Ýhya-u Ulumiddin 1-2
Pages: 1
Hacda Okunan Hutbeler By: derya Date: 31 Ocak 2010, 14:52:52
Hacda Okunan Hutbeler
 
Ýmam (devlet baþkaný) için, bayram günü zevalden sonra hutbe okumak sünnettir. Bu hutbe, Rasûlullah´ýn vedâ hutbesidir. Bu bakýmdan hacda dört hutbe vardýr:

1. Zilhiccenin yedinci gününde okunan hutbe
2. Arefe gününde okunan hutbe
3. Kurban bayramý gününde okunan hutbe53
4. Birinci ayrýlýþ hutbesi

Bütün bu hutbeler, zevalden sonra okunur. Arefe hutbesi hâriç, bütün bu hutbeler tektir. Ancak Arefe hutbesi iki hutbeden ibârettir ve aralarýnda hafifçe oturulur. Tavaf bittikten sonra Mekke´den Minâ´ya döner, geceyi orada geçirir ve þeytanlarý taþlar. O geceye, onun sabahýnda insanlar orada karar kýldýklarý için ´Karar gecesi´ denir. Bayramýn ikinci gününde güneþ zevale erdiði zaman taþ atmak için gusletmelidir. Önce birinci cemreye, yani Arafat´a, en yakýn olana varýr, ki bu cemre yolun saðýna düþer. (Müellifin zamanýnda böyleydi). Oraya yedi taþ atar. Birinci cemreyi geçtikten sonra, yolun biraz sað tarafýna geçer, yüzünü kýbleye çevirir, Lâ il-âhe illâllah Allahu Ekber der, huzur-u kalp ile dua eder. Âzalarý titrer bir halde duaya devam eder. Bakara sûresini okuyacak kadar kýbleye yönelip duaya devam etmelidir.

Sonra ikinci cemreye gider. Birinci cemrede olduðu gibi burada da taþlarý atmalýdýr ve birinci cemreyi geçip dua ettiði gibi, orada da ayný þekilde hareket etmelidir. Sonra üçüncü ve Cemret´ül-Akabe denilen cemreye gelir. Oraya da yedi taþ attýktan sonra hiçbir þeyle meþgul olmaksýzýn doðru konakladýðý yere gelmelidir. O gece Minâ´da. kalmalýdýr. Bu geceye Birinci nefr gecesi denilmektedir. Üçüncü gün öðle namazýný kýldýktan sonra yine bayramýn ikinci gününde olduðu gibi yirmi bir taþ atmalýdýr. Bu taþlarý attýktan sonra isterse Minâ´da kalýr, isterse Mekke´ye döner. Eðer bayramýn üçüncü gününde güneþ batmazdan evvel Minâ´yý terkederse, kendisine herhangi bir kan akýtmak lâzým gelmez.

Eðer o gün geceye kadar kalýrsa artýk Mekke´ye çýkýp gitmesi câiz deðildir. O gece orada yatýp ikinci nefr günü diye anýlan teþrikin üçüncü ve bayramýn dördüncü gününde öðleden önce, daha önce de söylendiði gibi, yirmibir taþ atýp Mekke´ye gider. Taþ attýðý günlerin gecesi, Minâ´da kalmayý veya taþ atmayý terkederse, kan akýtmak mecburiyetindedir. Bu niyetle kesilen kurbanýn etini fakir fukaraya sadaka olarak vermelidir.

Minâ´da yattýðý geceler de Mekke´de kalmamak þartýyla gidip Kâbe´yi ziyaret edebilir. Ancak tekrar dönerek Minâ´da bulunmasý þarttýr. Çünkü Hz. Peygamber (s.a) böyle yapardý.

Minâ´da olduðu günlerde Mescid-i Hifte cemaatla kýlýnan namazý kesinlikle terketmemelidir. Zira bunun fazileti çok büyüktür.54

Minâ´dan Mekke´ye doðru yola çýktýðý zaman, el-Muhasseb denilen ve Minâ´dan sayýlan yerde konaklamasý, orada ikindi, akþam ve yatsý namazlarýný kýlmasý ve orada sünnete uymak için biraz uyumasý evlâdýr. Bu keyfiyeti tâbiînden bir cemaat, sahabîlerden rivâyet etmiþtir.55 Böyle yapmayýp direk Mekke´ye gelirse de herhangi birþey lâzým gelmez.

