Bahira By: armi Date: 04 Þubat 2010, 14:08:17
BAHÎRA
Resulullah (s.a.s.)´ýn amcasý Ebû Talib ile birlikte gittiði Suriye seyahati sýrasýnda Busra þehri civarýnda karþýlaþtýðý hristiyan din adamý.
Hz. Peygamber (s.a.s.) yaklaþýk dokuz veya on yaþlarýnda iken himayesinde kaldýðý amcasý Ebu Talib´in ticaret maksadýyla düzenlediði bir Suriye seferine katýlmýþtý. Mekke´den Suriye´ye giden yol üzerinde Kudüs ile Dýmeþk þehirleri arasýnda bulunan bir yerde bir hristiyan manastýrý vardý. Bu manastýr Busra þehri ile Lut gölüne yakýn idi. Ebû Talib´in kervaný her zaman olduðu gibi bu manastýra yakýn bir yerde konaklamýþken bu tapýnakta yaþayan Bahira adýndaki din adamýnýn dikkatini çeken bir husus olur. Kervan uzaktan manastýra doðru yaklaþýrken onu adeta sýcaktan koruyan bir bulut parçasý sürekli olarak kafilenin üzerinde ve onunla birlikte yürüyordu. Bu kervanýn bir bulut parçasý tarafýndan gölgelendiðini gören rahip, kervandakileri yemeðe davet eder. Ebu Talib ve arkadaþlarý kervanda bulunanlarýn en küçüðü olan Hz. Muhammed´i nöbetçi býrakýp rahibin bu davetine icabet etmiþlerdi. Davetliler manastýra geldiði halde bulutun kervan üzerinde kaldýðýný gören rahip, dýþarýda kimsenin kalýp kalmadýðýný sorunca dokuz on yaþlarýnda bir erkek çocuðunun olduðunu söylemiþlerdi. Rahip Bahîra onun da getirilmesini istemiþ ve asýl merakýný bu çocuðu görünce gidermiþti.
Nakledildiðine göre Bahîra Süryânî rahiplerden idi. Kendi döneminin ilimlerine vakýf bir zattý. Hz. Ýsâ´nýn ulûhiyetini reddettiðinden diðer rahiplerin hýþmýna uðramýþ; baðlý bulunduðu manastýrýn reisi tarafýndan kovulmuþtu. Bunun üzerine Bahîra, Busra civarýnda bir manastýra çekilmiþti. Yanýnda kilisenin ileri gelenlerince nesilden nesile intikal eden "el-Enbâ" isminde bir kitap bulunuyordu ki bu kitapta Arabistan´da gelecek son peygamberin vasýflarý anlatýlýyordu. (Tecrid-i Sarîh Tercemesi, VI, 525-526).
Rahip Bahîra´nýn elindeki Ýncil nüshasýnda ve söz konusu kitapta bulunan yakýn zamanda gelecek peygamberin bütün özellikleri, bu çocukta mevcuttu. Bahîra Hz. Muhammed´ in sýrtýna bakarak iki omuzu arasýndaki peygamberlik mührünü görmüþ ve amcasý Ebû Talib´e þöyle demiþti:
"Senin bu yeðenin ilerde büyük bir þöhrete kavuþacaktýr. Bana sorarsan onu Suriye´ye yahudilerin çok bulunduðu bir yere götürme. Onda bulunan alâmetleri görürlerse O´nu öldürmeye kalkýþmalarýndan korkulur. Onun için bu çocuðu al ve buradan götür."
Tarih kaynaklarýnýn verdiði bilgilere göre Hz. Peygamber´in zuhuruna yakýn dönemde yaþayan bütün yahudi ve hristiyanlar gelecek peygamberin bütün özelliklerini tanýyor ve yakýn bir zamanda davetine baþlayacaðýný biliyorlardý. Bazý Batýlý araþtýrmacý ve ilim adamlarý son derece basit bir iddiada bulunarak Hz. Peygamber´in birçok bilgiyi hatta Kur´an´ý Rahip Bahira´dan aldýðýný ve Ýslâm´ý bu bilgiler üzerinde bina ettiðini ileri sürerler. Dokuz, on yaþlarýnda bir çocuðun bir iki saatlik bir görüþme sýrasýnda bu kadar bilgiye sahip olmasýnýn imkânsýz olduðu, aklý baþýnda olan her insanýn takdir edeceði bir husustur. Kaldý ki Kur´an, indiði günden günümüze kadar kendisine güvenen herkese:
"Eðer Kur´an´ýn Allah´tan baþkasý tarafýndan olduðunu iddia eden varsa, bu Kur´an´ýn bir benzerini, bunu yapamýyorsa on suresinin, bunu da beceremiyorsa bari bir suresinin benzerini getirsin. " (el-Bakara, 2/23; Hûd, 11/13) diye meydan okumaktadýr.
radyobeyan