Kaside By: derya Date: 11 Ocak 2010, 19:04:05
KASÝDE ( Reþahat´den alýnmýþtýr. Ýslâmý Araþtýrmalar - Sadreddin Yüksel . 1983 Bþk. Sh. 352 - 356)
1) Nakþý taifesi, haddinden fazla meþgul bir taifedir. Zira bu daire -dünya- içinde baþlarý pergel gibi iþ üstündedir. (Daima hizmet üzerine eðilmektedir.)
2) Hepsi tek bir dairenin merkezi etrafýnda toplanmýþlardýr. Yine top-yekün bir pergelin deveranýndan -kaderin tasarruflarýndan- haberdardýrlar.
3) Onlar, (kalpler üzerinde) nakýþ yapanlardýr. Fakat her nakþa baðlý deðildirler. Çok ma´rifetli olduklarý için her lahza baþka bir nakýþ ele alýrlar.
4) Her an Bukalemunvari baþka bir renktedirler. -Sýk sýk manevi hal ve makamlarý deðiþir- Yalnýz garip olaný þudur ki, her iki cihanýn renginden nefret ederler. (Çalýþmalarý, ne dünyayý amaçlýyor. Ne de ahireti, sadece Rýza-i ilahîyi kazanmak gayesiyledir.)
5) Her ne kadar zahirde avam ve düþman gibidirlerse, bâtýnda ve manâda havas ve dostturlar.
6) Aslýnda Nil nehrinin suyu gibidirler. Kýptî´nin aðzýnda ise, kana dönerler. Çan gibi hafiftirler. Hz. Ýsa´nýn merkebi (merkep karakterli kimseler) üzerinde ise yüktürler, aðýrdýrlar.
7) Her ne kadar cilalanmýþ ayna gibidirlerse de fakat Habeþliler -kötü insanlar- için pastýrlar. Gerçi Ýbrahim Halil´in bahçesidirler. Fakat odun gibi kimseleri de ateþvarî yakarlar.
8 ) Entariyi giyerken ehl-i beytin gidiþ ve tarzlarýný hatýrlatýrlar. Riyakârlar gibi mavi hýrka giymezler.
9) Bu zeki insanlarýn prensipleri, kendilerini gizleyip belli etmemek-dir. Onlar settar -setr edici- olan Allah´ýn sýfatlan ile muttasýftýrlar.
10) Bu mevhum çokluðu koyu vahdette gizlemek istedikleri içindir ki, Allah´dan maðfiret taleb etmektedirler.
11) Varlýklarýn çokluðu onlara bir te´sir yapamaz -vahdetten saptýrmaz-. Çünkü onlar, kendilerini bu varlýklarýn menþeine -Allah´a- baðlamýþlardýr. Rabtetmiþlerdir.
12) Soluklara deðer verip boþ yere harcamamak, bu þahlar gibilerin huyudur. Kendi nefeslerinin bekçiliðini yapmalarýna raðmen iyi padiþahlardýrlar.
13) Sustuklarý vakit, misk göbeði gibidirler -Her tarafa güzel kokular yayarlar- Konuþtuklarý zaman da yüz eczacýnýn canýný beslerler.
14) Suskundurlar, fakat konuþunca papaðan kuþu gibi hep tatlý hareketli ve tatlý- sözlü olurlar.
15) Yýldýzlar gibi hepsinin halveti, topluluktadýr. -Topluluk içinde iken
Hak´la beraberdirler- Vehakeza her meclisin mumu ve her pazarýn -her hareketin- süsüdürler.
16) Seyahatlarý vatan dahilindedir. Týpký hâle içinde oturmakta olan ay gibi. Bedenen durmakta olmalarýna raðmen, yürekleri i´tibarý ile sa´y ve harekettedirler.
17) Bu hýzlý yürüyenlerin durumu, baþ döndürücü bir hýzla hareket etmeþine raðmen yerinde sabit sandýðýn daðlarýn -yerin- durumuna benzer. Demek yürekleri dönük kimseler bu zatlarý da kendileri gibi dönük sanýrlar.
18) Ehlüllâh, aþk kâbesine doðru yol alan bir kafiledir. O kafileye ku-mandanlýk edenler de. bu kahraman nakþîlerdir.
19) Nakþiler dünya ma´temhânesinde konakladýklarý halde dokuz mavi perdeden -dokuz kat gökten- daha yüksek çadýrlar kuranlardýr.
20) Her birisi cihan alanýnda birer emniyet þeddi -te´minatýdýr. Bir dað kadar büyük bir tenkide bile, bir saman çöpü kadar deðer vermezler.
21) Onlar safvet ve iyilik denizinde dosdoðru yüzen balýklardýr. Nehir kenarýnda eðri büðrü yürüyen yengeçler gibi deðildirler.
22) Bu zatlar, aþka susamýþ kimselerin dudaðýnda cana can katan aþk þarabýdýrlar. Vesveseli insanlarýn elinde ise, avuçta sýkýlan altýnlardýr
23) Tertemiz gözlere sahiptirler. Hatta, saf ve temiz gözlerin nurlarýdýrlar. Dindarlarýn önderi, dinin de tacýdýrlar.
24) Bu dünyada Çenab-ý Hakkýn mahbublarýdýrlar. Fakat Mansur-u Hallaç gibi kavgayý da istemezler.