VIII. Kim, ister hacdan önce, isterse hacdan sonra umre yapmak isterse, önce gusletmeli, ihramýný giymeli, hacda olduðu gibi her çeþit ihram mahzurlarýndan uzaklaþmalýdýr. Umre için, umre yerinde ihrama girmelidir. Umre´nin en faziletli mîkatý Cir´âne´dir, sonra Tenim, daha sonra da Hudeybiye´dir.

Ýhramýný baðlar, Umre´ye niyet eder ve Lebbeyk´i okur. Bunu yaptýktan sonra Ta´nîm de bulunan Âiþe vâlidemizin mescidine gitmelidir. Orada iki rek´at namaz kýlmalý ve dilediði duayý okumalý, sonra Mekke´ye gelmelidir. Yolda gelirken, Mescid-i Haram´a, varýncaya kadar Lebbeyk´i sýk sýk getirmelidir. Mescid-i Haram´a girdiði zaman, Lebbeyk´i terketmeli. Umre niyetiyle yedi tur tavaf yapmalý. Daha evvelce de söylediðimiz gibi Safa ile Merve arasýnda yedi defa sa´y etmeli. Sa´y bittikten sonra baþýný traþ etmelidir. Böylece umresi tamamlanmýþ olur.

Mekke´de oturan bir kimse fazla umre ve tavaf yapmalýdýr. Kâbei Muazzama´ya. bakmalýdýr. Kâbe´nin içine girdiði zaman, iki direk arasýnda iki rek´at namaz kýlmalýdýr. Böyle yapmak daha faziletlidir. Kâbe´ye, yalýn ayak ve ta´zim ederek girmelidir.

Bir âlime ´Sen bugün, rabbinin beytine hiç girdin mi?´ denilir, o âlim de ´Allah´a yemin ederim, ben bu iki ayaðýmý Kâbe´nin etrafýný ziyaret etmeye dahi lâyýk görmüyorum. Nasýl olur da onlara rabbimin beytinin içini çiðnemeyi lâyýk görürüm. Çünkü ben, bu ayaklarýn nerede yürüdüðünü biliyorum´ diye cevap verir.

Zemzem suyunu bolca içmelidir. Eðer mümkünse kendi eliyle kuyudan suyu çekmeli ve kana kana içmelidir. Ýçerken þu duayý okumalýdýr:

Ey Allahým! Zemzemi her hastalýk ve sakame þifâ kýl. Bana ihlâs, yakîn, dünya ve ahirette mükâfat ihsan et.

Çünkü Hz. Peygamber (s.a) þöyle buyurmuþtur:
Zemzem suyu, hangi maksatla içilirse ona þifâ olur.56

IX. Ne zaman ki, hac ve umre amellerinden boþalýp memleketine dönmek isterse, önce Mekke´deki iþlerini görmeli, yüklerini güzelce hazýrlamalý, Kâbe´nin vedâ ziyaretini en son olarak yapmalýdýr. Kâbe´nin vedâ ziyareti daha önce de söylediðimiz gibi yedi tur, Kâbe etrafýnda dönmek demektir. Ancak bu turlarda Remel ve Ýzdibâ hareketleri yoktur. Bu ziyareti bitirdikten sonra Makam-ý Ýbrahim´in arkasýnda iki rek´at namaz kýlmalý, zemzem suyundan kana kana içmelidir.

Sonra el Multezim denilen yere gelerek þöyle duâ ve niyâzda bulunmalýdýr:
Ey Allahým! Beyt senin beytin, kul senin kulundur. Ben senin kölenle senin câriyenin oðluyum. Bana musahhar kýldýðýn mahlûklarýna beni bindirdin. Beldelerinde beni gezdire gezdire nimetlerine kavuþturdun. Ýbâdetlerimin ifâsýnda bana yardým ettin. Eðer sen benden razý olmuþsan, o rýzaný daha da artýr. Eðer benden razý deðilsen, þu anda beytinden uzaklaþmadan önce bana minnet et. Þu an benim dönüþ zamanýmdýr. Eðer senin iznin varsa... Seni baþka birþeyle deðiþtirmeksizin, senin beytinin yerine herhangi bir þeyi koymaksýzýn, senden ve beytinden yüz çevirmeksizin dönüyorum.

