Mizan By: armi Date: 25 Ocak 2010, 14:05:12
Mizan
Mizan hakkýnda düþünmekten gafil olma! Kitablarýn saðlara ve sollara uçuþmasýna bak! Zira insanlar sorgudan sonra üç fýrkaya ayrýlýrlar:
1. Bir fýrka vardýr ki onlarýn hiç sevaplarý yoktur. Ateþten siyah bir boyun (hortum) çýkarak kuþun taneleri toplamasý gibi onlarý toplar, üzerine kapanýr ve ateþe atar. Ateþ de onlarý yutar.
Onlarýn aleyhinde Arkasýnda saadet olmayan bir þekavete düþtüler´ diye baðrýlýr.
2. Baþka bir kýsým vardýr ki günahlarý yoktur. Bir tellâl onlar hakkýnda ´Her durumda Allah´a hamdedenler ayaða kalksýnlar!´ diye baðýrýr, onlar ayaða kalkar ve cennete giderler. Sonra bu du-
rum gece ibadeti yapanlara, sonra da ticaretin ve alýþveriþin kendilerini Allah´ýn zikrinden meþgul etmediði kimselere tatbik edilir. Onlarýn arkasýndan þöyle baðrýlýr: ´Âkabinde þekavet olmayan bir
saadete vardýlar!´
3. Üçüncü bir kýsým vardýr ki onlar mahþer ehlinin çoðunu teþkil ederler. Onlar, sâlih bir amel ile kötü bir ameli karýþtýrmýþlardýr. Durumlarý, onlar için gizli olur, fakat Allah için
gizli deðildir. Allah, sevaplarýnýn mý vaya günahlarýnýn mý daha fazla olduðunu onlara bildirir ki affettiði anda onlar katýnda fazl-ý ilâhîsi, azap verdiði anda da adaleti anlaþýlsýn.
Bu bakýmdan sahifeler ve kitablar, içinde haseneler ve seyyieler yazýlý olduðu halde sahiplerinin ellerine düþmek için uçarlar. Terazi kurulur. Gözler kitabýn sað ele mi, sol ele mi düþeceðini görmek için dikkatle bekler. Sonra günahlar mý yoksa sevaplar mý aðar basacak diye terazinin diline bakarlar. Bu durum, korkunç bir durumdur. Bu sýrada mahlukâtn akýllarý yerinden oynar.
Hasan Basrî þöyle rivayet ediyor: Hz. Peygamber´in (s.a) mübârek baþý Hz. Aiþe´nin kucaðýnda bulunuyordu. Hz. Peygamber uyukladý. Hz. Aiþe âhireti hatýrladýðý için göz yaþlarý akacak derecede aðladý ve Hz. Peygamber´in yanaðý üzerine düþtü. Hz. Peygamber uyanýp ´Ey Âiþe! Seni aðlatan nedir?´ diye sordu. Hz. Aiþe ´Âhireti hatýrladým. Acaba siz peygamberler kýyamet gününde ehlinizi hatýrlayacak mýsýnýz?´ dedi.
Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a) þöyle dedi:
Nefsimi kudret elinde tutan Allah´a yemin ederim, üç yerde kimse kimseyi hatýrlamaz; zira orada hiç kimse nefsinden baþkasýný düþünmez: a) Teraziler kurulduðu ve ameller tartýldýðmda, âdemoðlu terazisinin hafif veya aðýr olduðunu görünceye kadar, b) Sahifeleri verildiðinde kitabýný sað eliyle mi yoksa sol eliyle mi tutacaðýný görünceye kadar, c) Köprünün yanýnda!208
Enes´ten þöyle rivayet edilir: "Âdemoðlu kýyamet gününde getirilerek terazinin iki kefesi arasýnda durdurulur. Ona bir melek vekil edilir. Eðer mizaný aðýr basarsa, o melek bütün mahlûkâtýn duyabileceði bir sesle Falan adam ebedî bir saadete erdi!´ diye baðýrýr. Eðer terazisi hafif gelirse mahlûkâtýn iþitebileceði bir sesle Talan adam ebedî saadete asla eremez!´ diye baðýrýr. Hasenelerin kefesi hafif olunca zebaniler, ellerinde demirden yapýlmýþ tokmaklar, sýrtlarýnda ateþten yapýlmýþ elbiseler olduðu halde gelirler. Ateþin nasibini alýp ateþe doðru götürürler".
Hz. Peygamber (s.a) kýyamet günü hakkýnda þöyle buyurmuþtur:
Allah Teâlâ, o günde Âdem´i (a.s) çaðýrarak ´Ey Âdem! Kalk! Cehennem grubunu gönder!´ der. Bunun üzerine Âdem ´Cehennem grubu ne kadardýr?´ der. Allah Teâlâ ´Her bin kiþiden dokuzyüz doksan dokuzu´ der.
Ashab-ý kiram bu hadîsi iþittikleri zaman yasa boðuldular. Artýk hiç kimse gülerken görünmedi. Hz. Peygamber (s.a) ashabýnýn durumunu görünce þöyle dedi:
Amel ediniz! Müjdeleniniz! Muhammed´in nefsini kudret elinde tutan Allah yemin ederim. Sizin beraberinizde dünyada iki grup mahlûk vardýr ki kimle mukayese edilirse edilsin onlarla beraber ademoðullarý ile þeytan zürriyetinden helâk olanlar yine de az ve eksiktir; yani cehennemliklerin çoðunu onlar teþkil eder.
´Ya Rasûlullah! O iki grup mahlûk kimlerdir?´ diye sorunca, Hz. Peygamber þöyle dedi: ´Onlar Ye´cüc ve Me´cücdürler´.
Bunun üzerine ashabýn üzüntüsü gitti. Hz. Peygamber þöyle buyurdu:
Çalýþýn! Müjdelenin! Muhammed´in nefsini kudret elinde tutan Allah´a yemin ederim, siz kýyamet gününde insanlar arasýnda ancak devenin yan tarafýnda (veya hayvanda) bulunan bir niþan gibisiniz!209
208) Ebû Dâvûd
209) Müslim, Buhârî
radyobeyan