Ýhya-u Ulumiddin 1-2
Pages: 1
Gece Virdleri By: derya Date: 01 Þubat 2010, 13:11:20
Gece Virdleri

Gece virdleri beþ tanedir:

I. Vird

Güneþ battýðý zaman, akþam namazýný kýlmalýdýr. Akþam ile yatsýnýn arasýný Allah´ýn zikriyle ihya etmeye çalýþmalýdýr. Bu virdin sonu yatsý namazýnýn vaktinin geliþini bildiren kýrmýzý þafaðýn batýþýna kadardýr. Allah Teâlâ þöyle buyurmaktadýr:

Kasem ederim þafaða... (Ýnþikak/16)

Allah (cc) ayette, bu vakte yemin etmektedir. Bu vakitte kýlýnan namaz, Kur´an lisânýnda Nâþiete´l-Leyl diye tâbir edilen namazdýr.

Zira bu vakit, gece saatlerinin ilkidir ve þu ayette zikrolunan anlardan biridir.

Gecenin bir kýsým anlarýnda (vakitlerinde) ve gündüzün etrafýnda da tesbih et.(Tâhâ/130)

Bu namaz ´evvabin´ namazýdýr ve þu ayetle bu namaz kasto-lunmuþtur.

Onlar o kimselerdir ki,(geceleyin teheccüd namazýný kýlmak için) yataklarýndan kalkarlar.(Secde/16)

Bu durum, Hasan Basri´den bu þekilde rivayet edilmiþtir. Hasan Basrî´nin bu rivayetini Ýbn Ebî Ziyad, Rasûlullah´a isnad etmektedir. Þöyle ki:

Allah´ýn Rasûlü´ne´Yataklarýndan kalkarlar´ifadesiyle hangi namazýn kastolunduðu sorulduðunda,Hz.Peygamber ´Akþam ve yatsý arasýndaki namaz kastolunuyor´ diye cevap vermiþtir.(38)

Sonra Hz. Peygamber (s.a) þöyle buyurmuþtur ki: ´Akþam ile yatsý arasýnda kýlýnan namazý geçirmeyiniz. Çünkü o namaz gündüzün fuzulî iþlerini zihinlerden silip götürmekte olduðu gibi, sonunu da temizler´.
Enes´ten akþam ile yatsý arasýnda uyuyan bir kimsenin du-rumu sorulduðunda þöyle demiþtir: ´Sakýn böyle bir uykuya dalma. Çünkü bu saat Allah Teâlâ´nýn Secde sûresinin 16. ayet-i celîlesiyle (biraz önce zikredilmiþti) kasdolunan saattir´.

Akþam ile yatsýnýn arasýný ibadetle ihyâ etmenin fazileti, bu ikinci bölümde ele alýnacaktýr.
Bu virdin tertibi þöyledir: Akþam namazýndan sonra, iki rek´at sünnet kýlmalý, birincisinde Kâfirûn sûresini ikincisinde de Ýhlâs sûresini zamm-ý sûre olarak okumalýdýr. Bu iki rek´at namaz ile akþam namazýnýn arasýna herhangi bir konuþmanýn ve meþguliyetin girmemesi için hemen akþam namazýndan sonra bunlarý kýlmalýdýr. Sonra dört rek´at nâfile namaz daha kýlmalýdýr ve bu dört rek´atý oldukça uzatmalýdýr. Bu dört rek´attan sonra kýrmýzý þafak kaybolýncaya kadar mümkün olduðu nisbette nafile namaz kýlmalýdýr. Mescid evine yakýn olsa bile þayet mescidde itikâfa girme niyeti yoksa bu nafileleri evinde kýlmalýdýr. Eðer mescidde itikâfa girmeye niyet ederse ve böylece mescidde durup da yatsý namazýný beklerse, o vakit mescidde bekleyip bu sünnetleri de orada kýlmasý daha efdaldir. Fakat böyle yapmanýn gösteriþ ve riyaya kaçmamak þartýyla daha üstün olduðu bilinmelidir.

II.Vird

Yatsýnýn vaktiyle baþlar, insanlarýn uyku hududuna kadar devam eder. Bu vakit, karanlýðýn kuvvetlenmesinin ve iyice çökmesinin baþlangýcýdýr. Allah Teâlâ bu vakitle yemin etmiþtir:
Geceye ve derlediði karanlýða yemin ederim.(Ýnþikak/l)Gecenin þiddetli karanlýðýna kadar...(Ýsrâ/8)Ýþte o zaman gece þiddetlenir, karanlýk oldukça koyulaþýr. Bu virdin tertibi, üç þeye riayet etmekle olur:

1.Yatsýnýn farz namazýndan baþka on rek´at namaz kýlmalýdýr. Dördü yatsý namazýnýn farzýndan önce olmalýdýr. Bu dört rek´atýn kýlnýþý, iki ezanýn (yani ezanla kamet) arasýný ihya etmek içindir. Altýsý da yatsý namazýnýn farzýndan sonra kýlýnmalýdýr.

Önce iki rek´at kýlýnmalý, sonra dört... Bu dört rek´atta, Kur´an´ýn belli ayetlerini okumalýdýr. Bakara sûresinin son ayetleri (Ayet´el-Kürsî), Hadîd sûresinin ilk ayeti, Haþr sûresinin de son ayeti ve
baþka ayetler gibi...

2.Onüç rek´at namaz kýlmalýdýr. Bu rek´atlarýn sonuncusu tek olmalýdýr. Çünkü Hz. Peygamber´in en fazla olarak gecede onüç rek´at namaz kýldýðý rivayet edilmiþtir. Akýllý insanlar vakitlerini gecenin baþýndan alýrlar. (Ýman bakýmýndan) kuvvetli olanlar ise, gecenin sonundan alýrlar. Fakat tedbir ve ihtiyat olarak gecenin baþýndan almak daha uygundur. Çünkü kiþi çok zaman uyanmaz veya kalkýp ibadet etmek kendisine aðýr gelir. Ancak kalkýp ibadet etmeyi adet edinmiþse, o zaman gecenin sonu kendisi için daha faziletli olur. Sonra bu namazýnda Hz. Peygamber tarafýndan çokça okunan belirli sûrelerden üçyüz ayet kadar okumalýdýr.
Rasûlullah´ýn okunmasýný çokça âdet ettiði sûreler þunlardýr:
Yâsîn, Secde, Duhan, Mülk, Zümer, Vâkýa.