Ey Allahým! Bedenime âfiyeti, dinime ismeti arkadaþ et. Dönüþümü güzel yap. Ebedîyyen ve kaldýðým müddetçe sana itaat etmeyi bana rýzýk olarak ihsân eyle. Dünya ve âhiret hayrýnýn ikisini birden bana ihsan eyle. Sen herþeye kâdirsin Yârab!

Ey Allahým! Þu ziyaretim, senin Beyt-i Haram´ýný ziyaret etmemin sonuncusu olmasýn. Eðer bunu ziyaretimin en sonuncusu olarak kýlmýþsan, beytinin ziyâreti yerine bana cenneti ihsân eyle...57

En iyisi ayrýlýrken Kâbe gözünden kayboluncaya kadar gözünü Kâbe´den ayýrmamaktýr.

X. Bu þýkta da Medine-i Münevvere´nin ziyareti ve âdâbý hakkýnda beyanda bulunulacaktýr.

Nitekim Hz. Peygamber (s.a) þöyle buyurmaktadýr:
Beni vefatýmdan sonra ziyaret eden sanki beni saðlýðýmda ziyaret etmiþtir. Kim imkân bulur, eli geniþ olduðu halde beni ziyarete gelmezse, muhakkak beni ta´ciz etmiþ ve bana cefâ vermiþ olur.58

Kim sadece beni ziyaret etmeyi düþünerek ziyaretime gelirse, beni ona þefaatçý kýlmak Allah Teâlâ´ya (lûtf-u ilâhîsi olarak) hak olur.59

Medine-i Münevvere´nin ziyaretine niyet eden bir kimse, yolda
bol bol salâvat-ý þerife getirmelidir.

Ne zamanki Medine´nin duvar ve aðaçlarýný uzaktan görürse þöyle demelidir:
Ey Allahým! Þu görünen, senin rasûlünün haremidir. Onu bana ateþ için siper yap, azap ve kötü hesap için de emniyet yeri kýl.

Sonra Medineye girmeden önce Hirre kuyusundan su çekerek gusletmelidir. Güzel kokularý bedenine sürmeli, elbiselerinin en güzelini giymelidir. Medine´ye girdiði zaman, mütevazi ve Medine´yi ta´zîm ederek girmelidir.

Medine´ye ayak basar basmaz þöyle demelidir:
Allah´ýn ismiyle Medine´ye giriyorum. Rasûlüllah´ýn dini üzerine Medine´ye giriyorum. Ey rabbim! Beni doðru bir giriþle Medine´ye girdir ve doðru bir çýkýþla Medine´den çýkar. Nezdinden bana yardým edecek bir kuvvet ihsân eyle.

Sonra Mescid-i Nebeviye gider, mescide girer, Rasûllullah´ýn minberinin yanýnda iki rek´at namaz kýlar. Minber direðini tam sað omuzunun hizasýna alýr. Sandûkanýn yanýnda bulunan direði karþýsýna alýr. Mescidin kýblesinde bulunan daire þeklindeki çizgiyi de gözlerinin tam ortasýna alýr ve öylece namaza durur. Çünkü Rasûlullah´ýn mescidi, restorasyon (tâdilat) öncesi Hz. Peygamberin namaz kýldýðý yerdi. Rasûlullah zamanýndaki mescidde kýlýnan namazý dikkate almalýdýr. Sonra Hz. Peygamber´in kabr-i þerifine gelerek, yüzünün hizasýnda durmalýdýr. Bu durum, ancak sýrtýný kýbleye çevirmek ve kabir duvarýna yüzünü döndürmekle mümkün olabilir. Kabir duvarýnýn zâviyesinde bulunan direkten dört zîra kadar uzakta durmalýdýr. Kabir üzerine asýlan kandil, tam baþýnýn hizasýna gelmelidir. Duvarlara dokunmak veya öpmek, sünnet deðildir. Uzakta durup vazifelerini yapmak hürmete daha yakýn bir durumdur.

