Azab By: armi Date: 03 Þubat 2010, 12:30:07
AZÂB, AZAP
Otorite sahibi bir kimse tarafýndan yapýlan iþkence, eza, cefa; beden ve ruha tesir eden eziyet.
Bir terim olarak, Allah´ýn günahkârlara dünya veya ahirette vereceði ceza, sýkýntý ve eziyet demektir. Kabir azabý, Cehennem azabý.
Ýslâm´da azab dünyevî ve uhrevî olmak üzere ikiye ayrýlýr:
1. Dünyevî azab. Yüce Allah eski devirlerde imandan uzaklaþan, gönderdiði peygamberlere itaat etmeyen, Allah´a isyan eden kavimleri helâk etmiþ, onlarý dünyada azaplandýrarak sonraki nesillere ibret yapmýþtýr. Hz. Nuh (a.s.)´ýn kavminin sular altýnda kalmasý, sadece kendisiyle birlikte bir gemiye binen insanlarýn ve hayvanlarýn kurtulmasý, Âd ve Semûd kavminin baþýna gelen felâketler, Nemrud´un ve Firavun´un helâk oluþu, erkeklerin kadýnlarý býrakarak birbirlerine yaklaþtýðý Lût kavminin yere batýrýlmasý dünyadaki azaba örnek verilebilir. Bunlar Kur´an-ý Kerîm´de ibret için zikredilen kýssalardýr.
Dünyevî azabýn bir de eziyet, sýkýntý, fakirlik vb. þekillerde imtihan amaciyle karþýlaþýlan þekli vardýr. Bu imtihanlarýn gayesi insanýn sabýr ve tahammül gücünün ölçülmesi, buna karþýlýk günahlarýnýn affedilmesi, ya da manevî derecesinin yükselmesidir. Ayette þöyle buyurulur: Ey müminler itaat edeni asî olandan ayýrt etmek için sizi biraz korku, biraz açlýk, biraz da mallardan, canlardan ve ürünlerden yana eksiltmek ile imtihan ederiz (ey habibim) sabredenleri müjdele" (el-Bakara, 2/155). Buna göre, dünyadaki bazý sýkýntý ve ýzdýraplar ahirette sevaba, dünya hayatýnýn sonraki yýllarýnda refaha dönüþebilmektedir. Münkirler için dünyadaki azap da ahiretteki azap da aleyhlerinedir. Kur´an-ý Kerîm´de; "Onlar için dünyada rezillik ve aþaðýlýk ahirette de elem verici bir azap ve cehennem ateþi vardýr" (el-Bakara, 2/114; Hacc, 22/9) buyurulmaktadýr.
2. Ahiretteki azab: Ahiret azabý kabir azabýyla baþlar. Kabir hayatý hemen dünya hayatýnýn bitimiyle baþladýðýna göre, insanoðluna azap uzak deðildir. Çünkü ayet ve hadislerde azabýn kabirde baþlayacaðý belirtilmiþtir. Cenâb-ý Hakk buyurur:
"Kim benim zikrimden (Kuran´dan) yüz çevirirse, o kimse için (kabirde) dar, sýkýntýlý bir yaþayýþ vardýr. Biz onu kýyamet gününde kör olarak haþredeceðiz. O þöyle diyecek: Ey Rabbim, beni niçin kör olarak haþrettin? Halbuki ben daha önce görüyordum.´ Allah diyecek: Bu böyledir. Çünkü sen, sana ayetlerimiz geldi de, onlarý unuttun. Bugün de unutulma sýrasý sendedir" (Tâhâ, 20/124).
Hz. Peygamber, salih kullar için kabrin Cennet bahçelerinden bir bahçe olacaðýný, günahkârlar için ise Cehennem çukurlarýndan bir çukur hâlini alacaðýný bildirmiþtir (Tirmizî, Kýyâme, 26).
Ýbn Ömer´den nakledildiðine göre Allah Resulu þöyle buyurmuþtur:
"Sizden biriniz vefat ettiðinde sabah ve akþam ona kendi makamý gösterilir: O kimse Cennetlik ise Cennet´e gireceklerin makamý; Cehennemlik ise, Cehennem´in hücrelerinden bir yer gösterilir. Ve ona, burasý senin ebedî duraðýndýr. Kýyamet günü seni Allah buraya göndererektir,´ denilir" (Tecrîd-i Sarih Terc., 678).
