Ýslam Kültürü K-Z
Pages: 1
Kader By: armi Date: 26 Ocak 2010, 18:15:36
Kader
Tâbiîn devrinde Medîne´de yetiþen büyük âlimlerden Atâ bin Yesâr (rahmetullahi teâlâ aleyh) Yâlâ bin Mürre´den þöyle anlatýyor: "Biz haz­ret-i Ali´nin yakýnlarýndan bâzýlarý ile buluþtuk. Yâlâ onlara dedi ki: O, þu anda savaþan kimsedir. Onun hayâtý için emin deðiliz. Ona bir zarar ge­lebilir. Bundan sonra odasýnýn kapýsýnda nöbet tutmaya baþladýk. Bir ara namaza çýktý. Bizi görünce; "Burada ne yapýyorsunuz?" diye sordu. Biz de: "Seni bekliyoruz, yâ müminlerin emîri!.. Zîrâ sen, harp yapan bir kim­sesin. Sana bir zarar gelmesinden korkuyoruz." diye cevap verdik. On­lara sordu: "Beni semâ (gök) ehlinden mi koruyorsunuz, yoksa yer ehlin­den mi?" Biz de: "Elbette yer ehlinden! Semâ ehlinden nasýl koruyabili­riz?" deyince; "Allahü teâlânýn takdir etmediði hiç bir þey semâda da ol­maz. Herkesin iþlerine vekil olan iki melek vardýr. Kaderi olarak takdir edilen þeyler baþýna gelinceye kadar, her þeyi ondan uzaklaþtýrýrlar. Ka­derde olan baþa gelince de, kaderi ile onu baþbaþa býrakýrlar." buyurdu­lar.

Hindistan´da yetiþen büyük velîlerden Mevlânâ Bedreddîn Serhendî hazretlerine, Ýmâm-ý Rabbânî (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretlerinin gönderdiði bir mektup:

"Allahü teâlânýn ismine sýðýnarak, mektubumu yazmaða baþlýyorum. Kazâ ve kaderin ince bilgilerini, kullarýndan seçilmiþ olanlara bildiren ve doðru yoldan sapmamalarý için, câhillerden saklayan, Allahü teâlâya hamd ederim! Kazâ ve kaderin esrârýný, din câhilleri anlayamayýp, doðru yoldan kayar. Ýnsanlarý iþlerinde mecbûr, esir veya hâkim, yaratýcý san­mak tehlikesine düþerler. Allahü teâlâ, Peygamberlerinin en üstünü ile, kullarýna doðru yolu, doðru bilgiyi gösterdi. Yanlýþ düþünen câhillerin ve âsilerin özür, bahâne etmelerine meydan býrakmadý. O büyük Peygam­bere ve akrabâsýna ve Eshâbýnýn hepsine bizden iyi duâlar ve selâmlar olsun! O´nun Eshâbýnýn herbiri, Allahü teâlâya itâat edenlerin ve kadere inanýp, kazâya râzý olanlarýn en iyisidir.

Kazâ ve kader bilgisini, çok kimseler anlayamamýþ, doðru yoldan ay­rýlmýþtýr. Bu bilgi üzerinde akýl yürütenler, vehm ve hayâllerine kapýlmýþ­týr. Bunlardan bir kýsmý, insanlarýn isteyerek yaptýðý iþlerinin cebr, zor ile olduðunu sanmýþ, çoklarý da, insanlarýn her iþi yaratarak yaptýðýný, iste­yerek yapýlan iþlere, Allahü teâlânýn karýþmadýðýný söylemiþtir. Üçüncü anlayýþ þekli de, doðru yolda gidenlerin, Ýslâmiyeti iyi anlýyanlarýn sözü­dür. Bunlar, "Fýrka-i nâciye" ismi ile müjdelenmiþ olan, "Ehl-i sünnet ve cemâat"dir. Allahü teâlâ, o yüksek âlimlerden ve onlarýn yolunda giden­lerden râzý olsun! Bunlar birinci ve ikinci kýsýmda olanlar gibi taþkýnlýk yapmamýþ, orta yolu seçmiþlerdir. Ehl-i sünnetin reîsi olan Ýmâm-ý A´zam Ebû Hanîfe, Ýmâm-ý Câfer-i Sâdýk´tan þöyle sordu: "Allahü teâlâ, insanla­rýn istekli iþlerini onlarýn arzûsuna býrakmýþ mýdýr?" O da; "Allahü teâlâ, rübûbiyyetini (yaratmak ve her istediðini yapmak büyüklüðünü) âciz kul­larýna býrakmaz." buyurdu. "Kullarýna, iþleri zor ile mi yaptýrýyor?" diye sorunca da; "Allahü teâlâ âdildir. Kullarýna zor ile günah iþletip, sonra Cehennem´e sokmak, O´nun adâletine yakýþmaz." buyurdu. "O hâlde, in­sanlarýn, istekli hareketi, kimin arzûsu ile oluyor, kim yapýyor?" diye sordu. O da; "Ýþleri insanlarýn arzûsuna býrakmamýþ ve kimseyi cebr et­memiþtir. Ýkisi arasý olagelmektedir. Yaratmaðý kullarýna býrakmadýðý gibi, zor ile de yaptýrmaz." buyurdu.

Ýþte, Ehl-i sünnet âlimleri diyor ki kullarýn ihtiyârî, istekli hareketlerini, iþlerini Allahü teâlâ îcâd etmekte, yaratmaktadýr. O´nun kudreti ile var oluyorlar. Fakat, insanýn kudreti de karýþmaktadýr. Ýstekli hareketlerimiz, Allahü teâlânýn kudreti ile "yaratýlýr" ve bizim kudretimiz ile "kesb edilmiþ" olur.

Mekke-i mükerremenin büyük âlim ve velîlerinden Vüheyb bin Verd (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretlerine dediler ki: ?Siz, Allahü teâlâya ka­vuþmak için hemen ölmeyi mi arzu edersiniz? Allahü teâlâya daha fazla ibâdet edebilmek için daha çok yaþamayý mý arzu edersiniz? Yoksa hiç­bir þey düþünmeden Allahü teâlânýn takdirine râzý olup susmayý mý tercih edersiniz?? Buna cevab olarak; ?Ben hiçbir þey demem. Allahü teâlâ be­nim hakkýmda neyi irâde edip takdir etmiþ ise, ben onu isterim. Onu se­verim ve ondan râzý olurum.? buyurdu. Orada bulunanlarýn hepsi bu ce­vaptan çok memnun oldular. Topluluðun içinde olan Süfyân-ý Sevrî kal­kýp Ebû Osman Vüheyb?e sarýldý ve alnýndan öpüp; ?En doðrusunu sen söyledin.? buyurdular.
 

Ynt: Kader By: ceren Date: 02 Temmuz 2016, 17:29:17
Esselamu aleykum.Insan yaþamýnda degistiremedigi ve mudahale edemedigi her sey kaderdir.Ve insanin kaderinde ne varsa allah insana neyi yasamasini emir etmisse onu yasayacaktir.Rabbim bizleri kadere inanan ve o yolda giden kullardan eylesin inþallah...

radyobeyan