Efendimizin Hayatý
Pages: 1
Peygamberimiz (S.A.V)’ in Nesebi By: GizEmLi_yAzaR Date: 09 Aralýk 2007, 19:36:29
Hz. Muhammed (S.A.V.),   ALLAH-u Zülcelal'in sevgili kulu, yaratýlmýþ bütün insanlarýn, mahlukatýn her bakýmdan en üstünü, en güzeli ve en þereflisidir. ALLAH-u Zülcelal'in methettiði ve bütün insan ve cinlere Peygamber olarak seçip gönderdiði, son ve en üstün peygamberdir.

   Her peygamber, kendi zamanýnda, kendi mekanýnda, kendi kavminin hepsinden her bakýmdan en üstündür. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) ise, dünya yaratýldýðý günden, kýyamet kopuncaya kadar, her zamanda, her memlekette, gelmiþ ve gelecek bütün varlýklarýn her bakýmdan en üstünü, en faziletlisidir. Hiçbir kimse, hiçbir bakýmdan onun üstünde deðildir.

   ALLAH-u Zülcelal hiçbir þeyi yaratmadan önce, Peygamber Efendimizin mübarek nurunu yaratmýþtýr. Nitekim ashab-ý kiramdan Cabir bin Abdullah, bir gün: "Ya Resulallah! ALLAH-u Zülcelal'in her þeyden evvel yarattýðý þey nedir?" diye sorunca, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem þöyle buyurdu:
"Her þeyden evvel senin Peygamberinin, yani benim nurumu kendi nurundan yarattý. O zaman; levh, kalem, cennet, cehennem, melek, sema (gökler), arz (yeryüzü), güneþ, ay, insan ve cinler yoktu." (Kastalani, Mevahibu'l-Ledünniye)

    Hz. Ömer'den rivayet edilen bir hadis-i þerifte Hz. Peygamber (S.A.V.) þöyle buyurmuþtur: "Ne zaman ki Adem Peygamber hatasýný anlayýp: "Ya Rabbi! Eðer beni affetmemiþsen, Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in hakký için affýmý diliyorum." demiþti. ALLAH-u Zülcelal de ona hitaben: "Ey Adem! Ben, onu henüz yaratmadýðým halde, sen Muhammed'i nasýl tanýdýn?" buyurdu. O zaman Adem: "Ya Rabbi! Sen beni (kudret) elinle yarattýðýn ve bana ruh üflediðin zaman, baþýmý kaldýrdýðýmda  arþ-ý âlânýn direklerinde: "Lâ ilahe illallah, Muhammede'r-Resulallah" yazýlmýþ olduðunu gördüm. Zatýnýn ismine, ancak yaratýlmýþlarýn en üstünü ve en sevimlisini izafe  edeceðini bildim." dedi.

     ALLAH-u Zülcelal de ona þöyle buyurdu: "Doðru söyledin. Hakikaten o, bana yarattýklarýmýn en sevimlisidir. Benden, onun hürmetine istediðin için Bende seni affettim. Þayet Muhammed olmasaydý, seni yaratmazdým." (Beyhaki, Heysemi)

     Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in nuru, Adem aleyhisselam'ýn kalbi ve cesed-i þerifi yaratýlýnca, onun iki kaþý arasýna kondu. Adem aleyhisselam kendisine ruh verilince, alnýnda, zühre yýldýzý gibi parlayan bir nurun olduðunu fark etti.

     Adem aleyhisselam yaratýldýðýnda, ALLAH-u Zülcelal'in kendisine: "Ebu Muhammed!" yani Muhammed'in babasý diyerek hitap ettiðini ilham ile anladý ve: "Ey Rabbim! Bana niçin Ebu Muhammed künyesini verdin?" diye sual edince, ALLAH-u Zülcelal: "Ey Adem! Baþýný kaldýr!" buyurdu. Adem aleyhis-selam, baþýný kaldýrýp baktýðýnda, arþ-ý alada Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in nurdan yazýlmýþ Ahmed ismini gördü. O zaman: "Ey Rabbim! Bu kimdir?" diye sual etti. ALLAH-u Zülcelal de þöyle buyurdu:  "Bu, senin zürriyetinden bir peygamberdir. Onun ismi göklerde Ahmed, yerde ise Muhammed'dir. Eðer O olmasaydý, seni yaratmazdým. Yerleri ve gökleri de halk etmezdim." (Kastalani, Mevahibu'l-Ledünniye)

