Aldatma Ya da Aldanma By: sumeyye Date: 15 Aralýk 2009, 16:20:20
Aldatma Ya da Aldanma
Kureyþliler´in hediyeler sunarak ve aldatma yoluna saparak Necaþi´yi yoldan çýkarmak üzere göndermiþ olduklarý iki elçi is tediklerini elde edemediler. Yenik ve periþan bir þekilde geri döndüler.
Bu elçilerden Anýr bin As, Kureyþliler´in dahi ve düzenci bir adamýydý. Düzen kurmakta usta idi. Habeþistan´da bir þayia olarak, Kureyþliler´in Muhammed (sav)e iman etmiþ olduklarý ný yaydý. Gerçekten de bu þayialar yankýsýný buldu ve bazý kim selerin Mekke´ye dönmelerine sebep oldu.
Yayýlan þayialar sonucu, bir rivayete göre otuzüç kiþi Mek ke´ye döndü. Fakat Mekke´ye döndüklerinde þehre girer girmez eziyet, alay ve istihzalarla karþýlaþtýlar. Bazýlarý, önde gelen müþriklerin himayesine sýðýnmak zorunda kaldý. Bazýlarý da sabrederek eziyetlere karþý göðüs gerdiler. Diðer bir kýsmý ise, akrabalarý tarafýndan hapsedildiler.
Düzenbazlar yaydýklarý þayialarla bazý muhacirleri tekrar tahakkümleri altýna geçirmek için Mekke-i Mükerreme´ye geri döndürmeyi baþardýlar. Ama amaçlarýna tam olarak ulaþama mýþlardý. Çünkü muhacirlerin büyük bir çoðunluðu, düzenbaz larýn uydurduklarý bu yalan haberlere aldanmamýþ ve Habeþis tan´da ikamete devam etmiþlerdi.
Bu þayialarýn yayýldýðýný ispatlayan bir delilimizin olup ol madýðý sorulabilir. Özellikle bu þayialarýn bizim ileri sürdüðü müz nedenlerden farklý nedenlerinin bulunduðu, bunlardan bi rinin de, müþriklerin Peygamber efendimizle birlikte secde et meleri meselesi olduðu söylenebilir. Peygamber efendimiz güya Lat ile Uzza´yý överken Necm süresindeki secde ayetini oku muþ, bu ayetin hitamýnda, müþrikler peygamberimizle birlikte secde etmiþler! Bu husus Buhari´nin Sahih´inde anlatýlmakta dýr.
Bu konuda tarihi bazý olaylarý nakletmek istiyoruz. Bu þa yia, sabit bir olayýn arkasýndan ortaya atýlmýþtýr. Necaþi, mu hacir mü´minleri alýp Mekke´ye geri getirmek ve onlarý tekrar tahakkümleri altýna alýp hürriyetlerini kýsýtlamak, dinlerinden döndürmek, Muhammed (sav)´in adamlarýný yoldan çýkarmak için Habeþistan´a giden iki elçiyi kovduktan sonra, bu þayialar ve tuhaf haberler Habeþistan´daki muhacirler arasýnda yayýl mýþtý. Zaman bakýmýndan birbirine bitiþik olduklarý için, akýl da bu iki durum arasýnda bazý mantiki baðlar kurmaktadýr.