Eðer geceleyin böyle bir namaz kýlmazsa dahi bu sûrelerin okunmasýný veya uykudan evvel bir kýsmýnýn okunmasýný terketmemelidir.

Üç hadîste Hz. Peygamber´in her gece okuduðu sûreler rivayet edilmiþtir.(39) O sûrelerin en meþhuru Secde, Mülk, Zümer ve Vâkýa(40) sûreleridir. Diðer bir rivayette Zümer ve Ýsrâ sûrelerini okuduðuna iliþkin kayýt vardýr. Baþka bir rivayette Hz. Peygamber´in her gece Müsebbihat diye bilinen Hadîd, Haþr, Saff, Cuma ve Teðâbiin sûrelerini okuduðu bildirilmiþtir.(41)
Ravi diyor ki:

Bu sûrelerde bir ayet-i celîle vardýr ki bin ayetten daha faziletlidir.
Alimler Müsebbihat denilen sûreleri altýya çýkararak A´lâ sûresini´de bu sûrelere ilâve etmiþlerdir. Çünkü bir rivayette Hz. Peygamber´in A´lâ süresini sevdiði vârid olmuþtur.(42) Resulullah vitrin üç rek´atýnda üç süre okurdu: A´lâ, Kâfirun ve ihlâs...
Bu namazý bitirdikten sonra üç defa ´Sübhâne´l-Melik´il-Kuddûs. (Rabb´ul-Melâiketi ve´r-Ruh)´ duâsýný okurdu.

III.Vird

Eðer uykudan kalkýp namaz kýlmayý âdet edinmemiþse, daha uyumazdan evvel vitir namazýný kýlmalýdýr.
Ebu Hüreyre (r.a) þöyle demiþtir:

Hz. Peygamber (s.a), vitir namazýný kýldýktan sonra bana uyumamý tavsiye etti.(43)
Eðer kiþinin âdeti gece namazýný kýlmak ise, o vakit namazýný (vitrini) tehir etmesi daha efdaldir. Çünkü Hz. Peygamber bir hadîs-i þerifinde þöyle buyurmuþtur:

Gece namazý ikiþer rek´at olarak kýlýnýr. Sabah vaktinin girmesinden korktuðun zaman, gece namazýna bir rek´at eklemek sûretiyle onu tekleþtir.(44)
Hz. Âiþe (r.a) þöyle demiþtir; ´Allah´ýn Rasûlü gecenin baþýnda, ortasýnda ve sonunda vitir namazýný kýldý. Onun vitir namazý seherde sona erdi´.(45)

Hz. Ali (r.a) þöyle demiþ dr: ´Vitir namazý üç þekilde kýlýnýr. Dilersen gecenin baþýnda vitir namazýný kýlar, sonra ikiþer rek´at olarak gece namazýna devam edersin. Eðer dilersen bir rek´at vitir kýlarsýn. Uyandýðýn zaman da o bir rek´ata baþka bir rek´at daha eklersin. Sonra gecenin sonunda onlarý tekleþtirirsin. Eðer dilersen namazýnýn en sonuncusu olsun diye vitir namazýný gecenin sonuna kadar tehir edebilirsin´.

Ýþte Hz. Ali´den bu üç þekil de rivayet edilmiþtir. Bu þekillerin birincisinin ve üçüncüsünün daha normal olduðu açýktýr. Vitrin noksan kýlýnmasý hakkýnda Hz. Peygamber´in yasak emri sahih bir þekilde vârid olmuþtur. Bu bakýmdan ikinci þýkta olduðu gibi vitri noksan kýlmak, uygun bir hareket deðildir.(46)
Hz. Peygamber´in mutlak olarak þöyle buyurduðu rivayet edilmektedir:
Bir gecede iki vitir namazý yoktur.(47)

Eðer uyanmasýnda tereddüt ederse (uyanmasýnda tereddüt eden birisi için) bir lûtf-i ilâhî vardýr ki, ulemânýn bazýsý onu ´hasen´ görmüþtür. O lütuf da Vitir´den sonra uyuyacaðý zaman yataðýnýn üzerinde oturarak iki rek´at namaz kýlmasýdýr. Hz. Peygamber (s.a) yataðýna gelir, iki rek´atý yataðýnýn üzerinde kýlar ve bu rek´atlarda Zilzal sûresiyle Tekasür sûresini okurdu. Çünkü bu iki sûrede korkutmak, vaîd ve va´z u nasihat vardýr.

Baþka bir rivayette Kâfirun sûresini okuduðu zikredilmektedir. Çünkü bu sûrede þirkten tebrie ve ibadeti sadece Allah´a tahsis etmek gibi büyük mânâlar vardýr. Deniliyor ki, eðer kiþi bu iki rek´atý kýlýp uyursa sonra tekrar uyanýrsa bunlarýn ikisi bir rek´at yerine geçer (ve böylece daha evvelce kýldýðý vitir namazý çiftleþir). Bu duruma göre, gece namazýnýn sonunda bir rek´at kýlmak sûretiyle namazýný tekleþtirebilir. Sanki uykudan önce kýlýnan namaz, yatak üzerinde kýlýnan bu iki rek´atla çiftleþmiþtir. O halde yeniden vitir namazýný kýlmak iyi olur ve Ebû Tâlib el-Mekkî de bu þekilde vitir namazýnýn ikinci bir defa kýlýnmasýný güzel görerek þöyle demiþtir: ´Böyle yapmakta üç amel vardýr:

a) Emelin kýsalmasý
b) Vitrin elde edilmesi
c) Vitrin, gecenin sonuna düþürülmesi´.

Hakikatte durum Ebu Tâlib el-Mekkî´nin dediði gibidir. Fakat çok zaman insanýn kalbine gelir ki, yatak üzerinde kýlýnan iki rek´at, uykudan önce kýlýnan vitir namazýnýn özelliðini iptal etmiþ olmaktadýr. Bu bakýmdan eðer kiþi uyanýrsa daha önce kýldýðý vitir namazý çiftleþir ve vitirlikten çýkar. Eðer uyanmazsa çiftleþmez þeklindeki hüküm düþünmeye deðer bir hükümdür.

