Ýhya-u Ulumiddin 1-2
Pages: 1
Fiiller By: derya Date: 26 Ocak 2010, 11:09:50
Fiiller

Allah Teâlâ´dan baþka ne varsa, cümlesi O´nun fiiliyle meydana gelmiþtir ve adaletinden feyizlenmiþtir. O varlýklarý en güzel ve en geliþmiþ þekilde var etmiþtir. Allah Teâlâ fiillerinde hikmet sahibidir. Kazâ ve kaderlerinde âdildir. O´nun adaleti, kullarýnýn adaletiyle kýyas edilemez.´Çünkü kul, baþkasýnýn mülkünde tasarruf ettiði zaman, kendisinden zulüm sâdýr olur. Buna göre Allah´tan zulmün sudûru tasavvur olunamaz. Çünkü Allah Teâlâ baþkasýnýn mülkünde tasarruf etmez ki, bu zulüm olsun. Allah´tan baþka, insan, cin, melek, þeytan, gök, arz, hayvan, bitki, cansýz þeyler, cevher, ârâz, bilinen ve görünen her ne varsa hepsi, sonradan, Allah´ýn kudretiyle yaratýlmýþtýr. Bütün bunlar yoktan var edilmiþtir.

Allah Teâlâ ezel´de tek baþýna idi ve kendisinden baþka hiçbir varlýk yoktu. Bundan sonra kudretini göstermek ve geçmiþ iradesini uygulama sahasýna çýkarmak için mahlukâtý yarattý. Bunlarý muhtaç olduðu için deðil, ezelî iradesinin tahakkuku için yaratmýþtý. Yaratmak ve icad etmekle mükellef olmak, O´nun için vâcib ve zarurî bir vazife telâkki edilemez. O bunlarý ancak fazilet ve ihsanýyla yapmýþtýr. Nimet vermek ve ýslah etmek de onun için zaruri ve yapýlmasý gereken bir vazife deðildir.

Bu bir lûtf-u ilâhîdir, Bu bakýmdan fazilet, ihsan, nimet ve minnet O´na aittir. Çünkü O, kullarýnýn üzerine çeþit çeþit azaplar göndermeye ve onlarý birçok elemlere ve hastalýklara müptelâ etmeye kadirdir. Eðer böyle yapacak olsa bu çirkin bir fiil ve zulüm deðil, aksine adaletin tâ kendisi olurdu.

Allah Teâlâ mü´min kullarýnýn ibâdet ve tâatlarýný lütuf ve keremiyle mükafatlandýrýr. Yoksa bu, Allah için zorunlu ve zaruri bir vazife deðildir. Çünkü hiçbir kimsenin ve hiçbir varlýðýn Allah´a herhangi bir ödevi yükletmesi düþünülemez.

Allah´tan herhangi bir zulmün sudûr etmesi tasavvur olunamadýðý gibi, herhangi bir varlýðýn Allah üzerinde bir hakkýnýn bulunmasý da vacip olamaz. Taat ve ibadetlerde kullarý üzerindeki hakký sadece akýl yoluyla deðil peygamberlerinin bildirmesiyle de vacip olmuþtur. Allah Teâlâ peygamberler gönderdi ve onlarýn doðruluklarýný apaçýk mucizelerle teyid ve takviye etti. Onlar da Allah´ýn emrini, yasaðýný, va´dini ve vaîdini halka teblið buyurdular. Böylece halka da getirmiþ olduklarý ilâhî hükümlerde peygamberleri doðrulamak ve tasdik etmek vazifesi düþtü.


radyobeyan