Ýslam Kavramlarý A-L
Pages: 1
Birr By: armi Date: 05 Þubat 2010, 11:31:35
BÝRR




Ýyilik, hayýrda geniþlik, güzel davranýþ. Birr, müslümanlarýn gerek kendi aralarýnda gerekse Ýslâm devletinin gayr-i müslim vatandaþlarýna karþý güzellik ve adaletle davranmalarý anlamýnda kullanýldýðý gibi, Müslüman´ýn Allah´a karþý olan görevlerini ifa ederken iþlediði sâlih amellerin bütünü anlamýna da gelmektedir. Birr takvanýn kendisidir. Allah´ýn emrine uyup, ilâhî mürakâbeyi yakînen kavramaktýr. Tasavvuru, þuuru, ameli ve Allah´a yöneliþi birleþtirmek demektir. Ferdin ve toplumun vicdanýna hükmeden tasavvur ile ferdin ve toplumun hayatýný düzenleyen amel, Allah´ýn istediði ölçüler dahilinde birleþirse iþte o zaman birr gerçekleþir. Çünkü Kur´an genel olarak toplum hayatýnda hakkaniyet ve sevgiyi özellikle vurgulamaktadýr. Yani baþkalarýna karþý hakký gözetmek ve sevgi göstermek, Kur´an´ýn insanlar için emridir. Ýþte bu, birr ile açýklanabilen geniþ, bol ve sürekli olan bir hayýrdýr.

Be-r-ra´, "iyilik etti, iyi davrandý, hayýrda bol ve geniþ oldu" demektir; kelime Kur´an´ý Kerîm´de bu anlamda deðiþik þekillerde kullanýlmýþtýr:

"Allah sizi din konusunda sizinle savaþmayan ve sizi yurtlarýnýzdan çýkarmayanlara iyilik ve adaletle davranmaktan alýkoymaz, Allah adaletle davrananlarý sever" (el-Mümtehine, 60/8).

´Adele´ fiilî ism-i fâilinin "adl" ve "âdil" þeklinde geldiði gibi "Berra" fiilinin ism-i faili hem "berr", hem de "bârr" olarak gelir. Adl, âdilden daha belið ve daha öte bir anlam ifade ediyorsa, berr de bârr´dan daha belið ve daha geniþ bir anlam ifade eder. Berr öncelikle Hakk Teâlâ hakkýnda kullanýlýr.

"Biz bundan önce O´na dua ederdik; muhakkak O berr ve rahîm olandýr" (et-Tûr, 52/28).

"Kul Rabbi´ne bol itaatte bulundu" anlamýnda kullanýldýðý gibi, Allah´ýn berr olmasý da kulun ibadetine karþýlýk çok fazla sevap vermesi demektir. Berr melekler hakkýnda da kullanýlýr ve çoðulu berara´dýr. Berr´in Kur´an´da ayný zamanda insanlar, daha doðrusu peygamberler hakkýnda da kullanýldýðýný görüyoruz:

"(O Kur´an Allah katýnda) pek þerefli son derece yüksek ve tertemiz sahifelerdedir. Emrine itaatkâr deðerli (kiramen berara) kâtiplerin ellerindedir. " (Abese, 80/13-16).

"(Yahya) anne-babasýna berr idi, zorba ve isyankâr deðildi " (Meryem, l9/14-15).

"(Ýsa): "Beni bulunduðum her yerde mübarek kýldý ve sað olduðum sürece bana namaz ve zekât´ý emretti. Ve anneme karþý berr (kýldý) beni, zorba ve þakýy kýlmadý beni". (Meryem, 19/31-32).

"Rabbimiz, bizim günahlarýmýzý baðýþla ve kötülüklerimizi ört ve bizi ebrarla (salih kimselerle) birlikte vefat ettir" (Âli Ýmrân, 3/193).

"Muhakkak ebrâr Naim´dedir" (el-Ýnfitar, 82/13).

Rasûl-i Ekrem´e "birr" nedir diye sorulduðunda þu ayet- kerimeyi okumuþlardýr:


"Birr, yüzünüzü doðu ve batý yönüne çevirmeniz deðildir fakat birr Allah´a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara ve nebilere iman eden, sevdiði halde malý yakýnlara, yetimlere, miskinlere, yolda kalmýþa, dilenenlere ve boyunduruk altýndakilere infak eden, namazý kýlan ve zekâtý veren, ahidleþtiklerinde ahdini yerine getirenler, zorluk hali, zarar anlarý ve güçlük zamanýnda sabredenlerdir. Onlardýr sâdýk olanlar; ve onlardýr müttaki olanlar" (el-Bakara, 2/117).

Ayette açýk olduðu üzere, "birr" hem imaný, hem de aþaðý yukarý bütün amelleri (nafilelere varýncaya deðin) içine almaktadýr. Bir diðer husus "birr"in þahýslaþtýrýlmasýdýr; yani ayet "birr"i amel olarak deðil, bir kiþi olarak sunmaktadýr. Zaman zaman belirttiðimiz gibi, insan maddi gaflet örtüsünden sýyrýldýðý zaman ameliyle özdeþleþir. Artýk ona mümin yerine iman; muhsin yerine husn ve berr yerine birr diyebiliriz. Ayný zamanda o, âlim olmaktan ilm olmaya da geçer. Ýradesini Allah´ýn iradesinde eriten ve ilâhî irade karþýsýnda adeta bütünüyle edilgen duruma geçen insan, Allah´ýn her yarattýðý gibi güzel olur ve hayatýyla, kimliðiyle þahsiyetiyle bol bir hayr ve iyilik (birr) halini alýr. Ayetten anlaþýlan bir diðer husus birr´in "sýdk ve takva"yý da içine almasýdýr. Birr konusunda gelen diðer ayetler, yukarýdaki kapsamlý ayetin bazý yönlerini açýklayýcý niteliktedir. Sözgelimi, malýn zekâtýný vermek farzdýr; infak, farzý içine aldýðý gibi fazlasýný da kapsar. Kur´an duruma göre ihtiyaçtan arta kalanýn infak edilmesini emreder (el-Bakara, 2/219); "Birr", infak ederken kiþinin sevdiði þeyden vermesini içine alýr.

"Sevdiðinizden infak etmedikçe birr´e eriþemezsiniz.." (Âli Ýmrân, 3/92).

Evlere ancak kapýlarýndan girilir. Arkalarýndan deðil, önlerinden gelinir. Ayný þekilde, her emanet ehline verilir ve her þey ehlinden alýnýr. Sözgelimi, ilim ancak âlimden öðrenilir; yarý bilenden deðil, bilinmeyince zikr ehline (o iþi bilenlere) sorulur; ancak bu yollarla birr´e ulaþýlabilir.

"Evlere arkalarýndan gelmeniz birr deðildir, ancak birr ittika edendir; ve evlere kapýlarýndan gelin, Allah´tan ittika edin. Umulur ki, felah bulasýnýz" (el-Bakara, 2/189).


radyobeyan