Mektubat-ý Þeyh Hazret
Pages: 1
Yirminci Mektup By: derya Date: 20 Ocak 2010, 15:45:12
YÝRMÝNCÝ MEKTUP

Memani köyünden Þeyh Abdülkerim efendiye. Müride hasýl olan halet, ancak ve ancak Allah'tan ve yüce þeyhlerin nazarlarýndan olur, irþad ile memur olunan mürþid için, o husuta bir þey olmadýðýnýn, þeriata mutabýk olan ahvalden baþka haletlere itibar edilmediðinin, Resul'ün ( Peygamberi'n), onun alinin üzerine salat ü selam olsun. Mütabeatýndaki kemaldan baþka hiçbir kemaliyet, olmadýðýnýn beyaný hakkýndadýr.

ALLAHIN ADIYLA BAÞLARIM

Hiçbir varlýk yok ki onu hamd ile tesbih etmesin. Salat ü selam Allah'ýn mahluklarýnýn en hayýrlýsý olan Muhammed'e, ( Sallallahü aleyhi ve sellem) al ve ashabýna olsun! Bundan sonra, bu mektub, kutbu alem kaymakamýnýn ( Rahmetullahi aleyh) perverdesinden, Allah yolundaki kardeþi, Allah için dostu, muhterem Þeyh Abdülkerim efendiyedir. Manevi derecelerin, nihayetine doðru yükselmesi arttýrýlsýn!

Sýhhat ve selamette olduðunuza, tabilerinizde þevk ve muhabbet, tarikata dahil olanlarýn çokluðuna delalet eden mektubunuz, perverdeye ulaþtý. O ni'metlere karþý Allah'a ( Celle ve ala) hamd ve þükr etti.

Ýmam-ý Rabbani ( Kuddise sirruh): " Emir ve nehiyleri teblið eden mürþid, müridlerin þevki, dolaysýyla mefsini beðenip vazifesinde gevþekliðe sebeb olacaðýndan korksun!" diye buyurdu.

Üstad da, ( el-Þeyh Abdurrahman) ( Kuddise sirruh) halifesi Molla Abdülkadir'e gönderdiði bir mektubda, buyurdular ki: Ýrþad dolaysiyle ortada nefsini görmekten, istiðfar ( Allah'tan maðfiret) taleb ve O'na (Celle ve ala) þükr etmen lazýmdýr. Zira ancak hidayetçi O'dur. Zahirde sana isnad edilir. Halbuki hakiki faili Allah'týr. Hiçbir kimseye zahiri kesbden baþka, bir þey yoktur. Öyle ise, kiþi ortada kendini görmmesi hiyanettir. Hakikatte olduðu gibi, nefsi Allah'tan gayet uzak ve hatta noksanlýðýn nihayetinde olduðunu görmek suretiyle þerrinden sakýnýlmasý vacibdir. Þayet mürþid, yaptýðý bir sohbet veya teveccühten dolayý müridlere, bir þevak zahir olsa, sadatýn ( Kuddise sirruhüm) kendisine yaptýklarý nazar ve iltifatlarýndan olduðu kesin olarak bilinmelidir. Teveccüh ve sohbet sahibinin, ortada konuþmaktan baþka, hiçbir þey'i yoktur.

Üstad-ý A'zam'ýn ( Kuddise sirruh) halifesi, Molla Abdülhadi, demiþ ki: " ( Tarikattaki) hilafet, bir ekmeðin ( ortasýndan) delinip bir köpeðin boynuna geçirmek kabilindendir. Halifenin etrafýnda toplananlar ise, o ekmekten yemek için, o köpeðin boynundan çýkarýldýðýnda toplanan köpekler, etrafýndan daðýlýp, kendisini yalnýz kalýr." Ýþte bu söze dikkat edip ondan ibret al!

Ey kardeþ ilk tarikata dahil olduðum gibi, gerek uyanýk ve gerek uyku halinde bana haletler, zevkler gelir. Diye bahs ettiðin þeylerden dolayý, Allah'a hamd etmen icab eder. ( Kur'an-ý Kerim):

"And olsun, eðer þükr ederseniz, elbette size ni'metimi arttýrýrým. Ve eðer nankörlük ederseniz, gerçekten azabým çok þiddetlidir." buyurmuþtur.

Lakin hal ve zevkler, ancak parlak þeriat aydýn islam akidesi ( inancý) üzere bulunduktan sonra muteberdirler. Bu iki þeyden hangisine bir kýl kadar zarar gelse, mezkur hal ve zevkler adem ve mahrumiyet çerçevesindedirler. Salik ve mürþidlere arýz olan bütün haletler, þeriat kanunlarýyla karþýlaþtýrýlmasý vacibdir. Ona mutabýk olursa, makbul, deðillerse þedandan olup, onlardan yüz çevirmek, onlardan ictinab etmek vacibdir.

Ýmam-ý Rabbani ( Kuddise sirruh) tarikat, ancak þeriat ve akidesinin iki kanadlarý tahsil olunduktan sonra, muteber ve hasýl olur. Ýlk ve son insanlarýn Efendisinin Peygamberimiz, ( Sallallahü aleyhi ve sellem) onun al ve ashabýnýn üzerine salavatlarýn en kamili, senalarýn en tamamý olsun! Þeritatýna mutabaat hasýl olmadan Allah'ýn visal yolu nasýl bulunur? Allah'a muhabbeti olduðu davasýnda bulunan kimse, Nakþibendi tarikatýna intisab eden kimsenin hali gibi, Peygamber'in ( Sallallahü aleyhi ve sellem) mutabaatýndan ayrýlmamasý gerekir. Allahü teala (Kur'an-ý Kerim'de) : " Resûlüm de ki: Eðer siz Allah'ý seviyorsanýz hemen bana uyun ki, Allah da sizleri sevsin ve günahlarýnýzý baðýþlasýn. Zira Allah çok baðýþlayýcý, çok merhamet edicidir." buyurmuþtur.

Bu ayet-i þeriften anlaþýldýðýna göre, manevi aþkýn seyri, yine Peygamber'in ( Sallallahü aleyhi ve sellem) mutabaatýna terettüp eder. Allah onun, al ve ashabýnýn üzerine salat ü selam eylesin!


radyobeyan