     Peygamberlerin babasý olarak anýlan Ýbrahim aleyhisselam'ýn Ýshak ve Ýsmail isminde iki oðlu vardý. O, oðlu Ýshak'ýn neslinden bir çok peygamberin geleceðini ALLAH-u Zülcelal'in ilhamýyla biliyordu. Ancak çok sevdiði Hacer'den dünyaya gelen oðlu Ýsmail'in neslinden peygamber gelip gelmeyeceði bilmiyordu. Bununla birlikte ahirzamanda bir büyük peygamberin gönderileceðini de biliyordu. Bu sebeple de, son peygamberin çok sevdiði oðlu Ýsmail'in neslinden gelmesini þiddetle arzu ediyordu.

    Yeryüz
ünün
i
lk ma'bedi Kâbe, uzun zamanýn geçmesiyle yýkýlmýþ, âdeta yerle bir olmuþtu. Ýbrahim aleyhisselam, bu mukaddes binanýn tekrar inþasý için ALLAH-u Zülcelal'den emir aldý ve oðlu Ýsmail'le birlikte derhal çalýþmaya koyuldu. Kabe'nin inþasý tamamlanca, baba oðul ellerini dergâh-ý Ýlâhîye açarak þöyle yalvardýlar: "Ey bizim Rabbimiz, bir de onlara içlerinden öyle bir peygamber gönder ki, onlara senin âyetlerini tilavet eylesin, kendilerine kitabý ve hikmeti öðretsin, içlerini ve dýþlarýný tertemiz yapýp onlarý pâk eylesin." (Bakara; 129)

    Ýþte, ALLAH-u Zülcelal, yapýlan bu samimi duayý cevapsýz býrakmadý ve Hz. Ýsmail'in neslinden peygamberlerin reisi Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve          sellem'i göndererek kabul etti. Hz. Ýsmail'in evlad ve torunlarý gittikçe çoðaldý ve Arap yarýmadasýnýn her tarafýna daðýldý. Ýçlerinden Adnanoðullarý, onlar içinden Mudaroðullarý ve onlar içinden de Kureyþ kabilesi diðerlerinden üstün ve farklý oldu. Kureyþ kabilesi içinde ise Haþimîler kolu hepsinden daha çok fazilet ve þeref buldu.

    Bütün kaynaklarýn ittifakla belirttikleri, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yirminci dedesine kadar uzanan neseb silsilesi þöyledir: "Abdullah, Abdülmuttalib (asýl ismi Þeybe), Haþim, Abd-i Menâf (Muðîre), Kusay, Kilab, Müne, Kâb, Lüeyy, Galib, Fihr, Malik, Nadr, Kinâne, Huzeyme, Müdrike (Amir), Ýlyas, Mudar, Nizar, Maad, Adnan."

    Ýþte, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in  büyük dedeleri bu zatlardý. Herbirinin zürriyeti çoðalmýþ ve herbiri pekçok cemaatlarýn reisi ve birçok kabile ve aþiretlerin dedesi ve babasý olmuþlardýr. Ancak, ne vakit birinin iki oðlu olsa veya bir kabile iki kola ayrýlsa, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem'in soyu en þerefli ve en hayýrlý olan tarafta bulunur ve her asýrda onun büyük dedesi kim ise, yüzünde parlayan müstesna nurdan bilinirdi. Neseb âlimlerince, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yirminci dedesi olan Adnan'ýn, Ýbrahim aleyhisselam'ýn neslinden olduðu ittifakla kabul edilmektedir. Adnan ile Ýbrahim aleyhisselam arasýnda uzun bir zaman mesafesi vardýr. Bir kýsým neseb âlimleri arada kýrk batýn (göbek) bulunduðunu belirtirler. Buna göre aradaki zaman biriminin ne kadar uzun olduðunu az çok tasavvur etmek mümkündür. Bu sebeple, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yirminci dedesi Adnan'dan, Ýbrâhim aleyhisselam'a kadar olan ikinci kademe neseb silsilesi, basamak basamak tesbit edilememiþtir.

