Ýslam Kavramlarý A-L
Pages: 1
Bedel hac By: armi Date: 04 Þubat 2010, 14:50:32
BEDEL HAC




Kendisine hac farz olmuþ ancak edâ etmesine vücut saðlýðý elveriþli olmayan bir kimsenin, yerine baþkasýný göndermekle edâ edilen hac. Nafile hac için hiç bir þarta baðlý olmaksýzýn; farz olan hac için ise, saðlýðýnýn elveriþli olmamasý þartýyla, bir kimse kendi yerine bir baþkasýný gönderir ve haccýn sevabýný alýr. Çünkü böyle bir durumda insan malýný Allah yolunda hac için harcamýþ demektir. Böyle bir harcamayý kendisi yapabileceði gibi, baþkasýna da kendi adýna yaptýrabilir.

Ýslâmî kaynaklarda hac için bedel (nâib) tutmaya "ihcac", bedel tutan kimseye "âmir", menûb veya "mahcûcun anh" denir: Ayrýca bedel gönderilen kimseye "me´mûr", yol masrafý olarak verilen mal veya paraya "nafaka" ve haccý ifsad etmesi halinde nafakayý geri ödemesine "tazmin" adý verilmektedir.

Ýslâm´da ibadet; mal, beden ve hem beden hem de malýn birleþtirilmesiyle yapýlan ibadet olmak üzere üçe ayrýlýr. Bunlardan mal ile yapýlan zekât, kurban, sadaka, keffaret vb. ibadetlerde vekâlet kayýtsýz þartsýz caizdir. Abdest, namaz, oruç gibi beden ile yapýlan ibadetlerde ise hiç bir halde mümkün deðildir. Hem beden hem de mal ile yapýlan hac veya umre gibi ibadetlerde ise acizlik (saðlýðýn yeterli olmamasý) halinde caiz, yapmaya kadir olmasý halinde ise farz olan hac için caiz deðil, nafile hac için caizdir. Burada söz konusu edilen acizlik, ölüm veya ölüme kadar süren daimî bir acizliktir.

Aslýnda bir kimse bütün ibadetlerinde, iþlediði amelin sevabýný baþkasýna baðýþlayabilir. Ýbadeti yaparken, görünüþte kendisi için niyet etmiþ olsa bile sevabýný baþkasýna hibe edebilir. Allah´u Teâlâ´nýn "Ýnsan için ancak kendi emeðiyle kazandýðý vardýr." (en-Necm, 53/39) buyurduðu ayet, "ancak sevabýný kendine baðýþladýðý ameli vardýr." diye tefsir edilmektedir. (Ýbn Âbidîn, Haþiyetü Reddi´l-Muhtar, Mýsýr 1966, II, 596, 597).

Dolayýsýyla müslümanlarýn birbirlerinin yerine sadaka vermeleri Allah için kurban kesmeleri hacca gitmeleri veya bedel göndermeleri ve sevabýný baðýþlamalarý caizdir. Mükâfatý görülür ve onlarýn hayýrla anýlmalarýna vesîle olur.

Bedel haccýn sahîh olmasý bazý þartlara baðlýdýr. Bu þartlar þöyle sýralanabilir:

1- Hac, âmir üzerine farz olmuþ bulunmalýdýr. Farz olmadan haccettirecek olursa nafile olarak kabul olur. Daha sonra farz olursa tekrar edâ etmesi gerekir.

2- Âmir, haccýný edâdan önce saðlýk açýsýndan aciz olmalýdýr. Saðlam bir kimse, önce hacca bedel gönderip sonradan âciz duruma düþse haccý makbul sayýlmaz.

3- Âmir, bedel gönderdiði adamý, isteyerek ve bunu ona bildirerek göndermelidir. Ýzinsiz ve gýyabýnda yapýlan bedel hac caiz olmaz.

4- Bedel giden me´mûr müslüman, akýllý ve hac menasikini gereðince yapabilecek temyiz kudretine sahip olmalýdýr. Daha önce hacca gitmemiþ kiþiyi veya kadýný hac için bedel göndermek caiz ise de, daha önce haccetmiþ hür bir erkeði göndermek daha iyidir.

5- Âmir normal olarak yol masrafýný (nafaka) vermelidir. Yetmemesi halinde, bedel kendi parasýndan harcar ve dönüþünde âmirden isteyebilir, artmýþsa iade eder.

6- Âmir ile me´mûr arasýnda nafakadan baþka bir ücret belirlenemez. Çünkü ibadete -bedel olarak da olsa sadece ibadet maksadýyla gidilecektir.

7- Âmir, hac türlerinden (ifrad,* temettu´* ve kýran*) hangisini emrederse, me´mûr onu edâ eder. Âmirin emrettiði hac veya umreyi edâ ettikten sonra, kendi namýna da hac veya umreden birini yapsa caiz olur.

8- Âmirin verdiði nafaka hangi bineðe (vasýtaya) uygunsa me´mûr onunla gider. Binek için nafaka alýr da, ucuz olur diye yaya veya daha ucuz vasýta ile giderse caiz olmaz.

9- Âmirin verdiði nafaka yeterli ise kendi ikamet ettiði yerden; deðilse yeterli görülen bir yerden yola çýkýlýr.

10- Bedel hac için niyet edilirken,

"vekâleten haccedileceðine" niyet edilmesi þarttýr. Âmirin adýný unutursa, kalbî niyet yeterli olur. Fakat kendi adýna da veya iki kiþinin birden bedel haccýna niyet ederse hiçbiri kabul edilmez.

11- Âmir "Benim yerime filân kimse haccetsin, baþkasý deðil." derse belirttiði kimseden baþkasý bedel gidemez; "...baþkasý deðil" kaydýný koymazsa üçüncü bir kimsenin bedel gitmesi caiz olur.

12- Temettu ve kýran hac türlerinden gereken kurban, vekile vacip olur. Cinayet kurbaný da vekîle vacip olur. Hac veya umre erkânýndan, bir hatasýndan dolayý vekil "muhsar: manen engellenmiþ" olursa ve âmir sað ise kurban âmire aittir. Ýmam Ebû Yusuf´a göre bunu da vekil üstlenir.

13- Müteveffa bir âmirin vasiyyeti üzere gönderilen bedel yolda ölürse, ikinci bir vekîl tayin edildiðinde, Ýmam-ý Âzam´a göre, ölü olan âmirin malýnýn üçte birinden geri kalan ile ve âmirin ikamet ettiði yerden baþlayarak hacceder. Ýmam Ebû Yusuf ve Ýmam Muhammed´e göre ise önceki vekilin öldüðü yerden haccý tamamlar.

14- Me´mur eðer, Arafat´ta vakfeden önce cinsî yakýnlýkta bulunursa haccý fâsit olur, üzerine kurban gerekir ve nafakayý âmire veya mirasçýlarýna geri öder.

I5- Bedel hac, âmirin belirlediði senede yapýlmalýdýr. Hastalýk vb. elde olmayan bir sebeple vekil tarafýndan tehir edilirse nafakayý iade etmez, imkân bulduðu bir senede edâ edebilir.


radyobeyan