Reþahat
Pages: 1
Mevlana Arif Dikgerani By: derya Date: 07 Ocak 2010, 10:51:47
MEVLANA ARÝF DÝKGERANÝ

Emîr Külâl Hazretlerinin dört halifesinden ikincisi. Doðduðu ve öldüðü yer, Buhara´ya 99 fersah mesafede Dikgeran. Emir Külâl, Mevlânâ Arif hakkýnda :

-Benim yakýnlarým arasýnda, demiþler; iki kimseden üstün olaný yoktur. (Þah-ý Nakþibend ve Mevlânâ Ârif). Bunlar, akrânlarý ile yarýþmada topu kapmýþ olanlardýr.

Bahaeddin Nakþibend Hazretlerine pirleri Emîr Külâl´den böyle bir þehadet vâki olduðuna göre, manevî koku alan her insan, þu bu demeden dilek yoluna girmeli ve dileðini kime baðlayacaðýný bilmelidir. Bizzat Þah-ý Nakþibend Hazretleri, Mürþidlerinin bu nefeslerine uyarak tam yedi yýl Mevlânâ Arifin sohbetine devam etmiþlerdir. Ve ona öylesine saygý göstermiþlerdir ki, su kenarýnda abdest alsalar onun üstüne geçmemeðe ve altýnda taharetlenmeðe bakarlardý. Yolda giderken de ileriye geçmemeðe dikkat ederlerdi. Çünkü Mevlânâ Arif, mürþidlerinin hizmetine kendilerinden evvel girmiþtir ve maddî zaman ölçüsüyle daha kýdemlidir.

Þah-ý Nakþibend buyurmuþlar :

-Gizli zikirle uðraþýrken içimizde esrarlý bir bilgi doðdu. O sýrrý anlamak istedik. 30 yýl boyunca Mevlânâ Arif ile bu yolda sarmaþ-dolaþ, ilerliyorduk, îki kere Hicaz seferine çýkýldý. Hak ehli niþân-ý adýna bize ne gösterildiyse, köþe bucak, zaviye dergâh dolaþtýk. Eðer Mevlânâ Arif gibi, yahut onun mazhar olduðu esrardan bir zerreye sahip kimse görmüþ olsaydým buralara dönmezdim. Bir kimse gördünüz mü ki, sizinle diz dize otursun da sýrrý göklerden yüce olsun ve hem zahir, hem de bâtýn tarikiyle hiç bir þey sezdirmeden, olduðu yerde çömelip kalsýn.


Sözleri:

" O ki, kendi tedbirine güven halindedir, yeri cehenenemdir; ve o ki, Allah´ýn takdirine baðlanmýþtýr, yeri cennettir."

Müridlerine demiþler ki:

- Bir insan yemek yerken her uzvu ayrý ayrý bir iþle meþguldür. Ya kalbi neyle meþgul? Müridleri cevap vermiþ :

- Aramýzda büyük mânada birlik ve beraberlik hâsýl oldu. Cevaba cevap vermiþler :

-Zikir bu yerde kelimeyle deðildir. Sebepten müsebbibe gitmek, nimetten nimet vericiye intikal etmek suretiyledir.


Bir gün kendilerine bir hediye takdim ediliyor Kabul etmiyorlar ve özür beyan ediyorlar:

-Hediye kabul etmek o insana yaraþýr ki, onun duasý beketiyle hediye getiren muradýna ersin. Bizdeyse böyle bir hassa yoktur. Hediyenizi kabul edemeyiz.!


Mevlânâ Arifin tasavvuf ve marifet yolunda kendisiyle çekiþen bir hasmý vardý. Bu hasým, açýk zikirle meþguldü. Mevlânâ onun ayaðýna kadar giderek rica etti:

-Açýk zikri býrakýn! Gizli zikir usulünü bozmayýn!

Hasým bu nasihati dinlemedi ve acýk zikirde devam edeceði karþýlýðýný verdi.

Mevlânâ Ârif buyurdular:

- Eðer nasihatimi kabul etmezsen tarlaný sürdürdüðün hayvanlardan hergün birinin öldüðünü görürsün!

