Þiir Dünyasý
Pages: 1
Fuzuli`nin Siirleri By: SonDamLa Date: 06 Ocak 2010, 23:41:47
Fuzuli`nin Siirleri









SU KASÝDESÝ

Kaside Der Na´t-ý Hazret-i Nebevî

1.Saçma ey göz eþkden gönlümdeki odlara su
Kim bu denli dutuþan odlara kýlmaz çare su

2.Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem
Ya muhît olmuþ gözümden günbed-i devvâre su

3.Zevk-i tigýndan aceb yok olsa gönlüm çâk çâk
Kim mürûr ilen býrakýr rahneler dîvâre su

4.Vehm ilen söyler dil-i mecrûh peykânýn sözün
Ýhtiyât ilen içer her kimde olsa yâre su

5.Suya versin bað-ban gülzar-ý zahmet çekmesin
Bir gül açýlmaz yüzün tek verse bin-gülzâre su

6.Okþadabilmez gubârýný muharrir hattýna
Hâme tek bakmaktan inse sözlerine kare su

7.Ârýzýn yâdiyle nem-nâk olsa müjgâným n´ola
Zayi olmaz gül temennâsiyle vermek hâre su

8.Gam günü etme dîl-i bîmardan tigin dirig
Hayrdýr vermek karaný gicede bîmâre su

9.Ýste peykânýn gönül hecrinde þevkim sâkin et
Susuzum bu sahrada benim´çün âre su

10.Ben lebim müþtâkýyým zühhâd kevser tâlibi
Nitekim meste mey içmek hoþ gelir huþ-yâre su

11.Ravza-ý kûyuna her dem durmayýp eyler güzâr
Âþýk olmuþ gâlibâ ol serv-i hoþ reftâre su

12.Su yolun ol kûydan toprað olup tutsam gerek
Çün rakîbimdir dahi ol kûya koyman vare su

13.Dest-bûsu arzûsiyle ger ölsem dostlar
Kûze eylen topraðým sunun anunla yâre su

14.Serv ser-keþlik kýlar kumru niyâzýndan meðer
Dâmenin duta ayaðýna düþe yalvare su

15.Ýçmek ister bülbülün kanýn meger bir reng ile
Gül budaðýnýn mîzacýna gire kurtâre su

16.Týynet-i pâkini rûþen kýlmýþ ehl-i âleme
Ýktidâ kýlmýþ tarîk-i Ahmed-i Muhtâr´e su

17.Seyyid-i nev´i beþer deryâ-yý dürr-i ýstýfâ
Kim sepübdür mu´cizâtý âteþ-i eþrâre su

18.Kýlmað için taze gül-zâr-i nübüvvet revnakýn
Mu´cizinden eylemiþ izhar seng-i hâre su

19.Mu´ciz-i bir bahr-i bî-pâyan imiþ âlemde kim
Yetmiþ andan bin bin âteþ-hâne-i küffâre su

20.Hayret ilen parmaðýn diþler kim etse istima
Parmaðýnda verdiði þiddet günü Ensâr´e su

21.Eylemiþ her katreden bin bahr-i rahmet mevc-hîz
El sunup urgaç vuzû için gül-i ruhsâre su

22.Eylemiþ her katrede bin bahr-i rahmet mevc-hîz
El sunup urgaç vuzû için gül-i ruhsâre su

23.Hâk-i pâyine yetem der ömrlerdir muttasýl
Baþýný taþtan taþa vurup gezer âvâre su

24.Zerre zerre hâk-i der-gâhýna ister salar nûr
Dönmez ol der-gâhdan ger olsa pâre pâre su

25.Zikr-i na´týn virdini derman bilir ehl-i hatâ
Eyle kim def-i humar için içer mey-hâre su

26.Yâ Habîbâ´llah yâ Hayr´el-beþer müþtâkýnam
Eyle kim leb-teþneler yanýb diler hemvâre su

27.Sensin ol bahr-i kerâmet kim Þeb-i Mi´rac´da
Þeb-nem-i feyzin yetirmiþ sâbit ü seyyâre su

28.Çeþm-i hûr-þidden her dem zülâl-i feyz iner
Hâcet olsa merkâdin tecdîd eden mi´mâre su

29.Bîm-i dûzah nâr-i gam salmýþ dîl-i sûzânýma
Var ümîdim ebr-i ihsanýn sepe ol nâre su

