Dirvas By: SonDamLa Date: 27 Aralýk 2009, 02:08:12
Dirvas
Derler ki: Ümeyye´den Hiþâm´ýn
Devrinde, yakýnlarýnda Þâm´ýn
Üç yýl ekin olmamýþ kuraktan.
Can kaydýna düþmüþ artýk urban.
Her hayme mezâr olup kapanmýþ:
Altýnda beþ on kadîd uzanmýþ!
Bakmýþ ki meþâyih-i kabâil:
Sýyrýlmýyacak bu derd-i hâil;
Bir karyede toplanýp, demiçler:
Durdukça helâkimiz mukarrer.
Mâdem ki þüyûhuyuz bu halkýn,
Kalkýn gidelim Hiþâm´a, kalkýn.
Bir duysa Halîfe´miz bu hâli;
Var merhamet etmek ihtimâli.
Hiç ak sakalýyle bir alay pîr,
Eyler de Emîr´e hâli tasvîr,
Görmez mi o, halký rahme, þâyan
Sultansa da taþ deðil ya: Ýnsan!
Teklîfý kabûl eder bütün nâs;
Derler, yalýnýz: "Bulunsa Dirvâs.
Sinnen daha pek çocuktur amma
Olmaz o kadar talâkat aslâ. "
Vaktâ ki girer þüyûh Þâm´a
Derhâl haber gider Hiþâm´a:
Derler ki, beþ on kabîle geldi.
Der: Gelsinler sarâya þimdi.
Birlikte çocuk dalar huzûra,
Evvelce duâ eder de sonra,
Hiç pervâsýz girer kelâma...
Lâkin bu tuhaf gelir Hiþâm´a;
Der: Sus a çocuk büyük dururken,
Söz sâdýr olur mu hiç küçükten?
Dirvâs o zaman kelâmý tekrâr
Teshîr ile der:"Nedir bu âzâr!
Mikyâsý mýdýr zekâvetinsin?
Dirvâs´ý çocuk mu zannedersin?
Bir dinle de sonra gör çocuk mu?
Ýnsâf nedir o sizde yok mu?
Ben söyliyeyim de bir efendin,
Susturmak elindedir efendim. "
Dirvâs bakar Melik´te ses yok·
Mecliste deðil ki ses, nefes yok;
Mu´tâdý olan talâkatýyle
Baþlar söze eski þiddetiyle:
"Üç yýl mütemâdiyen kuraklar,
Emsâli görülmemiþ sýcaklar,
Sâmânýmýzý kuruttu gitti;
Mezrûâtýn umûmu bitti.
Binlerle çadýr kapandý kaldý,
Çöl, mahþer-i mevt þekli aldý!
Þehrîleri besliyen kabâil
Köy köy geziyor zelîl ü sâil.
Hâtemlere cûd eden o urban,
Nan pâreye can verir bugün can!
Çýplaklarý giydiren de üryan,
Gömleksizdir zükûr ü nisvan!
Açlýk ecelin zahîri oldu:
Baþtan baþa çöl cesedle doldu.
Her kûþede bin acýklý feryâd...
Yok bir yerden sadâ yý imdâd.
Þubbân bütün ihtiyâra döndü!
Pîrân görsen, mezâra döndü!
Yok vâlidelerde süt ki: Tutsun,
Evlâdýný emzirip uyutsun.
Zanným, bize münfail ki Mevlâ:
Bir bâdiye halký yandý, hâlâ
Bir damla su inmiyor semâdan,
Þebnem bile düþmüyor duâdan!
Binlerce duâya bir icâbet
Göstermedi bârgâh-ý rahmet.
Artýk sana ilticâya geldik
Reddetmez isen ricâya geldik:
Görmekteyiz ey Emîr-i âdil,
-Ýnkân bunun deðil ya kâbil-
Yok sendeki ihtiþâma pâyân;
Bizlerse alay alay sefýlân ;
Bir yanda demek ki fazla var çok;
Hayfâ ki öbür tarafta hiç yok.
Öyleyse biraz tevâzün ister.
Evvel beni dinle, sonra hak ver:
Nerden buldun bu ihtiþâmý?
Halkýn mý, senin mi, Hâlik´ýn mý?
Allâh´ýn ise eðer bu servet.
Bizler de onun kuluyken, elbet
Bir pay talebinde hakkýmýz var...
Ýnsâf olamaz bu hakký inkâr.
Halkýnsa þu bî-nihâyet emvâl;
Ver, etme hukûk-i gayrý pâmâl.
Yok; böyle de olmayýp da kendi
Mâlin ise - çünkü fazla - þimdi,
Bî-vâyelere tasadduk eyle...
Dördüncüsü varsa haydi söyle!"
Mebhût ederek bu söz Hiþâm´ý,
Huzzâra demiþ: "Görün kelâmý!
Yok bende cevâb-ý redde kudret...
Hayret, bu civan-dehâya hayret!
Îcâb ediyor ki þimdi insâf:
Mes´ûlü hemen olunsun is´âf. "