Yemin Bahsi By: ezelinur Date: 05 Þubat 2010, 00:18:13
(Kitâbü´l-Yemîn)
Tanýmý:
Yemin kelimesi lügatte sað el, güç ve and içmek anlamýna gelir. Müþterek olarak bu üç anlamý ifâde eden kelime daha sonralarý "and Ýçmek" anlamýnda kullanýlmýþtýr. Zîrâ câhiliyet döneminde insanlar, and içtiklerinde birbirlerinin sað ellerini tutarlardý. Veyahut da and içen kiþi, andý ile güç kazandýðý için, yemin kelimesi and içme mânâsýnda kullanýlmýþtýr. Ayrýca sað el, sol ele nisbetle daha güçlüdür.
Hükmü:
Yeminin hükmü, duruma göre deðiþir. Bazan, meselâ bir vacibin yapýlmasý yemine dayalý olursa, vâcib olur. Kaný helâl olmayan, yani öldürülmesi caiz olmayan bir insaný Ölümden kurtarmak için yapýlan yemin gibi. Bazan haram olur. Meselâ haram bir iþi yapmaya yemin eden veya yemin edilmesi haram bir þey üzerine yemin eden kiþinin yemini haramdýr. Yeminin hükmü bazan bunlardan baþka da olabilir. Mezheblerin buna iliþkin görüþleri aþaðýya alýnmýþtý.
(99) Mâlikîler dediler ki: And içme kasdý olmasa bile, Allah´ýn adýyla veya sýfatlarýndan biriyle yapýlmasý hâlinde yeminde aslolan caiz olmaktýr. Dînî iþlerden birinin þaným yüceltmek veya dinî bir iþe teþvik etmek veyahut da sakýncalý bir davranýþtan baþkalarýný sakýndýrmak maksadýyla yemin etmek müstehab olur. Þu da var ki; zorunluluk olmaksýzýn çokça yemin etmek, selef-i sâlihinden sonra icâd edilen bir bid´attýr. Yemin mubah olunca, onu bozmak da mubah olur ve keffaret gerekir. Ancak yemini bozmakta hayýr varsa, o takdirde yemini bozmanýn hükmüne tâbi olmak gerekir. Bir vacibi terketmeye yemin etme veya bir günah iþlemeye yemin etme hâlinde, yemini bozmak vâcib olur. Bir vacibi iþlemeye veya bir günahý terketmeye yemin etme hâlinde hüküm, bunun tersi olur.
Hanbelîler dediler ki: Yemin, yukarýda da anýldýðý gibi, bazan vâcib, bazan haram olduðu gibi, bazan de mekruh olur. Sözgelimi mekruh bir fiili iþlemek veya mendub bir fiili terketmek için yemin etmek mekruhtur.
"Yemin, (ticâret) malýný sarfeder. (Ama) bereketi yok eder.[1] hadîsi þerifi gereðince ahþ-veriþ için yemin etmek, mekruh yeminlerdendir.Kiþinin,taraflardan bizzat biri olsa bile,iki hasýmýn arasýný bulmak, bir müslümanýn kalbindeki kini gidermek, ona veya baþkasýna gelecek bir kötülüðü bertaraf etmek gibi bir maslahat dolayýsýyla yemin etmesi mendub olur. Ama bir tâati yapmaya veya bir günahý terketmeye yemin etmek mendub deðildir. Mubah bir iþi yapmaya veya terketmeye yemin etmek veya kiþinin doðru söylediði, ya da doðru söylediðini zannettiði bir haber üzerine yemin etmesi, veyahut da bir tâati iþlemeye, ya da bir günahý terketmeye yemin etmesi mubah olur.