30.Yümn-i na´tinden güher olmuþ Fuzûlî sözleri
Ebr-i nîsandan dönen tek lü´lü-i þeh-vâre su

31.Hâb-ý gafletten olan bîdâr olanda Rûz-ý Haþr
Eþk-i hasretten dökende dîde-i bîdâre su

32.Umduðum oldur ki Rûz-i Haþr mahrûm olmayam
Çeþm-i vaslýn vere ben teþne-i dîdâre su

Günümüz Türkçe?siyle

1) Ey göz, gönlümdeki ateþlere, gözyaþýndan su saçma, böylesine tutuþan ateþlere su çare kýlmaz.

Bu beyitte Fuzulî gönlünde aþk ve ýztýrabý ateþlere, gözyaþýný ise, suya benzetmiþtir. Su ile ateþ birbirine zýttýr. Su ateþi söndürür. Fakat gönül ateþi maddî deðil, manevîdir. Bundan dolayý gözyaþlarý insanýn içindeki ateþi söndürmez. Bu beyit bize Fuzulî´nin muztarip, duygulu bir insan olduðunu gösteriyor. Bu beyitte tekrarlanan (s, g, d, k) konsonantlarý (ünsüzleri) ile (o, ö, u) vokalleri (ünlüleri) bir ahenk vücuda getirmektedir.

2) Dönen günbedin rengi mi mavidir, yoksa gözümden akan su mu onu çepçevre çevirmiþtir, bilmiyorum.

Bu beyitte geçen "âb-gûn" kelimesi hem suya benzer, hem mavi renk mânâsýna gelir. Fuzulî gözyaþlarýnýn gök kubbeyi çepçevre kuþattýðýný söylemekle mübalaða sanatý yapýyor, gökyüzünün renginin mavi mi, yoksa gözyaþlarýndan dolayý mý böyle göründüðünü bilmediðini söylemekle "tecahül-i arifane" de bulunuyor. Gökyüzü, için "günbed-i devvar" (döner kubbe) tamlamasýný kullanmakla da þair, gökyüzü ile göz arasýnda bir münasebet kuruyor. Bu beyitte tekrarlanan (n ve g) konsonlarýyla ince ve kalýn yuvarlak vokaller hususî, bir âhenk vücuda getiriyor.

3) Kýlýcýnýn zevkinden gönlüm parça parça olsa, þaþýlmaz, zira su zamanla duvarda yarýklar býrakýr.

Fuzulî´nin bu beyitte "zevk-i tîg-kýlýcýnýn zevki" tamlamasýný kullanmasý psikolojik bakýmdan dikkati çekicidir. Fuzulî sevgilisinin verdiði acýdan þikâyet etmez, tam tersine zevk duyar. Burada söz konusu olan kýlýç sevgilinin keskin bakýþýdýr. Þair, senin kýlýca benzeyen bakýþlarýnýn yerdiði acý´ bana zevk" verir fikrini "zevk-i tîg" tamlamasý ile özetlemiþtir. Divan þairleri bu nevi kýsa, özet veya yoðun sözlerden hoþlanýrlar. Onlarý okuyucunun çözümlemesi lâzýmdýr. Þair, kýlýcýn gönlünü çak çak (parça parça) etmesi ile sularýn duvarda yarýklar hâsýl etmesi arasýnda bir baðlantý kuruyor. Divan þairleri çok defa kýlýç deyince suyu hatýrlarlar. Bunun sebebi kýlýcýn imal edilirken su ile çelikleþtirilmesidir. Bir kliþe olarak kullanýlan "âb-ý tîg" (kýlýç suyu, kýlýcýn parlaklýk ve keskinliði) tamlamasý da onlarda su hayalini uyandýrýr.

4.Yaralý gönül senin (peykân)ýndan korka korka bahseder. Yaralý olan suyu ihtiyatla içer.

Bu beyitte geçen "peykân" sözü okun ucundaki demir mânâsýna gelir. Bu da sevgilinin kirpiklerine tekabül eder. Sevgilinin oka benzeyen kirpikleri âþýðý yaralar, yaralýlar da suyu ihtiyatla içerler.

5.Bahçývan boþuna zahmet çekmesin, gül bahçesini suya versin, bin gül bahçesine su verse, senin yüzün gibi bir gül açýlmasýna imkân yoktur.

