Dört Mezheb Fýkhý
Pages: 1
Cenaze Bahisleri By: ezelinur Date: 29 Ocak 2010, 21:24:44

Ölmek Üzere Olan Kiþiye Yapýlmasý Gereken Þeyler

Ölmek üzere olan bir kiþi, meþakkatli olmadýðý takdirde, yüzü kýb­leye gelecek þekilde sað yaný üzerine uzatýlýr. Bu zor olduðu takdirde ayaklan kýbleye gelecek þekilde sýrtüstü yatýrýlýr. Yüzünün kýbleye bak­masý için de baþý, azýcýk yükseltilir. Mâlikîler, bu þekil yatýrmanýn sün­net olmayýp mendub olduðunu söylerler.

Ölüm yataðýndaki kimseye, kendisinin de söylemesi için “kelime-i þehâdet” okunarak telkinde bulunulmasý müstehabtýr. Zîrâ Peygamber (s.a.s.) Efendimiz þöyle buyurmuþlardýr:

“Ölü(m anýndaki)lerinize, Allah’tan baþka ilâh olmadýðý telkininde bulunun. Onu ölüm anýnda söyleyen hiçbir müslüman yoktur ki (bu söz) onu ateþten kurtarmasýn.” [118]

Ebu Hüreyre (r.a.) den de þu hadîs-i þerîf rivayet edilmiþtir:

“Ölü(m anýndaki)lerinize, Allah’tan baþka ilâh olmadýðýna tanýklýk etmeleri için telkinde bulunun.” [119]
Telkînat esnasýnda, ölüm anýndaki kimseye, “kelime-i þehâdet” ge­tirmesi için, “haydi söyle” denmez. Böylece, “hayýr söylemem” deme­si önlenmiþ olur. Çünkü bunu söyleyecek olursa, hakkýnda kötü zanda bulunulur. Þehâdet getirirken gönlünün daralmasýndan korkulacaðý en­diþesiyle kendisine iþaret edilmez. Ancak þehâdet kelimesinden sonra baþka bir söz konuþursa, dünyadayken son sözünün “kelime-i þehâdet” olmasý için, telkin tekrarlanýr. Defin iþi tamamlandýktan ve kabir üzeri­ne toprak atýlýp düzeltildikten sonra yeniden telkînde bulunmak müstehab olur. Telkin okuyacak olan kiþi, telkine baþlarken eðer ölüyü taný­yorsa, ona: “Ey falan kadýnýn kýzý/oðlu falan” diye hitabda bulunmalý­dýr. Tanýmýyorsa Havva’ya nisbet ederek, “ey Havva’nýn kýzý/oðlu falan” demeli, sonra da þu telkini okumalýdýr:

“Dünyadan çýkarken üzerinde bulunduðun ahdi hatýrla ki, o ahd þuna tanýklýk etmektir: Allah’tan baþka tapýnýlacak bir tanrý yoktur ve Muhammed, O’nun elçisidir. Cennet gerçekten vardýr. Cehennem de gerçekten vardýr. Kýyamet gelecektir. Geleceðinden þüphe yoktur. Al­lah, kabirlerdekileri diriltecektir. Ve Rab olarak Allah’ý, din olarak Ýs­lâm’ý, Peygamber olarak Muhammed (s.a.v.)i, rehber olarak Kur’an’ý, kýble olarak Kâ’be’yi, kardeþ olarak da mü’minleri seçip benimsedim.”

Definden sonraki bu telkin Þafiî ve Hanbelîlere göre müstehabtýr. MâlÝkîlerle Hanefîlerin buna iliþkin görüþleri aþaðýya alýnmýþtýr.

Hanefiler dediler ki: Definden sonra telkin okumak ne emredi­lir, ne de yasaklanýr. Zahir rivayet, yasaklanmasýný gerektirmektedir.

Malikýler dediler ki: Defin esnasýnda ve definden sonra telkin mekruhtur. Telkin, ancak ölüm anýnda mendub olur.

