Bela Heyeti By: sumeyye Date: 20 Aralýk 2009, 20:57:50
Bela Heyeti
Hicri 9.senenin Rebiül evvel ayýnda bu heyet Medine-i Mü-nevvereye geldi. Bunlarý Rüveyfi bin Sabit el-Belevi evine ko nuk etti. Kaç kiþiden müteþekkil olduklarý bildirilmemektedir. Ancak çok sayýda olmadýklarý Rüveyfi bin Sabit´in onlarý konuk etmekte güçlük çekmediðinden anlaþýlmaktadýr. Ev sahibi Ru-veyfî onlarý alýp peygamber efendimizin yanma getirmiþ ve: "Ýþte bunlar benim kavmimdir" demiþti. Peygamber efendimiz de: "Sana ve kavmine merhaba" dedi. Onlar da müslüman oldular. Peygamber efendimiz bu defa da þöyle dedi: "Sizi Ýslam yoluna iletip size hidayet veren Allah´a hamdolsun. Ýslam yolu dýþýnda ölen herkes ateþtedir."
Bu heyette çok misafir sever olan yaþlý biri vardý. Evi misa firle dolup taþardý. Ebu Dabip adýndaki bu adam misafirlik hu susunda peygamber efendimize þöyle bir soru yöneltmiþti: "Ya Resulullah! Ben evimde misafir bulundurmayý arzulayan bir kimseyim. Ben bundan Ötürü sevap kazanýr mýyým?" Peygam ber efendimiz de þu cevabý vermiþti: "Evet, sevap kazanýrsýn, zengine veya yoksula yapmýþ olduðun her iyilik sadakadýr" Bu defa Ebu Dabip þöyle sormuþtu: "Ya Resulullah misafirliðin süresi ne kadardýr?" Peygamber efendimiz buyurdu ki: "Üç gündür. Bundan fazlasý sadakadýr. Misafirin üç günden fazla senin yanýnda kalýp sana sýkýntý vermesi doðru olmaz."
Ebu Dabip kaybolan koyun veya keçi ile devenin durumunu sorup þöyle dedi: "Ya Resulullah! Çölde yitik bir koyuna rasla-dým. Bunun hükmü nedir?"
Peygamber efendimiz buyurdu ki: "O sana yahut kardeþine yahut kurda kalýr." Ebu Dabip; ya çölde bulunan yitik bir deve nin hükmü nedir?" diye sorunca Peygamber efendimiz þöyle cevap verdi: "Senin deveyle iþin ne? sahibi onu buluncaya kadar onu kendi haline býrak"
Bundan sonra bu heyet kendilerini konuk eden Ruveyfi bin Sabit el-Belevi´nin evine döndü. Peygamber efendimiz eline bir miktar hurma alýp bunlarýn yanýna gelir ve ev sahibine þöyle derdi: "Þu hurmalardan istifade et.n Heyettekiler hem bu hur madan, hem de baþka þeylerden yiyerek karýnlarýný doyururlar dý.
Peygamber efendimizin bu heyete hitaben yapmýþ olduðu konuþma, îslami davranýþ kurallarýndan bazýsýný ve yitiklerle ilgili þer´î hükümleri içermektedir. Burada iki hususa iþaret et memiz gerekmektedir. Rivayet olunduðuna göre Peygamber efendimiz þöyle buyurmuþtur: "Ben güzel ahlaký tamamlamak üzere gönderildim." Güzel ahlaktan biri de konuk severliktir. Aslýnda bu, insani baðlarý kuvvetlendiren bir husustur. Konukseverlik sayesinde insanlar arasýnda yardýmlaþma ve sevgi bað larý teessüs eder. Konuk kabul etmek, çöllerde ve köy kesimin de sosyal bir zarurettir. Kiþi çöllerde yürürken geceleyin sýðýna cak bir yer bulamadýðýnda ancak birinin evine konuk olmak mecburiyetinde kalýr. Onu kabul etmek, kýrsal kesimde insanî bir zarurettir. Ayný zamanda bir fazilettir. Ancak kýrsal kesim den kentlere gelindiðinde bu zaruretin oraný hafifler. Köylerde bir nevi zaruret olan konuk severlik, kentlerde zaruret ölçüsün den çýkýp iyilik ve mürüvvet kapsamýna girmektedir. Konukse verlik iþte bu durumlara göre þer´i hükümlere.tabidir. Kiþi çöl de ve kýrsal kesimde sýðýnacaðý bir yer bulamadýðý zaman onu bir konuk olarak kabul etmek vacip olur. Ama rahatlýkla barý nabileceði bir yer bulan kimseyi konuk olarak kabul etmekse sevgi ve ülfet teessüsüne sebep olan bir iyilik olur.
