Mektubat-ý Rabbani
Pages: 1
Elliikinci Mektup By: derya Date: 05 Þubat 2010, 17:22:06
Elliikinci Mektup

Bu mektûb, yine seyyid þeyh Ferîde yazýlmýþdýr. Nefs-i emmârenin kötülüðünü ve ona mahsûs hastalýðý ve ilâcýný bildirmekdedir:Merhamet ederek, düâcýlarýnýza ikrâm eylediðiniz mubârek mektûbu okuyarak þereflendik. Allahü teâlâ, büyük ceddiniz aleyhisselâm hurmetine, ecrinizi çok, derecenizi yüksek, ilm kaynaðý olan göðsünüzü geniþ ve iþlerinizi kolay eylesin! Allahü teâlâ, zâhirimizi ve bâtýnýmýzý, Onun yolunda bulundursun ve düâmýza âmîn diyenleri afv eylesin! Âmîn. Memûrlarýnýz arasýnda, fitne koparmak, fesâd çýkarmak istiyen, bozuk rûhlu kimseler bulunduðundan þikâyet ediyorsunuz. Kýymetli yavrum! Ýnsanlarýn nefs-i emmâresi mevký almak, baþa geçmek sevdâsýndadýr. Onun bütün arzûsu, þef olmak, herkesin, kendisine boyun bükmesidir. Kendinin kimseye muhtâc olmasýný, baþkasýnýn emri altýna girmesini istemez. Nefsin bu arzûlarý, ilah olmak, mabûd olmak, herkesin kendine tapýnmasýný istemek demekdir. Allahü teâlâya þerîk, ortak olmaðý istemekdir. Hattâ nefs, o kadar alçakdýr ki, ortaklýða râzý olmayýp, âmir, hâkim, yalnýz kendi olsun, herþey, yalnýz onun emri ile olsun ister.

Hadîs-i kudsîde, Allahü teâlâ buyuruyor ki: (Nefsine düþmanlýk et! Çünki nefsin, benim düþmanýmdýr). Demek oluyor ki, nefsi kuvvetlendirmek, onun, mal, mevký?, rütbe, herkesin üstünde olmak, herkesi aþaðý görmek gibi isteklerini yapmak, Allahü teâlânýn bu düþmanýna yardým ve onu kuvvetlendirmek olur ki, bunun ne kadar fecî, korkunç bir suç olduðunu anlamalýdýr. Allahü teâlâ, hadîs-i kudsîde buyuruyor ki: (Büyüklük, üstünlük, bana mahsûsdur. Bu ikisinde, bana ortak olmak isteyen, büyük düþmanýmdýr. Hiç acýmadan, onu Cehennem ateþine atarým).

[Görülüyor ki, mal, mevký, rütbe, kumandanlýk, þeflik gibi dünyâ zînetlerini, nefse uyarak deðil, Allahü teâlânýn emrlerini yapmak ve yapdýrmak için ve millete, müslimânlara hizmet etmek için istemelidir. Bu niyyet ile istemek ve bunlarý yapmak ibâdet olur.]

Allahü teâlânýn dünyâya düþman olmasý, dünyânýn bu kadar alçak olmasý, nefsi isteklerine kavuþdurduðu, nefsi kuvvetlendirdiði içindir. Allahü teâlânýn düþmaný olan nefse yardým eden de, elbette Allahýn düþmaný olur. Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem, fakîrlikle öðünmüþdür. Çünki, fakîrlik, nefsin isteklerini yapdýrmaz. Onu dinlemez. Burnunu kýrar. Peygamberlerin aleyhimüssalevâtü vetteslîmât gönderilmesi ve islâmiyyetin emrleri, yasaklarý, [yanî ahkâm-ý islâmiyye] hep, nefsi kýrmak, ezmek içindir. Onun taþkýnca isteklerini önlemek içindir. Ýslâmiyyete uyuldukça, nefsin istekleri azalýr. Bunun içindir ki, islâmiyyetin bir emrini yapmak, nefsin isteklerini yok etmekde, kendi düþüncesi ile yapýlan binlerle senelik riyâzet ve mücâhededen dahâ kuvvetli te'sîr etmekdedir.

(Riyâzet), nefsin isteklerini yapmamak, (Mücâhede), nefsle uðraþmakdýr. Nefsin istemediði þeyleri yapmakdýr. Hattâ islâmiyyete uygun olmýyan riyâzet ve mücâhedeler nefsin isteklerini artdýrýr. Onu azdýrýr. Hindistândaki Berehmen papaslarý ve cûkiyye ismindeki sihrbâzlar, riyâzet ve mücâhedede çok ileri gitmiþ, fekat hiç fâidesi olmamýþdýr. Hattâ nefslerinin kuvvetlenmesine, azmasýna sebeb olmuþdur.

Hindistândaki dinsizler, dört rûhânî sýnýfdan en üstününe, Berehmen derler ki, Berehmânî mezhebinin reîsi demekdir. Cûki, hind kâfirlerinin dervîþlerine verilen ismdir.

Meselâ, islâmiyyetin emr etdiði zekâtdan bir kuruþu, islâmiyyetin gösterdiði yere vermek, kendiliðinden, binlerce altýn sadaka vermekden, hayrât yapmakdan, katkat ziyâde, nefsi tahrîb eder. Ýslâmiyyet emr etdiði için, bayram günü, oruc tutmayýp yiyip içmek, kendiliðinden, senelerle oruc tutmakdan dahâ fâidelidir. Ýki rekat sabâh nemâzýný cemâat ile kýlmak sünnetdir. Bu sünneti yapmak, gece sabâha kadar, nâfile nemâz kýlarak, sabâh nemâzýný cemâatsiz kýlmakdan dahâ iyidir.

Hulâsa, nefs temizlenmedikçe ve þeflik, üstünlük hulyâsýndan kurtulmadýkça, felâketden kurtulmak imkânsýzdýr. Sonsuz ölüme gitmeden önce, nefsi bu hastalýklardan kurtarmaðý düþünmek lâzýmdýr. Mubârek (Lâ ilâhe illallah) sözü, insanýn içindeki ve dýþýndaki, bütün yalancý ma'bûdlarý koðduðu için, nefsi temizlemekde, en fâideli, en tesîrli ilâcdýr. Tesavvuf büyükleri, nefsi tezkiye etmek için, bunu söylemeði seçmiþlerdir. Fârisî beyt tercemesi:

(Lâ) süpürgesi ile, yolu temizlemezsen,
(Ýllallah) serâyýna varamazsýn!


Nefs, yoldan çýkýp, inâda baþlarsa, bu kelimeyi söyliyerek îmâný tâzelemelidir. Peygamberimiz aleyhissalâtü vesselâm (Lâ ilâhe illallah diyerek îmânýnýzý yenileyiniz!) buyurdu. Bunu her zemân söylemek lâzýmdýr. Çünki, nefs-i emmâre, her zemân pisdir. Bu güzel tevhîd kelimesinin fazîletlerini, þu hadîs-i þerîf bildiriyor: (Yerleri ve gökleri, terâzînin bir kefesine, bu kelime-i tevhîdi, ikinci kefesine koysalar, bu kelimenin bulunduðu kefe, elbette aðýr gelir). 


radyobeyan