Hz. Peygamber´in bu iki rek´attan önce vitir namazýný kýldýðý ve uyandýktan sonra ikinci bir defa vitir namazýný iade ettiði hakkýnda sahih bir rivayet varsa, o vakit anlaþýlýr ki bu iki rek´at, þekilde çift fakat mânâda tektirler. Bu bakýmdan eðer uyanmazsa, kýldýðý vitir olarak hesap edilecektir. Eðer uyanýrsa, kýldýðý namazý çift olarak kabullenecektir. Bütün bu hakikatleri bildikten sonra vitir namazýný bitirip selâm verdiðinde þöyle demesi müstahabdýr:

Meleklerin ve er-Ruh´un rabbi, el-Kuddûs ve el-Melik olan Allah her türlü eksiklikten münezzehtir. Gökler ve yer O´nun azamet ve ceberûtunu tebcîl ve tâzim etmektedir. Kudretle galip, ölümle kullarýný maðlup etti.(48)
Rivayet edildiðine göre, Hz. Peygamber (s.a) farzlar hariç, namazýnýn çoðunu oturarak kýlýncaya kadar vefat etmemiþtir.(49)

Bir hadîs-i þerifinde de þöyle buyurmuþtur:
Oturarak namazýný kýlan, ayakta namazýný kýlanýn yarý ec-rini alýr. Uzanarak namazýný kýlan da oturarak kýlanýn yarý ecrini alýr.(50)
Bu hadîsi þerif, nafile namazýn yatarak kýlýnmasýnýn caiz olduðuna delâlet etmektedir.

III.Vird

Uykuyu evraddan saymakta hiçbir sakýnca yoktur. Çünkü uykunun âdâbýna riayet edildiði takdirde ibadet sýnýfýna girmektedir.

Kul abdestli olup Allah´ý zikrederek uyuduðu zaman uyanýncaya kadar namazda sayýlýr. Bir melek onun kisve-sine girer. Eðer uykusunda kýpýrdanýp Allah´ý zikrederse o melek kendisine duâ ettiði gibi Allah Teâlâ´dan onun gü-nahlarýnýn affýný da talep eder.

Kul abdestli olarak uyuduðu zaman, onun ruhu Allah Teâlâ´nýn arþýna yükselir.(51)
Bu derece, mü´minlerin avam tabakasýnýn derecesi olursa, acaba havassýn, âlimlerin ve arýnmýþ kalplerin sahiplerinin dereceleri nasýl olacaktýr? Zira bu sýnýflar uykuda dahi esrâr-ý ilâhînin keþfine mazhar olmaktadýrlar. Bu sýrra binâen Hz. Peygamber (s.a) þöyle buyurmuþtur:
Âlimin uykusu ibadet, alýp-verdiði nefes ise tesbihtir.(52)

Muaz (r.a) Ebu Musa el-Eþ´arî´ye ´Sen gece kalkýnca ne yapýyorsun?´ diye sorunca, Ebu Musa þu cevabý verdi: ´Bütün gece uyumuyorum. Gecenin hiçbir vaktinde uykum gelmiyor. Gece boyunca uyumayarak Kur´an´ý emdikçe emiyorum´. Bunun üzerine Muaz (r.a) ´Ben uyuduktan sonra kalkýyorum ve ayný zamanda kalkýþýmdan elde ettiðim sevabý uykumdan da umuyorum´. Aralarýnda cereyan eden bu hâdise Hz. Peygamber´e intikal ettiðinde, Rasûlullah (s.a) þöyle buyurmuþtur: ´Muaz, senden (Ebu Musa´dan) daha fakih ve daha anlayýþlýdýr´.(53)
Uyku Âdâbý

Uykunun on âdâbý vardýr.

1. Abdest almak ve misvak kullanmak, Hz. Peygamber (s.a) bu hususu þöyle izah buyurur:
Kul tahâret üzerine uyuduðu zaman, ruhu arþa doðru yük-seltilip götürülür. Bu bakýmdan görmüþ olduðu rüyalar doðrudur. Eðer tahâret üzerine uyumazsa ruhu arþa varmayý beceremez. Ýþte onun görmüþ olduðu rüyalar Adðâs´ulAhlâm denilen (saçma sapan) rüyalardýr ve doðru olamaz.(54)
Bu hadîsi þerifteki ´taharet´ten zâhir ve bâtýn tahâreti kastedilmiþtir. Bâtýnî tahârete gelince, gayb perdelerinin inkiþafýnda tesir edicidir.

2.Baþ ucuna misvakýný ve abdest suyunu akþamdan hazýrlayýp býrakmalýdýr. Uyandýðý zaman, ibâdete kalkmaya niyet etmelidir.

Her uyandýðýnda misvak kullanmalýdýr. Seleften bazýlarý böyle hareket ederdi, Hz. Peygamber her gece, gerek uyuduðu ve gerek uyandýðý zamanlarda birkaç defa misvak kullanýrdý. Eðer geceleyin kalkýp abdest alma imkâný yoksa hiç olmazsa âzalarýný su ile meshetmelidir. Böyle yapmasý müstehabdýr. Eðer böyle yapacak suya sahip deðilse kalkýp yataðýnda birazcýk olsun oturmalýdýr.

Yüzünü kýbleye çevirerek, zikir, duâ, Allah´ýn nimetlerini ve kudretini düþünmekle meþgul olmalýdýr. Çünkü böyle yaptýðý takdirde,bu yaptýðý kendisi için gece ibadetinin yerine geçmiþ olur. Zira Hz.Peygamber (s.a) þöyle buyurmuþtur:

Kim geceleyin kalkýp namaz kýlmak niyetiyle yataðýna gi-rerse, uyku kendisine galebe çalýp, tâ sabaha kadar uyanmasa bile niyet ettiði kendisi için yazýlýr ve uykusu da Allah´tan kendisine ihsân edilen bir sadaka olur.(55)

1.Vasiyet etmek isteyen bir müslüman, vasiyetini yazdýrýp yastýðýnýn altýna koyarak uyumalýdýr. Çünkü hiç kimse uykuda ölmeyeceðinden emin deðildir. Vasiyetsiz ölen bir müslüman ise berzah âleminde kýyâmete kadar konuþamaz bir þekilde kalýr.

