Hayat ve Kudret By: derya Date: 26 Ocak 2010, 11:08:58
Hayat ve Kudret
Allah Teâlâ diridir, Kadir´dir. Cebbâr´dýr Kahhâr´dýr. O´nun hiçbir kusuru, aczi olamaz. O´nu uyuklama ve uyku tutmaz. Fânilik ve ölüm O´nun hakkýnda mevzu bahis deðildir. O, mülkün, melekütün, izzet ve ceberûtun sahibidir. Hâkimiyet, güç, yaratmak ve emretmek yalnýzca O´na aittir. Kýyamette gökler, O´nun saðýnda, dürülü olarak duracaktýr. Bütün yaratýklar O´nun emri altýnda ve kudret elinde bulunmaktadýr. Bütün varlýklarý O var etmiþtir ve onlarýn yaptýklarýný da kendisi yaratmýþtýr. Rýzýk ve ecelleri takdir eden O´dur. Takdir olunanlar ve emirlerin evrilip çevrilmesi kudreti dahilindedir. Takdir buyurduklarý saymakla bitmez ve malûmatýnýn (ilminin) de nihayet ve sýnýrý yoktur.
Ýlim
O, herþeyi bilen; ilmi, yerlerin en alt kýsmýyla göklerin en üst noktasý arasýnda cereyan eden hadiseleri kapsayan, zerreciklerin dahi ilmi hâricinde kalamadýðý bir âlimdir. O, zifiri karanlýkta kapkara bir taþ üzerinde yürüyen simsiyah bir karýncayý ve onun ayak izlerini dahi bilir. Atmosferdeki zerreciklerin hareketlerini, tüm sýrlarý ve en gizli þeyleri bilir. Kalplerin düþüncelerine, hatýralarýn kýpýrdanýþma, sýrlarýn gizliliðine vakýftýr. Bütün bunlarý kadîm ve ezelî ilmiyle bilmektedir. Bu ilim asla deðiþmeyecek, hiçbir zaman kaybolmayacak bir ilimledir. Zâtýnda sonradan var olup da bir zamana kadar devam edecek bir ilim deðildir.
Ýrade
Allah Teâlâ bütün kâinatýn varlýðým irade ve bütün hâdiseleri düzenleyen ve idare eden bir zattýr. Kainatta az veya çok, küçük veya büyük, hayýr veya þer, menfaat veya zarar, iman veya küfür, irfan veya cehalet, zafer veya yenilgi, fazlalýk veya noksanlýk, itaat veya isyan, görünür görünmez her ne cereyan ediyorsa mutlaka O´nun kazâ, kader, hikmet ve iþleðinin hududlarý dahilindedir. Bu bakýmdan O´nun diledikleri olur; dilemedikleri olmaz.
Hiçbir bakýþ ya da hiçbir düþünüþ O´nun dilemesinin dýþýnda deðildir. O yoktan var edici, yok olduktan sonra tekrar iade edici ve isteðini en kuvvetli bir þekilde de emrinin önünde hiçbir engelin duramadýðý ve hiçbir kuvvetin, kaza ve kaderini reddetmediði Allah´týr.
Eðer O´nun tevfîk ve rahmeti olmasa, hiçbir kul isyandan kaçamaz. Yine O´nun dileme ve iradesi olmasa hiçbir kul itaata güç yetiremez. Eðer tüm insanlar, cinler, melek ve þeytanlar bir araya gelip de kâinattaki bir zerreciði yerinden oynatmak veya hareketine mâni olmak isteseler, O´nun irade ve dilemesi olmadan bu hususta kesinlikle âciz kalacaklardýr.
Allah Teâlâ´nýn iradesi, diðer sýfatlarý gibi zâtî ile kaimdir. O, daima bu sýfatlarla muttasýftýr. Olacak olan herþeyin kendisi için belirlenen zamanda olmasýný ezelde irâde buyurmuþtur. Böylece herþey bu ezelî irâde doðrultusunda ne bir saniye önce ve ne de bir saniye sonra olmamak þartýyla kendileri için belirlenmiþ zamanlarda gerçekleþir. Varlýðýnda irade dýþý bir deðiþme, bir bozulma olamaz. Bütün bunlarý yaparken de Allah Teâlâ için düþünme ve zaman harcama sözkonusu deðildir. Ýþte bu sýrra binaen hiçbir durum Allah´ý meþgul edip baþka þeylerden gafil kýlamaz.
Sem ve Basar (Duyma ve Görme)
Allah Teâlâ, Semî ve Basîr´dir (iþitir ve görür). Ýþitilmek durumunda olan nesneler, ne kadar gizli olursa olsunlar O´nun iþitme sýfatýndan hariç kalamaz. Ayný þekilde, görülmek durumunda olan þeyler de ne kadar ince olurlarsa olsunlar, görme sýfatýndan hariç olamaz. Uzaklýk, iþitmesini engelleyemediði gibi, karanlýk da görmesine mâni olamaz. O, göz bebeði ve göz kapaklarý olmaksýzýn gördüðü gibi, kulak kepçesi ve kulak zarý olmaksýzýn da iþitir. Nitekim kalp ve dimaðsýz bilir, âzasýz çalýþýr ve aletsiz yaratýr. Çünkü O´nun ne zâtý ve ne de sýfatlarý yarattýklarýnýn zât ve sýfatlarýna benzemez.
Kelâm
Allah Teâlâ konuþur ve bununla emreder, nehyeder, vaad ve tehditlerde bulunur. Ancak O´nun konuþmasý zâtî ile kaim, kadîm ve ezelî olup yaratýklarýn konuþmasýna benzemez. Bu bakýmdan O´nun konuþmasý hava titreþimlerinden veya cisimlerin çarpýþmasýndan meydana gelen ses ile olmadýðý gibi dudaklarýn kapanmasýyla veya dilin hareket etmesiyle meydana gelen harflerle de deðildir. Kur´ân, Tevrat, Ýncil ve Zebur, peygamberlerine gönderdiði semavî kitaplardýr.
Kur´ân, dille okunur, mushaflarda yazýlýr ve kalplerde korunur. Fakat bununla beraber kadîmdir; Allah´ýn zâtýyla kaimdir. Kalplere ve sayfalara nakledilmesi onu Allah´ýn zâtýndan ayýrmaz ve boyle bir ayýrýmý da kabul etmez.
Hz. Musa (a.s), Allah´ýn kelâmýný sessiz ve harfsiz olarak dinledi. Nitekim, iyiler (ebrâr) de O´nuýý zâtýný âhirette cevhersiz ve araçsýz olarak görecektir. Ýþte bütün bu sýfatlarda muttasýf olan Allah diridir, âlimdir, kudret .ve irâde sahibidir O iþitir, görür ve konuþur. Fakat diriliði, kudreti, ilmi, iradesi, iþitmesi, görmesi ve konuþmasý sadece (Mu´tezile´nin inandýðý gibi) zâtî ile deðildir. (Aksine bu sýfatlar zâtýn gayrisi ve ondan ayrýlmaz birer hakikattir.)
Burada tahrif edilmezden önceki Tevrat, Ýncil ve Zebur kastedilmektedir. Sözkonusu olan, günümüzdeki muharref Tevrat, Ýncil ve Zebur deðildir.
radyobeyan