Yemin eðer bir günah iþlemek veya bir vacibi terketmek için yapýlmýþsa, bozulmasý vâcib olur. Böylesine yemin eden kiþi yeminini bozar; günâhý iþlemez veya vacibi terketmez. Bunun tersi olursa, meselâ zina etmemeye veya namaz kýlmaya yemin ederse, yeminini bozmasý haram olur; yemininin gereðini yerine getirmesi vâcib olur. Vâcib olan namazýný kýlar veya haram olan zinayý terkeder. Ayný þekilde mendub bir iþi yapmaya veya mekruh bir iþi terketmeye yemin eden kiþinin yemininin gereðini yapmasý mendub olur. Bunun tersi olursa, meselâ mendub bir Ýþi terketmeye veya mekruh bir iþi yapmaya yemin ederse, yemininin gereðini yapmasý mekruh olur; bozmasý ise mendub olur. Ama mubah bir iþi yapmaya veya yapmamaya yemin eden kiþinin, yemininin gereðini yerine getirmesi veya yeminini bozmasý mubah olur. Ama bozmamasý, bozmasýndan yeðdir. Çünkü yemini muhafaza etmek daha uygundur.
Þâfiîler dediler ki:
"Allah´ý yeminlerinize hedef yapmayýn.[2]âyet-i kerîmesi gereðince yeminde asýl olan mekruhluktur.
Bir vacibin ona baðlý olmasý durumunda yemin, vâcib olur. Sayfanýn üst tarafýnda da belirtildiði gibi, bir günah iþlemek için yapýlan yemin haramdýr. Mekruh olmayan mubah bir iþ için olursa, meselâ bir tâati iþlemek
veya mekruh bir davranýþý terketmek veya hâkim huzurunda görülen bir davada doðru olan bir þey için yemin etmek mubah olur. Ya da te´kîd edilmeye ihtiyacý olan bir hususu te´kîd etmek için yemin etmek mubahtýr. Meselâ peygamber Efendimiz buyurmuþlar ki:
"Allah´a andolsun ki, siz usanmadýkça Allah usanmaz."
Bir iþin önemini arttýrmak için yemin etmek de mubah olur. Buna da Peygamber (s.a.v.) Efendimizin þu hadîs-i þerifini örnek olarak gösterebiliriz:
"Allah´a andolsun ki, benim, bildiklerimi bilseydiniz elbetteki az güler, çok aðlardýnýz.[3]
Yemin, mendub bir fiilin Ýþlenmesi veya mekruh bir fiilin terkedilmesi kendisine baðlý olduðunda mendub olur.
Yemini bozmaya gelince; bunun için beþ hüküm sözkonusu olur. Yemini bozmak bazan vâcib olur. Sözgelimi bir günahý iþlemeye veya bir vacibi terketmeye yemin etme hâlinde, yemini bozmak vâcibtir. Söz gelimi, içki içmeye veya namaz kýlmamaya yemin eden kiþinin, yeminini bozmasý ve kef-fâret ödemesi farz olur. Yemini bozmak bazan haram olur. Yukarýdaki örneðin tersine, namaz kýlmaya veya zina etmemeye yemin eden kiþinin, bu yeminin gereðini yerine getirmesi farz olur. Yeminini bozmasý ise haramdýr. Yemini bozmak bazan mendub olur. Meselâ mendub bir fiili terketmeye veya mekruh bir fiili iþlemeye yemin eden kiþinin, yeminini bozmasý mendub olur. Yemini bozmak bazan mekruh olur. Meselâ mekruh bir fiili terketmeye veya mendub bir fiili iþlemeye yemin eden kiþinin yeminini bozmasý mekruh olur. Yeme-içme gibi mubah bir iþi yapmaya veya yapmamaya yemin eden kiþinin yeminini bozmasý, evlâ olan hükme ters düþer. Bu kiþinin, Allah admýn saygýnlýðýný korumak için yemininin gereðini yerine getirmesi daha uygundur. Yeminini bozan kiþi, her halükârda keffâret ödemekle yükümlü olur.
