Resulullah (asm) herkesten cesurdu By: neslinur Date: 21 Aralýk 2009, 02:26:53
Bismillahirrahmanirrahim
Baþta Ýmam-ý Buharî, eimme-i hadis haber veriyorlar ki: Bir defa, gecede, Medine-i Münevverenin haricinde, düþman hücum ediyor gibi mühim bir hadise iþâa edildi. Sonra cesur atlýlar çýktýlar, gittiler. Yolda yürüyorlar; bir zat geliyor. Baktýlar, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmdýr. Ferman etmiþ: "Birþey yoktur." Meþhur Ebu Talha'nýn atýna binip, þecaat-i kudsiyesi muktezasýnca herkesten evvel gitmiþ, tahkik etmiþ ve dönmüþtü. (Mektubat sh. 154)
…
Vakýât-ý katiyedendir ki, maðaradan çýkýp Medine tarafýna gittikleri vakit, Kureyþ rüesasý, mühim bir mal mukabilinde, Sürâka isminde gayet cesur bir adamý gönderdiler; tâ takip edip onlarý öldürmeye çalýþsýn. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Ebu Bekr-i Sýddýk ile beraber gardan çýkýp giderken gördüler ki, Sürâka geliyor.
Ebu Bekr-i Sýddýk telâþ etti. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm maðarada dediði gibi, Üzülme Allah bizimle beraberdir. (Tevbe Suresi. 40) dedi. Sürâka'ya bir baktý; Sürâka'nýn atýnýn ayaklarý yere saplandý, kaldý. Tekrar kurtuldu, yine takip etti. Tekrar atýnýn ayaklarýnýn saplandýðý yerden duman gibi birþey çýkýyordu. O vakit anladý ki, ne onun elinden ve ne de kimsenin elinden gelmez ki ona iliþsin. "El-aman" dedi. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm aman verdi. Fakat dedi: "Git, öyle yap ki baþkasý gelmesin." (Mektubat sh. 159)
…
Gazve-i Gatfan ve Enmar'da, müteaddit tariklerle eimme-i hadis haber veriyorlar ki: Gavres isminde cesur bir kabile reisi, kimse görmeden, tam Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmýn baþý üzerine gelerek, yalýn kýlýç elinde olduðu halde, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma dedi: "Kim seni benden kurtaracak?" Demiþ: "Allah." Sonra böyle dua etti:
"Allahým! Dilediðin bir þeyle beni ondan kurtar."
Birden o Gavres, iki omuzu ortasýna gaibden bir darbe yer, o kýlýç elinden düþer, yere yuvarlanýr. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm kýlýcý eline alýr, "Þimdi seni kim kurtaracak?" der, sonra affeder. O adam gider taifesine. O pek cüretkâr, cesur adama herkes hayrette kalýr. "Ne oldu sana? Niçin birþey yapamadýn?" dediler. O dedi: "Hadise böyle oldu. Ben þimdi insanlarýn en iyisinin yanýndan geliyorum."
Hem þu hadise gibi, gazve-i Bedir'de bir münafýk, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmý bir gaflet vaktinde, kimse görmeden, tam arkasýndan kýlýç kaldýrýp vururken, birden Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm bakmýþ. O titreyip, kýlýç elinden yere düþmüþ. (Mektubat sh. 160)
Bediüzzaman Said Nursi SÖZLÜK:
AMAN : (Emân) Emniyet. Ýmdat.
CÜRETKÂR : Cesur, giriþken.
EÝMME-Ý HADÎS : Hadîs imamlarý.
FERMÂN : Emir, buyruk, teblið.
GAÝB : Görünmeyen, gizli.
GAR : Maðara. Ýn.
GAZVE : Savaþ, harb, çarpýþma.
ÝMAM-I BUHÂRÎ : (H. 194-256) Buharalý. Altýyüz bin hadisten seçilen 7275 hadis ile en sahih ve muteber olan Sahih-i Buharî adlý eserin sahibi.
ÝÞÂA : Bir haberi yayma, duyurma.
KABÎLE : Birlikte yaþayan, konup göçen, bir sülâleden gelen insanlar.
MUKTEZÂ : Gereken, lâzým gelen, îcap eden.
MÜTEADDÝD : Pekçok. Türlü türlü, çeþitli.
RÜESÂ : Reisler, baþkanlar
ÞECAAT-I KUDSÝYE : Kusursuz ve noksansýz cesaret, yiðitlik.
TAHKÎK : Doðru olup olmadýðýný araþtýrmak veya doðruluðunu yanlýþlýðýný ortaya çýkarmak. Ýncelemek, içyüzünü araþtýrmak.
TÂÝFE : Kavim, kabîle, takým, hususî bir sýnýf meydana getiren insanlar.
TARÎK : Yol, tarz, usul, vâsýta, meslek.
VÂKIÂT-I KATÝYE : Vuku bulduðu muhakkak ve kesin olan olaylar.