Uzakta durarak þöyle demelidir:
Ey Allah´ýn Rasûlü, Allah´ýn peygamberi, Allah´ýn emînî, Allah´ýn Habîbi, Allah´ýn seçkin kulu, Allah´ýn en hayýrlý kulu, selâm sana! Ey Ahmed, ey Muhammed, ey Ebu´l-Kasým, ey Mâhî, ey Âkid, ey Hâþir, ey Beþir, ey Nezir, selâm sana! Ey Tahir, ey âdemoðullarýnýn en þereflisi, peygamberlerin efendisi, peygamberlerin en sonuncusu, rabbilâleminin elçisi, selâm sana! Ey haþrýn önderi, iyiliklerin fâtihi, rahmetin nebîsi, ümmetin hâdisi, selâm sana! Ey abdestten ötürü alacalý olarak haþrolunan ümmetin önderi, selâm sana! Selâm, sana ve senin ehl-i beytine olsun. O ehl-i beyt ki, Allah Teâlâ onlardan necâseti uzaklaþtýrmýþ ve onlarý pâk kýlmýþtýr. Selâm sana, selâm senin pâk ashabýna, mü´minlerin anneleri olan pâk zevcelerine olsun. Allah Teâlâ, herhangi bir peygambere, ümmetlerinden ötürü vermiþ olduðu mükâfatýn en faziletlisini bizden ötürü sana ihsân eylesin. Sen, seni zikredenler tarafýndan hatýrlandýkça, gafiller senden gafil oldukça, Allah Teâlâ rahmet deryâlarýný senin üzerine boþaltsýn. Evvelinin ve âhirinin en faziletli, en kâmil, en âli, en yüce, en tayyib ve en temiz olmasý sebebiyle Allah sana salâvat etsin. Öyle salâvat ki, kullarýnýn üzerine yaptýðý salâvatlarýn en âlâsý olsun. Nasýl ki, bizi sayende dalâletten kurtarmýþ ve yine sâyende bize cehaleti göstermiþ ve sâyende bizi cehaletten kurtarmýþ ise...

Allah´tan baþka ilah olmadýðýna, Allah´ýn bir ve ortaksýz olduðuna þehadet ederim ve yine þehadet ederim ki, sen, Allah´ýn kulu ve rasûlü´sün. Allah´ýn emîrýi ve seçkin kulusun. Mahlukât içerisinde en hayýrlý kulusun. Þehadet ederim ki sen, risâlet vazifeni hakkýyla teblið ettin. Allah´ýn sana yüklediði emaneti yerli yerine getirdin. Ümmete nasihatta bulundun. Düþmanlarýnla cihâd ettin. Bu bakýmdan Allah sana, senin tertemiz ehl-i beytine rahmet deryâlarýný coþtursun. Seni her türlü kötülüklerden uzak tutsun, þeref versin, kerem versin ve sizi yüceltsin!

Eðer biri kendisine Hz. Peygamber´e selâm götürmeyi söylemiþse o zaman, þöyle demelidir:

Filân ve falanýn sana selâmlarý var ey Allah´ýn Rasûlü!
Rasûlullah´a karþý vazifesini bitirdikten sonra bir zira´ kadar gerileyip. Hz. Ebubekir Sýddîk´a (r.a) selâm vermelidir, Çünkü Hz. Ebubekir´in baþý, Rasûlullah´ýn omuzlarý hizasýndadýr. Hz. Ömer´in baþý da, Hz. Ebubekir´in omuzlarý hizasýndadýr. Hz. Ebubekir´e selâm verdikten sonra bir zira´ kadar gerileyerek Hz. Ömer´ul-Fâruk´a selâm vermeli, sonra ikisine hitaben þöyle demelidir:

Ey Allah´ýn Rasûlü´nün halifeleri! Ýkinize de selâm olsun! Ey hayat boyunca din iþlerini yerine getirmek hususunda Allah´ýn Rasûlü´ne yardým eden iki zat! Selâm size! Allah´ýn Rasûlü´nün ölümünden sonra ümmetinin içinde dinî emirleri ayakta tutan zatlar! Selâm sizlere! Siz bunu yaparken, Rasûlullah´ýn yolunu takip eder, onun sünnetle-riyle amel ederdiniz. Allah Teâlâ, herhangi bir peygamberin iki halifesine dinini teblið ettiklerinden ötürü vermiþ olduðu mükâfatýn en hayýrlýsýný size ihsân eylesin.