Bu beyitte sevilen varlýðýn yüzü ile gül arasýndaki benzeyiþ dolayýsýyla ikisi arasýnda bir mukayese yapýlmýþtýr. Fuzulî su redifi vasýtasýyla hayali geniþletiyor. Araya bahçývaný da katýyor. Sevgili, güzellik ve baþka vasýflarý bakýmýndan gülden üstündür. Þair, su vermek ile de oynuyor. Birinci mýsrada "suya vermek" sözü mecazî olarak yok etmek mânâsýna kullanýlmýþtýr.

6. Yazý yazan (hattat) kalem gibi gözlerine kara su inse de, senin yüzünün hattýna benzer bir hat yazamaz.

Bu beyitte "gubar,´ muharrir, hat, hâme ve kara" kelimeleri arasýnda tenasüb sanatý vardýr. Bu kelimeler birbirleriyle ilgilidir. Hat, yazý sanatýdýr. Gubar, hat sanatýnda bir yazý çeþididir. Þair, kalem, kara ve muharrir kelimelerini hat sanatý ile münasebeti bakýmýndan zikrediyor. Divan þairleri sevgilinin yüzündeki ince tüyleri hatta (yazýya) benzetirler. Sevgilinin yüzünün hatlarý, hattatýn yazdýðý yazýlardan çok daha güzeldir. Hattat, gözlerine kalem gibi kara su ininceye dek, yani kör oluncaya kadar yazý yazsa, senin yüzünün hattýna benzer bir yazý yazamaz. Þair "okþamak" kelimesini hem benzetmek, hem yüz dolayýsýyla sevmek mânâsýnda kullanmýþtýr. Kalem (hame) gibi gözüne kara su inmek sözü, mecazî olarak kör olmak mânâsýna gelir.

7.Yanaðýný hatýrlarken kirpiklerim ýslansa bunda þaþýlacak ne var? Gül yetiþtirmek isterken, dikene verilen su boþa gitmez.

Fuzulî bu beytinde gözyaþýný tatlý bir alayla yumuþatýyor. Beyit, birbiriyle ilgili þu benzetmelere dayanýyor: Yanak-gül, kirpikler-diken, gözyaþý-su. Bu beyitte eskilerin "leff ü´ neþir" (sarma ve açma) dedikleri bir sanat vardýr. Bu sanat, aralarýnda münasebet bulunan iki veya üç þey zikrederek karþýlýklarýný (benzerlerini) söylemek suretiyle yapýlýr.

8.Gam günü hasta gönülden kýlýcýný (kirpiklerini, bakýþýný) esirgemek gecede hastaya su vermek hayýrlý bir iþtir.

Fuzulî, burada da ok (kýlýç) -su-yaralanma mazmununa dayanýyor. Karanlýk gece ile sevgilinin kara gözleri arasýnda da münasebet vardýr.

9.Gönül, ondan ayrý olduðun zaman, onun peykinin (oka benzeyen kirpiklerini) isteyerek, hasretini teskin etmeðe çalýþ. Susuzum, git bu çöl de benim için su ara.

Kýlýca olduðu gibi peykâna (ok ucuna) da su verilir. Þairin "git bu çölde benim için su ara" demesi demirin kuruluk bakýmýndan çöle benzemesinden, demirde ve çölde gizli olarak su bulunmasýndan dolayýdýr. Þairin asýl özlediði sevgilisinin bakýþlarýdýr.

10. Ben dudaðýna karþý büyük bir arzu duyuyorum. Kuru sofular ise, kevser istiyorlar; böylece sarhoþa þarap,´ ayýk insana da su hoþ gelir.

Bu beyitte dudak kýrmýzýlýðý dolayýsýyle içkiye benzetilmiþtir, ve sarhoþa (aþýða) uygun görülmüþtür. Kevser Cennet´te bir havuzun adýdýr. Dîvan þairleri aþk ile kendinden geçenlerle kuru sofularý karþýlaþtýrmaktan ve aralarýndaki tezadý belirtmekten hoþlanýrlar. Ayný beyitte birbirine paralel olan dudak-þarap, âþýk-sarhoþ, kevser-su, zahid-ayýk insan benzetmeleriyle Fuzulî bir leff ü neþir sanatý yapmýþtýr.