Ölüler (ruhlar) onu ziyâret ederler ve onun yanýnda konuþup dururlar.O ise konuþamaz.Bunun üzerine gelen ölülerin bazýsý bazýsýna ´Þu miskin adam vasiyetsiz ölmüþtür´derler.Vasiyet yapmak,aniden ölmek korkusundan ötürü müstahabdýr.Aniden ölüm ise,müminler için kolaylýktýr. Ancak sýrtý zulüm yükleriyle
büklüm büklüm olmuþ ve ölüme hazýrlýklý olmayan kimseler için tehlikelidir.

2.Her günahtan tevbe ederek, bütün müslümanlar için kalbini tertemiz yaparak, hiçbir kimseye zulmetme niyetini nefsinde beslemeyerek, uyandýðý takdirde herhangi bir günâhý yapmaya azimli olmayarak uyumalýdýr. Nitekim Hz. Peygamber (s.a) þöyle buyurmuþtur:

Herhangi bir kimseye zulmetmeye niyet etmeden ve herhangi bir kimseden buðzetmeyerek yataðýna girip uyuyan bir kimsenin daha önce iþlediði günâhý affolunur.(56)

1.Yumuþak döþekleri sermek suretiyle fazla konfora kaçmamalýdýr. Aksine ya onlarý tamamen terketmeli veya hiç olmazsa bu durumda normal hareket etmelidir. Çünkü selef-i salîhinin bir kýsmý uyku için sergi sermeyi kerih görerek, bunu külfete girmek saymýþlardýr. Ashâb-ý suffe (r.a) ise, tenleriyle toprak arasýna herhangi bir sergi yaymazlardý. ´Biz topraktan yaratýldýk ve ona döneceðiz´ derlerdi. Ayný zamanda böyle yapmayý kalpleri için daha ince, tevazû için daha uygun görürlerdi. Bu bakýmdan eðer herhangi bir müslümanýn nefsi böyle yapmasýna müsamaha göstermezse, hiç olmazsa ifrata kaçmaksýzýn normal bir þekilde hareket etmelidir.

2.Uyku iyice aðýrlýk vermedikçe uyumamalýdýr. Gecenin sonunda kalkýp ibadet yapmaya yardým olsun diye uykuyu celbetmek durumu hariç,normal bir þekilde kendisini uykuya zorlamamalýdýr. Zira selef-i Sâlihîn uyku galebe çalmadýkça uyumazlardý.

Ýyice acýkmadan da yemek yemezlerdi.Zaruret olmadýkça da konuþmazlardý. Ýste bu sýrra binaen Allah Teâlâ selef-i sâlihîni geceleyin az uyurlar diye tavsif etmektedir. Eðer uyku, namaz ve zikir esnasýnda galebe çalýp kiþi ne dediðini anlamayacak bir þekilde uyuklarsa, o zaman dediklerini idrâk edecek hâle gelinceye kadar uyumalýdýr.
Ýbn Abbas (r.a) oturarak uyumayý kerih görüyordu. Nitekim bir haberde de þöyle buyurulmuþtur:
Gecenin zahmetlerine katýlmayýnýz!(57)

Hz. Peygamber´e denildi ki: ´Filân kadýn bütün gece ibadet ediyor. Uyku galebe çaldýðý zaman uyumamak için bir ipe tutunuyor´. Rasûlullah, kadýnýn bu filini yasaklayarak þöyle buyurmuþtur: ´Herhangi biriniz geceleyin mümkün olduðu kadar ibâdet edip namaz kýlsýn. Ne zaman uyku kendisine galebe çalarsa hemen uyusun´.(58)

Gücünüz yettiði kadar amel ve ibâdet yapýn; zira siz usan-madýkça Allah usanmaz.(59)

Bu dinin en hayýrlýsý, en kolay olanýdýr.(60)

Hz. Peygamber´e denildi ki: ´Filan zat, uyumadan namaz kýlýyor. Ýftar etmeden üst üste oruç tutuyor? Rasûlullah (s.a) þöyle buyurmuþtur: Takat ben hem namaz kýlar, hem uyurum. Hem oruç tutar, hem de iftar ederim. Benim sünnetim (yolum) budur, Bu bakýmdan bu yoldan yüz çeviren biri varsa, o benden deðildir.(61)

Þu din ile gücünüzün yetmediði derecede mücadele etmeyin, (tâkatinizin fevkinde yük yüklenmeyin) Çünkü bu din metin ve sarsýlmaz bir dindir. Bu bakýmdan onun sonunu getirmek gayesiyle çabalayan bir kimseyi bu din maðlup eder. O halde (fazla yapmak sûretiyle) nefsini Allah´a ibâdetten soðutup usandýrma!(62)

7.Yüzünü kýbleye çevirerek uyumaktýr. Uyku hâlinde kýbleye
yönelmek iki çeþittir:

a)Can çekiþenin yönelmesi gibi yönelmektir ki, bu durum sýrtüstü uzanarak ensesine dayanmak sûretiyle olur. Bu gibi yöneliþ,kiþinin yüzü ve ayaklarýnýn iç kýsmýný kýbleye yöneltmek sûretiyledir.
b)Mezarda olduðu gibi kýbleye yönelmektir. Þöyle ki: Bir
yanýnýn üzerine uzanmalý ve bedeninin yönüyle beraber yüzü kýbleye dönük olmalýdýr. Bu durum ancak sað tarafý üzerine uyuduðu zaman mümkün olur.