Tarihçilerin anlattýklarýný kabul etmemiz, yani Peygamber efendimizin güya Lat, Uzza ve Menat´a secde etmiþ olduðuna inanmamýz mümkün deðildir. Bu rivayet hadis kitaplarýnda kayýtlý da olsa, buna inanmamýz imkansýzdýr. Bunun imkansýzlýðýný açýklayacaðýz. îbn Kesir´in "el-Bidaye ve´n-Nihaye" adlý eserinde, söz konusu þayianýn sebepleri þöyle anlatýlmaktadýr:
"Bu þayianýn þöyle bir sebebi vardý: Sahih´de ve diðer hadis kitaplarýnda sabit olduðuna göre, Resulullah (sav) efendimiz, bir gün müþriklerle bir arada bulunduðu sýrada Cenab-ý Allah kendisine þu ayet-i kerimeyi inzal buyurmuþtu:
"Ýnmekte olan yýldýza andolsun ki; arkadaþýnýz sapmadý, az madý." (Necm: 1-3)
Peygamber efendimiz bu ayet-i kerimeyi onlara okudu. Secde kýsmýna geldiðinde de secdeye vardý. Beraberin dekiler müslümanlar, müþrikler, cinler ve insler de secdeye ka pandýlar. Bunun nedeni, tefsircilerin þu ayet-i kerimeden bah sederken anlatmýþ olduklarý bir olaydýr:
"Senden önce gönderdiðimiz hiçbir elçi ve peygamber yoktur ki, bir þey arzuladýðý zaman, þeytan onun arzusuna vesvese ka rýþtýrmamýþ olsun.- Allah þeytanýn karýþtýrdýðýný giderir. Sonra Allah kendi ayetlerini tahkim eder. Allah bilendir, hikmet sahi bidir." (Hac: 52)
tþte bu ayet-i kerimenin tefsirini yapan müfessirler Garanik olayýný anlatýrlar. Biz bu olayý, her þeyi yerli yerine koymayý baþaramayan kimselerin akýllarýný karýþtýrmamak için burada anlatmak istemiyoruz. Yalnýz þunu belirtelim ki, bu olay Buha-ri´nin "Sahih"inde anlatýlmaktadýr. Þöyle ki:
"Ebu Ma´mer, îbn Abbas´ýn þöyle dediðini rivayet etmiþtir:
"Peygamber (sav) efendimiz Necm suresini ve o suredeki sec de ayetini okuyunca, secdeye kapandý. Beraberindeki müslü manlar, müþrikler, cinler ve ins de secdeye kapandýlar." Yalnýz bu rivayeti Buhari nakletmiþtir. Müslim´de yer almamaktadýr. Buhari, Abdullah bin Abbas´ýn þöyle dediðini rivayet eder:
"Peygamber (sav) Mekke´de iken Necm suresini okudu. Secde ayetine gelince, secdeye kapandý. Beraberindeki herkes de onun la birlikte secdeye kapandýlar. Ancak orada bulunan yaþlý bir adam yerden bir avuç çakýl veya toprak alýp alnýna sürdü ve "Benim için bu kadarý da yeter" dedi."
Bunu Müslim, Ebu Davud, Nesei rivayet etmiþlerdir. Ahmed bin Hanbel´in Müsned´inde de buna benzer bir rivayet mevcut tur.[1]
Bu hikayenin Peygamber efendimize karþý uydurulan bir if tira olduðunu düþünüyoruz. Çünkü:
1- Bu rivayetten anlaþýldýðýna göre Peygamber efendimiz: "Gördünüz mü o hat ve Uzza´yý ve üçüncü(leri olan) öteki (put) Menafi?" ayet-i kerimesini okurken þeytanýn tesiri ile þu ilave yi de yapmýþtý:
"Bunlar, ulu putlardýr ve þefaatleri umulur." Sonra sureyi tamamlamýþ ve okumasýný bitirip: "Þimdi siz bu sözden (bu Kur´an´dan) mý hayret ediyorsunuz? Ve gülüyorsunuz da aðla mýyorsunuz ve siz baþkaldýnyorsunuz. (Ey gafiller) Haydi Al lah´a secde edin ve (O´na) kulluk edin" ayetine geldiðinde sec deye kapanmýþ, beraberindekiler de onunla birlikte secdeye varmýþlardý.
Þüphesiz bu, batýl bir rivayettir ve yapýlmasý imkansýz þey lerden bahsetmektedir. Þeytanýn peygamber efendimize musal lat olmasý, Kur´an-ý Kerim´in nüzulüne ve vahyin iniþine müda halede bulunmasý mümkün deðildir. Bunu kabul etmek, Kur´an-ý Kerim hakkýnda da þüphe etmeyi gerektirir. Böyle bir þey söz konusu olsaydý, fasýklar da Kur´an-ý Kerim´in taðyir, tebdil ve ilavNlere maruz kaldýðýný ifade ederlerdi. Risaletin tebliðcisi olan Peygamber efendimizin -haþa- bunamýþ olduðu söylenirdi ki, bu gerçek dýþý bir þeydir.
