Bas By: armi Date: 04 Þubat 2010, 14:21:53
BAS, BASI ÝNKÂR
Öldükten sonra dirilmeyi reddetmek. Hayatýnýn baþlangýç ve sonu olmayan tek varlýk, Allah´týr. Diðer bütün varlýklarýn bir baþlangýç ve bir sonu vardýr. Her canlý gibi insan da doðar, büyür ve eceli gelince ölür. Ölen insan için kabir hayatý baþlar, kýyamete kadar devam eden kabir hayatýndan sonra kýyametin kopmasý ve ikinci defa Ýsrafil´in (a.s.) sûr´a üfürmesiyle kabirlerdeki bütün cesetler kendi ruhlarýyla birleþerek yerlerinden kalkýp, hesaplarýnýn görüleceði geniþ bir sahaya toplanýrlar. Ahiret hayatýnýn diðer merhalelerinden geçtikten sonra, iman ve amelleri nisbetinde Allah´ýn kendilerine takdir etmiþ olduðu Cennet veya Cehennem´e giderek ahiret hayatýnýn devamýný yaþamaya baþlarlar.
Ýþte insanýn öldükten sonra dirilmesi ve ahiret hayatýna baþlamasýna "ba´s" denir. Öldüren ve dirilten Allah´týr. Ölümün ve dirilmenin nasýllýk ve niceliðini tam manasýyla bilmemekle birlikte; bunlar hakkýnda verilen haberlerin doðruluðuna kesinlikle inanmamýz istenmektedir. Haberin doðruluðu, onu bildiren zatýn doðruluðuna baðlýdýr. Ölümü ve öldükten sonra dirilmeyi haber veren, Allah ve O´nun peygamberidir. Bilindiði gibi öldükten sonra dirilmeye iman etmek imanýn esaslarýndan biridir. Cibril Hadisi* adý ile þöhret bulan bir hadiste Peygamberimiz (s.a.s.) imanýn þartlarý konusunda þu ifadeleri kullanmaktadýr: "...Allah´a, Meleklerine, Kitabýna, Allah´a kavuþmaya, ve Peygamberlerine ve öldükten sonra dirilmeye inanman, bir de bütün kadere inanmandýr. " (Müslim, Ýmân, 8. Hadiste bildirildiði gibi altý maddeden ibaret olan iman esaslarýnýn hepsine birden inanmak farzdýr. Bunlardan bir tanesini bile inkâr etmek, bütününü inkâr demektir. Dolayýsýyla öldükten sonra dirilmeyi inkâr etmek küfür olup ebedî Cehennem azabýný gerektirir. "Ba´s" olayýnýn dünyada benzerlerini görmek son derece mümkün ve kolay bir husustur.
"Allah -ölenin- ölümü zamanýnda, ölmeyenin de uykusunda ruhlarýný alýr. Bu suretle hakkýnda ölümü hükmettiði ruhu tutar, diðerini muayyen bir vakte kadar salýverir. Þüphe yok ki bunda iyi düþünecek bir kavim için kesin ibretler vardýr. " (ez-Zümer, 39/42).
Bütün varlýklarý yaratan ve herkesin sýrlarýný bilen Allah, ömürleri tamam olup ölecek olan nefisleri öldükleri zamanda ve ömürleri tamam olmayýp ölmeyecek olanlarý uykularý zamanýnda tutar, onlarý cesetlerine býrakmaz. Ýbn Abbâs´ýn ifadesine göre:
"Ýnsanda bir nefis ve bir ruh vardýr. Aralarýndaki fark güneþ ile þualarý gibidir. Nefis, kendisiyle akýl ve temyiz yapýlan; ruh da teneffüs ve hareket yapýlandýr. Ölüm halinde ruh ve nefis birlikte vefat ederken, uykuda yalnýz nefis vefat eder." Ayetten ve izahýndan anlaþýlacaðý gibi ölüm ve öldükten sonra dirilmenin bir benzerini insan oðlu uyuma ve uyanmasýyla yaþamaktadýr.