Aldýran olmadý ve açýk zikir inadýnda devam edildi.

O gün, inadýnda ýsrar edenin öküzlerinden biri öldü. Bunun üzerine hasým, kapý kapý dolaþmaya, dergâh dergâh gezip bazý þeyhhlerden imdat istemeðe koyuldu.

Ýkinci öküzü de öldü.

Ve hasým, kime baðlanýlacaðýný, kimdet medet umulacaðýný bildi ve Mevlânâ Ârif Hazretlerine kapýlandý.

Bir gün Dikgeran köyüne öyle bir sel hücum ediyor ki, köy halký bütün köyün silinip süpürüleceði korkusiyle çýðlýk koparmaya baþlýyor. Bir ana-baba günüdür, gidiyor. Mevlânâ Ârif Hazretleri hali görünce mescitlerinden dýþarýya çýkýyorlar ve sulara hitap ediyorlar.

-Eðer beni alýp götürebilirsen hiç durma, al, götür!

Ve sular bir anda yumuþayýp siniyor, sel duruyor.

Hoca Bahaeddin Nakþibend Hazretleri hacca ilk seferlerinde memleketlerine dönerlerken Merv þehrine inmiþler ve orada bir müddet oturmuþlar. Sevenleri ve baðlýlarý da etraftan ve Mâverâünnehr´den gelip Merv þehrinde toplanmýþlar. Geniþ, derin, büyük sohbetlere zemin açýlmýþ. O sýrada bir haberci gelip Mevlana Ârif adýna bir dilek getirmiþ :

-Çabucak yetiþiniz ki, âhirete göç ötmemiz yakýnlaþmýþtýr Size vasiyetlerim vardýr.

Hoca Hazretleri de yakýnlarýný Merv þehrinde býrakýp hýzla Buhara yolunu tutmuþlar. Köyünde Mevlânâ Ârife ulaþmýþlar

Mevlânâ Ârifin huzurunda yakýnlarýndan bir topluluk. Mevlânâ Ârif, Hoca Hazretlerini görünce bu topluluða hitap etmiþ :

-Hoca Bahaeddin ile aramýzda bir sýr var. Bu sýrrý görüþmek için ikimiz tenha bir yere gidelim, yoksa siz mi buradan çekilmeði tercih edersiniz ?

Topluluk, çekilmenin kendilerine düþtüðünü söyleyerek ikisini baþbaþa býrakmýþ. .

Yalnýz kalýnca Mevlânâ Ârif, Þâh-ý Nakþibend´e demiþ ki :

- Aramýzda büyük mânada birlik ve beraberlik hâsýl oldu Þimdi de bu birlik ve beraberlik üstündeyiz. Aramýzda bir çok da aþk oyunlarý geçti. Ýþte vakit sona eriþti. Kendi yakýnlarýma ve sizinkilere nazar ettim. Bu tarîkate ehliyeti ve yokluk sýfatýný en ziyade Hoca Mehmed Pârisâ´da buldum. Tarîkatte elime geçen her mevhibe ve mânayý ona havale ettim ve yakýnlarýma ona baðlanmalarýný emreyledim. Sizin de bu hususta yardýmýnýzý esirgemeyeceðinizden emin olmak isterim. Kaldý ki, Mehmed Pârisâ sizin de baðlýlarýnýzdandýr. Þimdi sizden ricam : Kendi elinizle su kaplarýný yýkayýn! iki diziniz üzerine oturup elinizle ateþ ya­kýn ve suyumu ýsýtýn! Bana lâzým olan þeyleri yerine getirin, ve­fatýmdan üç gün sonra da yerinize dönün!

Hoca Hazretleri Mevlânâ Arifin isteklerini harfi harfine ye­rine getirmiþler ve onu defnettikten üç gün sonra Merv´e dön­müþler.

Mevlânâ Arif Hazretlerinin iki halifesi vardýr ki, mürþidlerinin vefatýndan sonra irþad makamýna geçmiþler ve yol arayan­lara rehberlik etmiþlerdir.


radyobeyan