8.Uyku ânýnda duâ etmektir: Þöyle demelidir: ´Ey rabbim! Senin isminle yanýmý yere koyuyorum ve yine senin isminle yanýmý kaldýrýyorum...´ Dualar kitabýnda geçen bu hadîste bildirilen duayý okumalýdýr.(63)

Bu konuyu ilgili belirli ayetleri Âyet´el-Kürsi, Bakara´nýn son ayeti gibi okumak müstehabdýr. Bakara sûresinin 163 ve 164. ayetlerini okumak da müstehabdýr; zira denilmiþtir ki: ´Bu ayeti uykuya hazýrlandýðýnda okuyan bir kimseyi Allah Teâlâ korur ve o kimse hiçbir zaman Kur´an´ý unutmaz olur´. A´raf sûresinin 54, 55 ve 56. ayetlerini okumalýdýr ve yine Ýsrâ sûresinin 110 ve 111. ayetlerini de okumalýdýr. Zira bu ayetleri okuyan bir kimsenin elbisesi ile bedeni arasýna bir melek girer. O meleðin vazifesi;onu korumak ve onun için af dilemektir. Uykuya hazýrlandýðý zaman Muavvizeteyni okuyup ellerine üfürmeli ve elleriyle yüzünü ve bedenini meshetmelidir. Zira Hz. Peygamberin böyle yaptýðý rivayet edilmiþtir.(64)

Kehf sûresinin baþýndan on, sonundan da on ayet okumalýdýr. Fakat bu ayetler, geceleyin kalkýp, ibâdet etmek için uyanýlsýn diye okunur. Hz. Ali (r.a) þöyle demiþtir: ´Kâmil akla sâhip olan bir kiþi zannetmem ki, Bakara sûresinin sonundan iki ayeti okumadan uyusun´.

Uyumak isteyen kiþi, ayný zamanda yirmibeþ defa ´Sübhanallah velhamdülillâh velâ ilâhe illâllah vallahu ekber´ (Allah her türlü eksiklikten uzak ve münezzehtir. Hamd Allah´a mahsustur. Allah´tan baþka ilah yoktur ve Allah herþeyden daha yücedir) demelidir.

Bu dört kelimenin her birini yirmibeþer defa okumak suretiyle yüz´e tamamlamalýdýr.
9. Uykuya hazýrlandýðý zaman uykunun bir nevi ölüm olduðunu hatýrlamasý gerektiði gibi uyanmanýn da bir nevi yeniden diriliþ olduðunu hatýrlamalýdýr. Zira Allah Teâlâ þöyle buyurmaktadýr:
Allah öleceklerin (ölümünü takdir ettiði kimselerin) ölümleri ânýnda, ölmeyenlerin de uykularý esnasýnda bilinçlerini alýr.(Zümer/42)

Allah O´dur ki, sizleri geceleyin uyutarak öldürür (ölü gibi yapar).(En´am/59)Ýþte dikkat edilirse Allah Teâlâ bu ayeti celîlede uykuya ´ölüm´ adýný vermiþtir. Nasýl ki uyanýk bir insana birtakým manzaralar görünür de onlarýn hiçbirisi onun uykudaki hâline uygun düþmezse, aynen onun gibi haþre gönderilen bir insan dünyada düþünemediði ve gözüyle görmediði þeylerle karþýlaþýr ve onlarý görür. Ölüm ile hayat arasýnda köprü vazifesini gören berzah misaline benzer.

Lokman Hekim oðluna ´Ey oðlum! Eðer sen ölümden þüphe ediyorsan uyuma´ demiþtir. Bu bakýmdan uyumak mecburiyetinde olduðun gibi, ölmek mecburiyetindesin. Eðer sen ölümden sonra dirilmekten þüphe ediyorsan uyanma. Bu bakýmdan, nasýl ki, uykudan sonra uyanýrsan aynen onun gibi ölümden sonra da haþrolunacaksýn.
Kâ´bu´l-Ahbar þöyle demiþtir: ´Uyuduðun zaman sað yanýnýn üzerine uzan. Yüzünle kýbleye dön. Zira uyku ölümdür´.

Hz. Âiþe (r.a) þöyle demiþtir: Allah Rasûlü (s.a) uyumak istediði zaman en son olarak yanaðýný sað elinin üzerine koyar ve kendisini o gecede ölmüþ kabul ederek þöyle buyururdu: Ey Allahým! Ey yedi göðün ve yüce arþýn yoktan var edicisi ve rabbi! Ey bizim ve herþeyin rabbi ve mâlikî!..
Biz, bu duayý Dualar bölümünde zikretmiþtik. Bu bakýmdan müslüman bir kula gereken vazife; uyumak istediði anda üç þeyi tedkik ve teftiþ etmesidir:

a) Neyin üzerinde uyumaktadýr?
b) Kendisinde galip bulunan durum nedir? Acaba Allah´ýn sevgisi, Allah ile kavuþmanýn muhabbeti mi kendisine galiptir veya dünyanýn sevgisi mi?
c) Kesinlikle bilmelidir ki, kendisinde galip olan durum neyse onun üzerinde ölecektir ve neyin üzerinde ölürse onun üzerinde de dirilecektir. Zira kiþi kimi sever ve neyi severse onunla beraberdir.

10. Uyandýðý zaman dua etmektir. Bu bakýmdan uyandýðý zamanlarda; yataðýnda döndüðü zamanlarda ve hangi þekilde olursa olsun her uyanýþýnda Hz. Peygamberin (s.a) dediklerini söylemelidir.

Gaffâr, azîz, göklerin ve yerin ve aralarýndaki varlýklarýn yoktan varedicisi, kahhâr ve bir olan Allah´tan baþka hak ilah yoktur.65

Müslüman bir kimse var kuvvetiyle þu durumu elde etmeye çalýþmalýdýr: Uykuya hazýrlandýðý vakitte, kalbine en son gelen fîkir, Allah´ýn zikri olmalýdýr. Uyandýðý vakitte de kalbine en önce gelen þey yine Allah´ýn zikri olmalýdýr. Böyle olmasý Allah´ý sevmenin alâmetidir. Zira hu iki vakitte ancak kalbe hâkim bulunan durum kalpte bulunur. Bu bakýmdan müslüman, kalbini bu iki vakitte denemelidir. Zira kalbin böyle olmasý, muhabbetin ve sevginin alâmetidir. Bu alâmet, öyle bir alâmettir ki, kalbin en derininde inkiþaf eder. Bu zikirlerin müstehab olmasý kalbi Allah´ýn zikrine doðru sürüklemek içindir. Bu bakýmdan kalkmak için uyandýðý zaman þöyle demelidir: Hamd, bizi öldürdükten sonra dirilten Allah´a mahsustur. Ölümden sonra haþrolunmamýz onun huzurunadýr ve böylece uyanma ânýnda okunan duâlarý sonuna kadar daha önce zikrettiðimiz gibi okumalýdýr.