    Abdülmuttalib Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in birinci kuþaktaki dedesidir. Doðuþtan ak saçlý olduðundan kendisine: "Þeybe" ismini vermiþlerdi. Abdülmuttalib onun lâkabýdýr. O daha çok bu lakabla þöhret bulmuþ ve anýlmýþtýr. Bu lakabý alýþýnýn hikayesi þöyle anlatýlýr: Þeybe küçüklüðünde Medine'de dayýlarýnýn yanýnda kalýyordu. Bir gün mahalle arkadaþlarý diðer çocuklarla Medine'de bir meydanda ok atýþý yapýyorlardý. Bütün çocuklar arasýnda, alnýnda parlayan Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e ait nur sebebiyle rahatlýkla farkediliyordu. Çocuklarýn bu yarýþmasýný seyretmek için büyüklerden bir kalabalýk da orada toplanmýþ bulunuyordu. Ok atma sýrasý Þeybe'ye gelmiþti. Okunu yayýna yerleþtirdi. Kendinden emin bir tavýrla yayýný gerdi. Bir an nefesini kesip yayýný salýverdi. Yaydan fýrlayan ok, hedefe tam isabet etmiþti. Herkes hayranlýk dolu bakýþlarla kendisine bakarken, o ise bu baþarýdan duyduðu sevinç ve heyecaný þu sözlerle dile getiriyordu: "Ben, Hâþim'in oðluyum.  Okum elbette hedefini bulur." Bu olayý izleyen büyükler Þeybe'nin bu övücü sözlerini duydular. Haris bin Abd-i Menâfoðullarýndan biri yanýna yaklaþtý ve sorup sual ederek onun Haþim'in oðlu olduðunu öðrendi. Mekke'ye dönüþünde bu adam, durumu amcasý Muttalib'e anlattý ve böylesine kabiliyetli ve zeki bir çocuðun yabancý ilde býrakýlmasýnýn doðru olmayacaðýný belirtti. Muttalib bu haber üzerine derhal Medine'ye vardý. Þeybe'yi alarak Mekke'ye getirdi. Muttalib terkisinde yeðeni Þeybe ile Mekke sokaklarýna girerken sordular: "Bu çocuk kim?" Göz deðmesinden korkan Muttalib'in aðzýndan: "Kölemdir." sözü çýktý. Evine gelince karýsý Hatice de kendisine ayný soruyu yöneltti. Yine cevabý: "Kölemdir." oldu. Ertesi günü amcasýnýn kendisine aldýðý güzel elbiselerle Mekke sokaklarýnda dolaþmaya baþlayýnca, herkes onun kim olduðunu merak etmeye ve sormaya baþladý. Bilenler: "Abdülmuttalib (Muttalib'in kölesi)" diye cevap veriyorlardý. Her ne kadar kim olduðu sonradan ortaya çýktýysa da, ismi, o günden sonra "Abdülmuttalib (Muttalib'in kölesi)" olarak kaldý. (Tabakat-ý Ýbn Sa'd)

     Abdulmuttalib'in hayatýnda yaptýðý en önemli iþlerden birisi; tahribata uðrayarak içi dolmuþ ve kaybolmuþ olan zemzem kuyusunun yerini tesbit ettirmesi ve tekrar kazdýrarak yeni baþtan tamir edip düzenlemesidir. Abdulmuttalib, on oðlunun gözü önünde büyüyüp genç yaþa ulaþtýklarýný gördüðü takdirde birini ALLAH yolunda kurban etmeyi adamýþtý. ALLAH-u Zülcelal onun bu isteðini yerine getirdi. Abdulmuttalip on oðlunu alarak Kabe'ye gitti. Her zaman Kabe de kalan bir kiþiye: "Oðullarým arasýnda kur'a çek, kime çýkacak görelim." dedi. Kur'a Abdullah'a çýktý. Onlarý yanýna alýp kurban yerine gitti. Abdullah'ýn kýzkardeþleri de beraberdiler. Aðlamaya baþladýlar ve: "Bunun karþý-lýðýnda on deve kurban et de bunu býrak!" dediler.  Baþka bir rivayette ise Kureyþin ileri gelenleri böyle demiþtir. Bunun üzerine Abdulmuttalib Kabe'deki adama: "Abdullah'la on deve arasýnda kur'a çek!" dedi.  Kur'a Abdullah'a çýktý. Bu sefer Abdulmuttalib on yerine yirmi deve koydu derken yükselte yükselte sýra yüz deveye geldi. Ancak yüz devede kur'a  develere çýktý. Abdulmuttalib develeri kurban etti ve Abdullah kurtuldu.