Geçmiþte ve günümüzde inananlarýn dýþýnda- insanlarýn büyük bir kýsmý öldükten sonra dirilme gerçeðini iki sebepten kabul etmek istememiþlerdir. Birincisi, akýl ile idrak edememeleri, ikincisi de dünyada yaptýklarý isyanlarýnýn hesabýný verme korkusu. Her iki tür insana cevap ve müminlerin imanlarýný takviye açýsýndan Kur´an´da konu ile ilgili bir çok ayet vardýr. Ayetlerden bir kýsmý bu dünyada meydana gelen öldürme ve diriltme olaylarýný göz önüne sermektedir:
a) Ýsrailoðullarýndan biri, zulmen öldürüldü fakat, cezanýn tatbik edilebilmesi için katil bulunamadý. Allah onlara bir sýðýr kesmelerini emretti, sýðýr kesildi ve yine ilâhî emir gereði, kesilen sýðýrýn bir parçasý maktûle vuruldu, maktûl de Allah´ýn izni ile dirilerek kendisini kimin öldürdüðünü söyledi. (el-Bakara, 2/73).
b) Babil hükümdarý Buhtunnasrýn, Kudüs ve civarýný zaptedip harabeye çevirdi. Halkýnýn bir kýsmýný öldürdü, bir kýsmýný da esir aldý. Esirler içerisinde bulunan -kuvvetli rivayete göre Hz. Üzeyir (a.s.) Bâbil zindanlarýndan kaçarak Kudüs´e geri dönüp oranýn harap halini görünce de buranýn eski haline nasýl geleceðini üzüntü ile düþünmüþtü. Bunun üzerine Allah, Üzeyir´in (a.s.) ruhunu alýr ve yüz sene müddetle onu bu vaziyette býrakýr. Yüz sene sonra dirilince yanýndaki yiyeceklerinin aynen durup bozulmadýðýný, merkebinin ise kemiklerinin bile çürüyüp parçalandýðýný görür. Üzeyir (a.s.) bu durumda ancak bir gün veya daha az bir zaman kaldýðýný zanneder. Sonra Allah kudretiyle, Üzeyir´in (a.s.) merkebinin kemiklerini bir araya getirerek etlerini giydirir. Bütün bu hâdiseler Allah´ýn emriyle meydana gelmektedir. (el-Bakara, 2/259).
3) Hz. Ýsa´nýn (a.s.) mucizelerinden biri de ölüleri diriltmektir. (Âli Ýmrân, 3/49).
4) Hz. Ýbrahim (a.s.), Allah´tan, ölüleri nasýl dirilteceðini göstermesini istedi. Ancak bu isteðinin, inançsýzlýðýndan deðil, bilâkis kalbinin mutmain olmasý için olduðunu ifade etti. Allah O´na "O halde kuþlardan dördünü tut, onlarý kendine çek (iyice incele), sonra (kesip) her daðýn baþýna onlardan birer parça koy. Sonra onlarý kendine çaðýr; koþarak sana geleceklerdir... " (el-Bakara, 2/260) buyurdu. Hz. Ýbrahim de emredilenleri yapmýþ, kestiði kuþlarýn etlerini birbirine karýþtýrarak her birinden birer parçayý daðlara koymuþ, sonra da onlarý çaðýrdýðýnda kuþlarýn her bir parçasýnýn kendi vücutlarýyla birleþerek Allah´ýn izniyle canlanýp yanýna geldiklerini görmüþtür.
5) Kur´an kâfir kral Dekyanos zamanýnda yaþayan birkaç mümin gencin, kralýn zulmünden kaçarak maðarada saklanmalarý hadisesini (Ashabu´l-Kehf* olayýný) anlatýr. Özetle Kur´an´ýn bildirdiðine göre bu gençler gizlendikleri maðarada üçyüzdokuz yýl uyurlar. Uyandýklarýnda bir gün veya daha az bir müddet uyuduklarýný sanan gençler, içlerinden birini yiyecek almak üzere þehre gönderirler. Þehir deðiþmiþ, kral deðiþmiþ, halk hristiyan olmuþtur. Alýþ veriþ için kullanmak istediði paranýn kâfir yönetici Dekyanos zamanýna ait olduðu farkedilir. Genç ve arkadaþlarýnýn hazine bulduðunu zanneden halk, gençle birlikte maðaraya gelirler. Genç, arkadaþlarýna haber vermek üzere maðaraya girer ve bir daha dýþarý çýkmaz. (el-Kehf, 18/9-26).