Ynt: Gece Virdleri By: derya Date: 01 Þubat 2010, 13:13:49
IV.Vird

Gecenin birinci yarýsý geçtikten sonra baþlar, tâ gecenin altýda biri kalýncaya kadar devam eder. Böylece gecenin altýda biri kaldýðý zaman kul, teheccüd namazýný kýlmaya kalkmalýdýr. Bu bakýmdan teheccüd ismi uykudan sonra yapýlan ibâdete tahsis edilmiþtir. Bu vird gecenin yarýsýdýr. Gündüzün yarýsý olan zevalden sonraki virde benzer. Allah Teâlâ (c.c) Dûha sûresinde bu virde yemin ederek þöyle buyurmuþtur: ´Karanlýk çöküp de sükûn bulduðu zaman geceye andolsun´. Gecenin sükûnu demek, bu vakitte sessizliðe kavuþmasý demektir. Bu bakýmdan bu vakitte hiçbir göz bulamazsýn ki, uyur olmasýn. Ancak kendisini ne uyku ve ne de uyuklama tutmayan, hayy ve kayyûm olan Allah müstesnadýr...

Denildiðine göre, ayetteki ´Ýza secâ´ ibaresinin mânâsý ´uzayýp gittiði´, veya ´zifiri karanlýk çöktüðü zaman´ demektir.

Gecenin hangi vaktinin daha dinlendirici gecenin hangi za-manýnýn duâ için daha faziletli olduðu sorulduðunda, Hz. Peygamber þöyle buyurmuþtur: ´Gecenin ortasý...´
Hz. Dâvud (a.s) þöyle sorar:

-Ey rabbim! Ben sana kulluk yapmayý istiyor ve seviyorum. Bu bakýmdan hangi vakit daha faziletlidir?
Allah Teâlâ da vahiy göndererek þöyle buyurur:
-Ey Dâvud! Gecenin baþlangýcýnda ve sonunda ibâdete kalma.

Zira gecenin baþlangýcýnda ibâdete kalkan sonunda uyur kalýr.Sonunda kalkan bir kimse de baþlangýcýnda kalkamaz. Fakat sen gecenin ortasýnda kalk ki sen benim (cemâlimle) ben de (ilmimle) seninle baþbaþa olalým ve o zaman ihtiyaçlarýný bana (dergâh-ý iz-zetime) yükselt!

Hz. Peygamber´e gecenin hangi vaktinin daha faziletli olduðu sorulduðunda, ´Gecenin ikinci yarýsý...´ cevabýný vermiþtir.(66)

Gecenin sonunda arþýn ihtizaza geldiði, Adn cennetlerinden güzel kokularýn yayýldýðý ve her türlü eksiklikten yüce bulunan ve cebbar olan Allah´ýn en yakýn göðe keyfiyeti bilinmeyen bir þekilde indiði ve buna benzer mânâlar hakkýnda haberler vârid olmuþtur.(67)

Bu virdin tertibi þöyledir: Uyandýðý zaman okunmasý gereken duâlarý bitirdikten sonra daha önce geçtiði gibi sünnet, âdâb ve duâlarýna riâyet ederek abdest almalýdýr. Sonra seccadesinde kýbleye yöneldiði halde þöyle demelidir:

Allah herþeyden kesinlikle yücedir. Çokça hamd Allah´a mahsustur. Sabah akþam Allah´ý her türlü eksiklikten tenzih ederiz.

Bunu söyledikten sonra, on tesbih, on hamd, on tehlil getirmelidir. Bunlarýn akabinde þöyle demelidir:

Allah herþeyden yücedir. Melekût ve ceberût sâhibidir. Kibriyâ, azamet, celal ve kudret sâhibidir.
Rasûlullah´tan (s.a) teheccüd namazýna kalkarken okuduðu rivayet edilen þu kelimeleri okusun:

Ey Allahým! Hamd sana mahsustur, sen göklerin ve yerin nûrlandýrýcýsýsýn. Hamd sana mahsustur, sen yerin ve gök-lerin ýþýklandýrýcýsýsýn. Hamd sana mahsustur, sen yerin ve göklerin rabbisin. Hamd sana mahsustur, çünkü yeri, gökleri, yerde ve gökte olanlarý ve onlarýn üzerinde yaþayanlarý idare eden sensin. Hak, ancak sensin ve sendedir. Cennet, cehennem, haþir, peygamberler ve Hz. Muhammed Mustafa (s.a) haktýr.

Ey Allahým! sana teslim oldum, sana iman ettim, sana te-vekkül ettim, sana yöneldim, seninle hasmýma karþý çýktým. Mahkememi sana getirdim, beni baðýþla. Daha önceden ve gelecekte gizlice ve açýkta yaptýklarýmý ve israflarýmý baðýþla. Ýnsaný hayra ileten ve günahtan alýkoyan ancak sensin. Senden baþka ilah yoktur.
Ey Allahým! Nefsime takvâsýný ihsan et. Nefsimi her türlü eksiklikten temizle. Çünkü sen temizleyicilerin en hayýrlýsýsýn. Nefsimin velisi ve mevlâsý sensin.

Ey Allahým! Beni amellerin en iyisine hidâyet et. Çünkü amellerin en iyisine ancak sen hidâyet edersin. Benden amellerin kötüsünü uzaklaþtýr. Çünkü amellerin kötüsünden uzaklaþtýran ancak sensin. Fakir ve ümitsiz bir kimsenin isteyiþi ve yalvarýþýyla senden ister ve yalvarýrým. Zelil bulunan ve rahmetine muhtaç olan bir kimsenin duasý ile seni çaðýrýrým. Bu bakýmdan ey rabbim, duanla beni þakî kýlma benim hakkýmda þefkatli ve rahmet edici ol. Ey verenlerin en hayýrlýsý ve cömerdlerin en cömerdi!(68)

Hz. Âiþe (r.a) þöyle demiþtir: Hz. Peygamber (s.a) geceleyin namaza kalktýðýnda namazýna þu þekilde baþlar ve devam ederdi:

Ey Allahým! Cebrâil, Mikâil ve Ýsrâfil´in rabbi, göklerin ve yerin yoktan vâr edicisi, gaybýn ve hâzýrýn bilicisi, sen kullarýnýn ihtilâf ettikleri hususlarda onlarýn arasýnda hüküm verirsin. Ýzninle ihtilâf vâki olan hakikate beni hidâyet eyle. Zira sen, dilediðin kulunu dosdoðru yola hidâyet edersin.(69)

Sonra namazýna baþlar hafifçe iki rek´at kýlar, sonra mümkün olduðu kadar ikiþer rek´at namaz kýlmaya devam ederdi. Eðer daha önce vitir namazýný kýlmamýþsa, teheccüd namazýný vitir ile kapatýrdý.(70)
Ýki namazýn arasýnda yüz tesbih okumak sûretiyle fasýla vermek müstehabdýr. Böyle yapmanýn hikmeti; istirahat etmesi ve namaza karþý þevkinin artmasýdýr.

