Namazda Setr-i Avret By: ezelinur Date: 27 Ocak 2010, 18:37:38
Namazýn þartlarýndan ikincisi de avret yerlerini kapalý tutmaktýr. Þârîin namazda kapatýlmasýný emrettiði avret mahallerinin açýk olmasý hâlinde kýlýnan namaz safaîh olmaz. Ancak bir kiþi, avret yerini kapatacak bir örtü bulamazsa, avret yerleri açýk olarak kýlmýþ olduðu namaz sahîh olur.
Mâlikîler: Avret yerlerini kapatmanýn þart olmasý hususunda, kiþinin bu þartý hatýrlamasýný da ek bir þart olarak ileri sürmüþlerdir. Sözgelimi unutarak avret yerleri açýk bir þekilde namaz kýlan kiþinin namazý sahih olur.
Avret yerinin ölçüsü erkeðe, hür kadýna ve cariyeye göre deðiþir Bununla ilgili olarak mezheblerin detaylý görüþleri aþaðýda anlatýlmýþtýr.
Hanefiler dediler ki: Erkeðin namazdaki avret ölçüsü, göbekle diz arasýdýr. Yine bu mezhebe göre göbek, avret mahallinden sayýlmamakta, diz ise avret mahalline dâhil edilmektedir. Cariyeler de bu hususta erkekler gibidirler. Ancak bunlarýn fazla olarak karýnlarýnýn tümü ve sýrtlarý da avret mahalline dâhildir. Yan taraflarýna gelince bunlarýn karýn etrafýnda olan kýsýmlarý karýndan; sýrt etrafýnda olan kýsýmlarý sýrttan sayýlýr. Hür kadýnýn avret mahallinin ölçüsü, kulaklarýnýn üstünden, aþaðý inen saçlarý da dahil olmak üzere bütün bedenidir. Çünkü Rasûlullah (s.a.s.):
“Kadýn avrettir.” [168] buyurmuþlardýr. Yalnýz kadýnýn avuç içleri avret sayýlmaz. Ellerinin sýrtý da avret sayýlýr. Ayaklarýnýn dýþ yüzü avretten sayýlmamakta, tabanýysa avretten sayýlmaktadýr.
Þafiiler dediler ki: Erkeðin ve cariyenin avret mahallerinin ölçüsü dizle göbek arasýdýr. Dizler, avret mahallinden saymamaktadýrlar. Ancak aralarý avretten sayýlýr. Yine de dizlere yakýn kýsýmlarýn iyice örtülebilmesi için, dizlerin de örtülmesi gerekir. Hür kadýnýn avret mahallinin ölçüsü, kulaklarýn üstünden aþaðýya inen saçlar da dâhil olmak üzere, bütün bedenidir. Yalnýz yüz ve avuç içleriyle dýþlarý bundan istisna edilmiþlerdir.
Hanbelîler dediler ki: Avret ölçüsü erkek için olsun, câriye veya hür kadýn için olsun, týpký Þâfiîlerin dediði gibidir. Ancak bunlar, hür kadýnýn sadece yüzünü avret mahallinden istisna etmiþlerdir. Kadýnýn yüzünden baþka bütün taraflarý avret sayýlmaktadýr.
Malikiler dediler ki: Kadýn ve erkek için namazla ilgili olarak avret yeri ölçüsü, muðalleze ve muhaffefe olmak üzere iki kýsma ayrýlýr. Bunlarýn da her birinin kendine göre hükmü vardýr. Erkeðin muðalleze avreti; penis, testisler, mak´ad deliðinin halkasý olan kýsýmlardýr. Bunlarýn dýþýnda olan göbekle diz arasý kýsýmlar ve bu kýsma arka taraftan denk düþen kýsýmlar muhaffefe avret mahallidirler.
Hür kadýnýn göðsüyle, göðsünün etrafý ve arka taraftan bu kýsma denk gelen kýsýmlar dýþýnda bulunan kýsýmlar, muðalleze avret mahallidirler. Yine hür kadýnýn göðsü ve arka taraftan göðsüne denk gelen kýsým, boyun, baþ, dizlerle ayak parmaklarý arasýnda bulunan kýsým, muhaffefe avret mahallidirler. Hür kadýnýn yüzü, ellerinin içi ve dýþý kesinlikle avret mahalli sayýlmamaktadýr. Cariyenin muhaffefe avret mahalli, erkeðinki gibidir. Yalnýz cariyenin uyluklarý ve bunlarýn arka taraftaki aralýklarý erkeðinkinden ayrý olarak muðalleze avret mahallinden sayýlmaktadýr. Yine cariyenin tenasül organý ve kasýðý, muðalleze avret mahallinden sayýlmaktadýr.
Gerek satýn alarak, gerek emânet isteyerek ve gerekse emânet olarak verenden -hibe olarak verenden deðil- kabul ederek avret mahallini bir örtüyle kapatmaya muktedir olduðu hâlde muðalleze avretinin tümü veya çok az da olsa bir kýsmý açýk olarak namaz kýlan kiþinin, eðer bu açýklýk hatýrýndaysa namazý bâtýl olur. Kýlmýþ olduðu bu namazý vakit kalsýn veya çýkmýþ olsun süresiz olarak mutlak surette iade etmesi gerekir. Yine bu durumdaki kiþi, muhaffefe avret mahallini açýk býrakarak namaz kýlmýþsa namazý bâtýl olmaz. Her ne kadar muhaffefe de olsa, avret mahallini namazda açmasý haram veya mekruh ve, bu açýk kýsma bakmak harâmsa da yine kýldýðý namaz bâtýl olmaz. Ancak bu þekilde namaz kýlmýþ olanýn, vakit kalmýþsa örtünerek yeniden namaz kýlmasý müstehab olur. Meselâ hür kadýn, baþý veya boynu, omuzu, kolu, memesi, göðsü veya sýrt tarafýndan göðsüne denk gelen kýsmý, dizi veya bacaktan ayak parmaklarýnýn ucuna kadar olan kýsmý -tabiî ayaklarýn altý muhaffefe avret mahallinden olsa bile yine buna dâhil deðildir- açýk olarak kýlmýþ ise ve vakit de varsa namazý iade etmesi müstehab olur. Erkeðe gelince bu, eðer kasýðý veya uyluklarý veya oturak (mak´ad) deliðinin etrafýndaki kýsmý açýk olarak namaz kýlmýþsa ve vakit de varsa namazý iade etmesi müstehab olur. Ama baldýrlarý açýk olarak kýlmýþsa, kasýðýnýn üstünden göbeðine kadar olan kýsmýn tümü veya bir kýsmý, arka taraftan da uyluklarýnýn üst kýsmý açýk olarak namaz kýlmýþsa namazýný iade etmesi gerekmez.
