Mekke'de Oturmak ve Keraheti By: derya Date: 31 Ocak 2010, 14:26:09
Mekke´de Oturmanýn Fazileti ve Kerâheti
Ýhtiyatlý davranan ve Mekke-i Mükerreme´deki ikameti mahzurlu gören âlimler, bunu üç sebepten mahzurlu görürler:
1. Usanç gelme korkusu ve beyte karþý olan aþkýn azalmasýdýr.Zira her ikisi de Kâbe-i Muazzama´ya karþý olan kalp sevgisinin azalmasýna vesile olabilir. Hz. Ömer (r.a), hac mevsimi bittikten sonra hacýlara þöyle derdi:´Ey Yemenliler! Yemeninize, Ey Þamlýlar! Þamýnýza, Ey Iraklýlar! Irakýnýza gidin´.
Yine bu hikmete binaen, halký çokça tavâf etmekten menetmeyi düþünüyor ve diyordu ki: ´Çok tavâf etmek sûretiyle bu Kâbe´nin hürmetine halel getirmelerinden korkuyorum´.
2. Ýnsan Mekke´den ayrýlýnca, Kâbe´ye karþý olan iþtiyaký kabarýr ve ikinci bir defa ziyaret etmesine vesile teþkil eder. Çünkü Allah Teâlâ, Kâbe´yi insanlar için dönüþ yeri ve emniyet merkezi kýlmýþtýr. Yani insanlar zaman zaman ona gelerek ziyarette bulunurlar ve onunla olan ilgilerini kesmezler.
Âlimlerden bâzýlarý þöyle buyurmuþlardýr: ´Baþka bir beldede bulunup da kalbin Mekke´ye iþtiyak duyar ve Kâbe´ye baðlý olursa, haremde olup oranýn yerlisi olmak hasebiyle kalbine usanç gelmiþ olmaktan daha hayýrlýdýr. Mekke´de olup kalbin baþka bir memlekete baðlý olmasýndan, baþka memlekette olup kalbinin Mekke´ye baðlý olmasý daha hayýrlýdýr´.
Seleften biri þöyle buyurmuþtur: ´Horasan memleketinde nice kiþiler vardýr ki, bu Kâbeyi bilfiil ziyaret edenlerden Kâbe´ye daha yakýndýrlar´.
Deniliyor ki, Allah Teâlâ´nýn birtakým kullarý vardýr ki Kâbe, Allah´a yakýn olmak için onlarý ziyarete gider.
3. Hata iþlemek ve günah yapmak korkusundan Mekke´de oturmayý kerih görmüþlerdir. Zira Mekke´de hata yapmak ve günah iþlemek büyük bir tehlike teþkil etmektedir. Bu yerin þerefi için, böyle bir hareketin insan üzerine Allah´ýn gazabýnýn celbedilmesine vesile olmasý gerektir.
Vüheyb b. Verd el-Mekkî´den rivayet ediliyor: Bir gece Ýsmail´in (a.s), hücresinde namaz kýlýyordum. Kâbe ile örtüsü arasýndan gelen bir ses duydum. Þöyle diyordu: ´Etrafýmda ziyaret edenlerin dünya hâdiselerine dalmasýndan, bâtýl konuþmalar yapmasýndan ve gafil bulunmalarýndan, önce Allah´a sonra sana þikâyet ediyorum ey Cebrâil! Eðer beni ziyaret edenler bu gafletlerinden men olunmasalar, yemin ederim ki, ben öyle bir patlayacaðým ki, bende bulunan her taþ, hangi daðdan getirilmiþse oraya fýrlayacaktýr´.
Ýbn Mes´ud þöyle demiþtir: ´Mekke hariç, Allah´ýn hiçbir beldesinde kul niyetini fiiliyat sahasýna dökmedikçe hesaba çekilmez. Ancak Mekke´de insan, niyetinden ötürü hesaba çekilir´. Sonra þu ayeti delil olarak getirmiþtir:
Kim Mescid-i Haram´da, haktan meyletmeye niyet ederek zulüm yapmaya kalkýþýrsa, ona acýklý bir azap tattýrýrýz.
(Hac/25)
Yani bu azap, sadece kötü niyetinden ve mücerred iradesinden ötürü kendisine verilir.
Deniliyor ki: ´Mekke-i Mükerreme´de sevablarýn biri yüzbine bedel olduðu gibi günahlar da katmerleþir´.
Ýbn Abbas (r.a) þöyle buyuruyor:
Mekke´de ihtikâr (karaborsacýlýk) yapmak, haremde zulüm yapmaya niyetlenmektendir.
Yalan söylemenin de böyle olduðu söylenilmiþtir..
Ýbn Abbas þöyle buyurmuþtur: ´Rükye´de yetmiþ günâh iþlesem, Mekke-i Mükerreme´de tek bir günâh iþlemekten daha kolay gelir bana...´
Rükye, Mekke Ýle Tâif arasýnda bir yerdir. Bu korkudandýr ki, Mekke´de ikamet eden bazý kimseler, harem sýnýrlarý dahilinde def-i hacet yapmaz, bu sýnýrlarý geçtikten sonra ihtiyaçlarýný görüp dönerlerdi. Bazýlarý da Mekke´de bir ay durduðu halde yanýný yere koyarak yatmamýþlardýr. Mekke´de ikamet etmeyi menetmek için alimlerin bazýsý Mekke evlerinin kiralanmasýný bile kerih görmüþtür.
Sakýn Mekke´de ikamet etmenin kerahetinin, Mekke bölgesinin faziletiyle tezad teþkil ettiði zannýna kapýlma. Çünkü ikametteki kerahetin illeti halkýn dince zayýf olmasý, o mübarek makamlarýn hak ve hukukuna riâyet etmek hususunda kusurlu bir halde bulunmasýdýr. Bu bakýmdan bizim ´Mekke´de ikamet etmemek daha efdaldir´ sözümüzün mânâsý, yani kusurlu ve Mekke´den usanç getirecek kadar durmaktan durmamak daha efdaldir demektir. Fakat mübarek makamlarýn hakkýna hukukuna tam riâyet ederek ikamet etmenin efdaliyyeti ise, hiçbir zaman sözkonusu bile deðildir. Durum nasýl böyle olmasýn?
Hz. Peygamber (s.a), Medine´den Mekke´ye geldiði zaman, Kâbe-i Muazzama´nýn karþýsýnda durarak þöyle buyurmuþtur:
Senin, Allah Teâlâ´nýn en hayýrlý arazisi olduðun ve Allah´ýn beldelerinin bence en sevimlisi bulunduðun muhakkaktýr. Eðer ben senden çýkartýlmýþ olmasaydým, kesinlikle kendi arzumla buradan ayrýlmazdým.25
Yine hakkýna hukukuna riayet ederek Mekke´de ikamet etmek, ikamet etmemekten nasýl üstün olmasýn? Halbuki Kâbe-i Muazzama´ya bakmak, ibâdettir ve Mekke´de yapýlan iyilikler birkaç misliyle Allah nezdinde kabul olunur. (Nitekim daha önce de bu keyfiyyeti zikretmiþtik).
25)Tirmizî ve Nesâî, Ýbn Mâce ve Ýbn Hibban, (Abdullah b. Adiy b. el-Hamra´dan)
radyobeyan