11. Su, durmadan senin mahallendeki bahçeye doðru akýyor. Galiba o, hoþ yürüyüþlü sevgiliye âþýk.

Fuzulî´nin küçük bir tablo teþkil, eden bu beyti de birtakým gizli benzetmelere dayanýr. "Serv-i hoþ-reftar"dan maksat uzun boylu, güzel yürüyüþlü, sevgilisidir. Sevgilinin bahçesine doðru akan su âþýktýr. Dîvan þairleri sevgilinin boyu için "revan" (akýcý) sýfatýný da kullanýrlar. Servi kelimesi, þairde su çaðrýþýmý uyandýrmýþtýr.

12. Toprak (set) olarak sevgilinin köyüne giden suyun yolunu kessem gerek. Zîra o benim rakibimdir. O köye gitmesine engel olmalýyým.

Þair burada yine servi dolayýsýyle rakibini suya benzetiyor. Toprak olmak kelimesi mecazî olarak, ölmek mânâsýna gelir. Fuzulî, bu kelimeyi hem, hakikî, hem mecazî mânâda kullanýyor.

13. Ey dostlar, eðer onun elini öpme arzusu ile ölürsem, topraðýmdan bir testi yapýn ve sevgiliye onunla su verin.
Fuzulî ince bir hayale dayanan bu beytinde (s) aliterasyonu ile (u) asonansýnýn doðurduðu âhenkten de istifade ediyor.

14. Servi, kumrunun yalvarmalarýna karþý dik baþlýlýk ediyor. Su gitsin de onun eteðine sarýlýp ayaðýna düþsün yalvarsýn.

Servi ile kumru çok defa bir arada bulunduklarý için birbirlerine âþýk sayýlýrlar. Servi, güzel boylu sevgiliye, kumru yalvaran âþýða benzer. Þair, servinin uzun oluþu ile dikbaþlýlýk arasýnda bir münasebet bulunuyor. Servi aðaçlarýnýn dibinden akan su da bir arabulucuya benzetiliyor. Þair bu beyitte servi, kumru ve suya insana has vasýflar vermek suretiyle "teþhis" ediyor ve âdeta tabiatý masallaþtýrýyor.

"Servi", vahdeti (Allah) "su", peygamberi, "kumru" kulu temsil eder. Beyitte arka planda böyle bir mânâ da vardýr.

15. Gül dalý bir hile ile bülbülün kanýný içmek istiyor. Su, gül dalýnýn damarýna girerek bülbülü kurtarmalýdýr.

Renk kelimesi, renkten baþka þekil, suret ve hile mânâlarýna da gelir. Þairin burada onu kullanmasý gül ve bülbülün kaný dolayýsýyledir. Gül, kendisine kýrmýzý renk saðlamak maksadýyle bülbülün kanýna girmek istiyor. Divan þiirinde gül ile bülbül arasýnda bir aþk münasebeti olduðundan bahsedilir. Þair bu beytinde de gül, bülbül ve suya insanî vasýflar izafe ediyor.

16. Su temiz tabiatýný âleme aydýnlýk (berrak) kýlmýþ ve Hazret-i Muhammed´in, yoluna girmiþtir.

Þair bu beytinde su ile Hazret-i Muhammed´e uyan, onun yolunda giden mümin arasýnda bir münasebet buluyor. Temizlik dolayýsýyle Ýslâmiyet suya büyük önem verir. Su maddî ve manevî temizliðin sembolüdür. Suyun vasýflarýndan biri berrak oluþudur. Ýyi mümin de öyledir. Onun gönlü de su gibi aydýnlýk, herkese açýktýr.

17. Seyyid-i nev´-i beþer (insan ney´inin efendisi, Hazret-i Muhammet) seçkinlik incisinin denizidir. Onun mucizeleri kötülerin ateþi üzerine su serper.

Burada su redifi dolayýsýyla Peygamber bir seçkin inciler denizine benzetilmiþtir. Onun din denizi seçkin inciler yetiþtirir. O, kötülük ateþlerini söndüren bir sudur. Su ile ateþ arasýnda tezat vardýr. Burada ateþ kötülüðün, su iyiliðin sembolü olarak kullanýlmýþtýr,. Bu beyitte seyyid, ýstýfa, sepmek), (beþer, ateþ-i eþrar) kelimelerinde aliterasyon vardýr.Hz. Muhammed doðduðu zaman ateþperestlerin ateþleri sönmüþtür. Beyitte bu mucizeye de telmih vardýr.
18. Peygamberlik gül bahçesinin canlýlýðýný tazelemek için mermer taþý mucizinden su akýtmýþ.

