Safahat
Pages: 1
Meyhane By: SonDamLa Date: 21 Aralýk 2009, 20:35:40

Meyhane


Hurûþran bâd-ý süfliyyet derûnundan, kenârýndan;

Girîzan rûh-i ulviyyet harîminden, civârýndan.

Çýkar bin nâle-i nevmîd hâk-i ra´þe-dârýndan,

Ýner bin zulmet-i makber fezâ yý þeb-nisânýndan.

Gelir feryâdlar ebkem duran her seng-i zârýndan:

Yýkýlmýþ hânümanlar sanki çýkmýþ da mezârýndan!

Dehân-ý hasret açmýþ rahnedâr olmuþ cidârýndan!

Çöker bir dûd-i mâtem titreyen kandîl-i târýndan:

Sönüp gitmiþ ocaklar yükselir gûyâ gubârýndan!

Giren bir kerrre nâdimdir hayât-ý müsteârýndan;

Çýkan âvâredir artýk cihânýn kâr ü bârýndan.



Dökülmüþ âb-rûlar bâde-i pesmânde hâlinde!

Emel bir münkesir peymânedir saff-ý niâlinde!

Boðulmuþ rûh-i insânî þarâbýn mevc-i âlinde.

Nümâyan mel´anet sâkîsinin çirkin cemâlinde!

Ne mâzî var, ne âtî, bakþu ayyâþýn hayâlinde...

Tutup bir zehr-i âteþnâk dest-i bî-mecâlinde,

Zevâl-i ömrü bekler hem þebâbýn tâ kemâlinde!

Merâret intýbâ´ etmiþ cebîn-i infiâlinde...

Derin bir iltivânýn sîne-i zerd-i melâlinde

Odur ancak hüveydâ ser-nüviþt-i bî-meâlinde,

Müebbed bir de nisyan nazra-i sengîn-i lâlinde.



Caným sýkýldý dün akþam, sokak sokak gezdim;

Sonunda bir yere saptým ki, önce bilmezdim.

Bitince bir sýra ev, sonra bir de vîrâne,

Dikildi karþýma bir han kýlýklý meyhâne:

Basýk tavanlý, karanlýk sefil bir dükkân;

Ýçinde bir masa, yâhud civar tabutluktan

Atýlma çok ölü görmüþ acýklý bir teneþir!

Yanýnda hurdasý çýkmýþ bir eski püskü sedir.

Sakat, bacaksýz on onbeþ hasýrlý iskemle,

Kýrýk dökük þiþeler, bir de çinko tepsiyle

Beþ on kadeh, iki üç testi... Sonra tezgâhlýk

Eden yan üstüne devrilme kirli bir sandýk.

Sönük sönük yanýyor rafta isli bir lâmba...

Önünde bir küme: Fes, takke, hýrka, salta, aba

Kýmýldanýp dunýyorken, sefil bir sohbet,

Bu isli zulmete vennekte büsbütün vahþet:

-Kuzum Dimitri, bu akþam biraz ziyâdece ver...

-Ziyâde, anladýk amma ya içtiðin þiþeler?

-Çizersin...

-Öyle mi? Lâkin silinmiyor çetele!

Bakýn tavan tebeþirden görünmez oldu...

-Hele!

-Bizim peþin paramýz... Almadýn mý dün kuruþu?

Ayol, tükendi mezen... Bari koy biraz turþu.

Arattý kendini ustan... Dinince dinlensin!

-Hasan be, sen de nasýl nazlý nazlý söylersin!

Nedir o türkü... Aman baþka yok mu? Hah, þöyle!

-Ömer, ne nazlanýyorsun? Biraz da sen söyle.

-Nevâzil olmuþum Ahmed, býrak sesim yok hiç...

-Sesin mi yok?Açýlýr Þimdi: Bir imam suyu iç!

-Yarýn ne iþtesin Osman?

-Ne iþteyim... Burada!

-Dimitri çorbacý, doldur!Ne durmuþun orada?

-O kim gelen?

-Baba Ârif.

-Sakallý, gel bakalým...

Yanaþ

-Selamün aleyküm.

-Otur biraz çakalým...

-Dimitri, hey, parasýz geldi sanma, iþte para!

-Ey anladýk a kuzum...

-Sar be yoldaþým cýgara...

Aman bizim Baba Ârif susuz musuz içiyor!

-Onun bi dalgasý olmak gerek: Tünel geçiyor.

-Moruk, kaçýncý kadeh? Þimdicek sýzarsýn ha!

-Sýzarsa mis gibi yer, yatmamýþ adam deðil a.



Yavaþ yavaþ kafalar, kelleler kýzýþmýþtý,

Aðýz, burun, hele sesler bütün karýþmýþtý;

Dikildi aðzýna, baktým, açýk duran kapýnýn,

Fener elinde bir erkek, yanýnda bir de kadýn.