2- Bu rivayetlerin hiç birisinin Peygamber efendimize ula þan saðlam bir senedi yoktur. Bunlarýn hepsi Mürsel haberdir ve iltifat edilmez.
3- Bu sözü söyleyenler, rivayeti þu ayet-i kerimenin tefsirine dayandýrmaktadýrlar:
"Senden önce gönderdiðimiz hiçbir resul ve nebi yoktur ki, bir þey arzuladýðý zaman þeytan onun arzusuna vesvese karýþ týrmamýþ olsun. Allah, þeytanýn karýþtýrdýðýný giderir. Sonra Allah, kendi ayetlerini saðlamlaþtýrýr. Alah bilendir, hikmet sa hibidir." (Hac: 52)
Tefsirciler bu ayet-i kerimenin tefsirini yaparlarken þöyle bir iddiada bulunurlar: Peygamber efendimiz Necm suresini okurken Lat, Menat ve Uzza´dan bahseden ayetlere geldiðinde, güya þeytan ona vesvese vermiþ ve o da bu tesire kapýlarak þöy le demiþti: "Bu putlar ulu putlardýr. Bunlarýn þefaatleri umu lur!" Tefsircilerin iddialarýna göre, sözde bu fazlalýk, daha son ra Kur´an-ý Kerim´den çýkarýlýp neshedilmiþtir. Çünkü bu fazla lýðý onun kalbine þeytan býrakmýþ ve muhkem ayetlerden olmuþtu". Fakat daha sonra neshedilince bu fazlalýk, Kur´an-ý Ke-rim´den çýkarýldý.
Bu, Kur´an-ý Kerim hakkýnda þüpheye kapýlan iftiracýlarýn sözleridir. Bunlar iftira edip Kur´an-ý Kerim´in arttýðýný veya eksildiðini söylerler. Bu görüþte olan kimseler ancak kafir lerdir. Kafirler böyle þeyleri söylerler. Çünkü bunlar, Kur´an-ý Kerim´in Allah katýndan gönderildiði þekliyle kýyamet gününe kadar muhafaza edileceði görüþünü kabul etmemektedirler. Halbuki Allahü Teala þöyle buyurmuþtur: "O zikri (Kur´an´ý) biz indirdik, biz. Onun koruyucusu da elbette biziz!" (Hicr 9)
Birisi çýkarak:
aSenden önce gönderdiðimiz hiçbir resul ve nebi yoktur ki, bir þey arzuladýðý zaman, þeytan onun arzusuna vesvese karýþ týrmamýþ olsun. Allah, þeytanýn karýþtýrdýðýný giderir. Sonra Allah, kendi ayetlerini saðlamlaþtýrýr" ayetinin nasýl tefsir edi leceðini sorabilir. Buna cevap olarak deriz ki: Temennide bu lunmak, insanýn kendi fýtrat ve yaratýlýþý gereði olarak arzu et tiði þeylerle ilgilidir. Peygamberin de temenni ve arzularý var dýr. Bunlarýn fýtratlarý, temenni ve arzudan soyutlanamaz. Bunlar bu hususta masum sayýlmazlar. Çünkü þeytan, onlarýn arzularý yönünden kendilerine yaklaþýr. Heveslerini süsleyip güzelleþtirir. Ancak Cenab-ý Allah, peygamberin kalbine ve arzusuna býrakýlan þeytani düþünceleri neshedip iptal eder. Nü büvvet ve hak risalet konusunda zahiri ve batini /yetlerini sað lamlaþtýrýr. Böylece peygamberlerinin kalpleri kötülüklerden uzak kalarak temizlenir.