Peygamberlik gül bahçesine su verince gül tazeleniyor. Gül Peygamberimize izafe edilen bir çiçektir. Peygamberlik müessesesi onunla taze kalmýþ, Son peygamber olan Peygamberimizin mucizelerinden biri kara taþtan su akýtmak. Bu mucize peygamberliðinin kabulü ve yeni bir gül açýlmasý, peygamberlik bahçesinin parlaklýðýnýn tazelenmesidir.

19. Onun mucizi âlemde öyle nihayetsiz bir hidayet denizidir ki, binlerce kâfir tapýnaðýna (Mecusî tapýnaðýna) o denizden hidayet ermiþtir.

Peygamberimiz (S.A.V) doðduðu zaman vukua gelen harikulade hadiselerden biri de sönmeyen ateþlerin sönmesi (Mecusî ateþlerinin sönmüþ olmasý)dir. Bu hadiseye telmih eden Fuzulî´ye göre peygamberimizin mucizesi öyle sonsuz bir deniz imiþ ki, binlerce kâfir ateþgedesindeki ateþi söndürmeðe yetmiþtir.

"Yetmiþ" kelimesi hem "eriþmiþ" hem de "kifayet etmiþ" mânâlarýna gelir. Burada kifayet etmiþ mânâsýnda tevriye!i kullanýlmýþtýr.Ayrýca su-ateþ arasýnda tezat vardýr.

20. Þiddet günü Ensar´a parmaðýndan akýttýðý suyu kim iþitse, hayretle parmaðýný ýsýrýr.

Tebuk seferinde (þiddet günü) susuz kaldýklarý zaman Peygamberimizin parmaklarý arasýndan oluk oluk su akmýþ. Bunu duyan hayretinden parmaðýný ýsýrýr. Bu hadise de kullara hayret veren bir mucizedir.

21. Dostu, yýlan zehri içse, ebedî hayat suyuna döner, düþmaný su içse mutlaka yýlan zehri olur.

Peygamberin dostlarýndan maksat, hayatýnda iken, ona uyan sahabelerle, onun yolundan giden Müslümanlardýr. Ayný imana sahip oluþ, onlara da manevî bir güç verir ve onlar bu manevî güç ile, kötülükleri iyiliðe döndürebilirler. Buna karþýlýk, düþmanlarý için iyi þeyler böyle kötü bir mahiyet alýr. Þair bu fikri, yýlan zehrinin ebedî hayat suyuna veya tersine ebedî hayat suyunun zehre dönüþmesi sembolü olarak ifade ediyor. Burada tezat sanatý vardýr.

22. Abdest almak için yanaðýnýn gülüne su serpince, her damla sudan bin rahmet denizi dalgalanmýþtýr.

Þair borada "gül-i ruhsar" tamlamasý ile Peygamber´in yanaðýný güle benzetmiþtir. Abdest alýnýrken yüz yýkanýr. Peygamber´in yüzüne deðen su, onun manevî gücü ile çoðalýyor, bir damladan bin rahmet denizi doðuyor. Damla ile deniz arasýnda tezat vardýr. Bu tezat ve benzetme tasavvufta birlik (vahdet) ile çokluk (kesret) u belirtmek için kullanýlýr. Çok, birden doðar. Baþlangýçta ilk Müslüman olan Hazret-i Muhammed tek idi. Daha sonra, Müslümanlarýn sayýsý yüzlerce milyonu aþtý. Allah´ýn insanlara acýmasý mânâsýna gelen rahmet, Türkçe´de mecazî olarak yaðmur mânâsýna da gelir. Yaðmur milyonlarca damladan oluþur.

23. Su senin ayaðýnýn topraðýna eriþeyim diye durmadan, ömürler boyu baþýný taþtan taþa vurarak âvâre gezer durur.

Her yýl, yüz binlerce Müslüman, dünyanýn dört bir yanýndan Hacc´a giderler. Peygamber´in mezarýný ziyaret ederler. Þair, sulara da böyle kutsal bir duygu yüklüyor. Sularýn baþýný taþtan taþa vurmasý, hem hakiki, hem mecazî mânâda kullanýlmýþtýr. Hayat ile su arasýnda münasebet olduðu için þair ömür kelimesini kullanmýþtýr. Muttasýl kelimesi Arapça "vasl" (ulaþan, kavuþan) kökünden gelir. Bu beyitte teþhis sanatý vardýr.