Beç on dakîka süren bir düþünceden sonra,

Kadýn da girdi o zulmet-serâ-yý menfûra.

Gözünde ebr-i te´essür, yüzünden hûn-i hicâb,

Vücûdu ra´þe-i nâçâr-ý ye´s içinde harâb,

Teveccüh eyliyerek sonradan gelen Baba ya:



-Demek taþýnmalý artýk çoluk çocuk buraya!

Ayol, nedir bu senin yaptýðýn? Utan azýcýk...

Anan da, ben de, yumurcaklarýn da aç kaldýk!

Ne iþ, ne güç, gece gündüz içip zýbar sâde;

Sakýn düþünme çocuklar aceb ne yer evde?

Evet, sen el kapýsýnda sürün iþin yoksa;

Getir bu sarhoþa yutsun, getir paran çoksa!

Zavallý ben... Çamaþýr, tahta, hergün uðraþ da,

Sonunda bir paralar yok, el elde baç baþta!

O tahtalar, çamaþýrlar da geçti: Yok hâlim...

Ayakta sallanýþým zorladýr Hudâ âlim!

Çalýþmadýn, beni hep bunca yýl çalýþtýrdýn;

O yavrucaklarý çýplak, sefil alýþtýrdýn;

Bilir mahalleli kim aldýðýn zamanda beni,

Çehiz çimenle donatmýþtý beybabam evini.

Ne oldu çimdi o eþya? Satýp kumarda yedin.

Evet, kumarda yedin, hem de Karþýlar´da yedin!

Kýzýn yetiþti, alan yok, nasýl olur ki? Soran

"Þu sarhoþun kýzý Ýffet deðil mi? Vazgeç aman!"

Diyen kadýnlara; "Pek doðru, pek" deyip gidiyor:

Bu söz zavallýyý bilsen ne türlü incitiyor!

Benim güzel meleðim, hiç de tâlihin yokmuþ:

Anan benim gibi sersem; babansa bir sarhoþ!

Necip de minderi koltukta geldi mektepten...

Demiþ ki kalfa: "Sekiz aydýr almadým hele ben

Ne haftalýk, ne de aylýk... Senin baban olacak

Kumarcý, oðlu için az yesin de tutsun uþak!"

Koðuldum anne! deyip aðlýyor zavallý çocuk...

Ne yapsýn annesi? Dünyâda bir güvendiði yok!

O bâri bir adam olsun da kalmasýn câhil,

Demiþtim olmadý... Lâkin kabâhat onda deðil;

O her sabah okuyordu gürül gürül cüzünü;

Ayýrmýyordu kitaptan ne olsa hiç gözünü.



Üç akþam oldu ki yoksun. Necip: Babam nerde!

Ben isterim onu mutlak demez mi? Bak derde!

Sular karardý; bu sâatte hiç gezer mi kadýn?

O, sarhoþun biri; tut kim sokak sokak aradýn...

Nasýl bulursun a yavrum? Yarýn gelir belki,

Dedim. Fakat çocuðun durmuyordu. Baktým ki

Avutmanýn yolu yok; komþunun Hüseyin Aða´yý

Alýp dolaþmadayým yatsý vakti dünyâyý,

Anam benim gibi evlâd doðurmaz olsaydý,

Bu hâli görmeden evvel gözüm yumulsaydý!

Herif, þu hâlime bak merhametli ol azýcýk...

Býrak o zýkkýmý, içtiklerin yeter artýk.

Efendiler, aðalar, siz de bir nâsihat edin,

Sizin de belki var evlâdýnýz...

-Hasan, ne dedin?

-Býrak köpoðlu kadýn amma çalçeneymiþ ha!

-Benimki çok daha fazlaydý.

-Etme!

-Elbet ya!

Onun için boþadým. Sen iþitmedin mi Halim?

-Kadýn lâkýrdýsý girmez kulaðma zâti benim.

Senin karým dediðin âdetâ pabuç gibidir:

Biraz vakit taþýnýr, sonradan deðiþtirilir.



Kadýn bu sözleri duymaz, tazallüm eylerdi;

Herif mezar taþý tavrýyle sâde dinlerdi.

Açýldý aðzý nihâyet, açýlmaz olsa idi!

Taþýp döküldü, içinden þu la?net-i ebedi:

-Cehennem ol seni hýnzýr orospu, git: Boþsun!

-Ben anladým iþi: Sen komþu, iyice sarhoþsun;

Ayýltýnýz þunu yahý!

-Ýliþmeyin!

-Býrakýn!

Herif ayýldý mý, bilmem, düþüp bayýldý kadýn!


radyobeyan