Buhari By: armi Date: 06 Þubat 2010, 15:15:49
BUHÂRÎ
(194-256/810-869)
Hadis bilginlerinin ileri gelenlerinden biri.
Ebû Abdullah Muhammed b. Ýsmâil b. Ýbrâhim b. el-Muðîre b. Berdizbeh el-Cûfî el-Buhârî.
Muðire b. Berdizbeh, Buhara Valisi Yemân el-Cûfi´nin aracýlýðýyla müslüman olmuþtur. Bu nedenle Cûfi´ye nisbet edilmiþtir. Buhârî´nin babasý ve dedesi hakkýnda pek bilgimiz yoktur.
Muhammed el-Buhârî, 13 Þevvâl 194 h./21 Temmuz 810 tarihinde Cuma günü Buhara´da doðmuþtur. Bundan dolayý da Buhârî nisbetiyle anýlmasýna sebep olmuþtur. Buhârî, henüz bebek iken babasý vefat etmiþ, kardeþi Ahmed´le birlikte yetim kalmýþtýr. Annesinin terbiyesi altýnda büyümüþ, küçük yaþta Kur´an´ý ezberlemiþ ve Arapça öðrenmiþtir. Babasýndan kalan servet onun hiç kimseye muhtaç olmadan ilim öðrenmesinde yararlý oldu. On bir yaþýnda hadis öðrenmeye baþladý. Onaltý yaþýnda annesi ve kardeþi Ahmed´le birlikte hacca gitti. Annesi ve kardeþi Buhârâ´ya dönerken, kendisi ilim öðrenmek isteðiyle Mekke´de kaldý. (210 h./825).
Onsekiz yaþýnda "Kitâbu Kadâya´s-Sahabe ve´t-Tâbiin" ile "et-Târîhü´l-Kebîr" adlý eserlerini yazdý. Ýlim öðrenmek için Þam´a, Mýsýr´a, Basra´ya, Baðdat´a gitti. Bu amaçla altý yýl Hicâz´da kaldý. Buhârî, hadis öðrenmek ve nakletmekle kalmadý. Þiirle de ilgilendi. Ancak fazla þiir yazmadý. Savaþ sporlarýna ilgi duydu, ata bindi, ok attý.
Akranlarý Buhârî´den övgüyle bahsederler. Onu övenler arasýnda büyük muhaddis Ýmam Müslim´de vardýr. Buna raðmen, Buhârî´nin üstünlüðünü çekemeyenler fitne çýkarmaktan geri kalmadýlar. Buhârî´nin "Kur´an mahluktur" düþüncesini savunduðunu yaydýlar. Bu dedikodulardan rahatsýz olan Buhârî, memleketi Buhâra´ya gitti. Burada da rahat edemedi. Buhârâ emiri ile arasý açýldý. Buhara Emiri Halid Ýbn Ahmed, çocuklarýna Câmiu´s-Sahîh´i ve et-Tarih´i okutmasý için Buharî´yi konaðýna çaðýrýr fakat Buharî, bu teklifi kabul etmez. Ýlim meclislerinin herkese açýk olduðunu,isteyenin gelerek yararlanabileceðini, ilmi valinin konaðýnýn duvarlarý arasýna hapsedemeyeceðini bildirir. Bu olay üzerine Ahmed Ýbn Hâlid, onu Buhara´dan sürer.
Buhârî, Buhara´dan ayrýldýktan sonra Semerkand´a gider. Hartenk köyünde bulunan akrabalarýnýn arasýna yerleþir. Semerkand´lýlar, Buhârî´den yararlanmak isterler. Bir heyet gönderip Semerkand´a gelmesi ricasýnda bulunurlar. Buhârî, Semerkand´a gitmek için hazýrlýk yapmaya baþlar ancak bu arada hastalanýr ve Ramazan Bayramý gecesi vefat eder (30 Ramazan 256 h./31 Aðustos 869). Cenazesi, bayram günü öðleden sonra kýlýnarak Hartenk´e defnedilir.
Ýmam Buhârî keskin bir zekâ ve ezberleme yeteneðine sahipti. Herhangi bir þeyi ezberlemesi için ona bir defa bakmasý veya onu bir defa dinlemesi yeterliydi. Baðdatlýlarýn ve Semerkandlýlar´ýn O´nun zekâ seviyesini denemek için sorduklarý sorular bunu göstermesi bakýmýndan önemlidir. Gezileri sýrasýnda dinlediklerini yazmamasý ve kendisine takýlanlara, dinlediði bütün hadisleri ezberden okumasý da dikkat çekicidir. O ayný zamanda çok hadis ezberlemekle de þöhret bulmuþtu.