    Abdullah kurban edilmekten kurtulunca, Abdulmuttalib onu evlendirmeyi düþündü. Zühre kabilesinden Abdi Menaf'ýn  Amine isminde kýzý vardý.  O sýrada Amine amcasý Vehb'in yanýnda kalýyordu. Abdulmuttalib Vehb'in yanýna gitti ve Amine'yi oðlu Abdullah'a istedi. O da bunu kabul edince evlilik gerçekleþti.

    Hz. Abdullah Hz. Amine ile evlendikten kýsa bir müddet sonra gittiði ticaret kervanýndan dönerken yolda hastalandý. Medine'de dayýsý Beni Adiy bin Neccar'ýn yanýnda bir ay hasta kaldýktan sonra vefat etti. Abdullah vefat ettiði zaman Hz. Peygamber  sallallahu aleyhi ve sellem henüz anne karnýnda altý aylýktý. Abdullah miras olarak bir miktar deve, koyun ve Ümmü Eymen adýnda bir cariye býrakmýþtýr.

Kaynak: Ýslam Tarihi

: Peygamberimiz (S.A.V)’ in Nesebi By: ayten Date: 02 Mayýs 2009, 01:27:42

Peygamber Efendimizin (aleyhissalatü vesselam)
Hayat Kronolojisi





571
Rebiülevvel ayının 12′nci gecesi (20 Nisan) Efendimiz (sas) dünyayı şereflendirdi.


575
Süt annesi Halime Hatun,  Resulü’nü annesi Hz. Amine’ye teslim etti.


577
Efendimiz, Mekke ile Medine arasındaki Ebva Köyü’nde annesini kaybetti. Dedesi Abdülmuttalib Efendimizi himayesi altına aldı.


579
Abdülmuttalib ahirete göç etti. Efendimiz, amcası Ebu Talib’in yanında kalmaya başladı.


583
Amcası Ebu Talib’le ticaret maksadıyla Şam’a gitti. Burada Rahip Bahîra  Resulü’nün beklenen son peygamber olduğunu keşfetti.


590
Hilfu’l-Füdul (Faziletliler Antlaşması) cemiyetine iştirak etti.


591
Ticarete başladı.


596
İkinci kez ticaret maksadıyla Şam’a gitti. Üç ay sonra Hz. Hatice Validemiz’le evlendi. Hz. Hatice’den ikisi erkek, dördü kız olmak üzere sırasıyla, Kasım, Zeyneb, Rukiyye, Ümmü Gülsüm, Fâtıma ve Abdullah adlarında altı çocuğu oldu.


605
Kâbe’nin yeniden imarı esnasında kabileler arasında çıkan anlaşmazlığı giderdi.


610
Hira’da ilk vahiy tebliğ edildi. Kendisine peygamberlik görevi verildi.


613
Safa tepesine çıkıp ilk açık tebliğini yaptı. Yakın akrabalarına tebliğ için yemekler verdi. Müslümanlara işkence yapılmaya başlandı.


615
Habeşistan’a ilk hicret yapıldı. Mekke’deki şiddete hedef olmaktan kurtulup dinlerini daha iyi yaşayabilmek için dördü hanım, toplam on beş kişilik bir ekip yola koyuldu. Başlarında Efendimiz’in damadı Hz. Osman vardı. Aynı yıl, Hz. Hamza ile Hz. Ömer Müslüman oldu.


616
Habeşistan’a 2. hicret yapıldı. On sekizi hanım olmak üzere toplam yüz bir kişi Hz. Cafer İbn Ebi Talib önderliğinde Habeşistan’a gitti. O dönemde henüz Müslüman olmayan Amr İbn As’ın, Necaşi’yi Müslümanlara sahip çıkmama konusundaki ikna çabaları boşuna çıktı. Necaşi Müslüman muhacirlere ülkesinin kapılarını açtı.