24. Su ister ki, senin dergâhýnýn topraðýna zerre zerre nur salsýn. Parça parça olsa bile su o dergâhtan dönmez.

Toprak, su ve ýþýk zerre zerre, parça parça olurlar. Su ýþýðý yansýtýr. Þair, su ve ýþýðýn bu özelliklerine manevî bir mânâ da veriyor. Burada su ve ýþýðýn zerre zerre veya pare pare olmasý sevginin gücünü ifade eder.

25. Senin na´týný zaman zaman tekrarlamayý hata ehli derman bilir. Týpký sarhoþun ayýlmasý için yüzüne su serpmesi gibi.

Hata kelimesi yanlýþ ve günah mânâsýna gelir. "Ehl-i hata"dan maksat, yanlýþ yola sapanlar, günahkârlardýr. Onlar günahlarýndan kurtulmak için, sarhoþun ayýlmak maksadýyle yüzüne su serpmesi gibi senin na´týný tekrarlarlar. Na´t, bir þeyi medhederek anlama mânâsýna gelir. Hazret-i Muhammed´i övmek için yazýlan þiirlere de na´t denilir. Belli zamanlarda okunan Kur´an cüzlerine ve dualara "vird" denilir.

26. Ey Allah?ýn sevgilisi, ey insanlarýn en iyisi, sana dudaklarý yananlarýn su dilemeleri gibi müþtakým.

27. Þen o keramet denizisin ki, Miraç gecesi feyzinin þebnemi duran ve gezen yýldýzlara su götürmüþtür.

Burada Hazret-i Muhammed´in Mirac´ýna telmih vardýr. Þebnem kelimesinin þeb´i (gece) ile Þeb-i Mîrac´ýn "þeb"i ayný mânâya gelir. Þairin iki kelime atasýnda münasebet kurmasýnýn sebebi budur. Feyiz: suyun taþmasý, bereket demektir. Þebnem ile bahar arasýnda tezat vardýr. Peygamber´in manevî gücü o kadar kuvvetlidir ki, yeryüzünden götürdüðü þebnemi bütün yýldýzlara yetecek su saðlar. Burada sudan maksat, Hazret-i Muhammed´in Miraç gecesi bütün kâinata varlýðý ile vermiþ olduðu feyizdir.

28. Mezarýný yenileyen mimara su gerekirse, güneþin çeþmesinden her dem feyzin saf suyu iner.

Burada güneþ, dünyaya feyz ve bereket verdiði için çeþmeye, güneþten akan ýþýk zülâle (saf su) benzetilmiþtir.

29. Cehennem korkusu yanýk gönlüme gam ateþi salmýþ, senin ihsan bulutunun o ateþe su serpeceðini umuyorum.

Mânâ bakýmýndan bütün kelimeleri birbiriyle ilgili olan bu beyitte tenasüb veya müraat-i nazîr sanatý vardýr.

30. Na´týnýn uðuru ile Fuzulî´nin sözleri nisan yaðmurundan vücuda gelen büyük inci tanelerine benzemiþtir.

Bir efsaneye, göre istiridyeler nisan ayýnda denizin yüzüne çýkar, yaðmur yaðarken kabuðunu açar, bir iki damla alýr, yeniden denizin dibine inerlermiþ. Bunlar zamanla inci haline gelirmiþ. Fuzulî yukarýki beytinde bu efsaneye telmihte bulunuyor, kendi sözlerini inciye benzetiyor.

31. 32. Mahþer günü gaflet uykusundan uyandýðýmda ve hasret gözyaþlarýndan uykusuz gözlerim su döktüðünde (aðladýðýmda) umduðum odur ki, mahrum olmayayým, vaslýnýn çeþmesi senin yüzüne teþne olan bana su versin.