Ýnce yapýtý uzun boylu idi. Ýhtiyarlýðýnda çok halim selim görünüþlü olmuþtu. Sert yaratýlýþlý deðildi. Yumuþak huyluydu. Ýlim konusunda çok dikkatli idi. Dayanaksýz konuþmak istemezdi. Baþkalarý hakkýnda gayet yumuþak bir dil kullanýrdý. Derdi ki,
"Hiçbir kimseyi gýybet etmemiþ olarak Allah (c.c)´a kavuþmayý arzu ediyorum." Rical bilgisi herkesten çok olmasýna raðmen cerh ettiði (zayýflýðýný ortaya koyduðu) raviler hakkýnda bile aþaðýlayýcý tabirler kullanmazdý. Yalancýlýðý bilinen birisi için "fîhi nazar (bunda ihtilaf vardýr)", "seketû anhu (sikalýðý konusunda âlimler sustular)" derdi. O´nun bir adam hakkýnda en aðýr sözü "münkerü´l-hadis (hadisi alýnmaz)" terimidir.
Kütübü sitte müelliflerinden en-Nesâî, Buhârî´yi bizzat görüþtüðü þeyhler arasýnda saydýktan sonra þöyle demiþtir: "O, sika, inanýlýr, akýllý bir muhaddistir. Ýslâm tarihinde ilk defa sahih kitap yazan odur." Bazý âlimler onun için þöyle derler: "Buhârî, Allah (c.c)´nun yeryüzünde yürüyen ayetlerindendir." Necm b. el-Fazl diyor ki: "Rüyamda Rasûlullah (s.a.s.) efendimizi gördüm. Bir köyden çýkmýþ gidiyordu ve arkasýndan Ýmam-ý Buhârî de onu takip etmekteydi. O bir adým atýnca Buhârî de bir adým atýyor ve ayaðýný Rasûlullah (s.a.s.)´ýn ayaðýný bastýðý yere basýyordu. Kitabýný da her bakýmdan ona nisbet ediyordu."
Buhârî ilmiyle amel eden bir insandý. Ýslâmî sýnýrlara uymada aþýrý derecede titizdi. Helâl ve haram konusunda duyarlý idi. Hadis ilmine hizmet, bu yolla Allah (c.c.)´ýn rýzasýný, Rasûlullah (s.a.s.)´ýn þefaatini kazanmaktan öte bir amaç taþýmýyordu. Babasýndan kalan mirasý bile bu yolda harcamýþtý. Cömertliðiyle þöhret bulmuþtu, yardým ettiklerine Allah rýzasý için elini uzatýyordu. Çok Kur´an okur, çok nafile namaz kýlardý. Rivayete göre her üç günde bir Kur´an´ý Kerîm´i hatmederdi. Gecenin bir kýsmýný uykuyla geçirirdi. Sürekli geceleri uykusundan kalkýp, kandilini yakar, hadis tahric ederdi. Yahut yazdýklarýna iþaretler koyar, üzerinde düþünürdü. Seherden önce uyanýr, gece namazý kýlar; sonra Kur´an´ýn üçte birini okurdu. Ramazanda ise terâvihten sonra Kur´an´ýn üçte birini okumaya devam ederdi.
Buhârî´nin kendi ifadesine göre hadis aldýðý hocalarýnýn sayýsý binden fazladýr. Hadis yazdýðý þeyhlerine ait senetleri de bildiðini, senedi zayýf rivayetlere itibar etmediðini belirtir. Hocalarýnýn baþlýcalarý þunlardýr:
Ahmed b. Hanbel, Ali b. el-Medinî, Yahya b. Maîn, Ýsmail b. Ýdris el-Medînî, Ýshak b. Rahuyeh.
Bunlarýn dýþýnda þu isimleri de görüyoruz;
Mekkî b. Ýbrahim el-Belhî, Muhammed b. Selam el-Bikendi, Ýbrahim b. el-Eþ´as, Ali b. el-Hasan b. Þekîk, Yahya b. Yahya, Ýbrahim b. Musa el-Hafýz, Þüreyc b. en-Numan, Ebu Asým en-Nebil eþ-Þeybânî, Muhammed b. Abdullah el-Ensârî, Abdullah b. Zübeyr el-Hamidî, el Mekrî, Abdülaziz el-Üveysî.
Öðrencileri arasýnda da en meþhurlarý þunlardýr;
Ebu Ýsa et-Tirmîzî, Muhammed b. Nasru´l Mervezî, Ýbni Ebi Dâvud, Müslim b. Haccac ve en-Nesâi.
