Fazilet By: sumeyye Date: 17 Aralýk 2009, 17:30:40
Fazilet
Peygamber (s.a.v.)in savaþý alçak ve basit kimselerin savaþý na benzemiyordu. Onlar kýlýcý hem saðlam, hem de sakat yere vuruyorlardý.. Ahlaklý ve güçlü kimselerin savaþýndaysa kýlýç, sadece hastalýðýn gizli bulunduðu yere vuruluyordu. Böylece o, kötülüðü gizlendiði yerden söküp atýyordu. Müslümanlar sade ce tecavüz eden, silah taþýyan, ya da silahþörler için tedbir ha zýrlayan kimselerle savaþýrlardý.
Bu sebeple savaþýn baþlangýcýnda, devamýnda ve sonunda yani bütün aþamalarýnda fazilet hakim olmuþtur. Çünkü müs-lümanlarm savaþý tecavüzü sadece misliyle mukabelede bulu narak reddetmek içindir. Bu savaþ, tecavüz esnasýnda takva ile hareket etmemizi Genab-ý Allah´ýn emretmiþ olmasýndan dolayý faziletle kayýtlý ve sýnýrlýdýr. Takva kaydýna baðlý olmakla birlikte, düþmana karþý aynýyla karþýlýk vermek, Ýslam askerleri ne, faziletlere saygýlý olmayý, haklan çiðnememeyi gerekli kýlar. Eðer fazilet ile, yapýlana aynýyla mukabele etmek arasýnda bir karar vermek durumunda kalýrlarsa, fazilete uymak gerekir. Çünkü her ne halde olursa olsun, fazilet, kendisine riayetsizliði kabul etmeyen temel bir ilkedir.
Bazý kimseler faziletin nasýl olup da kýlýçla hakim kýlýnabile ceðine hayret etmektedirler. Ýnsanlar öldürülürken fazilet nasýl egemen olur diye sormaktadýrlar. Ýnsanlarýn öldürülmesinin mubah kýlýndýðý yerde, saygý duyulacak hiç bir þey kalmaz. Ama buna karþý biz deriz ki; bu savaþ semavi kanunlara baðlý nübüvvet savaþýdýr. Peygamber efendimiz bu ilkeleri insanlara öðretmek için savaþ yapmýþtýr. Ýnsanlýk aleminde ve düzeninde savaþlar devam ettiðine göre, mutlaka faziletle kayýtlý ve sýnýrlý olmalarý, bunu nübüvvet semasýnýn son sarayý olan Muham-med (s.a.v.)in insanlara Öðretmesi gerekir. Nübüvvet savaþý, re zaletleri ortadan kaldýran fazilet savaþýdýr. Bu savaþýn asýl se bebi hakký ve fazileti savunmak olduðuna göre, savaþ meydan larýnda mütecaviz rezilleri cezlandýrmak için haramlarý hiçe saymak ve sýnýrlarý çiðnemek yakýþýk almaz ve akla uymaz. Düþman, bütün ahlaki kayýtlardan sýyrýlýp kopsa bile, fazilet ordusu mutlaka erdem ve fazilet ilkelerine baðlý olmalýdýr. Düþ man eðer imkan bulduðu takdirde ýrzlarý çiðneyip çocuklarý, kadýnlarý ve güçsüz ihtiyarlarý öldürüyorsa, Ýslam askerleri on lara misliyle mukabelede bulunmamalýdýr. Çünkü Ýslam asker leri fazilet ve ahlak kayýtlarýna baðlýdýr.
Düþman eðer ölülerimize, kulaklarýný, burunlarýný kesip göz lerini çýkararak iþkence yapmakta ve ölümlerinden sonra be denlerini çirkinleþtirmekte ise, fazilet ordusuna mensup müs-lüman askerler en büyük komutan ve fazilet savaþlarýnýn ilk muallimi olan Peygamber efendimizin: "Ölülere iþkence etmek ten ve bedenlerini çirkinleþtirmekten sakýnýn!" buyruðundan dolayý düþman askerlerinin ölülerine misliyle mukabelede bulunmamalýdýr.
Uhud savaþýnda müþrikler Pygamber efendimizin amcasý Hamza´yý öldürmüþlerdi. Hamza onun sevgilisi ve en yakýn ak rabasý olup bizzat kendisinin adlandýrdýðý gibi, þehitlerin efen-disiydi. Müþrikler onun temiz cesedine iþkence yapmýþlardý.
Hamza, Peygamber efendimizin yanýnda bu kadar deðerli bir yere sahip olduðu halde, Peygamber efendimiz, karþýlaþtýðý bu yürekler acýsý manzaradan dolayý müþrik Ölülerinin cesetlerine iþkence yapmayý düþünmemiþti.
Düþmanlar, müslüman esirleri aç ve susuz býrakarak onlarý öldürseler bile, yine de müslüman askerler, ellerine geçirdikleri düþman esirlerine yemek yedirmeyi ibadetlerin en kutsalý sa yarlar. Bunu yaparken de Cenab-ý Allah´ýn dürüst ve imanla rýnda sadýk müzminlerle ilgili olarak yaptýðý tavsifi gerçekleþtir meye çalýþýrlar:
"Onlar ki, kendi canlarý çekmesine raðmen yemeði, yoksula, yetime ve esire yedirirler." (insan: 8 )