617
Kureyş ileri gelenlerinden 40 kişi Ebû Cehil’in başkanlığında toplandılar. Müslümanlarla alış-veriş yapmamaya, kız alıp vermemeye, görüşüp buluşmamaya, ekonomik ve sosyal her türlü ilişkiyi kesmeye karar verdiler. Bu kararı bir ahidnâme şeklinde yazıp mühürlediler ve bir beze sararak Kâbe’nin içine astılar. Böylece Müslümanları canlarından bezdirip Hz. Peygamber’in kendilerine teslim edileceğini umdular. Karara aykırı hiçbir şey yapmayacaklarına dâir yemin ederek karar hükümlerini müsâmahasız uygulamaya başladılar. Bu şekilde Müslümanlara karşı üç yıl sürecek sosyal ve ekonomik boykot başladı.


619
Boykot sona erdi. Efendimiz’in oğlu Kasım, ardından diğer oğlu Abdullah vefat etti. Kısa bir süre sonra amcası Ebu Talib öldü. Ardından da Hz. Hatice validemiz irtihal etti.


620
 Resulü, Taif’e gitti. Orada kötü karşılandı.


621
İsra ve Miraç hadiseleri yaşandı. Aynı yıl birinci Akabe biatı gerçekleşti. Medineli 12 Müslüman  Resulü’ne biat etti. Akabe Tepesi’nde Hz. Peygamber (sas)’le görüşüp Müslüman olan altı kişi, hac mevsimi sonunda Medine’ye döndüler. Gördüklerini, yakınlarına ve dostlarına anlatarak, Medine’de Müslümanlığı yaymaya başladılar. Bir sene sonra, hac mevsiminde Hz. Peygamber (sas) ile görüşmek üzere Medine’den Mekke’ye 10′u Hazrec, 2’si Evs kabilesinden olmak üzere 12 Müslüman geldi. Başkanları Zürâre oğlu Es’ad’dı. Medine’li 12 Müslüman “’a şirk koşmayacaklarına, hırsızlık ve zinâ yapmayacaklarına, (kız) çocuklarını öldürmeyeceklerine, kimseye iftirâ etmeyeceklerine,  ve Peygamber’ine itâatten ayrılmayacaklarına” dâir Peygamberimiz’in elini tutarak bîat ettiler. Peygamberimiz, Medine’ye İslam’ı anlatması için Hz. Mus’ab b. Umeyr’i görevlendirdi.


622
İkinci Akabe Biatı yapıldı. Müslümanlar ve ardından da Efendimiz, Mekke’den Medine’ye hicret ettiler. Mescid-i Nebevi inşa edildi. İlk ezan okundu.


623
Kıble yönü Cenab-ı Hakk’ın emriyle Kudüs’ten Mescid-i Haram’a çevrildi.


624
Mekkeli müşriklerle Bedir Savaşı yapıldı. Aynı yıl Beni Kaynuka Yahudileri üzerine gidildi ve onlar, Medine’den çıkarıldı. Ramazan orucu farz kılındı. İlk bayram namazı kılındı. Zekat farz oldu.  Resulü’nün kızı Hz. Rukiyye vefat etti. Hz. Ali ile Hz. Fatıma evlendi. İlk kurban bayram namazı kılındı.


625
Uhud muharebesi yapıldı. Mekkeli müşrikler, Mekke dışındaki müşrik kabilelerden 2000 asker topladılar. Mekke’den katılanlarla, 700′ü zırhlı, 200′ü atlı olmak üzere, Ebû Süfyan’ın komutasında 3000 kişilik tam tekmil bir ordu ile Medine üzerine yürüdüler. Müslümanların karşısında savaş durumu alan müşrik ordusu, sayıca Müslümanların 4 katından daha fazlaydı. Üstelik bunlardan 700′ü zırhlı, 200′ü atlıydı. Müslümanların ise 100 zırhı ve sadece 2 atları vardı. Uhud Savaşı’nda üç safha yaşandı: İlk safhada Müslümanlar üstün geldiler, müşrikleri bozguna uğrattılar. İkinci safhada, kaçan müşrikleri kovalamayı bırakıp, kesin sonuç almadan ganimet toplamaya koyulmaları ve Efendimiz’in yerlerinden ayrılmamalarını emrettiği okçu birliğinin görevlerini terk etmeleri yüzünden, Müslümanlar 70 şehit vererek mağlup duruma düştüler. Üçüncü safhada ise, dağılmış olan Müslümanlar, Peygamberimiz’in etrafında toplanıp, karşı hücûma geçerek, düşman hücûmunu durdurdular.