Câmiu´s-Sahîh; Ýslâm´ýn ilk dönemlerinde hadislerin Kur´an´la karýþmasý söz konusu olduðundan hadislerin yazýlmasý yasaktý. Sonralarý Kur´an-ý Kerîm, kitap haline getirilip, çoðaltýldý orýa bir þeyin karýþmasý engellendi. Sahabe nesli bütünüyle vefat etmiþ, Ýslâm ülkeleri geniþlemiþ, deðiþik düþünceler ortaya çýkmýþtý. Bu tür nedenlerle hadislerin toplanmasýnýn yararlý olacaðýna inanýldý ve hadislerin tedvinine baþlandý.
Hadislerin toplanmasýna Tabiun* döneminde baþlanmýþtýr. Ýmam Mâlik* (179 h./195) Hz. Peygamber (s.a.s.)´in hadislerine Sahabe ve Tabiun kavillerini ekleyerek Muvatta´yý tasnif etmiþtir. Ýmam Mâlik´ten sonra da hadis konusunda çalýþmalar yapýldý.
Buhârî´nin Câmiu´s-Sahîhi meydana getirmesi iki sebebe dayanmaktadýr. Bunlarýn birincisi, hocasýnýn kendisinden böyle bir istekte bulunmasý, ikincisi de kendisinin görmüþ olduðu bir rüyadýr.
Buhârî, sahih adýyla anýlan ve içerisine sadece kendince sahih olduðu sabit olan hadisleri koyduðu kitabýný yazmakla hükümlerin kaynaklarýný bulmada önemli bir hizmeti yerine getirmiþtir. Ýmam Buhârî ayrýca bu eserle kendisinden önce yaþamýþ mezhep imamlarýnýn dayandýðý temellerin saðlam olduðunu, hiç birinin kiþisel görüþle fetva vermediðini ortaya koydu. Ondan sonra gelen muhaddisler, hadis çalýþmalarýnýn sýnýrlarýný az çok belirlemiþ oldular. Ýlim adamlarý Buhârî´nin eserine büyük önem verdiler.
Özellikle sahih hadis konusunda onun eserinin ortaya koyduðu gerçekleri ve þartlarý kabul ettiler, örnek aldýlar. O, hadiste odak ve hareket noktasý olarak deðerlendirildi.
Buhârî, bu eseri meydana getirirken çok titiz davrandý. Eserine aldýðý hadisleri, altý yüz bin hadisin içinden seçti. Sahih hadislerin dýþýnda kalan diðer hadisleri eserine almadý. Eserin kabarmasýný önlemek için sahih hadislerin bile bir kýsmýný almamýþtýr. Câmiu´s-Sahih´te yer alan hadislerin sayýsý yedibinikiyüzyetmiþbeþtir. Bazý hadisler deðiþik kitaplarda geçmektedir. Mükerrerler çýkarýldýktan sonra geriye kalan hadis sayýsý dört bin´dir.
Câmiu´s-Sahih´te hadisler konularýna göre kitaplara, her kitap da kendi arasýnda bâblara ayrýlmýþtýr. Eserde, üzerinde ihtilaf edilmeyen hadislere yer verilmiþ, râvilerin güvenilir olmasý hususunda titiz davranýlmýþtýr. Râviler birbirine baðlanarak ilk kaynaða kadar götürülmüþtür. Hadisleri bazý titiz ölçülere vurduktan sonra sahih kabul edip, uymayanlarý reddetme çýðýrýný açan Buhârî olmuþtur. O´ndan sonra gelen âlimler bu yoldan giderek sahih hadisleri zayýf ve uydurma olanlarýndan ayýrmaya devam etmiþlerdir. Sahih hadis kitabý yazanlar çok olmakla beraber Buhârî kadar titizliði ileri götüren olmamýþtýr. Hadis kabulünde kendine has çok dar bir yolda tek olmasý onun Ýslâm ümmeti arasýnda müstesnâ bir þöhret ve güven kazanmasýna sebep olmuþtur.
Sahih´in nerede telif edildiði hususunda deðiþik görüþler vardýr. Buhârî, hadis almak için gittiði her yerde eserini telife çalýþmýþtýr. Hayatý seyahatlerle ve ilim yolunda geçen bir insanýn onaltý yýllýk çalýþmasýnýn mahsulü olan bu eserin telifini bir yere baðlamak mümkün deðildir.