25) Ma´rifet hurmasý onlara vücut aðacýndan yetiþir. Ey rabbim, bu taife ne kadar þanslý bir taifedir.
26 - 27) Mevlana Çelâleddin-i Rumi´nin baha biçilmez gazellerinden her bilginin hayranlýk duyduðu yedi tane beyti, bu kasideye dere ediyorum. Zira o yüce insanlarýn medhinde söylenen bu sözler, Ülker kümesi kadar þereflidir.
28) Kulaðýný sedef gibi aç ve tertemiz bulunan yüreðinde bu gazele yer ver. Çünkü yetkililer bu gazeli, bir inci dizisinden farksýz görmektedirler.
29) Düþün! bu dünyada iki, üç tane yankesici (kalpleri "çalanlar) vaý ki. ma´rifetleri ile ay´ýn külahýný baþýndan alýrlar. (Çok çetin iþler baþarýrlar.)
30) Zahirde sarhoþ, gerçekte kalpleri uyanýk iki, üç tane kurnazdýrlar ki, feleði dahi bir kavga ile döndürürler.
31) Maddî cesettedirler, fakat maddeye düþmandýrlar. Dünyada yaþadýklarý halde, her iki cihanla da alâkalarý yoktur.
32) Canlarýn da talip olduðu o perdeli sevgilinin aþýkýdýrlar. Onun güzel gözleri gibi, mest ve gaddardýrlar.
33) Ýþret meclisinin reisidirler fakat sen baþ vermedikçe onlar sana sýr vermezler. Þarap sunanlardýr. Yalnýz üzüm sýkmazlar.
34) (Madde o kadar onlara musahhar ve muti´dir ki) avuçlarýna toprak alsalar, sarý altýna döner. Geceleyin arpa da ekseler, gündüzün buðday biçecekler.
35) Yiðitlik gösterip onlarýn sohbetleri sayesinde insan ol. Zira gerçek insan bunlardýr. Geriye kalanlar ise, insanlarý yiyenlerdir.
36) Ey Safi! (Müellifti lakabýdýr.) Sen insanlýðý onlardan öðren. Zira onlar basiret sahiplerinin göz bebeðidirler.
37) Eðer þu göz bebeðinin nuru kimdir diye sorsan; el-cevap: Ariflerin himmet bekledikleri zattýr.
38) Ülkelerin ma´nevî önderi ve dünyanýn þahý efendimiz Ubeydüllah-ý Ahrar´dýr ki, onun umumî lütfünden her canlý faydalanmaktadýr.
39) O, tevhîd âleminde öylesine bir güneþtir ki, bütün kâinat zerreleri onun penceresinden nur almaktadýr.
40) O, hür insanlar topluluðunun efendisidir. Dünya hükümdarlarý, onun kapýsýnda kul ve hizmetçidirler.
41) Ey dinin hamisi! Sen arzu ve istekler hususunda öyle bir kýblesin ki halk, gayr-ý ihtiyarî olarak her taraftan ona yönelmektedir.
42) Köle olsun, hür olsun bu yoldakilerin tümü, senin vefalý kullarýndýr.
43) Baþlarýný senin emirlerinin ipinden çýkaran cahiller, ahmaklýk merasýnda bulunan yularsýz merkeplerdir.
44) (Seni dinlemeyen cahiller) kimi zaman dalalet sahrasýnýn dibine düþmüþlerdir. Kimi zaman da, talihsizlik çölünde þaþýrýp kalmýþlardýr.
45) Senin ihsanýndan mahrum yaþayan bayaðý kimseler, deniz kýyýsýnda ciðeri susamýþ «balýkçýl» (Arapçada adý «malikül hazinidir. Cahiz´in anlattýðýna göre, bu kuþ devamlý olarak sulara, nehirlere ve kaynaklara yakýn yerlere konar. Sularýn kuruduðunu görünce son derece kederlenir, üzülür. Bazen de azalmasýn diye, su içmez olur. Tabii ki bu süre uzayýnca beyinsiz kuþta susuzluktan ölür.) kuþu´na benzerler.
46) Baygýnlarýn sana devamlý bir incizabý vardýr. Senin oltanýn çengel iðnesine takýlmýþ bulunan aþklar, balýk gibi ýzdýrap çekmektedirler.
47-48) Ben senin denizinin balýðýyým. Ayný zamanda senin medh-ü senalarýnla doluyum. Týpký aðzýna kadar deðerli incilerle dolu bulunan sedefler gibi.
49) Senin denizinde boðulan kimsenin þeref ve i´tibarý, artmaktadýr. Sahilde kalanlar ise inci kabuðunun kýrýntýlarý gibi deðersizdirler.
50) Bu ferah denizinde «safi», ebediyen gark olsun. Umarým onu, hiç bir vakit bu denizden çýkarmazlar.
Ynt: Kaside By: ceren Date: 03 Mart 2019, 15:39:04
Esselamu aleykum. Rabbim razý olsun bilgilerden kardeþim. ...
Ynt: Kaside By: Bilal2009 Date: 04 Mart 2019, 15:27:07
Ve aleykümüsselam Çok güzel Allah razý olsun
Ynt: Kaside By: Sevgi. Date: 05 Mart 2019, 01:43:49
Bu güzel bilgiler için Allah sizlerden razý olsun inþaAllah
radyobeyan