Mektubat-ý Þeyh Hazret
Pages: 1
Otuzbirinci Mektup By: derya Date: 20 Ocak 2010, 16:47:37
OTUZBÝRÝNCÝ MEKTUP

Sâlike, bir hal peydâ olmamasý da ona manevî bir hâlet olduðu, Allah’ýn muhabbeti artmasýna sebeb olacak þekilde sâlik, kendi nefsinin kusurunu görmesi, kendisinde hâletin mevcûd olup olmadýðýný düþünmesi, bütün varlýðýyla Allah’a yönelip, yüce Allah’ýn (Celle ve alâ) fazîletini düþünmesinin, lâzým olduðunun beyâný hakkýnda halifesi olan Tilli köyünden þeyh Þihabuddin’edir.

ALLAH’A HAMD EDÝP RASULULLAH (s.a.v.) E , AL VE ASHABINA SALAT Ü SELAM GETÝREREK ALLAH’IN ADIYLA BAÞLARIM

Bu mektûb, âlem kutbu kaymakamýnýn perverdesinden, Allah yolundaki kardeþi ve doðru, muhterem dostu, Þeyh Þihabuddin efendiyedir. Sevgili ve onda hâletlerden bahsedilen mektûb perverdeye ulaþtý. Çünkü onda bahsedilen haletsizlik ve manevî halden bir parçadýr. Tarikat reisi, Þâh-ý Nakþibend lâkabýyla bilinen zat, (Kuddise sirruh) buyurdular ki: “Bu tarikattan olduðunu iddia eden kimse, nefsini Frenk kâfirlerinden daha kötü bilmesi gerekir.”

Bundan anlaþýldý ki, mürid Allah’a tâat etmek hususunda nefsini taksiratlý görmesi lâzýmdýr. Nitekim Hâce Alâuddin de buyurmuþ ki, “ Sâlik için daima kendini kusurlu müþahede etmesinden baþka kendisinde ümid edilecek manevî bir makam yoktur,” her an kusur kapýsýndan girip, Allahü teâlânýn kerem ve lûtuflarýný, kendisinde istidat ve kabiliyyet olmayýp ondan uzak ve onu terk ettiðini mülâhaza etmesi, lûtuf ve inâyetine sýðýnmasý lâyýktýr. Sâlik tkendisinde bu kusuru görmesi, Allah’a karþý olan muhabbetinin eksik ve yok olmasýna sebeb olmaz. Hattâ muhabbetin artmasýna sebeb olur. Çünkü muhabbet, Allah’a itâat etmek demektir. Nitekim, þiir:

“Allah’a isyan eylediðin halde ona karþý muhabbetin olduðunu açýklýyorsun.
Rabbime and ederim ki, bu iþ kýyas etmekten gerçekten garibdir (bilinme bir þeydir).
Þayet Allah’a olan muhabbetin doðru olsaydý, ona itâat ederdin.
Çünkü seven sevdiði kimseye itâatkârdýr” denilmiþtir.

El-hâsýl, sâlik nefsinin kusurunu görmek, onu kötülükle ittiham etmek ve ona güvenmemk, bu tarîkatta en önemli þeylerden olup tâlip olan kimse, bu hususta çalýþmasý, hâletlerin zuhuruna itimad etmemesi ve zâhir olup olmamasý, Allah (Celle ve alâ) ya havaledir. O hususta kuluna seçtiði þey, kul kendine seçtiði þeyden evlâdýr. Kulu için neyi seçerse, onda hayýr vardýr. Ýþte bu nedenle, “tâlib ihtiyarsýz olmasý gerekir.” denilmiþtir. Hattâ sevgilinin yapacaðý þey sevilir. Tâlib benim için muhabbet olup olmadðý düþüncesiyle meþgul olmasý, Allah’tan baþkasýyla meþguliyeti demektir. Kendisine yarýyacak rücû edecek (dönecek) hâletlerin herhangisiyle, meþguliyetin durumu da, böyledirler. Belki sýrf Allah (Celle ve alâ) nýn zâtýný düþünerek kendini ibâdetine lâyýk olmadýðýný ve fazileti, kemâlin son derecesinde olup Allah (Celle ve alâ) hiçbir maksad veya ivaz için iþleri yapmadýðýnýn bilmesi vacibdir.

Mektûbda bahsettiðin tefekkürler ise, onlar nefsin faydasý ve ona fayda taleb edilmesi hakkýnda olduklarýndan terk edilmesi ve hiçbir fayda taleb edilmesi düþünmeden külliyen Allah’a (celle ve alâ) yönelmek yakýþýr. Size Muhammed Emin’e, Þeyh Nureddin’e, Sâdýk efendi ve diðer þeyhlere, köy halkýna selâm olsun. Dünya fani olup onun için çalýþmak, aziz olan ömür, boþ olarak zayi olduðu bilmelidirler. Baki kalacak ancak âhiret olup, ona çalýþmak lâzýmdýr.

Bundan sonra, perverde þunu der ki, giyinecek bir elbise heyetinde râbýta ile meþgul olup baþkasýnýn tefekkürünü terk et! Allah, efendimiz Muhammed’e (Sallâllahü aleyhi ve sellem), âl ve ashâbýna salât ü selâm eylesin!


radyobeyan