Divan þairleri umumiyetle fikirlerini bir beyitte sona erdirirler. Fuzuli burada 31. beyitle 32. beyiti birbirine baðlýyor. Ýki beyitte de mahþer günü bahis konusudur. O gün insanlar Allah?a-hayatlarýnda yaptýklarý iyi ve kötü iþlerin hesabýný verecekleri için büyük bir telaþ ve heyecan içinde olacaklardýr. O gün Hazret-i Muhammed (S.A.V) kendisini sevenlere þefaat edecektir


Gazel

1 Hâsýlum yoh ser-i kuyunda belâdan gayri
Garazým yoh reh-i aþkunda fenadan gayri
2 Ney-i bezm-i gamem ey mâh ne bulsan yele vir
Oda yanmýþ kurý cismimde hevâdan gayri
3 Perde çek çehreme hicran güni ey kanlu þiriþk
Ki gözüm görmeye ol mâh-likâdan gayri
4 Yetti bîkesliðüm ol gâete kim çevremde
Kimse yoh çizgine girdâ-i belâdan gayri
5 Ne yanar kimse bana âteþ-i dilden özge
Ne açar kimse kapum bâd-i sabâdan gayri
6 Bozma ey mevc gözüm yaþý habâbýn ki bu seyl
Komadý hîç imaret bu binadan gayri
7 Bezm-i aþk içre Fuzûlî nice âheylemeyem
Ne temettu bulýnur bende sadâdan gayri


Açýklamasý

1. Senin yanýnda belâdan baþka elde ettiðim þey ve aþkýnýn yalunda fâni olmaktan baþka beslediðim niyet yoktur,
2. Ey ay gibi güzel olan sevgilim! Ben gam meclisinin bir neyiyim; ateþe yanmýþ (ateþte kavrulmuþ) kuru bedenimde arzundan, aþktan baþka ne bulursan yele ver.
3. Ey kanlý gözyaþý! Ayrýlýk gününde yüzümü perdele ki gözüm o ay yüzlüden (ayrýldýktan sonra) ondan baþka kimseyi ve baþka þeyi görmesin.
4. Kimsesizliðim o dereceye vardý ki, etrafýmda belâ girdabýndan baþka dönüp dolaþan yok.
5. Bana, ne gönlümün ateþinden baþka kimse yanar, ne de sabah rüzgârýndan baþka kimse kapýmý açar!
6.Ey dalga! Gözyaþýmýn kabarcýðýný bozma ki bu sel (gözyaþý seli), bu binadan baþka saðlam yapý býrakmadý.

7.Ey Fuzûlî! Aþk meclisinde nasýl ah etmeyeyim ki bende, kazanç olarak, feryattan baþka ne bulunabilir...




Gazel



1.Mende Mecnûn´dan füzûn âþýklýk isti´dâdý var
Âþýk-i sâdýk menem Mecnûn´un ancak adý var

2.N´ola kan tökmekde mâhir ola çeþmüm merdümü
Nutfe-i kâbildürür gamzen kimi üstâdý var

3.Kýl tefâhur kim senün her var men tek âþýkun
Leylî´nin Mecnûn´u Þîrîn´ün eger Ferhâd´ý var

4.Ehl-i temkînem meni benzetme ey gül bülbüle
Derde yoh sabrý anun her lâhza min feryâdý var

5.Öyle bed-hâlem ki ahvâlüm görende þâd olur
Her kimün kim devr cevrinden dil-i nâ-þâdý var

6.Gezme ey gönlüm kuþu gâfil fezâ-yý ýþkda
Kim bu sahrânun güzer-gehlerde çok sayyâdý var

7.Ey Fuzûlî ýþk men´in kýlma nâsihden kabûl
Akl tedbîridür ol sanma ki bir bünyâdý var



Açýklamasý

1. Bende Mecnun?dan daha fazla aþýklýk yeteneði var. Gerçek aþýk benim, Mecnun?un sadece adý var.

2. Göz bebeði kan dökmekte maharetli olsa ne olur. O yetenekli bir tohumdur, senin gamzen gibi bir üstadý var.

3. Eðer Leyla?nýn Mecnun?u, Þirin?in de Ferhat?ý varsa, senin de benim gibi bir aþýðýn var. Bununla iftihar et.

4. Ey gül ben temkinli birisiyim beni bülbüle benzetme. Onun derde tahammülü yok, her an bin feryadý var.

5. Öyle kötü haldeyim ki feleðin cevrinden dolayý mutsuz olan her kiþi, benim halimi görünce mutlu olur.

6. Ey gönül kuþum aþk semasýnda gafil gezme. Çünkü bu sahranýn yolunda çok avcý var.

7. Ey Fuzuli nasihatçinin aþký yasaklamasýný kabul etme. O akýlla ilgili bir tedbirdir. Bir temeli yoktur.




radyobeyan