Ýslam Kültürü K-Z
Pages: 1
Sadaka By: armi Date: 31 Ocak 2010, 16:53:38
Sadaka
Mýsýr evliyâsýndan Ali Havâs Berlisî (rahmetullahi teâlâ aleyh) haz­retleri bir fakîrin, "Allah için eski bir elbise, Allah için ufak bir þey, Allah için az dö­küntü hurma, Allah için yeni bir þey verin!" diye seslendiðini duyduðu zaman, o fakîrin üstünde bulunan eski elbiseleri çýkarýr, ona yeni elbise giydirir ve þöyle derdi: "Ben bu kiþinin bu þekilde feryâdýný, yâni Allah için þunu bunu verin diye seslendiðini duyunca, utancýmdan etlerimin eridiðini hissettim. Þâyet bu kimse üstümdeki þeyleri isteseydi, hepsini ona verirdim. O ânda duyduðum tadý kimse duyamaz."

Endülüs evliyâsýnýn büyüklerinden, kýrâat ve Mâlikî mezhebi fýkýh âlimi Ebü´l-Abbâs ibn-i Ârif (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretlerinin bir sohbeti sýra­sýnda talebelerinden biri, bir kimseye sadaka olarak bir þey­ler vermek istedi. Bir diðeri; "Sadakayý akrabâna vermek daha evlâdýr." dedi. Bu hâli gören Ebü´l-Abbâs ibni Ârif; "Sadakayý Allahü teâlâya yakýn olanlara vermek daha iyidir." buyurdular.

Yemen´in meþhûr velîlerinden Ýbn-i Üstâd-ül-A´zam Seyyid Abdullah bin Alevî (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretlerinin zamanýnda Ahmed bin Nu´mân isminde bir kimsenin bir hayvaný vardý. Hayvaný satmak üzere pazara giderken, kendi kendine; "Bu hayvaný þu kadar fiyata satabilir­sem, aldýðým ücretin þu ka­dar mikdârýný Abdullah bin Alevî hazretlerine hediye edeceðim." diye niyet etti. Pazara vardý. Hayvanýný kolaylýkla ve arzû ettiði fiyata sattý. Sonra, Abdullah bin Alevî hazretlerinin bulunduðu Terîm beldesine döndü. Fakat yolda yaptýðý niyeti, sadaka vermeyi unut- muþtu. Abdullah bin Alevî bunu yanýna çaðýrýp, o niyetini hatýrlattý. O kimse çok hayret etti. Bu niyetini hiç kimseye söyleme­miþti. Bunun, o zâtýn bir kerâmeti olduðunu anlýyarak nezrini, adaðýný yerine getirdi.

Büyük velîlerden Mansûr bin Ammâr (rahmetullahi teâlâ aleyh) þöy- le anlatýr: "Bir gün Mýsýr´a gitmiþtim. Orada büyük bir kuraklýk ve kýtlýk yaþaný­yordu. Cumâ namazýndan sonra halk aðlayarak duâ etmiþti. Hatý­rýmdan câminin ortasýna gidip, bu cemâate nasîhatta bulunayým diye geçti. Aklýmdan geçirdiðim gibi yaptým. Sonra câminin ortasýna gidip on­lara þöyle dedim: "Ey cemâat! Allahü teâlâya, sadaka vermek sûretiyle yaklaþýnýz. Allahü teâlâya en güzel yaklaþma þekli budur." dedim. Sonra; "Ey Allah´ým! Benim üstümdeki cübbemden baþka hiçbir þeyim yok, an­cak bunu verebiliyorum, dedim ve cübbemi çýkarýp ortaya attým. Beni tâ­kip eden halk, cübbemin üzerine sadakala­rýný koymaya baþladý. Bunlarý fakirlere daðýttýk. Bir müddet sonra yaðan yað­murlarla her taraf su ile doldu."

Evliyânýn meþhûrlarýndan ve büyük Ýslâm âlimi Muhammed Ma´sûm Fârûkî (rahmetullahi teâlâ aleyh) buyurdular ki: "Sadakanýn sevâbýný ev­velâ Resûlullah efendimizin rûhuna, sonra da diðer meyyitin rûhuna he­diye etmeli­dir."

