Ýslam Kavramlarý A-L
Pages: 1
Akli delil By: armi Date: 03 Þubat 2010, 11:38:58
AKLÎ DELÝL


Delîl; "Mürþid, rehber, kýlavuz" anlamlarýna gelir. Istýlahda ise, "bilinmeyen þeylerin bilinmesini mümkün kýlan þeydir." Veya "Kendisine iyice bakarak ve düþünerek, istenilene götüren þeydir." (el-Cüveynî, el Ýrþâd, Mýsýr, 1369/1950, 8; elCürcânî, et-Ta´rîfât, Ýstanbul 1253, 61, et-Tehânevî, Keþþâfu ýstýlâhâti´lfünûn, Ýstanbul 1984, I, 492).

Delîl, bize rehberlik eder ve bir þeyin doðru veya yanlýþ oluþu hakkýnda bizi bilgi sahibi ederek yol gösterir. Olumlu veya olumsuz, hüküm vermemizi saðlar. Delille öðrenilen ve doðruluðu kanýtlanan þeye "medlûl" denir.

Delîller bir bakýma, aklý ve naklî (sem´î) olmak üzere ikiye ayrýlýr. "Vahye ve iþitmeye dayanan delîle" naklî delîl denir. Naklî delile dînî delîl de denmektedir. Kur´an ve hadislerin bildirdikleri, naklî delillere dâhildir. Aklý delil ise; "mukaddimeleri (önermeleri), akla dayanan delildir. Aklî ve naklî deliller, kat´î ve zannî olmak üzere ikiye ayrýlýrlar. Kesin olarak medlûlü isbât eden aklî delile burhan (ve huccet)* denir. Önermeleri kesin olmayan aklî delile de hatâbe adý verilir.

Burhan; zekî ve kültürlü insanlarýn, inceliklerini anlayýp yararlanabilecekleri delîl çeþididir. Meselâ: "Âlem deðiþkendir, her deðiþken hâdistir (sonradandýr)" delîli bir burhandýr. Cahil ve kültürsüz insanlar burhaný anlamaz. Burhan, münâkaþa ve münâzaralarda geçerliliði olan bir delildir.

Hatâbî deliller ise, kafasý olumsuz fikirlerle þartlanmamýþ kimseleri ikna edebilen delillerdir. "Bir yerde iki yönetici olmaz" ifadesi bir hatâbî delîl sayýlýr Bu tür delillerin mukaddimeleri, genellikle doðruluðu kabul edilmiþ ifâdelerdir.

Kesinlik ifade eden aklî delillere yakîniyyât denir ki, bunlarýn altý türü vardýr;

1) Bedîhiyyât: Aklýn, bir delîle ihtiyaç duymadan, apaçýk bir þekilde hemen biliverdiði bilgilerdir. Bunlara evveliyât da denir. "Bir, ikinin yarýsýdýr", "Bütün, parçasýndan büyüktür" gibi.

2) Müþâhedât: Aklýn duyu organlarýyla verdiði hükümlerdir. "Güneþ, aydýnlatýcýdýr", "Ateþ, yakýcýdýr" gibi. Bunlara, hissiyât ve mahsûsât da denir.

3) Fýtriyyât; Aklýn, basit bir kýyâsla vardýðý hükümdür. "Dört sayýsý, çifttir" gibi. Bunlar, kýyâslarý beraberlerinde bulunan hükümlerdir.

4) Mücerrebât: Aklýn, müþâhedelerin tekrarý sonucunda verdiði hükümdür. "Hint yaðý ishâl edicidir" gibi.

5) Mütevâtirât: Aklýn, mütevâtir haberlere dayanarak verdiði hükümdür. "Mekke Hz. Peygamberin doðum yeridir." gibi.

6) Hadsiyyât (sezgiler): Aklýn, mukaddimelerden süratle neticeye ulaþmasýyla varýlan hükümdür. "Ay, ýþýðýný güneþten alýr" gibi. Bunlar, zarûrî ilim ifade ederler. (Sâdeddîn et-Taftâzânî, Þerhu´l-Makâsýd, Mýsýr (t.y.), I, 232-235; Bekir Topaloðlu, Kelâm Ýlmine Giriþ, Ýstanbul 1988, 71).

Kesinlik ifade etmeyen aklî delîllere de zanniyyât denir. Bunlarýn da altý çeþidi vardýr

1) Müsellemât: Ýlmî münâkaþada karþý tarafýn kabul ettiði hükümlerdir. Peygamberimizin mîrâcýný inkâr eden hýristiyana karþý Hz. Ýsâ´nýn mîrâcýný delil getirmek gibi.

2) Meþhûrât: Ýnsanlarýn hepsinin veya büyük çoðunluðunun kabul ettiði hükümlerdir. "Adalet güzeldir. Zulüm çirkindir" gibi.

3) Makbûlât: Yalan söylemeyeceðine dair kendilerine hüsn-i zan beslenilen büyük âlimlerin ve mürþidlerin

sözleri bu kategoriye dahildir.

4) Karînelerle hüküm vermek: Yoðun bulut görüp yaðmurun yaðacaðýný söylemek gibi.

5) Muhayyelât: Psikolojik olarak arzu uyandýrmak veya nefret ettirmek için tahayyül edilen hükümlerdir. "Bal, iðrenç bir kusmuktur", "Þarap, akýcý bir yâkûttur" gibi.

6) Vehmiyyât: Duyular âleminin ötesinde kalan hususlar için duyulan âlemle kýyas edilerek verilen hükümlerdir. "Kâinâtýn ötesi sonsuz bir fezâdýr", "Var olan her þey görülebilir" gibi .

Bu tür delîller, insaný kesin bilgi edinmeye götürmeyen aklî deliller olduðundan zannî deliller adýný almýþlardýr. (el-Cürcânî, Þerhu´l-Mevâkýf, Ýstanbul 1286 h., 76; et-Tehânevi, Keþþâf, II, 939; Bekir Topaloðlu, a.g.e., 75).


radyobeyan