Hanefîler dediler ki: Allah adýna veya sýfatlarýndan birine yemin etmekte aslolan, caiz olmaktýr. Ama fazlaca yemin etmemek evlâdýr. Sonra anne-babayla bir günlüðüne veya bir aylýðýna konuþmamak gibi günah bir fiili iþlemeye yemin etme hâlinde yemini bozmak vâcib olur. Ýçki içmemek gibi bir günahý terketmek için yemin edilmesi hâlinde yeminin gereðini yerine getirmek farz olur. Ayný þekilde vâcib bir fiili iþlemek için yemin edilirse, yeminin gereðini yapmak vâcib olur. Vâcib bir fiili terk etmek için yemin edilirse, yemini bozmak vâcib olur, vâcib fiil de terkedilmez. Yapýlmamasý evlâ olan bir iþi yapmaya, meselâ bu gün soðan yemeye yemin edilirse; veya yapýlmasý evlâ olan bir iþi yapmaya, meselâ bugün kuþluk namazýný kýlmaya yemin edilirse veyahut da yapýlmasý ile yapýlmamasý þeriat nazarýnda ayný olan bir iþi yapmaya (veya yapmamaya), meselâ ekmek yememeye (veya yemeye) yemin edilirse, bu yeminlerin gereðini yerine getirmek veya yemini bozmak hususunda ihtilâf edilerek iki görüþ ileri sürülmüþtür.
1- Birinci misâlde yemini bozmak evlâ olur. Yani bugün soðan yemeye yemin eden kiþinin, yeminini bozup soðan yememesi daha uygundur. Ýkinci misâlde yeminin gereðini yerine getirmek daha uygun olur. Kuþluk namazýný kýlmaya yemin eden kiþinin, yeminin gereðim yerine getirmesi evlâdýr. Üçüncü misâlde de yeminin gereðini yerine getirmek evlâdýr. Ekmek yemeye yemin edenin ekmeði yemesi, yememeye yemin edenin de yememesi evlâ olur.
2- Yüce Allah´ýn: "Yeminlerinizi muhafaza edin[4] buyruðu uyarýnca her halükârda yeminin gereðini yerine getirmek vâcib olur. Yemin edilen hususun vâcib veya haram oluþuna göre yemini bozmak veya bozmamak, vâcib ya da haram olur. Diðer hususlar için yapýlan yeminlere gelince, gereðini yerine getirmek vâcib olur ki, bu görüþ daha uygundur. Belli bir zamanla kayýtlanmamasý durumunda, yeminin bozulmasý düþünülemez. "Þöyle yapacaðým´* veya "bugün yapacaðým, ya da "bu ayyapacaðým" demek gibi. Böyle bir kayýt konulmadýðý takdirde kiþi, ancak hayatýnýn sonunda yeminini bozmuþ olur ve ölüm anýnda keffâret ödenmesini vasiyet eder. Üzerine yemin edilen þey bundan Önce yok olursa, yemin edene keffâret vâcib olur.
Delili:
Allah adýna veya sýfatlarýndan birine yemin etmek meþrudur. Meþruluðunun hikmeti de, içinde Allah´ý ululama ve yüceltme olmakla birlikte ahde vefaya teþvik etmektir. Meþruluðu; Kitab, Sünnet ve Ýcmâ delilleriyle sabittir, kitaptaki delil, þu âyet-i kerîmedir:
"Allah, sehven ve kasýtsýz olarak yaptýðýnýz yeminlerden dolayý sizi sorumlu tutmaz. Fakat bile bile yaptýðýnýz yeminler yüzünden sizi sorumlu tutar.[5]
Sünnetteki delillere gelince, bunlar fazlasýyla mevcudtur. Ebû Dâvud tan rivayet edildiðine göre Peygamber (s.a.v.) buyurdular ki:
"Allah´a andolsun ki ben Kureyþle savaþacaðým.[6] Ebu Dâvûd der ki: Peygamber (s.a.v.) bu yeminini üç kez tekrarladý. Sonunda da "inþâallah" dedi.
Buhârîve Müslim´in sahihlerinde rivayet edildiðine göre Rasûlullah (s.a.v.):
Hayýr! kalpleri döndürene yemin olsun ki. [7]diyerek yemin ederdi. Bazan da Nefsim kudret elinde olana andolsun ki..." diyerek yemin ederdi. Ayrýca müslümanlar yeminin meþru olduðu hususunda icmâ etmiþlerdir.
radyobeyan