Bunu söyledikten sonra gerisin geriye dönerek Rasûl-i Ziþân´ýn (s.a) baþucunda ve kabir ile bugünkü üstüvânenin arasýnda durmak, yüzünü kýbleye çevirip Allah´a (c.c) hamdetmelidir. Rasûlullah´a bolca salât ve selâm okumalý ve sonra þu þekilde duaya devam etmelidir:

Ey Allahým! Sen þöyle buyurdun ki senin dediðin haktýr: ´Eðer onlar nefislerine zulmettikleri zaman sana gelseler de günâhlarýna Allah´tan maðfiret dileseler, peygamber de kendileri için af dileseydi, elbette Allah´ý, tevbeleri ziyâde kabul edici, çok esirgeyici bulacaklardý´. (Nisâ/64)

Ey Allahým! Biz, senin sözünü dinledik, senin emrine itâat ederek senin peygamberine geldik. Onu, nezdinde günâhlarýmýzýn affý için þefaatçý kýldýk. Belimizi büken günâhlarýmýzýn aðýr yükünü kaldýrmak için onu þefaatçý getirdik. Sapmalarýmýzdan tevbe ettik. Günâh ve kusurlarýmýzý itiraf ettik.

Ey Allahým! Tevbemizi kabul eyle. Þu peygamber-i ziþân´ný bize þefaatçý kýl. Onun, nezdindeki derecesiyle ve nezdindeki hakkýyla bizi yücelt. Ey Allahýmýz! Muhacir ve Ensâr´ý affeyle. Bizleri ve bizden önce iman ile huzur-u ilâhine gelen kardeþlerimizi affeyle.

Ey Allahým! Bu ziyaretimizi, nebiy-i ziþân´ýn kabr-i þerifini en son ziyaret olarak kýlma!

Ey Erhamurrahimîn! Bu ziyaret, hareminin de son ziyareti olmasýn!

Bu vazifeleri yaptýktan sonra, Ravza-i Mutahhara´ya. gelir. Orada iki rek´at namaz kýlar ve gücü yettiði kadar da dua eder.

Çünkü Hz. Peygamber (s.a) þöyle buyurmuþtur:
Kabrim ile minberimin arasý cennet bahçelerinden bir bahçedir ve minberim, havuzumun üzerinde kurulmuþtur.60

Rasûl´ün minberi yanýnda dua etmelidir. Hz. Peygamber´in hutbe esnâsýnda elini üzerine koyduðu en alt düðüme elini koymalýdýr.61

Perþembe günü Uhud daðýna gitmesi ve oradaki þehidlerin kabirlerini ziyaret etmesi müstehabdýr. Bu bakýmdan perþembe gününün sabah namazýný Mescid-i Nebevide kýldýktan sonra Uhud´a. gitmek üzere çýkar, öðle namazýný yine dönüp gelerek Mescid-i Nebevide kýlar.

Her gün, Medine´nin mezarlýðý el-Baki´ye, Rasûlullah´a selâm verdikten sonra gitmelidir ve bu gidiþ müstehabdýr. Orada bulunan Hz. Osman´ýn kabrini, Hz. Hasan b. Ali´nin (r.a) kabrini ziyaret etmelidir. Baki´de ayný zamanda Hz. Hüseyin´in oðlu Ali Zeynelâbidin´in, onun oðlu Muhammed´in, onun da oðlu Cafer-î Sadýk´ýn kabirleri de bulunmaktadýr. Allah cümlesinden razý olsun! Hz. Fâtýma´nýn orada bulunan mescidinde namaz kýlmalý, Rasûlullah´ýn oðlu Ýbrahim´in kabrini ziyaret etmelidir. Bütün bu kabirler, Baki´de bulunmaktadýr.

Medine´de kaldýkça, her cumartesi günü Kubâ mescidine gitmeli ve orada namaz kýlmalýdýr.