Denebilir ki, Buhari´nin de îbn Esir´in de naklettiði rivayet ler hakkýnda nasýl bir tutum izlemeliyiz? Buna cevaben deriz ki: Bu anlatýlanlar, Allah ve Resulü hakkýnda imkansýz olan þeylerdir. Ravisi kim olursa olsun, bu gibi rivayetleri reddede riz. Peygamber efendimizin büyülenmiþ olduðunu söyleyebilir miyiz? Yahut da onun Kur´an´a þirk sayýlan bir þeyi ilave ettiði ni söyleyebilir miyiz? Her ne olursa olsun, bu ahad bir rivayet tir. Ahad haberlerle gelen hadisi inkar eden, ya da özel haberle ri reddeden kimseye "Tevbe et" dememek gerekir. Çünkü o "kafir olmamýþtýr" diyen Þafii´nin kuralýný tatbik ettiðimiz za man, iki durumla karþý karþýya gelmiþ oluruz:
1- Bu rivayetleri inkar ederiz. Böyle yapmakla da kafir ol mayýz.
2- Risalet ve Kur´an-ý Kerim hakkýnda ortaya þüphe atan þeyler söyleriz ki, bu durumda kafir oluruz (Allah korusun).
Þu halde dinimiz, Kur´anýmýz ve peygamberimizin masumi yeti hakkýnda ihtiyatlý þeyler söylemeliyiz. Peygamber efendi mize nisbet edilen bu haberleri ve bu haberlerin þahinliðini reddetmeliyiz. Kur´an-ý Kerim´e, Peygamber efendimize, hatta her þeyden önce Alahü Teala´ya iman etmeliyiz.
Sonuç olarak deriz ki: Mekke halkýnýn müslüman olduðuna dair haberlerin Habeþistan´da yayýlýþ sebebi, insanlarý dinleri konusunda fitneye düþüren ve onlarý Peygamber efendimizle Kur´an-ý Kerim hakkýnda þüpheye sevkeden bu gerçekdýþý riva yet deðildir.
Tarihi kronolojiyi ve tarihi hadiselerin birbirleriyle olan baðlantýsýný incelediðimiz zaman, Habeþistan´da yayýlan þayia nýn asýl sebebinin þu olduðunu görürüz: Mekkeliler, dinlerini korumak için Habeþistan´a hicret eden muhacirleri geri çevir mek ve onlarý elleriyle, dilleriyle yaptýklarý eziyetlere tekrar maruz býrakmak istemiþlerdi.
Resulüllah´in Sebatla Mücadelesini Sürdürmesi
Habeþistan´daki durum böyleyken, Peygamber efendimiz Mekke´de cihadýný sürdürüyor, yapýlanlara karþý sabýr ve sebat la direniyordu. Hz. Muhammed´i Kureyþliler´e teslim etmeyen; onlarýn eziyetlerine, saldýrýlarýna, hapislerine ve öldürme istek lerine karþý koruyan Haþim oðullarýnýn liderliðini Ebu Talib yapýyordu. O, Peygamber efendimizi himaye ediyor ve düþman larýnýn eline býrakmak istemiyordu. Eþi Hatice de ona yardým ediyor ve tesellide bulunuyordu. Kavminden gördüðü kaba muameleler dolayýsýyla evine üzüntülü olarak dönen Peygamber efendimizin, dýþarý çýkarken büyük bir azim ve mücadele gücü ne yeniden kavuþmuþ olarak çýktýðý görülüyordu. Ayaklarý da yere daha kuvvetli bir þekilde basýyordu. Hatice´den ve amcasý Ebu Talib´den fazlasýyla ülfet ve yakýnlýk, destek ve ünsiyet görmüþtü. Genab-ý Allah da ona nusret ve zaferini vermiþti.
Kureyþliler, Peygamber efendimize ve müslümanlara karþý eziyetlerini fazlalaþtýrmýþlardý. Çünkü iþgal ettikleri makamýn, yavaþ yavaþ ayaklarýnýn altýndan kaymakta olduðunu hisset miþler, bu sebeple müslümanlara ve Peygamber efendimize karþý inat ve þiddetlerini arttýrmýþlardý. Muhammed (sav)´in davetinin taraftar bulduðunu gördükçe daha da hýrçýnlaþýyor ve þiddetlerini arttýrýyorlardý. Özellikle güçlü bazý kimselerin yeni dine girmeleri onlarý çileden çýkarýyor, eza ve cefalarýný daha da arttýrýyordu.
Ynt: Aldatma Ya da Aldanma By: ceren Date: 14 Þubat 2021, 01:48:08
Esselamu aleyküm.rabbim razý olsun bilgilerden kardeþim ..