Ýslam Kavramlarý A-L
Pages: 1
Cebrail(a.s.) By: armi Date: 06 Þubat 2010, 15:48:42
CEBRÂÝL (a.s.)




Dört büyük melekten biri. Buna Cibril de denir. Bu tabirle Kur´an-ý Kerîm´de üç yerde geçmektedir. (el-Bakara, 2/97-98; et-Tahrim, 64/4). Cibril, "cibr" ve "il" kelimelerinden meydana gelmiþ Ýbrânice bir kelimedir. Cibr kul, il ise Allah anlamýna olup ikisi beraber Allah´ýn kulu demektir (M.H. Yazýr, Hak Dini Kur´ an Dili, l, 431), Cebrâil, Kur´an-ý Kerîm´de "Ruh", "Ruhu´l-Kudüs" ve "Ruhu´l-Emin" isimleriyle de anýlmaktadýr.

Cebrâil (a.s.)´in görevi Allah ile peygamberleri arasýnda elçiliktir. Allah´tan aldýðý emir ve hükümleri peygamberlere bildirir. Bütün kitap ve vahiyler Cebrâil vasýtasýyla indirilmiþtir. Kur´an-ý Kerîm de Hz. Muhammed (s.a.s.)´e onun vasýtasýyla indirilmiþtir. Kur´an-ý Kerîm´de bu hususta þöyle buyurulur: "(Ey Muhammed!) Uyaranlardan olman için Kur´an´ý senin kalbine apaçýk Arapça diliyle Ruhu´l-Eýnin (Cebrâil) indirmiþtir." (eþ-Þuâra, 26/192-195).

Cebrâil (a.s.) her þekle girebilir. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) onu biri vahyin baþlangýcýnda Hýra´dan Mekke´ye gelirken, diðeri Mirâc´dan dönüþte Sidretü´l-Münteha*´da olmak üzere iki defa kendi aslî þekliyle görmüþtür. (es-Saâtî, el-Fethu´r-Rabbânî, VIII, 5). Cebrâil (a.s.) bazan da insan kýlýðýna girerek Rasülullah (s.a.s.)´a vahiy getirirdi. Bu durumda çoðu kez yakýþýklý ve genç bir sahabî olan Dýhye el-Kelbî´nin sûretinde görünürdü (Tecrid-i Sarîh Tercümesi, IX, 35). Cebrâil (a.s.) Ýsrâ ve Mirâc hadîsesinde Rasûlullah (s.a.s.)´a Mekke´den Kudüs´e ve oradan Sidretü´l-Münteha´ya kadar eþlik etmiþtir (Buhârî, Bed´u´l-Halk 6; Salât 1).

Necm suresinde þu buyruklar yer almaktadýr:

"Ona (Peygamber´e, bu Kur´an´ý) üstün bir güç ve hikmet sahibi (Cebrail) öðretmiþtir, (ki (o) görünümüyle çarpýcý bir güzelliðe sahiptir. (O) hemen doðruldu. O en yüksek bir ufuktaydý. Sonra yaklaþtý, derken sarkýverdi. Nitekim ikisi arasýndaki uzaklýk iki yay kadar oldu, yahut daha da yakýnlaþtý. Böylece Allah´ýn kuluna vahyettiðini vahyetti. " Ve baþka bir ayette:

".. Ve eðer ona karþý birbirinize arka olursanýz (bilin ki) onun dostu ve yardýmcýsý Allah, Cibril ve müminlerin iyileridir. Bunun ardýndan melekler de ona arkadýr." (et-Tahrim, 66/4) buyurulmaktadýr.

Medine döneminde Yahudi bilginleri, kitaplarýndaki bilgilere dayanarak Peygamber efendimizi imtihan etmek için birkaç soru sormuþlar, hepsine doðru cevap alýnca bu defa kendisine vahiy getiren meleðin ismini sormuþlar, Rasûlullah (s.a.s.)

"Cibril" cevabýný verince; "O, bizim düþmanýmýzdýr, harp ve þiddet getirir. Bizim vahiy meleðimiz Mikâil´dir. Mikâil müjde, ucuzluk ve bolluk getirir. Sana gelen o olsa idi, iman ederdik" (M. Hamdi Yazýr, a.g.e. I, 429). demiþler, bunun üzerine: "De ki Cebrâil´e düþman olan kimse Allah´a düþmandýr. Çünkü o, Kur´an´ý Allah´ýn izniyle kendinden öncekini tasdik ederek, yol gösterici ve inananlara müjdeci olarak senin kalbine indirmiþtir. Allaha meleklerine, Cebrâile ve Mikâile düþman olan kimse inkâr etmiþ olur. Þüphesiz Allah inkâr edenlerin düþmanýdýr. " (el-Bakara, 2/97-98) ayetleri inmiþtir.

Allah´u Teâlâ Cebrâil´i kuvvet ve emanet sýfatý ile tavsif etmiþtir:
"Bu Kur´an, Arþ´ýn sahibi katýndan deðerli güçlü, sözü dinlenen ve güvenilen Þerefli bir elç_inin getirdiði sözdür. " (et-Tekvir, 81/19-21).


radyobeyan