Son Peygamber
Pages: 1
Yol Kesme ve Asilik By: sumeyye Date: 19 Aralýk 2009, 16:26:13
Yol Kesme ve Asilik


Fýkýhçýlar yoî kesme veya meþru düzene karþý isyan suçunun cezasý hususunda Peygamber efendimize nispet edilen rivayet lerle birlikte Ureynelilerin kýssasýný anlatmakta ve Peygamber efendimizin Ureynelilere uyguladýðý cezanýn, Kur´an-ý Kerim´de anlatýlan yol kesme cezasýna uyduðunu söylemektedirler. An cak biz, mezkur rivayette Peygamber efendimiz tarafýndan uy gulandýðý iddia edilen tatbikatýn, yol kesme suçu hakkýnda Kur´an-ý Kerim´de anlatýlan cezaya tamamen uymadýðýný düþü­nüyoruz. Zira bu suçun cezasý olarak Kur´an-ý Kerim´de göze mil çekmekten ve insanýn susuz býrakýlarak ölüme terkedilme-sinden sözedilmemektedir. Güya o insanlar, aþýrý derecede su samýþ olduklarýndan dolayý yeri kemiriyor, yine de kendilerine su verilmiyormuþ! Böyle bir fiilin peygamber efendimiz tarafýn dan veya onun emriyle baþkalarý tarafýndan yapýlmýþ olduðunu kabul etmiyoruz.

Her ne ise, Kur´an-ý Kerim´in bu konudaki nassýný naklede cek ve bu nassýn, Ureynelilerin kýssasýna ne kadar uyduðunu anlatacaðýz. Bu cezayla ilgili olarak Cenab-ý Allah þöyle buyu ruyor:

"Allah ve peygamberiyle savaþanlarýn ve yeryüzünde bozgun culuða uðraþanlarýn cezasý öldürülmek veya asýlmak yahut çaprazvari el ve ayaklarý kesilmek ya da yerlerinden sürülmek tir. Bu onlara dünyada bir rezilliktir. Onlara ahirette büyük bir azap vardýr. Ancak onlarý yakalamanýzdan önce tevbe edenler bunun dýþýndadýr. Biliniz ki Allah, baðýþlar ve merhamet eder." (Maide. 33-34)

Þüphesiz ki yolkesicilik nitelemesi, Ureynelilere uygun düþ mektedir. Bu suçun bazý cezalarý -el ve ayak kesme- kendileri ne tatbik edilmiþti.

Madem ki meþru düzene baþkaldýrma ve yol kesme suçlarýna deðindik. Þu halde bu suçlarla ilgili bazý hükümlere de iþaret etmemiz gerekiyor. Bu hükümlerin de ancak bir siyer kitabýnda anlatýlabilecek kadarýna deðinecek, ayrýntýlarýný da fýkýh kitap larýna býrakacaðýz.

Muharip ya da yol kesiciler, adam Öldürmek veya hýrsýzlýk yapmak amacýyla bir araya gelip yola çýkan kimselerdir. Bun lar, haklýlýklarýný gösteren bir tevile yeltenmeden devleti ifsad edip bozgunculuk yapmak, þer ve fesadý yaymak için güç oluþ turup devlete karþý mukavemete giriþirler. Malikilere göre -ki biz de onlarýn görüþlerine katýlýyoruz- sadece adam Öldürmek ve hýrsýzlýk yapmak, bu suçun kapsamýna girmez. Bu saydýkla rýmýzýn yanýsýra zina etmek, içki içmek gibi suçlar da bu kapsa ma girerler. Sývý olsun, katý olsun, içme ya da dumanlama yo luyla olsun, bütün sarhoþ edici ve uyuþturucu maddelerin kul lanýmý da bu kapsama girer.

Bu asilerin oluþturduklarý kuvvet þehir içinde veya dýþýnda da olsa, suç iþlediklerinde, yardým istenildiði zaman yardýmcý lar mazlumlarýn yardýmýna ulaþamazlarsa, ayný hüküm geçeri olur. Fýkýhçýlar bu konuda çeþitli görüþler ileri sürerek ihtila etmiþlerdir.

îmam Malik´e göre dalavere yoluyla para harcayýp suç iþlet tirenler de bu cezaya çarptýrýlýrlar. Kur´an´ýn nassý bütün bý hususlarý kapsamýna alacak niteliktedir.

Bu suçlar için ölüm, asma, el ve ayaklarýn çaprazvari kesil mesi, sürgüne gönderme cezalarý belirlenmiþtir. Sürgüne gön derilirken de, bir daha suç irtikab edemeyecekleri uzak bir yer gönderilirler. Ýmam Ebu Hanife, hepsini de sürgün cezasýnda] saymýþtýr. Çünkü amaç, bu canilerin suç iþlemek için bir aray gelmelerini engellemektir.

Çoðu fikýhçýlara göre adil devlet baþkaný, suçlara göre cez takdir etme yetkisine sahip olduðu görüþündedirler. Bu canile bir araya gelip de bir adam öldürürlerse, öldürme fiiline karýþmýþ olanlarý da olmayanlarý da öldürülür. Çünkü direkt olarak öldürme iþine bulaþmamýþ olsa da, arkadaþlarýna yardýmcý ol muþtur.

Hem hýrsýzlýk yapýp, hem adam öldürmüþlerse, kendileri de öldürülüp asýlýrlar. Bu suçu direkt olarak iþlemiþ olanla olma yanlar eþit þekilde cezalandýrýlýrlar. Hýrsýzlýk yapýp mal yaðma larlar ama adam öldürmezlerse, elleriyle ayaklarý çaprazlama kesilir. Sað el kesilince, beraberinde sol ayak da kesilir.

Kendi aralarýnda anlaþarak suç iþlemeye yönelir ama suç iþ leme imkanýný bulamazlarsa, toplu durduklarý yerden çok uzaklara sürgün edilirler. Bu, sözlerinde tabiine uyan Cumhur-u fukahanm ve sahabilerden Abdullah bin Abbas´ýn görüþü dür, îmam Malik ise, devlet baþkanýnýn, -iþledikleri suç ne olursa olsun- onlara bu cezayý verip vermemekte serbest olduðu görüþündedir. Çünkü asli suç, -herhangi birini iþleme imkaným bulmuþ olmasalar da- bu masiyetleri irtikab etme hususunda anlaþmýþ olmalarýdýr. Devlet baþkam onlarý suçtan caydýrmak için uygun gördüðü cezayý verir.



radyobeyan