Ölmek üzere olan kiþinin bulunduðu yere ailesinden ve arkadaþla­rýndan en güzel olanýn girmesi, hem kendisi ve hem de orada hazýr bulunanlar için duâ edilmesi mendub olur. Hayýzlý, nifaslý, cünüb kim­seleri ve oyun âletleri gibi meleklerin hoþlanmadýklarý þeyleri yanýndan uzaklaþtýrmak mendubtur. Yanýna güzel kokularýn konulmasý da mendubtur. Yanýbaþýnda Yâsîn Sûresini okumak müstehabtýr. Zîrâ haberde vârid olmuþtur ki:

Yanýbaþýnda Yasin sûresi okunan hiçbir mü’min yoktur ki ölürken suya kanmýþ olarak ölmesin; kabre konulurken suya kanmýþ ola­rak konulmasýn; kýyamet günü haþredilirken de suya kanmýþ olarak haþ­redilmesin”. Bunu Ebu Dâvûd rivayet etmiþtir. Mâlikîler dýþýndaki diðer mezhebler bu hükümde ittifak etmiþlerdir.

Mâlikîler: Ölüm anýndaki kiþinin yanýnda Kur’an okumanýn mekruh olduðu görüþünü tercih etmiþlerdir. Çünkü bu Selef-i Sâlihîn ta­rafýndan yapýlmýþ bir iþ deðildir. Bazý Mâlikîlerse ölüm anýndaki kimse­nin yanýnda Yâsîn okumanýn müstehab olduðunu söylemiþlerdir.

Hanefiler dediler ki: Ölünün yanýnda yýkamadan önce Kur’an okumak, okuyanýn yanýnda olmasý hâlinde mekruh olur, uzaðýnda olmasý hâlinde mekruh olmaz. Yakýnýnda okunduðu takdirde, eðer ölünün vücû­dunun tümü temiz bir elbiseyle örtülü olursa, mekruh olmaz. Birinci du­rumdaki mekruhluk, ölürken sesin yükselmesi hâlinde sözkonusu olur.

Ölüm döþeðindeki insanýn rahatsýz olmamasý için Yâsîn Sûresini okuyan kiþinin, sessiz okumasý gerekir. Vefatýndan sonra yanýnda hiç­bir þey okunamayacaðý hususunda ittifak vardýr. Ölüm döþeðindeki in­sanýn, Allah hakkýnda iyi zanda bulunmasý mendubtur. Bu meyânda Rasûlullah (s.a.v.) þöyle buyurmuþlardýr:

“Sizden hiçbir kimse yoktur ki, ölürken Allah hakkýnda iyi zanda bulunsun da Allah orjk merhamet edip günâhýný affetmesin” [120]

Buhârî ve Müslim’de kayýtlý kudsî bir hadîste yüce Allah þu müjde­yi vermektedir:

“Ben kulumun benim hakkýmdaki zannýnýn yanýndayým.” [121]

Ölmek üzere olan kimseyi, yanýnda bulunan bir kimsenin Allah hakkýnda iyi zanda bulunmaya sevketmesi mendubtur.

Ölen kimsenin gözlerini yummak ve yuman kiþinin de þu duayý okumasý sünnettir:

“Allah’ýn adýyla ve Rasûlullah’ýn milleti üzerine! Allah’ým onu afvet ve doðru yolu bulmuþ kimseler içinde onun derecesini yücelt. Bundan sonra da onu kurtuluþa erenlerin peþisýra giden biri kýl. Bizi ve onu afvet. Ey âlemlerin Rabbi! Onun kabrini geniþ kýl. Onun için orasýný nurlandýr.” Bu duayý, Ebu Seleme’nin gözünü yumarken Peygamber Efendimizin okuduðu rivayet edilmektedir.

Gözleri baðlamanýn sünnet olduðu hususunda ittifak vardýr. Yalnýz Mâlikîler, bunun sünnet deðil mendub olduðunu söylemiþlerdir. Ayný zamanda Mâlikîlere göre gözleri yumarken okunan duâ da sünnet ol­mayýp mendubtur. Þâfiîler ise, gözleri baðlama esnasýnda duâ olarak “Bismillahi ve alâ milleti Rasûlillâh” demekle yetinmek gerektiðini ileri sürmüþlerdir.[122]


radyobeyan