Ýslam Kavramlarý A-L
Pages: 1
Casiye suresi By: armi Date: 06 Þubat 2010, 15:39:59
CÂSÝYE SÛRESÝ




Kur´an-ý Kerîm´in kýrkbeþinci suresi. Buna ayný zamanda "Þerîât" ve "Dehr" suresi de denir. Sure, otuzyedi ayet, dörtyüzseksensekiz kelime ve ikibinyüzaltmýþbir harften ibarettir. Fasýlasý; nûn, mîm harfleridir. Ondördüncü ayeti Medine´de, geri kalaný Mekke´de ve Duhan suresinden sonra nazil olmuþtur.

Sure, adýný yirmisekizinci ayette geçen, "câsiye" kelimesinden almaktadýr:

"Bütün ümmetlerin ALLAH´ýn huzurunda diz çöktüklerini görürsün. Her ümmet kitabýný almaða davet edilir. O gün, dünyada yaptýklarýnýzýn karþýlýðýný görürsünüz". Ayette belirtildiði üzere, câsiye "diz çöken" demektir. Bu durum, ahirette Cehennem kükreyerek mahþer yerine geldiði zaman olacaktýr. Ýþte o zaman herkes korkusundan diz çökecek ve Cenâb-ý ALLAH´a yalvaracaktýr.

Câsiye suresi ALLAH´ýn varlýðý ve birliðinin delilleri üzerinde durmaktadýr. Bunun için çeþitli deliller göstermektedir. Kur´an-ý Kerîm bu delilleri en güzel þekilde ifade ettiði için önce kitabýn indirilmesinden bahsetmektedir. Arkasýndan da bu delillerin bulunduðu üç yer gözler önüne serilmektedir. Bunlardan birincisi yedi kat göklerle yerdir. Ve bunda inananlar için ALLAH´ýn varlýðýna ve birliðine deliller vardýr. Demek ki bunlardan deliller çýkarmak müminlerin görevidir.

Sure, ikinci derecede de insanlarýn yaratýlýþý ile çeþitli hayvanlarýn yeryüzüne daðýlýþýnda birçok deliller olduðunu vurguluyor. Bunu yapacaklarýn, yakîn, yani kesin bilgi almak isteyenler olduðunu bildiriyor. Bundan, dolayýsýyla þöyle bir mânâ çýkýyor: Bu delilleri incelemek insaný kesin ve gerçek bilgiye götürür. Bundan sonra da delil olarak gece ile gündüzün birbirini takip etmesi, rýzýk sebebi olan yaðmurun gökten indirilmesi ve rüzgârlarýn esmesi gösteriliyor. Sonunda da "Artýk bu ayetlere de inanmayanlar acaba neye inanýrlar?" deniyor. Surenin üçüncü ayeti, inananlarý, dördüncü ayeti yakîn sahibi olanlarý, beþinci ayeti de düþünenleri muhatab almakta ayrý bir duruma dikkat çekmektedir.

Surede ayrýca, müþriklerin Ýslâm davasýný nasýl karþýladýklarýný, Ýslâmiyetin getirdiði deliller ve ayetlere nasýl karþý koyduklarýný, Ýslâmî gerçekler ve problemler karþýsýnda nasýl direttiklerini delilsiz nasýl itiraz ettiklerini görmekteyiz.

Müþrikler, ALLAH ve ALLAH kelâmý hakkýnda son derece kaba davranýyorlar. Surede bunu açýkça görmekteyiz. Buna karþýlýk onlar acýklý bir azap ile tehdit edilmekteler.

"Vay haline yalancý ve günahkâr her kiþinin. "

"Kendisine okunan ALLAH´ýn âyetlerini dinleyip sonra onlarý hiç duymamýþ gibi büyüklük taslamakta direnir. Ona can yakýcý bir azabý müjdele. Ayetlerimizden bir þey öðrendiðinde onu alaya alýr. Ýþte onlara horlayýcý bir azap vardýr". (7-10).

Düþünce ve inançlarý bozuk Ehl-i Kitap da surede söz konusu edilmektedir. Onlar sûrede, sâlih amel sahibi müminlerle kendi kötü amelleri arasýndaki farký göremeyenler olarak tanýtýlmaktadýr. Dolayýsýyla ALLAH´a inandýklarýný söyleyenler ile müminler arasýnda köklü bir fark bulunduðu belirtilmektedir. Kötülük yaptýklarý halde ALLAH katýnda kendilerinin de iyilik yapan müminler gibi olduklarýný sananlara çok açýk bir cevap veriyor:

"Yoksa kötülük iþleyenler, ölümlerinde ve saðlýklarýnda kendilerini iman edip salih amel iþleyen kimseler ile bir mi tutacaðýmýzý sandýlar? Ne kötü hüküm veriyorlar. " (21).

"ALLAH gökleri ve yeri hak ile yaratmýþtýr. Tâ ki herkes kazancýna göre karþýlýk görsün. Ve onlara zulmedilmez. " (22)

Bunlarýn dýþýnda surede, heveslerinden baþka kimseyi tanýmayan bir baþka grupdan daha söz edilmektedir. Bunlar arzularýný ilâh edinmiþ, þaþkýn kimselerdir. Kur´an onlara doðrularý gösterdiði halde onlar yüz çevirmektedirler.

"Gördün mü o kimseyi ki, hevâ ve hevesini kendisine tanrý edinmiþ, bilgisi olduðu halde ALLAH onu þaþýrtmýþ, kulaðýný ve kalbini mühürlemiþ ve gözüne perde koymuþtur? Þimdi onu ALLAH´tan baþka kim doðru yola eriþtirebilir? Hâlâ ibret almayacak mýsýnýz?" (23).

Surenin son bölümünde de müþriklerin ahiret inancý ele alýnmakta ve bu inancýn sakatlýklarý, bizzat kendi hayatlarýndan örnekler verilerek reddedilmektedir.

"Ve dediler ki: hayat ancak bu dünyada yaþadýðýmýzdýr. Ölürüz ve yaþarýz. Ve bizi ancak zaman helâk eder. Bu hususta onlarýn bir bilgisi de yoktur. Baþka deðil onlar sadece zannederler. " (24).

"Ayetlerimiz onlara açýkça okunduðu zaman Eðer doðrucular iseniz (ölmüþ) atalarýmýzý (diriltip) getirin demelerinden baþka hüccetleri yoktur. De ki: ALLAH diriltir sizi, sonra öldürür; sonra þüphe götürmeyen kýyamet gününde toplar. Ne var ki insanlarýn çoðu bilmezler. " (25-26).

"Göklerin ve yerin mülkü sadece ALLAH´ýndýr. Kýyamet koptuðu gün, iþte o gün, batýla uyanlar hüsrandadýrlar. "

"Sen o günün iddetinden bütün ümmetlerin diz üstü çöktüklerini görürsün. O gün her ümmet amel def terinin baþýna çaðýrýlacak ve onlara þöyle denilecektir:" " Bugün dünyada yaptýklarýnýzýn karþýlýðýný göreceksiniz. Ýþte kitabýmýz size gerçekleri söylüyor. Þüphesiz biz, dünyada iken yaptýklarýnýzý yazýyorduk. " (27-29).


radyobeyan