Mektubat-ý Rabbani
Pages: 1
Yirmiyedinci Mektup By: zehraveyn Date: 18 Aralýk 2009, 20:07:18

Bu mektûb, Hâce Ammek için yazýlmýþdýr. Tarîkat-i aliyye-i Nakþibendiyyeyi övmekdedir: Allahü teâlâya hamd olsun. Onun sevdiði kullarýna selâm olsun! Merhamet ederek bu dostunuza gönderdiðiniz kýymetli mektûb gelerek bizleri sevindirdi. Selâmetde olunuz. Bu yüksek Nakþibendiyye zincirini övmekden baþka birþeyle baþýnýzý aðrýtmak istemiyorum. Yavrum! Bu yüksek zincirin büyükleri kaddesallahü teâlâ esrârehüm buyuruyorlar ki, (Bizim nisbetimiz bütün nisbetlerin üstündedir). Nisbet dedikleri huzûr ve âgâhlýkdýr. Bunlar hiç gayb olmayan huzûra kýymet verir. Böyle devâmlý olan huzûra (Yâd-i Dâþt) demiþlerdir. Bu büyüklerin nisbeti, yâd-i dâþt olmakdadýr. Bu fakîrin anladýðýna göre, yâd-i dâþt þöyle açýklanmakdadýr: Allahü teâlânýn ismleri, sýfatlarý ve þüûnu ve i?tibârâtý birlikde olmaksýzýn, yalnýz zât-ý ilâhînin zuhûr etmesine yanî kalbe, rûha görünmesine (Tecellî-i Zât) denir. Bu tecellîye (Berkî) demiþlerdir. Yanî, þüûn ve itibârât perdelerinin aradan kalkmasý, zâtýn görünmesi, þimþek çakar gibi bir ân sürer. Sonra bu perdeler hemen araya girerek örtülür. Böyle olunca, gaybsýz, devâmlý huzûr düþünülemez. Bir ân huzûr, ondan sonra devâmlý yoklukdur. Bu büyükler rahmetullahi aleyhim ecmaîn böyle olan nisbete kýymet vermemiþdir. Hâlbuki baþka silsilelerin, tarîkatlarýn büyükleri, öyle olan tecellî nihâyete kavuþanlara nasîb olur dediler. Bu huzûr, devâmlý olursa, hiç örtünmezse, ismlerin ve sýfatlarýn ve þüûnun ve itibârâtýn perdeleri araya karýþmadan tecellî ederse, gaybsýz, perdesiz huzûr olur. Yâd-i dâþt olur. Ýþte, bu büyüklerin nisbeti olan Yâd-i dâþti, baþkalarýnýn nisbetleri ile karþýlaþdýrmalýdýr. Böylece hepsinin üstünde olduðunu anlamalýdýr. Çok kimse, böyle bir huzûrun varlýðýna inanamaz


Arabî beyt tercemesi:

Nimete kavuþanlara âfiyet olsun;
Zevallý âþýk birkaç damla ile doysun
.

Bu yüksek nisbet, öyle garîb oldu ki, hattâ bu büyük kýymetli zincire baðlanmýþ bulunanlara da söylense çoðunun inanmayacaðý umulur. Þimdi, bu büyüklerin yolunda bulunanlara göre nisbet demek, Allahü teâlânýn huzûru ve anlaþýlamayacak bir þühûdudur ve cihetsiz olarak Ona teveccüh etmekdir. Yukarýda olmak hayâle gelirse de, cihetsizdir ve görünüþde devâmlýdýr. Bu nisbet yalnýz cezbe makâmýnda hâsýl olur. Böyle nisbetin baþka tarîkatlardaki nisbetlerden yüksek bir tarafý yokdur. Hâlbuki, yukarýda bildirdiðimiz Yâd-i dâþt, cezbe temâmlandýkdan ve sülûk makâmlarý sona erdikden sonra hâsýl olur. Bunun derecesinin yüksekliðini bilmeyen kimse yokdur. Eðer gizli kalmýþsa, elde edilememesindendir. Bir kimse hased ederek inanmazsa ve aþaðý bir kimse kendi kusûrundan dolayý inâd ederse ona bir diyeceðimiz yokdur.

 Fârisî iki beyt tercemesi:

Bir câhil bu büyüklere dil uzatýrsa,
Cevâb vermeðe deðmez dersem iyi olur.
Hep aslanlar, bu zincire baðlanmýþlardýr,
Kurnaz tilki bu zinciri nasýl koparýr?


Evveliniz ve sonunuz selâmetde olsun!


Mektubat-ý Rabbani


radyobeyan