627
Hendek Savaşı yapıldı. Düşman saldırısını kolayca önlemek maksadıyla Efendimiz’in Medine etrafında hendekler kazdırması sebebiyle, Hendek savaşı adını alan bu muharebenin bir diğer adı da Ahzab’dır. Savaş neticesinde müşrikler mağlup olarak geri çekilmek zorunda kalmışlardı. Artık onlar bundan sonra Müslümanlar üzerine yürüme cesaretini kendilerinde bulamayacaklardı. Beni Kurayza Yahudileri Peygamber Efendimiz’le olan anlaşmalarına göre Hendek savaşında Medine’yi Müslümanlarla beraber korumak zorundaydılar. Fakat bunu yapmadılar. Üstelik anlaşma hükümlerini hiçe sayarak harbin en nazik safhasında müşriklerle işbirliğine gittiler. Hendek sonra  Rasulü ordusuyla Beni Kurayza üzerine yürüdü ve bu tehlikeyi bertaraf etti.


628
Kabe ziyareti için yola çıkıldı. Mekke’ye elçi olarak Hz. Osman gönderildi. Hz. Osman’ın müşrikler tarafından şehit edildiği haberini alan Efendimiz, sahabilerinden müşriklerle çarpışma mevzuunda biat aldı. Bu biata Rıdvan biatı denir. Bu haberi alan müşrikler, Hz. Osman’ı serbest bıraktılar. Müşrikler Müslümanların Kâbe’yi ziyaret etmemeleri konusunda çok kararlıydılar. Bunun üzerine Efendimiz’e bir heyet gönderip anlaşma imzalamak istediler.  Rasulü, ilk bakışta Müslümanların aleyhinde gibi görünen ama daha sonra lehine dönen anlaşma maddelerini kabul etti. Bu şekilde Mekkeli müşriklerle Hudeybiye barışı imzalandı. Maddelerin detayı şöyleydi: Taraflar 10 yıl harp etmeyecekler. Müslümanlar bu yıl Mekke’ye girmeyecekler, gelecek sene Kâbe’ye gelebilecekler. Medine’deki Müslümanlardan Mekke’ye iltica edenler Müslümanlara iade edilmeyecek, fakat Mekke’den Medine’ye Müslüman dahi olsalar iltica edenler istendiği takdirde geri verilecek. Arap kabilelerinden isteyen Peygamberimiz’le, isteyen de Kureyş’le birleşmekte serbest olacak.


629
Dönemin hükümdarlarına İslam’a girmeleri için mektup gönderildi. Peygamber Efendimiz, İslam’a davet maksadıyla ashabından Dihyetü’l-Kelbi’yi Rum Kayseri Heraklius’a, Amr b. Ümeyye ed-Demri’yi Habeş Necaşi Ashame’ye, Abdullah b. Huzafe’yi İran Kisra’sı Hüsrev Perviz’e, Hatıb b. Ebi Beltaa’yı Mısır Firavun’u Mukavkıs’a, Salit b. Amr’ı Yemame valisi Hevze b. Ali’ye, Şuca’ b. Vehb’i Gassan Meliki Münzir b. Haris b. Ebi Şimr’e gönderdi. Aynı yıl Hayber savaşı yapıldı. Hayber’in fethi ile hemen hemen Arabistan’daki bütün Yahudiler İslam devletine tabi duruma gelmiş sayılıyordu. Ayrıca Bizans’la Mute muharebesi de bu yılda yapıldı.


630
Mekke fethedildi. Kâbe putlardan temizlendi. Mekke fethi ile Kureyş’in hemen hemen tamamı İslam’la şereflendi. Fetih, aynı zamanda civar kabileler, bilhassa Kureyşlilere taraftar bulunan kabileler üzerinde müspet tesirler bırakmış ve onların İslam ve Müslümanlara karşı gönüllerinde sevgi dolu sıcak bir alaka duymasına sebep olmuştu. Bununla birlikte gönülleri hâlâ bu sıcak ilgiden mahrum bulunan ve bu mahrumiyetten sıyrılmak arzusu taşımayanlar da vardı: Sakif ve Havazin kabileleri bunların başında yer alıyordu. Büyük bir ordu hazırladılar ve iki ordu Huneyn’de karşılaştı. Huneyn savaşında Müslümanlar galip geldi. Bizans üzerine Tebük seferi yapıldı. Bizans ordusu giriştikleri savaş hazırlıklarından cesaret edemedikleri için vazgeçtiler ve İslam ordusu karşısına çıkamadılar.


