyurdu. Birkaç kerre sordukda, hepsine de (Kýzma, sinirlenme!) buyurdu.
Tirmüzî ve Ebû Dâvüdün (rahime-hümallah) bildirdikleri hadîs-i þerîfde, (Cennete gidecek olanlarý haber veriyorum, dinleyiniz! Zaîfdirler, güçleri yetmez. Birþey yapmak için yemîn ederlerse, Allahü teâlâ, bu [müslimân]larýn yemînlerini, muhakkak yerine getirir. Cehenneme gidecek olanlarý bildiriyorum, dinleyiniz! Sertlik gösterirler. Acele ederler. Kendilerini üstün görürler) buyuruldu.
Tirmüzî ve Ebû Dâvüdün (rahime-hümallah) bildirdikleri hadîs-i þerîfde, (Bir kimse ayakda iken kýzarsa, otursun. Oturmakla geçmezse yatsýn!) buyuruldu.
Taberânî, Beyhekî ve Ýbni Asâkirin (rahime-hümullah) bildirdikleri hadîs-i þerîfde, (Sarý sabýr maddesi balý bozduðu gibi, kýzgýnlýk da îmâný bozar) buyuruldu.
Beyhekî ve Ebû Nuaymýn (rahime-hümallah) bildirdikleri hadîs-i þerîfde, (Allah için aþaðý gönüllü olaný, Allahü teâlâ yükseltir. Bu, kendini küçük görür. Fekat, insanlarýn gözünde büyükdür. Bir kimse, kendini baþkalarýndan üstün tutarsa, Allahü teâlâ onu alçaltýr. Herkesin gözünde küçük olur. Kendini yalnýz kendisi büyük görür. Hattâ köpekden, domuzdan dahâ aþaðý görünür) buyuruldu.
Beyhekînin (rahime-hullah) bildirdiði hadîs-i þerîfde, (Mûsâ bin Ýmrân (alâ nebiyyinâ ve aleyhissalevâtü vetteslîmât), Yâ Rabbî! Kullarýnýn en kýymetlisi kimdir? dedikde, gücü yetdiði zemân afv eden [müslimân kimse]dir, buyurdu.
Ebû Yalânýn (rahime-hullah) bildirdiði hadîs-i þerîfde, (Bir kimse, dilini tutarsa, Allahü teâlâ onun utanacak þeylerini örter. Gazabýný tutarsa, kýyâmet günü Allahü teâlâ azâbýný ondan çeker. Bir kimse, Allahü teâlâya yalvarýrsa, kabûl eder) buyuruldu.
Bir hadîs-i þerîfde, (Bir müslimân din kardeþinin ýrzýna veyâ malýna saldýrýrsa, malýn, paranýn geçmez olduðu gün gelmeden önce, onunla halâllaþsýn! [Halâllaþmazsa] iyi amelleri varsa, hakký ödeninceye kadar bu amellerinden alýnýr. Ýyi amelleri yoksa, hak sâhibinin günâhlarý buna yükletilir) buyurdu.
Bir hadîs-i þerîfde, (Müflis kimdir, biliyor musunuz?) buyurdu. (Bizim bildiðimiz müflis, parasý, malý olmayan kimsedir) dediler. (Ümmetimden müflis þu kimsedir ki, kýyâmet günü nemâzlarý ile, oruclarý ile ve zekâtlarý ile gelir. Fekat, kimisine sövmüþdür. Kiminin malýný almýþdýr. Kiminin kanýný akýtmýþdýr. Kimini dövmüþdür. Hepsine bunun sevâblarýndan verilir. Haklarýný ödemeden önce sevâblarý biterse, hak sâhiblerinin günâhlarý alýnarak buna yüklenir. Sonra Cehenneme atýlýr) buyurdu.
Tirmüzî (rahime-hullah) bildiriyor:Muâviye (radýyallahü teâlâ anh), hazret-i Âiþeye (radýyallahü teâlâ anhâ) mektûb yazarak nasîhat yazmasýný istedikde, cevâb yazarak: Allahü teâlânýn selâmý senin üzerine olsun! Resûlullahdan (sallallahü teâlâ aleyhi ve alâ âlihi ve sahbihi ve selleme) iþitdim. Buyurdu ki, (Bir kimse, insanlarýn kýzacaklarý þeyde Allahýn rýzâsýný ararsa, Allahü teâlâ onu, insanlardan geleceklerden korur. Bir kimse, Allahü teâlânýn kýzacaðý þeyde, insanlarýn rýzâsýný ararsa, Allahü teâlâ onun iþini insanlara býrakýr) dedi.
Allahü teâlâ bizi ve sizi, hep doðru söyliyenin (sallallahü aleyhi ve sellem) haber verdiði bu hadîs-i þerîflere uymakla þereflendirsin! Bu hadîs-i þerîfler, her ne kadar [Hind lisânýna] terceme edilmedi ise de, þeyh Ciyû [Seyyid Ferîd] hazretlerinden bunlarý sorar ve anlarsýnýz. Bunlara uygun hareket etmeðe çalýþýrsýnýz.
Dünyâ hayâtý çok kýsadýr. Âhýretin azâblarý pek acý ve sonsuzdur. Ýleriyi gören akl sâhiblerinin, hâzýrlýklý olmasý lâzýmdýr. Dünyânýn güzelliðine ve tadýna aldanmamalýdýr. Ýnsanýn þerefi ve kýymeti dünyâlýkla ölçülse idi, dünyâlýðý çok olan kâfirlerin herkesden dahâ kýymetli ve dahâ üstün olmalarý lâzým gelirdi. Dünyânýn görünüþüne aldanmak aklsýzlýkdýr, ahmaklýkdýr. Birkaç günlük zemâný büyük ni?met bilerek, Allahü teâlânýn beðendiði þeyleri yapmaða çalýþmalýdýr. Allahü teâlânýn kullarýna ihsân, iyilik etmelidir. Kýyâmetde azâblardan kurtulmak için, iki büyük temel vardýr: Birisi, Allahü teâlânýn emrlerine kýymet vermek, saygý göstermekdir. Ýkinci, Allahü teâlânýn kullarýna, yaratdýklarýna þefkat, iyilik etmekdir. Hep doðru söyleyici (aleyhissalâtü vesselâm) her ne söyledi ise, hepsi doðrudur. Þaka, eðlence, sayýklama sözler deðildir. Tavþan gibi gözü açýk uyku ne kadar sürecek. Bu uykunun sonu rezîl, rüsvâ olmak ve eli boþ, mahrûm kalmakdýr. Müminûn sûresinin yüzonbeþinci âyetinde meâlen, (Sizi abes olarak, oyuncak olarak mý yaratdým sanýyorsunuz. Bize dönmiyecek misiniz zan ediyorsunuz?) buyuruldu. Her ne kadar, böyle sözleri dinleyecek hâlde olmadýðýnýzý biliyorum. Gençsiniz. Ýçiniz kaynýyor. Dünyâ nimetleri içindesiniz. Herkese sözünüz geçiyor. Her istediðinizi yapabiliyorsunuz. Fekat, size acýdýðýmýz için, iyilik etmek istediðimiz için bunlar yazýldý. Elinizden birþey kaçmýþ deðildir. Tevbe edilecek, Allahü teâlâya yalvaracak zemândýr. Haberleþmemiz lâzýmdýr. Fârisî mýsra tercemesi:
Eðer içerde kimse varsa, bir söz de yetiþir!
radyobeyan