Hz. Peygamber´den gece namazý hakkýnda en sahih rivâyet þöyledir:
Rasûlullah (s.a) ilk baþta hafifçe iki rek´at kýlardý. Daha sonra oldukça uzun iki rek´at kýlardý. Bu iki rek´atten sonra onlardan daha kýsa olan iki rek´at kýlardý. Daha sonra tedrici bir þekilde kýldýðý namazlarý bir öncekinden daha kýsa olarak kýlardý. Onüç rek´atý tamam edinceye kadar böyle devam ederdi,
Hz. Âiþe´ye Rasûlullah´ýn gece namazýnda sesli mi, sessiz mi okuduðu sorulduðunda, þöyle cevap vermiþtir: ´Bazen sesli, bazen de sessiz okurdu´.(71)

Hz. Peygamber (s.a) þöyle buyurmuþtur:
Gece namazý ikiþer rek´at kýlýnýr, ne zaman ki sabah olacaðýndan korkarsan, o zaman tek bir rek´at daha kýlarak sona erdir.(72)

Akþamýn üç rek´at namazý, gündüzün namazýný tekleþtirdi. Bu bakýmdan siz de gece namazýný tekleþtiriniz.(73)
Hz. Peygamber´den (s.a) gece namazý hakkýnda sahih olarak rivayet edilen hadîslerin çoðunda onüç rek´at kýldýðý keyfiyeti vârid olmuþtur.(74)

Bu rek´atlarda Kur´an´dan olan evrâdýný veya muayyen sûre-lerden kendisine daha kolay gelen âyetleri okuyordu. Rasûlullah´ýn okuduklarý, bu virdin hükmündedir. Gecenin son altýda birine yakýndýr.

V. Vird

Gecenin son altýda biridir ve bu vakit seher vaktidir. Çünkü Allah Teâlâ ´Onlar seher zamanýnda istiðfar ederler´ (Zâriyat/18) buyurmaktadýr.

Ýstiðfar etmenin mânâsýnýn, namaz kýlmak olduðu söylenmiþtir. Çünkü namazda istiðfar da vardýr, Bu vakit, gece meleklerinin nöbet deðiþtirme vakti olan Fecr´e yakýndýr. Bu vakitte gündüz nöbetçisi olan melekler gelip nöbeti devralýrlar.

Selmân-ý Fârisî (r.a) Ebu Derdâ´nýn ziyaretine geldiði gece. Ebu Derdâ´ya bu virdi okumasýný tavsiye etti. Aralarýndaki konuþma uzun bir hadîste bildirilmiþtir. Fakat bu hadîsin sonunda râvi diyor ki: Gece olduðu zaman, Ebu Derdâ namaz kýlmak üzere kalkmak istedi. Bunu gören Selmân (r.a) Ebu Derdâ´ya þöyle dedi. ´Uyu!´ Bunun üzerine Ebu Derda, uyudu. Biraz sonra geceyi ihyâ etmek için kalkmak istedi. Yine Selmân, kendisine ´uyu´ dedi. O da uyudu. Sabah yaklaþtýðý zaman Selmân, Ebu Derdâ´ya ´Ýþte þimdi kalkabilirsin´ dedi. Ýkisi birden kalktýlar ve namaz kýldýlar. Bu sýrada Selmân, Ebu Derdâ´ya þöyle demiþtir: ´Nefsinin sende hakký vardýr. Senin misafirinin ve aile efradýnýn sende hakký vardýr. Bu bakýmdan her hak sâhibine hakkýný ver..
Selmân´ýn Ebu Derdâ´ya böyle demesinin hikmeti þudur: Ebu Derdâ´nýn hanýmý, Selmân´a Ebu Derdâ´nýn geceleyin hiç uyumadýðýný (ve ehliyle yataða bile girmediðini) söylemiþti.

Râvî diyor ki; ertesi gün, Selmân ile Ebu Derdâ beraberce Allah´ýn Rasûlü´ne geldiler. Hâdiseyi olduðu gibi naklettiler. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a) ´Selmân doðru söylemiþ´ dedi.

Ýþte beþinci vird budur. Beþinci virdde fecr´in doðuþundan korkulduðu zaman, sahur yemek müstehabdýr. Bu iki virdde (dördüncü ve beþinci virdlerde) kiþinin vazifesi, namaz kýlmaktýr. Fecr doðunca, gecenin virdleri sona erer ve gündüzün virdleri baþlar. Bu nedenle kalkýp, fecrin iki rek´at namazýný kýlmalýdýr.
Gecenin bir kýsmýnda ve yýldýzlarýn batýþý sýrasýnda dahi tesbih et.(Tûr/49)

Allah Teâlâ bu ayetle, bu iki rek´atý kasdetmektedir. Bu namazý kýldýktan sonra ´Allah, kendisinden baþka ibâdete müstehak bir varlýk olmadýðýný delillerle açýkladý. Meleklerle, ilim sâhipleri de adâlet ve hak üzere durarak buna þâhidlik ettiler´ (Âli Ýmrân/18) ayetini okuyup sonra þöyle demelidir:

Allah´ýn kendi nefsi için þâhidlik yaptýðýna, meleklerinin ve yarattýklarýndan ilim sâhiplerinin zat-ý ulûhiyyeti için þâhidlik ettikleriyle ben de þâhidlik ederim. Bu þahidliðimi Allah nezdinde emânet olarak býrakýrým. Bu þâhidliðim, benim Allah nezdindeki emânetimdir. Allah Teâlâ´dan isteðim, beni bu þâhidlik üzerinde öldürünceye kadar onu korumasýdýr.