Namazýn sýhhat þartý olan setr-i avretin, namaza baþlanmasýndan namazýn bitirilmesine kadar muhafaza edilmesi zorunludur.
Hanbeliler dediler ki: Kiþinin namazdayken kendi kasdý olmaksýzýn avret yerlerinden az bir kýsmý açýlýrsa bu açýklýk, uzun bir süre devam etse bile namazý bozulmaz. Ama rüzgâr ve benzeri nedenlerden ötürü çok miktarda veya tümü açýlýr da fazla uðraþmaksýzýn hemen kapatýlýrsa namazý bozulmaz. Bu açýklýk uzun süre devam ederse namaz bozulur. Fakat namaz kýlmakta olan kiþi, avret mahallerinden bir kýsmým veya çoðunu kasýtlý olarak açarsa açýklýk süresi ister uzun, ister kýsa sürsün namazý kesinlikle bozulur.
Hanefiler dediler ki: Namazdayken ön veya arka organlarla bunlarýn çevresi olan muðalleze avret organlarýnýn dörtte biri açýlýrsa veya ön ve arka organlarýn dýþýndaki muhaffefe avret yerlerinden bir kýsmý açýlýrsa bu açýklýk, kiþinin kendi kasdý olmaksýzýn da olsa, sözgelimi rüzgâr ve benzeri nedenlerden ötürü olursa ve bu açýklýk, namazýn bir rüknü kadar devam ederse namaz bozulur. Yine kendi eylemiyle avret mahallini açarsa, bu açýklýk süresi namazýn bir rüknünü edâ edecek kadar bir süreden az olursa yine namazý mutlak olarak bozulur. Namaza baþlamadan önce avret mahallinin dörtte biri açýk olursa bu durumda namaza girmesi memnu´ olur.
Malikiler dediler ki: Namazdayken muðalleze avretin açýlmasý mutlak olarak namazý bozar. Namaza girerken avret mahalleri kapalý olarak girilir, ancak namaz esnasýnda bu yerleri kapatan örtü düþerse namaz bozulur. Namazý vakti içinde olsun, dýþýnda olsun muhakkak iade etmek gerekir. Meþhur olan görüþ de budur.
Þafiiler dediler ki: Kiþinin namazdayken avret mahalli açýlýr ve bunu kapatmaya gücü yeter de kapatmazsa namazý bozulur. Ancak rüzgâr esmesi nedeniyle avret mahalli açýlýr da bunu fazla bir uðraþ vermeksizin derhal kapatýrsa namazý bozulmaz. Yine ayný þekilde unutarak avret mahallini açar da derhal kapatýrsa namazý bozulmaz. Ama rüzgâr esmesi nedeni ile deðil de, bir hayvan veya mümeyyiz olmayan bir çocuk tarafýndan namaz kýlmakta olan bir kiþinin avret mahalli açýlýrsa bu durumda namaz bozulur.
Avret yerlerini örten elbise ve benzeri þeylerin kalýn olmasý gerekir. Tenin rengini belirten ince örtüler, avret mahallini kapama hususunda yeterli olmazlar. Bu örtüler ister sadece bakmakla avret yerlerini gösterecek kadar ince olsunlar, isterse kasýtlý olarak bakmakla avret mahallerini gösterecek kadar ince olsunlar ayný hükme tâbi olurlar. Vücuda giyilen elbisenin, vücut hatlarýný belli edecek kadar vücûda bitiþmiþ olmasý setr-i avrete zarar vermez. Bir kiþi avret yerlerini kapatacak bir þeyi asla bulamazsa çýplak olarak namaz kýlar.
Malikiler dediler ki: Namaz kýlmakta olan kiþinin giydiði elbisenin altýndaki tenin ilk bakýþta görülmemesi þarttýr. Ama elbisenin altýndaki tene dikkatlice bakýldýktan sona görmek mümkün oluyorsa bunun namaza bir zararý olmaz. Sadece bu kadar incelikteki bir elbiseyle namaz kýlmak mekruhtur. Bu elbiseyle kýlýnan namazýn vakit içinde tekrar kýlýnmasý mendub olur.
Malikiler dediler ki: Avret mahallini yaðmur ve rüzgâr nedeniyle olmaksýzýn, haram veya mekruh bir þekilde gösterecek türden bir elbiseyle kýlýnan namazýn vakit içerisinde yeniden kýlýnmasý (iadesi) vâcib olur. Vakit çýktýktan sonra artýk iade etmek gerekmez. Elbise rüzgâr esmesi veya yaðmur yaðmasý nedeniyle vücûdun avret yerlerinin hatlarýný belli edecek olursa, bu durumda kýlýnan namazda bir mekruhluk söz konusu olmadýðý gibi, bu namazý iade etmek de gerekmez.
radyobeyan