Yukarda bildirilen ve Kur´an´la sabit olan bu olaylar, öldükten sonra dirilme hadisesinin, bizzat insan hayatý üzerindeki canlý misalleridir. Bunlardan baþka Allah, insanlardan Ba´s´ý anlamak ve ibret almak isteyenler için tabiattan da bir çok örnekler ve misaller vermiþtir: Hac suresi beþinci ayette Allah, öldükten sonra dirilme konusunda kuþku içinde olanlarý ikaz etmek üzere þöyle buyuruyor:
"Ey insanlar, eðer öldükten sonra dirilmekten kuþkuda iseniz (bilin ki) biz sizi (önce) topraktan, sonra nutfe (sperma)den, sonra alaka (embriyon) dan,sonra yaratýlýþý belli belirsiz bir çiðnem et parçasýndan yarattýk ki, size (kudretimizi) açýkça gösterelim. Dilediðimizi belirtilmiþ bir süreye kadar rahimlerde tutuyoruz, sonra sizi bir bebek olarak çýkarýyoruz. Sonra güç (ve kabiliyetler)inize ermeniz için (sizi büyütüyoruz). içinizden kimi (henüz çocukken) öldürülüyor, kimi de ömrün en kötü çaðýna (ihtiyarlýða) itiliyor ki, bilirken bir þey bilmez hale gelsin (çocukluðundaki gibi vücutça ve akýlca güçsüz bir duruma düþün). Yeri de kurumuþ, ölmüþ görürsün. Fakat biz onun üzerine suyu indirdiðimiz zaman titreþir, kabarýr ve her güzel çiftten bitirir. " "Bu böyledir. Çünkü Allah, tek gerçektir. (Her þey O´nunla varlýk kazanýr) ve O, ölüleri diriltir ve O, her Þeyi yapabilir... Allah kabirlerde olanlarý diriltecektir. " (el-Hacc, 22/5-7)
"O ki rüzgârlarý rahmetinin önünde müjdeci gönderir. Nihayet onlar, aðýr aðýr bulutlarý yüklenince, onu ölü bir memlekete yollarýz; onunla su indirir ve türlü türlü meyveler çýkarýrýz. Ýþte ölüleri de böyle çýkaracaðýz. Herhâlde bundan ibret alýrsýnýz. " (el-A´râf, 7/57).
Mekke müþriklerinden Adîy b. Rabîa, Hz. Peygamber´e (s.a.s.) kýyamet hakkýnda soru sordu o da kýyametin kopacaðýný ve bütün insanlarýn kabirlerinden dirilerek kalkacaklarýný söyledi. Anlatýlanlarý aklý ile kavrayamayan Adiy ve benzerlerine cevap olmak üzere Allah, "Ýnsan, bizim kendisinin kemiklerini bir araya toplayamayacaðýmýzý mý sanýyor? Evet, toplarýz, onun parmak uçlarýný bile düzeltmeye gücümüz yeter. " (el-Kýyame, 75/3, 4) ayetini inzal ediyor.
Bunlardan baþka daha bir çok ayetlerde Allah, -kâfirlerin inkârlarýna raðmen- insanlarýn, ölümlerinden ve toz toprak olmalarýndan sonra, vakti gelince tekrar dirilteceðini, hesaplarýnýn görülmesi için mahþere sevkedileceklerini belirtmektedir. Verilen bu bilgiler, gayb alemine ait bilgilerdir. Bunlarýn mantýk veya müsbet ilimle izah ve ispatý söz konusu deðildir. Ancak, ayetler üzerinde düþünen insanlar dirilme olayýnýn gerçekliðini kavrayabilirler. Ýnsaný ve tüm varlýklarý, modeli yok iken ilk defa yaratmaya muktedir olan bir varlýk, onlarý öldürdükten sonra tekrar diriltmeye de güç yetirebilir. Müminler, dirilmeye inanýrlar. Ýnanmayanlarý ise Allah "kâfir" olarak nitelendirmiþtir. (et-Tegabün, 64/7). Ayrýca geniþ bilgi için Kur´an-ý Kerîm´in þu ayetlerine bakýlabilir: 2/28, 6/29, 30, 94, 16/38, 17/51, 20/102, 31/28, 58/6, 64/7, 36/52, 22/7, 19/33, 17/49.
radyobeyan