632
Efendimiz veda haccını yaptı. Rahatsızlandı ve ardından 8 Haziran’da vefat etti.



Ali Demirel, Zaman

Ynt: Peygamberimiz (S.A.V)’ in Nesebi By: Gökhan-7G Date: 21 Nisan 2011, 17:39:42
peygamber efendimiz ile ilgili güzel bilgiler var
Ynt: Peygamberimiz (S.A.V)’ in Nesebi By: mevlüdekalýnsaz Date: 29 Ocak 2014, 22:28:06
Verdiðiniz bilgiler için teþekkürler...Rabbim emeði geçen bütün kardeþlerimizden razý olsun inþallah...
Rabbim bizlere Efendimiz(s.a.v)in hayatýný en güzel þekilde öðrenip O'na hakkýyla ümmet olabilmeyi ve O'nun aydýnlýk yolundan gidebilmeyi nasip etsin...
Ynt: Peygamberimiz (S.A.V)’ in Nesebi By: yagmur_7-c Date: 29 Ocak 2014, 22:32:17
Aleyküm selam;

Peygamber Efendimizin (aleyhissalatü vesselam)
Hayat Kronolojisi


571
Rebiülevvel ayýnýn 12′nci gecesi (20 Nisan) Efendimiz (sas) dünyayý þereflendirdi.


575
Süt annesi Halime Hatun,  Resulü’nü annesi Hz. Amine’ye teslim etti.


577
Efendimiz, Mekke ile Medine arasýndaki Ebva Köyü’nde annesini kaybetti. Dedesi Abdülmuttalib Efendimizi himayesi altýna aldý.


579
Abdülmuttalib ahirete göç etti. Efendimiz, amcasý Ebu Talib’in yanýnda kalmaya baþladý.


583
Amcasý Ebu Talib’le ticaret maksadýyla Þam’a gitti. Burada Rahip Bahîra  Resulü’nün beklenen son peygamber olduðunu keþfetti.


590
Hilfu’l-Füdul (Faziletliler Antlaþmasý) cemiyetine iþtirak etti.


591
Ticarete baþladý.


596
Ýkinci kez ticaret maksadýyla Þam’a gitti. Üç ay sonra Hz. Hatice Validemiz’le evlendi. Hz. Hatice’den ikisi erkek, dördü kýz olmak üzere sýrasýyla, Kasým, Zeyneb, Rukiyye, Ümmü Gülsüm, Fâtýma ve Abdullah adlarýnda altý çocuðu oldu.


605
Kâbe’nin yeniden imarý esnasýnda kabileler arasýnda çýkan anlaþmazlýðý giderdi.


610
Hira’da ilk vahiy teblið edildi. Kendisine peygamberlik görevi verildi.


613
Safa tepesine çýkýp ilk açýk tebliðini yaptý. Yakýn akrabalarýna teblið için yemekler verdi. Müslümanlara iþkence yapýlmaya baþlandý.


615
Habeþistan’a ilk hicret yapýldý. Mekke’deki þiddete hedef olmaktan kurtulup dinlerini daha iyi yaþayabilmek için dördü haným, toplam on beþ kiþilik bir ekip yola koyuldu. Baþlarýnda Efendimiz’in damadý Hz. Osman vardý. Ayný yýl, Hz. Hamza ile Hz. Ömer Müslüman oldu.


616
Habeþistan’a 2. hicret yapýldý. On sekizi haným olmak üzere toplam yüz bir kiþi Hz. Cafer Ýbn Ebi Talib önderliðinde Habeþistan’a gitti. O dönemde henüz Müslüman olmayan Amr Ýbn As’ýn, Necaþi’yi Müslümanlara sahip çýkmama konusundaki ikna çabalarý boþuna çýktý. Necaþi Müslüman muhacirlere ülkesinin kapýlarýný açtý.