Ebû Hüreyre´den, Hz. Peygamber´in þu duaya devam ettiði nakledilmiþtir: "Ya Rabbî! Kabir azabýndan, hayat ibtilâsýndan, ölümün þiddetinden, mesih-deccalin fitnesinden sana sýðýnýrým"(Tecrîd i Sarih Terc., 677).
Kýyamete kadar bu þekilde sürecek bir kabir hayatý sonunda, mahþer yerinde hesap ve mizandan sonra sevaplarý günahlarýndan fazla gelenler Cennet´e, az gelenler ve inkârcýlar ise Cehennem´e gireceklerdir. Günahkâr müminler bir süre azap gördükten sonra, sonunda yine Cennet´e gireceklerdir. Kâfirler ise ebedî Cehennem´de kalacaktýr. Kur´an-ý Kerîm´in bir çok ayetinde Cehennem azabýndan, bu azabýn dehþet ve korkunçluðundan söz edilir:
Defterleri sol tarafýndan verilen günahkârlara gelince; onlar ne acýklý durumdadýrlar. Onlar ateþin alevi ve kaynar su içindedirler. Bir de üzerlerinde Cehennem´in kapkara dumaný olan bir gölge var. O gölge ne serindir, ne de mülayim. Çünkü onlar dünya hayatýnda zevklerine düþkün kimselerdi" (el-Vâkýa, 56/41-46).
Ýslâm´da azap ilâhî adaletin gerçekleþtirilmesi içindir. Dünya hayatýnda uygulanan ceza ve azaplar hukukî müeyyidelerdir. Bu da toplum içinde iþlenebilecek kötülük ve suçlarýn önlenmesi ve diðer insanlara bir ibret teþkil etmesi içindir. Ahiret azabý mümin insanlar için geçicidir. Bu geçici azabýn sonunda Allah´ýn bir lûtfu olarak Cennet nimeti verilecektir. Allah´ýn bütün emir ve yasaklarýnýn hak olduðuna iman eden, yegane din ve nizamýn onun dini ve nizamý olduðunu kabullenip bütün emir ve yasaklarýnýn yer yüzünde uygulanmasý gerektiði inancýnda olan, Allah´a hiç bir þekilde þirk koþmayýp, ancak bazan insanî fýtrat gereði olarak günah iþleyen kimseler, bu günahlarýnýn karþýlýðý olan cezayý çektikten sonra, ebedî azaba çarptýrýlmayýp, af edilirler. Zira Cenâb-ý Hak þöyle buyurur: Âllah kendisine þirk koþulmasýný baðýþlamaz. Bunun dýþýndaki günahlarý dilediði kimse için affeder. " (en-Nisâ, 4/48) Buna göre küfrün dýþýnda kalan diðer günahlar Cenâb-ý Allah´ýn iradesine kalmýþ bir husustur. O isterse baðýþlar isterse azap eder. Fakat onun emir ve yasaklarýný dinlemeyen, Kur´an´a sýrt çevirip hükümlerinin uygulanamayacaðýný söyleyen veya böyle inananlarýn düþüncesini paylaþan insanlar, küfürde olacaklarý için, ebedî azaba çarptýrýlacaklardýr.
"Gerçekten küfredip (Peygamberliði ve Ýslâm´ýn bütün hükümlerini reddedip insanlarý Allah´ýn dininden ve hak yoldan alýkoymakla) zulmedenleri, Allah asla maðfiret edecek deðildir. Onlarý Cehennem yolundan baþka bir yola erdirecek deðildir. Onlar orada ebediyyen kalýcýdýrlar... ´ (en-Nisâ, 4/168-169). Ayrýca (Cinn, 72/23) ve (Ahzâb, 33/65) ayetleri ayný hususu hatýrlatmaktadýr.
Allah ve Resulu ayet ve hadislerde, ahiret nimetlerini müjdeleme yanýnda dünyada emir ve yasaklara uymayanlara, haksýzlýk ve zulûm yapanlara, inkâr yoluna sapanlara, Allah´ýn hükümlerine sýrt çevirenlere azap edileceðini bildirmiþtir. Bundan maksat da insanlarý kötülüklerden ve inançsýzlýktan kurtarmaktýr.
radyobeyan