Çünkü Hz. Peygamber (s.a) þöyle buyurmuþtur:
Kim evinden çýkýp Mescid-i Kûba´ya gelir, orada namaz kýlarsa, o, bir umrenin dengi sevab elde eder.62

Kûba´da bulunan Eris kuyusunu ziyaret etmelidir. Çünkü Hz. Peygamber´in bu kuyuya tükürdüðü rivayet edilmektedir.63

O kuyu, Mescid-i Kûba´nýn yanýnda bulunmaktadýr. Ondan abdest almalý ve suyunu içmelidir.

Medine´de bulunan kimseler, Hendek´in yakýnýnda bulunan Fetih mescidine de gitmelidir. Ýþte böylece Medine´nin bütün mescid ve ziyaret yerlerini gezmelidir.

Ýmkân dahilinde bunlarý ziyaret etmelidir. Hz. Peygamber´in abdest aldýðý kuyularý da gezmelidir. Çünkü onlardan Hz. Peygamber abdest alýr, yýkanýr ve içerdi. Onlar da yedi kuyudur. Bunlarý þifâ niyetiyle ve Rasûlullah´ýn feyzinden bereketlenmek için gezmelidir.64

Eðer Medine´nin hürmetini gözetebiliyorsa, Medine´de oturmakta büyük bir fazilet vardýr.

Çünkü Hz. Peygamber (s.a) þöyle buyurmuþtur:
Kimin Medine´de ölmeye gücü yetiyorsa, orada ölünceye ka-dar ikâmet ederek ölsün. Çünkü Medine´de ölen bir kimse için kýyâmet gününde, þefaatçý (veya þâhid) olurum. 65

Ýþlerini bitirdikten ve Medine´den çýkmak istediðinde en güzel hareket þudur: Kabr-i þerife gelip daha önceden söylediðimiz gibi ziyaret duasýný tekrarlamalý ve Rasülullaha vedâ etmelidir. Allah Teâlâ´dan ikinci defa gelmeyi istemelidir. Seferinde sað ve selâmet evine dönmeyi de istemelidir. Sonra Rasûlullah´ýn makamý bulunan küçük ravzada, iki rek´at namaz kýlmalýdýr. Zira bu yer, mescidin maksûresi binâ edilmezden evvel Rasûlullah´ýn ikâmet yeriydi. Mescid-i Nebeviden çýkarken, evvelâ sol ayaðýný, sonra sað ayaðýný dýþarý atmalýdýr ve çýkarken þu duayý okumalýdýr:

Yâ rabbî! Muhammed´e ve onun âline rahmet deryâlarýný coþtur. Bu ziyaretim, peygamberi son ziyaretim olmasýn. Peygamberin ziyaretinin (yüzü suyu) hürmetine bütün gün-âhlarýmý affeyle. Seferimde selâmeti bana arkadaþ eyle. Ehlime ve vatanýma sað ve selâmet dönmemi nasip et, ey erhamerrahîmîn!..

Ýmkân dahilinde Hz. Peygamber´in komþularýna bolca sadaka vermelidir. Mekke ile Medine arasýnda bulunan ve yirmiye ulaþan mescidlere giderek oralarda ibâdet etmelidir.

53) Buharî, (Ebu Bekre´den)
54) Ebu Dâvud, el- Merâsil, (Tavus´ dan)
55) Buharî, (Enes´ten)
56) Ýbn Mâce, (Câbir´den zayýf bir senedle); Dârektunî ve Hâkim, (Ýbn Abbas´tan)
57) Taberânî ve Dârekûtnî, (Ýbn Ömer´den)
58) Ýbn Adiy ve Dârekutnî, Garâib´ul-Mâlik Ýbn Hibban ve Hâtib
59) Taberânî, (Ýbn Ömer´den)
60) Müslim ve Buharî, (Ebu Hüreyre ve Abdullah b. Zeyd´den)
61) Irâkî bu hadîse tesâdüf etmediðini kaydeder.
62) Nesâî ve Ýbn Mâce, {Sehl b. Hanefî´den sahih bir senedle)
63) Irâkî, bu hadîsi görmediðini fakat Resûlullah´ýn el-Besse ve Garez kuyularýna tükürdüðü hakkýnda hadîs vârid olduðunu söyler.
64) Tirmizî, Taberânî ve Ýbn Adiy, (Ebu Saîd el-Hudrî´den)
65) Daha önce geçmiþti.


radyobeyan