Konuk kabul eden kiþinin þeriate göre görevi açýklanmýþ ol du. Konuðun kendisine gelince onun da, kendisini konuk ola rak kabul eden kimsenin evinde uzun süre ikamet etmemesi ve ev sahibini sýkýntýya düþürmemesi gerekir. Ev sahibini sýkýntý ya düþürme ihtimali söz konusu olduðu zaman, geceleme tekli fini kabul etmemelidir. Buhari ve Müslim´in, Sahihlerinde itti fak ettikleri bir hadisi þerifte peygamber efendimiz þöyle bu yurmuþtur:
"Allah´a ahiret gününe iman eden kiþi komþusuna ikramda bulunsun ve ona hediye versin" Denilir ki ona ne kadar süreyle ikramda bulunmalýdýr.? Cevaben buyurdu ki: "Bir gün ve bir gece süreyle... Misafirlikte üç gün süreyledir. Bundan fazlasý sadaka hükmüne tabi olur. Ev sahibini sýkýntýya býrakacak sü reyle evinde ikamet etmek, misafire helal olmaz." Bu heyetin haberi anlatýlýrken heyettekilerden biri peygamber efendimize, çölde kaybolup baþkasý tarafýndan bulunan koyun, keçi ve de venin hükmünü sormuþ. Peygamber efendimiz de deve ile ilgili hükmü açýklarken þöyle demiþ: "Deveden sana ne? Sahibi onu buluncaya kadar ona iliþme." Çünkü sahibinin gözünden kay bolduðu zaman sahibi onu araþtýrýp bulacaktýr. Kaldý ki deve nin kendisi de uzun süre çölde yalnýz baþýna yaþayabilir. Sahi binin gýyabýnda onu alýp götürmekse, sahibinin onu bulmasýna engel olur. Çünkü sahibi onu aramaya çýkacaktýr."
Kiþinin çölde bulduðu yitik koyuna gelince, çölde mera ve sý ðýnacak bir yer bulunmadýðýndan dolayý onu bulan kiþinin ala bileceðini beyan eden peygamber efendimiz, þöyle buyurmuþ tur: UO koyun sana veya kardeþine veya kurda kalýr." Bu nas-tan da anlaþýldýðýna göre çöldeki yitik koyunu bulan kiþinin o koyunu alýp kendine mal etmesi helaldir. Bu hadisin nassýnda hikmet vardýr. Çünkü çölde bulunan koyunu baþkalarýna tarif etmek ve yitik olduðunu duyurmak çok zordur. Sahibinin de ta nýtma yoluyla onu bulmasý uzak bir ihtimaldir. Çünkü onu ken disine tarif edip tanýtacak bir kimse bulunamaz. Belki de o ko yun bir sürüden geri kalmýþtýr. Bu durumda onu bulan kiþiden ona daha yakýn bir kimse yoktur. Öyleyse onu alýp götürebilir. Þayet hayvaný çölde kendi haline býrakacak olursa baþkalarý onu bulup, kesip etini yer. Bu bir ihtimaldir. Bazan da hiç kim se ona rastlamaz ve hayvancaðýz açlýktan Ölüp gider. Yahut kurtlara yem olur. Bu ihtimalleri göz önüne aldýktan sonra, onu bulan kiþinin kesip yemesi helal olmaktadýr. Çünkü zayi olma ihtimali vardýr. Halbuki malý zayi etmek caiz deðildir. Bu varsayým, koyunun sahibi tarafýndan bilinmesine ve bulunma sýna imkan olmayan bir çölde baþkasý tarafýndan bulunmasýyla ilgilidir. Ama yitik olarak bulunan koyun, bir su kaynaðýna ve ya insanlarýn uðradýðý bir ovaya yakýn ise, bu durumda onu baþkalarýna tarif edip tanýtmak vacib olur. Gerçekten de çölde yitik bir koyuna raslayan bir kimse iki yoldan birini seçebilir:
1- Bu koyun sahrada bulunan bir yitik hükmündedir. Orada biten bazý otlarý yiyerek geçinir. Çünkü sahibi yoktur.
2- Yine bir koyun baþkasý tarafýndan bulunan bir yitik gibi dir. Ancak tanýnmayan bir sahibi vardýr. Ve tanýnmasýna da imkan yoktur. Peygamber efendimiz bunun yitik mal hükmün de olduðunu açýklamýþtýr. Ve bulan kiþi tarafýndan alýnabilece ðini aksi takdirde kurtlara yem olacaðýný ifade buyurmuþtur. Fýkýhçýlar böyle bir yitiðin daha sonra sahibinin bulunabilece ðini ve bu durumda eðer telef edilmiþ ise kýymetinin sahibine verilmesi gerektiðini söylemiþlerdir.
radyobeyan