Ýslam Kavramlarý A-L
Pages: 1
Cebbar By: armi Date: 06 Þubat 2010, 15:42:34
CEBBÂR




Allah´u Teâlâ´nýn esmâu´l-hüsna* (doksan dokuz güzel ismi)´sýndan biri. Ebû Hureyre (r.a.)´dan rivayet edilen bir hadis-i þerifte Allah Teâlâ´nýn doksandokuz isminin olduðu zikredilmiþ, bunlardan birinin de "el-Cebbâr" olduðu belirtilmiþtir. (Tirmizî, Daavât, 82) Kur´an-ý Kerîm´de de Allah´ýn Cebbâr ismi zikredilmiþtir. (el-Haþr, 59/23). Râðýb el-Ýsfahânî, el-Müfredât´ýnda "cebr" kelimesini þöyle tarif eder: Herhangi bir þeyi bir çeþit baský ile ýslah etmek, düzeltmek. (el-Müfredat, 117) Cebr kökünden gelen el-Cebbâr ismi, Kur´an-ý Kerîm´de: "O, kendinden baþka hiçbir ilah bulunmayan, hükümran, noksan sýfatlardan uzak, selamete erdiren, emniyete kavuþturan, gözetip koruyan, her þeye galip olan, istediðini zorla yaptýran, (el-Cebbâr) her Þeyden yüce olan Allah´týr Allah, müþriklerin ortak koþtuklarýndan münezzehtir. " (el-Haþr, 59/23) ayeti kerimesinde geçmektedir.

Cebbâr, Arapça cebr kökünden mübâlaðalý ism-i fâitdir. Ýki manada kullanýlmýþtýr:

1-
Cebr, kýrýk veya çýkýk kemiði yerine getirerek iyice baðlayýp sarmak, eksiði düzeltip tamamlamak demektir. Bu manada cebbâr, halkýn eksikliklerini tamamlayan, ihtiyaçlarýný karþýlayan, iþlerini düzelten ve bunlarý yapmakta çok güçlü olan demektir. Müfessirlerin birçoðu Allah´ýn Cebbâr isminin bu manada olduðunu söylemiþlerdir. Allah´u Teâlâ "dertlere derman veren, kýrýlan onaran, yoksullarý zengin eden, periþanlýklarý yoluna koyup düzelten"dir. (Elmalýlý, M.H. Yazýr, Hak Dini Kur´an Dili, VII, 4872-4873).

2- Cebr, icbar etmek, dilediðini zorla yaptýrmak manasýna da gelir. Buna göre Cebbâr, zorlu, zora baþvuran demektir. Allah´u Teâlâ için kullanýlmasý "Kahhâr" ismi gibi, halký iradesine mecbur eden, dilediðini ister istemez zorla yaptýrmaya gücü yeten, hükmüne karþý gelinemeyen demektir. Ama bundan Cebriyye´nin dediði gibi kullara hiç irade vermez, her emrini zoraki yerine getirir, insanlarda cüz-î irade* yoktur manasýný çýkarmamalýdýr. Çünkü teþriî* olan emirlerini, kullarýnýn cüz-î iradelerine baðladýðý naslarla sabittir. Ancak Allah´u Teâlâ, insanlara bir çok fiillerde irade vermiþ, hür yaratmýþ olmakla beraber onlarýn bütün irade ve isteklerini yerine getirmek mecburiyetinde deðildir. Allah Teâlâ bazen onlarýn istemediði þeyleri de yapar. Nitekim Allah´tan korkmayan, emirlerine karþý gelen asîler hiç bir zaman cezaya çarptýrýlmak istemezler. Ama zamaný gelince Allah´ýn takdir edeceði cezayý çekmeye mecbur olurlar.

Bunun dýþýnda Allah´ýn sýfatý olarak kullanýlan "Cebbâr"ýn iki manasý daha vardýr. Biri, Ýbn Enbârî´nin dediði gibi "kendisine eriþilmez, el uzatýlmaz" demektir. Diðeri de Ýbn Abbâs hazretlerinden rivayet olunduðuna göre "azametli, büyük, yüce (azîm)", manasýnadýr. (Elmalýlý M. H. Yazýr, a.g.e., VII, 4873-4874).

Kur´an-ý Kerîm´de cebbâr, insanlarýn sýfatý olarak da zikredilmiþtir. Bu durumda þu manalarda kullanýlmýþtýr:

a)
Zorba, zorlayýcý. Allah´u Teâlâ Peygamber Efendimiz (s.a.s.)´e hitaben þöyle buyurur: "Biz onlarýn ne dediklerini biliyoruz. Sen onlarýn üzerinde bir zorlayýcý deðilsin. Sadece tehdidinden korkanlara Kur´an ile öðüt ver. " (Kâf, 50/45).

b
- Ýri cüsseli (el-Mâide, 5/22). c- Allah´a ibadet etmeyen, kötülükte direnen (Meryem, 19/32). d- Çok insan öldüren (eþ-Þuârâ, 26/30; el-Kasas, 28/19).


radyobeyan