Ey Allahým! Bu þâhidliðin yüzü suyu hürmetine benden günahlarý düþür. Bu þahidliði, nezdinde benim için azýk yap. Bu þahidliðimi zâyi olmaktan koru ve beni bu þahidlik üzerinde öldür ki, onunla senin huzuruna gelip deðiþtirmeksizin o huzurla þerefleneyim.

Ýþte kullar için virdlerin tertibi böyledir. Selef-i Sâlihîn bu virdlerle beraber hergün de dört þeyi bir araya getirmeyi müstehab görürlerdi:

a)Oruç tutmak
b)Az da olsa sadaka vermek
c)Hastalarý ziyaret etmek
d)Cenâze merasimlerinde hazýr bulunmak

Çünkü bir haberde þöyle denilmiþtir:

Cenâzeye gitmeyi, hasta ziyareti yapmayý, sadaka vermeyi ve oruç tutmayý bir günde yapan bir kimsenin günahlarý affolunur.(75)

Diðer rivayette: ´Bunlarý yapan, cennete girer´ buyrulmaktadýr. Eðer bir kýsmýný yapar, diðerini yapmaktan âciz kalýrsa, niyetine göre hepsinin ecrini almýþ olur.

Selef-i Sâlihîn, bir parça ekmek veya sýla-i rahim yapmak veyahut bir hurma vermek sûretiyle de olsa sadaka vermedikleri bir günü kerih görürlerdi.Çünkü Hz, Peygamber (s.a)þöyle buyurmuþtur:

Kiþi, kýyâmet gününde insanlarýn mahkemesi bitinceye ka-dar sadakasýnýn gölgesinde durur.(76)

Bir hurmanýn yarýsýyla da olsa ateþten korununuz.(77)
Aiþe validemiz, kapýsýna gelen bir dilenciye bir tane üzüm verdi. Dilenci de o üzümü Âiþe vâlidemizden aldý. Âiþe validemizin yanýnda oturanlar, onu az görerek bakýþtýlar. Bunun üzerine Âiþe validemiz ´Size ne oldu? Neden birbirinize bakýyorsunuz? Muhakkak ki, bu bir tanecik üzümde birçok hassalar vardýr´ dedi.

Selef-i Sâlihîn, dilenciyi boþ çevirmeyi hoþ görmezdi. Çünkü Hz. Peygamber´in ahlâkýndan birisi de hiç kimseyi boþ çevirmemektir. Görülmüþ deðildir ki, bir kimse Rasûlullah´tan birþey istesin de ´Hayýr´ cevabýný alsýn.(78) Ancak Hz. Peygamber, isteyene birþey vermeye muktedir olmadýðý zamanda sükût ederdi. Haberde denilmiþtir ki:

Ademoðlu, cesedinin her mafsalý üzerinde bir sadaka ge-rektiði hâlde sabahlar. Halbuki insanoðlunun iskeletinde
üçyüzaltmýþ mafsal vardýr. (Her bir mafsal üzerinde bir sa-daka vardýr).(79)

Devamla Rasûlullah þöyle buyurmuþtur; ´Emr-i bi´l-mâ-rufu yapman sadakadýr. Kötüyü yasaklaman sadakadýr. Zayýfýn yükünü taþýman sadakadýr. Doðru yolu göstermen sadakadýr. Yoldan geçenlere eziyet veren þeyleri kaldýrman sadakadýr´.
Tesbih ve tehlillerin bile sadaka olduðunu zikrettikten sonra þöyle buyurmuþtur: ´Kuþluk vaktinin iki rek´at namazý, bütün bunlarý içerisine alýr´.

38) Müellif bu hadîsi Ýbn Ebî Ziyad´ýn Rasûlullah´a isnad ettiðini söylüyorsa da, Ýmam Irâkî´ye göre bu hadîsi Rasûlullah´a isnad eden Ýsmail b. Ebî Ýyad´dýr. Çünkü Deylemî Müsned´ül-Firdevs´te Ýsmail b. Ebî Ziyad´ýn rivayetinden bu hadîsi nakleder. O ´meþ´ten, o Ebu´1-Ulâ el-Anberî´den, o da Selman´ý Fârisî´den rivayet etmektedir.
39)Tirmizî
40)Tirmizî
41)Ebu Dâvud, Tirmizî ve Nesâî
42)Ýmam Ahmed ve Bezzar, (Hz. Ali´den zayýf bir senedle)
43)Müslim ve Buharî
44)Müslim ve Buharî
45)Müslim ve Buharî
46)Bu Abid b. Amr´ýn veya Ýbn Abbas´ýn sözünden alýnmýþ bir hükümdür.
Bkz. Buharî ve Beyhakî
47)Ebu Dâvud, Tirmizî ve Nesâî
48)Ebu Talib el-Mekkî, Kut´ul-Kulûb
49)Müslim ve Buharî
50)Buharî
51)Ýbn Mübârek, Beyhâkî ve Taberâni
52)Oruç bölümünde zikredilmiþti.
53)Müslim ve Buharî, (Ebu Musa´dan)
54)Daha önce geçmiþti.
55) Nesâî ve Ýbn Mâce, (Ebu Derdâ´dan sahih bir senedle)
56) Ýbn Ebi Dünya, (Enes´ten)
57)Deylemî, (Enes´ten zayýf bir senedle)
58)Müslim ve Buharî, (Enes´ten)
59)Müslim ve Buharî, (Hz. Âiþe´den)
60)Ýmam Ahmed
61)Nesâî
62)Buhârî
63)Beyhâkî
64) Müslim ve Buharî, (Hz. Âiþe´den)
65) Ýbn Sinnî ve Ebu Nuaym
66)Ýmam Ahmed ve Ýbn Hibban
67)Ebu Dâvud
68)Müslim, Buharî, Ýmam Ahmed, Tâberânî
69)Müslim
70)Müslim, (Zeyd b. Halid´den)
71)Ebu Dâvud, Nesâi ve Ýbn Mâce
72)Müslim ve Buharî
73)Ýmam Ahmed
74)Daha önce geçmiþti.
75) Müslim, (Ebu Hüreyre´den)
76)Zekât bölümünde geçmiþti.
77)Zekât bölümünde geçmiþti.
78)Müslim


radyobeyan