Câmiu´s-Sahih´te yer alan kitap (bölüm) sayýsý doksanyedi, bâblarýn sayýsý üçbindört yüzelli kadardýr. Üç râvili hadislerin sayýsý da yirmi ikidir. Deðiþik senetle gelen hadisler Sahih´te yer almaktadýr. Ancak ayný senet ve ayný metinle birden fazla yerde zikredilen hadislerin sayýsý yirmi üç kadardýr. Kur´an´dan sonra ana kaynak olan Buhârî´nin Sahih´i ile Müslim´in eserine Sahih adý verilmektedir. Ýkisine birden "Sahihayn "* denilir. Diðer dört hadis kitabýna da "Sünen "*, altý hadis kitabýnýn tümüne birden "Kütübü Sitte"* denilmektedir.
Buhârî´nin bu eserine ait bir çok þerh yazýlmýþ ve üzerinde çalýþmalar yapýlmýþtýr. En meþhur þerhleri, Aynî´nin Umdetu´l-Kari, Askalani´nin Fethu´l-Barî ve Kirmâni´nin Kevâkibü´d-Derârî, adlý eserleridir.
Câmiu´s-Sahih dýþýnda, þu eserleri vardýr:
Tarihu´l Kebir: Hadis ricaline ait önemli bir eserdir. Sahasýnda ilk yazýlanlardandýr. Buhârî bunu henüz onsekiz yaþýnda iken Rasûlullah (s.a.s.)´ýn kabri baþýnda mehtaplý gecelerde yazmýþtýr. Haydarabad´ta 1941-1954 tarihlerinde dört cilt,1959-1963 tarihlerinde üç cilt halinde basýlmýþtýr.
Târihu´l-Evsât: Tarihu´l Kebir´in kýsaltýlmýþýdýr. Bazý yazma nüshalarý mevcuttur. Ýbni Hacer Tehzibû´t-Tehzib isimli eserinde bundan nakiller yapmýþtýr.
Tarihu´s-Saðîr: Tarihu´l Kebir´in bir özetidir. 1325 yýlýnda Zuafâü´s-Saðîr ile birlikte Hindistan´da basýlmýþtýr.
Kitâbu Zuafâü´s-Saðîr: Zayýf ravilerin hallerinden bahseder. Hindistan´da 1323 ve 1326 tarihlerinde basýlmýþtýr.
et-Tarihu fi Ma´rifeti Ruvati´l-Hadîs ve Nükâti´l Âsâr ve´s Sünen ve Temyizü Sikatihim min Züafâihim ve Târihu Vefâtihim: Küçük bir risâledir.
et-Tevârîhu´l Ensâb: Bazý þahýslarýn özel hallerinden bahseder.
Kitâbu´l Künâ: Râvîlerin künyelerinden bahseden bir eserdir. Haydarabad´ta 1360 yýlýnda basýlmýþtýr.
Edebü´l-Müfred: Ahlâk hadislerini toplayan bir eserdir. Ýstanbul´da 1306, Kahire´de 1346, Hindistan´da 1304 yýllarýnda basýlmýþtýr.
Refu´l-Yedeyn fi´s-Salati: Namazda el kaldýrmakla ilgili bir risâledir. Kalküta´da 1257, Delhi´de 1299 yýllarýnda yayýnlanmýþtýr.
Kitâbu´l-Kýraati Halfe´l-Ýmam: Namazda imamýn arkasýnda okuma hakkýnda yazýlmýþ bir risâledir. Hayrü´l Kelâm fi Kýraati Halfi´l Ýmam adýyla Orduca çevirisi ile beraber 1299´da Delhi´de, ayrýca 1320´de Kahire´de basýlmýþtýr.
Halku´l-Ef´ali´l-Ýbâd ve´r-Redd Ale´l Cehmiyye: Cehmiyye mezhebinin görüþlerini reddeden bir kitaptýr. 1306´da Delhi´de basýlmýþtýr.
el-Akîde yahut et-Tevhîd: Akaid konusunda yazýlmýþ bir eserdir.
Abarü´s Sýfat: Hadisle ilgili bir eserdir ve bazý kütüphanelerde yazma nüshalarý mevcuttur. Bunlardan baþka kimi kaynaklarda Buhârî´ye ait olduðu zikredilen þu kitaplarýn ismini de görmek mümkün:
Birri´l Valideyn, el-Camiu´l Kebir, et-Tefsirü´l Kebir, Kitabü´l Hibe, Kitabü´l Eþribe, Kitabu´l Mebsut, Kitabü´l Ýlel, Kitabü´l-Fevâid, Esamü´s Sahâbe, Kitabu´d-Duâfa, el-Müsnedü´l-Kebir, Sülâsiyyât.
Þâmil ÝA
radyobeyan