Avni (Fatih Sultan Mehmed) By: SonDamLa Date: 12 Ocak 2010, 21:16:50
Avni (Fatih Sultan Mehmed)
1 Nisan 1430 tarihinde doðan Fatih Sultan Mehmed, II. Murad ile Hüma Hatun´un oðludur. Ýyi bir eðitimden geçen II. Mehmed 1443´te Manisa sancakbeyliðine gönderildi. Kardeþi Alâeddin Çelebi´nin ayný yýl ölmesiyle tahtýn varisi oldu. 1444 -1446 yýllarýnda hükümdarlýk tahtýna oturduðunda babasý II. Murad, Manisa´da dinlenmekteydi. Yeniçerilerin ayaklanmasý ve Halil Paþa´nýn ýsrarýyla yeniden tahta geçti. II. Mehmed yeniden Manisa´ya sancakbeyi olarak döndü. Buradaki beþ yýllýk görevinde kültürel ve siyasal ufkunu geniþletti. 10 Þubat 1451´de babasýnýn ölümüyle Edirne´ye gelerek 19 Þubat´ta ikinci kez tahta oturdu.
Ýstanbul´u alarak Bizans imparatorluðunu tarihten silmeyi düþünen II. Mehmed, bu düþünü büyük gayret ve hazýrlýklarla 29 Mayýs 1453´te gerçekleþtirmiþ, Osmanoðullarý´nýn en büyük ve anlamlý zaferini elde ederek, kendine, "Fâtih-i Kostantiniyye", devlete de imparatorluk unvanýný kazandýrmýþtýr. Ýstanbul?daki ticarî canlýlýðý saðlamak için 1454´te Venediklilerle her türlü ekonomik serbestliði öngören bir antlaþma imzaladý.
Fatih´in dýþ görünüþünü kendisini tanýyan yerli ve yabancý birçok yazar ve sanatkâr tasvir etmiþtir. Ýtalyan Zorzo Dolfin, onun az gülen, çalýþkan, zekî, amacýna ulaþmada inatçý, kitap okumayý çok seven, araþtýrmalar ve incelemeler yapan cömert bir insan olduðunu söyler. Neþrî ise Fatih´i, adaletli, yiðit, bilgin, dindar, bilim adamlarýný ve erdem sahiplerini koruyan bir kiþi olarak tanýtýr. Bu özellikleri onun sefere gittiði yerlerden birçok âlim ve sanatçýyý istanbul´a getirmesine vesile olmuþtur.
Hayatýnýn her dönemini azami bir verimle kullanan Fatih Sultan Mehmed 1481 baharýnda sefer için orduyla birlikte Ýstanbul´dan ayrýldý. Padiþah, Maltepe´de hastalanarak Tekür Çayýrý´ndan öteye gidemedi. 3 Mayýs 1481´de 51 yaþýnda öldü. Cenazesi kendi adýný taþýyan caminin kýble tarafýndaki türbesine gömüldü.
Çocukluðundan itibaren bir ilim, þiir ve sanat havzasýnda yetiþmiþ ve bu ilgisini hayatýnýn sonuna kadar sürdürmüþ olan Fatih Sultan Mehmed, Avnî mahlâsýyla þiirler yazmýþ, divaný olan ilk Osmanlý padiþahýdýr. Bütün kaynaklarýn fikir birliðine vardýðý nokta; hassas ruhlu, sözüne sadýk, âlim ve sanatkârlarý himaye eden, musikîye ve þiire düþkün bir insan olmasýdýr. Gelenekleþen âlim ve þairleri toplayarak sohbet etme adeti II. Mehmed döneminde haftada iki gün yapýlmýþtýr.
Bugün Fatih´in þiirlerinin bulunduðu divan, bir divandan çok içerisinde gazellerin bulunduðu bir divançe niteliðindedir. Onun devrine göre iyi bir þair olduðunu bu divançedeki þiirler açýkça ortaya koymaktadýr.
Avnî´nin altý dil bildiði rivayet edilmekle beraber Arapçayý ve Farsçayý eserleri aslýndan okuyacak kadar iyi bilmektedir. Dili diðer Osmanlý þairlerinden farklýlýk göstermeyen Avnî, zaman zaman devrine göre sade ve duru bir üslûp kullanmýþtýr. Kimi beyitlerinde konuþma dili rahatlýðý içindedir.
Devlet adamlýðý, komutanlýðý, zaferden zafere, ülkeden ülkeye koþmakla geçen hayatýnýn izleri þiirlerine pek yansýmamýþtýr. O, maddî zevk ve saf aya kayýtsýz kalan, yaptýðý iþleri manevî görev bilen bir padiþahtýr.
Sahip olduðu karakter ve üne raðmen zaman zaman sevgili kavramýnýn arkasýnda ölüm karþýsýnda çaresizliði, dünyanýn geçiciliðini, kulluðunu unutmadýðý görülür.
Avnî´nin þiirlerindeki hayal zenginliði ve yeni buluþlar dikkat çekicidir.
Þiirlerinin incelenmesiyle ortaya çýkan bir baþka sonuç da Þirazlý Hafýz ve Þeyh Sadi gibi lirik ve didaktik Iran þairlerinin etkisinde kalmýþ olmasýdýr. Gazellerdeki didaktik, öðüt verici ve atasözlerine yakýn söyleyiþler bu etkiyi daha açýk bir þekilde ortaya koymaktadýr.