Evliyânýn büyüklerinden Semnûn Muhib (rahmetullahi teâlâ aleyh) bir gün Baðdât´ta, hayýrsever birinin dört bin altýn sadaka daðýttýðýný gör- dü. Arkadaþý Ebû Muhammed Megazilî´ye; "Görüyor musun, bu zât ne kadar sevap iþledi. Bizim elimizde para yok. Eðer bu daðýtýlan para ka- dar sevap kazanmak istiyor­sak, biz de gidip her bir altýn için, bir rek´at namaz kýlalým." buyurdu. Arkada­þýyla berâber dört bin rekat namaz kýl­dýlar.

Cezâyir´de yetiþen, hadîs, kelâm, mantýk ve kýrâat âlimi Senûsî (rah- metullahi teâlâ aleyh) muhtâc olanlara çok sadaka verirdi. Evinde bulu­nanlara da, her zaman ve bilhassa açlýk ve kýtlýk zamanlarýnda çok sadaka ver­melerini sýk sýk tenbih ederdi. "Cennet nîmetlerine kavuþmayý arzu edenler, bil­hassa pahalýlýk ve kýtlýk zamanlarýnda çok sadaka ver­sinler." buyururdu.

Mýsýr evliyâsýnýn büyüklerinden ve Þâfiî mezhebi fýkýh âlimi Sultân-ül-Ulemâ Ýzzeddîn bin Abdüsselâm (rahmetullahi teâlâ aleyh) Dýmeþk´da olduðu zaman, büyük bir kýtlýk oldu. Ýnsanlar bahçelerini ve arâzilerini ucuz fiyata sat­týlar. Hanýmý, Ýzzeddîn bin Abdüsselâm´a ger­danlýðýný vererek, bir bahçe alma­sýný istedi. Ýzzeddîn bin Abdüsselâm, sattýðý ger- danlýðýn parasýný fakirlere sa­daka olarak daðýttý. Eve gidince, hanýmý bahçe alýp almadýðýný sorduðunda; "Evet, onunla bir bahçe ala­caktým. Fakat insanlarýn çok zor durumda olduðunu gördüm. Bunun üze­rine bahçe satýn almayýp parayý halka sadaka daðýttým. Ha­nýmý bu du­ruma hiç îtirâz etmeden; "Allahü teâlâ, sana ondan büyük bir hayýr ver­sin." dedi.

Meþhûr Hanbelî hadîs âlimlerinden, velî Yünûnî (rahmetullahi teâlâ aleyh) fakirdi ve malý yoktu. Bununla berâber Câfer-i Sâdýk?ýn soyundan olduðu için sadaka kabûl etmezdi. Çünkü Ehl-i beyt sadaka almaz.

Büyük velîlerden ve Mýsýrda yetiþen Þâfiî mezhebi fýkýh âlimlerinden Zekeriyyâ Ensârî (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretleri ile ilgili olarak, Ab- dülvehhâb-ý Þarânî þöyle anlatýr: Bir gün þerîflerden bir zât Zekeriyyâ Ensârîye geldi ve ona; ?Ey Efendim! Baþýmdan sarýðýmý çal­dýlar. Bana sarýk parasý ver. dedi. Zekeriyyâ Ensârî ona çok az para verdi. Þerîf zât bu parayý almadý ve çýkýp gitti. Ben, Zekeriyyâ Ensârîye; Bu para bir sarýk almaya ye­terli deðildi. dedim. Zekeriyyâ Ensârî; O, kalabalýk bir mecliste iken gelip benden istekte bulundu. Allahü teâlâ sa­dakalarýmý gizli vermemi bana mâlûm etti. Bunu kimseye söylemem ve belli etmem. Þâyet bu þerîf bana kimsenin ol­madýðý bir vakitte gelmiþ ol­saydý, dedesi Resûl-i ekremin sallallahü aleyhi ve sellem hatýrý için, sarýk parasýyla birlikte fazladan para da verirdim. buyurdu. Ben olaydan sonra fakir þerîf ile bir yerde karþýlaþtým. Zekeriyyâ Ensârînin söylediklerini ona söyledim. Bunun üzerine o þerîf; Þeyhülislâm Zekeriyyâ hazretleri gece- leyin bana bir sarýk gönderdi, iþte o da þimdi baþýmdadýr. dedi.





Ynt: Sadaka By: 8c nazlý Date: 23 Aralýk 2014, 22:38:21
Sadaka vermek çok önemlidir . Bu konuyu çok guzel bir sekilde anlatmissiniz tessekürler.

radyobeyan