617
Kureyþ ileri gelenlerinden 40 kiþi Ebû Cehil’in baþkanlýðýnda toplandýlar. Müslümanlarla alýþ-veriþ yapmamaya, kýz alýp vermemeye, görüþüp buluþmamaya, ekonomik ve sosyal her türlü iliþkiyi kesmeye karar verdiler. Bu kararý bir ahidnâme þeklinde yazýp mühürlediler ve bir beze sararak Kâbe’nin içine astýlar. Böylece Müslümanlarý canlarýndan bezdirip Hz. Peygamber’in kendilerine teslim edileceðini umdular. Karara aykýrý hiçbir þey yapmayacaklarýna dâir yemin ederek karar hükümlerini müsâmahasýz uygulamaya baþladýlar. Bu þekilde Müslümanlara karþý üç yýl sürecek sosyal ve ekonomik boykot baþladý.


619
Boykot sona erdi. Efendimiz’in oðlu Kasým, ardýndan diðer oðlu Abdullah vefat etti. Kýsa bir süre sonra amcasý Ebu Talib öldü. Ardýndan da Hz. Hatice validemiz irtihal etti.


620
 Resulü, Taif’e gitti. Orada kötü karþýlandý.


621
Ýsra ve Miraç hadiseleri yaþandý. Ayný yýl birinci Akabe biatý gerçekleþti. Medineli 12 Müslüman  Resulü’ne biat etti. Akabe Tepesi’nde Hz. Peygamber (sas)’le görüþüp Müslüman olan altý kiþi, hac mevsimi sonunda Medine’ye döndüler. Gördüklerini, yakýnlarýna ve dostlarýna anlatarak, Medine’de Müslümanlýðý yaymaya baþladýlar. Bir sene sonra, hac mevsiminde Hz. Peygamber (sas) ile görüþmek üzere Medine’den Mekke’ye 10′u Hazrec, 2’si Evs kabilesinden olmak üzere 12 Müslüman geldi. Baþkanlarý Zürâre oðlu Es’ad’dý. Medine’li 12 Müslüman “’a þirk koþmayacaklarýna, hýrsýzlýk ve zinâ yapmayacaklarýna, (kýz) çocuklarýný öldürmeyeceklerine, kimseye iftirâ etmeyeceklerine,  ve Peygamber’ine itâatten ayrýlmayacaklarýna” dâir Peygamberimiz’in elini tutarak bîat ettiler. Peygamberimiz, Medine’ye Ýslam’ý anlatmasý için Hz. Mus’ab b. Umeyr’i görevlendirdi.


622
Ýkinci Akabe Biatý yapýldý. Müslümanlar ve ardýndan da Efendimiz, Mekke’den Medine’ye hicret ettiler. Mescid-i Nebevi inþa edildi. Ýlk ezan okundu.


623
Kýble yönü Cenab-ý Hakk’ýn emriyle Kudüs’ten Mescid-i Haram’a çevrildi.


624
Mekkeli müþriklerle Bedir Savaþý yapýldý. Ayný yýl Beni Kaynuka Yahudileri üzerine gidildi ve onlar, Medine’den çýkarýldý. Ramazan orucu farz kýlýndý. Ýlk bayram namazý kýlýndý. Zekat farz oldu.  Resulü’nün kýzý Hz. Rukiyye vefat etti. Hz. Ali ile Hz. Fatýma evlendi. Ýlk kurban bayram namazý kýlýndý.


625
Uhud muharebesi yapýldý. Mekkeli müþrikler, Mekke dýþýndaki müþrik kabilelerden 2000 asker topladýlar. Mekke’den katýlanlarla, 700′ü zýrhlý, 200′ü atlý olmak üzere, Ebû Süfyan’ýn komutasýnda 3000 kiþilik tam tekmil bir ordu ile Medine üzerine yürüdüler. Müslümanlarýn karþýsýnda savaþ durumu alan müþrik ordusu, sayýca Müslümanlarýn 4 katýndan daha fazlaydý. Üstelik bunlardan 700′ü zýrhlý, 200′ü atlýydý. Müslümanlarýn ise 100 zýrhý ve sadece 2 atlarý vardý. Uhud Savaþý’nda üç safha yaþandý: Ýlk safhada Müslümanlar üstün geldiler, müþrikleri bozguna uðrattýlar. Ýkinci safhada, kaçan müþrikleri kovalamayý býrakýp, kesin sonuç almadan ganimet toplamaya koyulmalarý ve Efendimiz’in yerlerinden ayrýlmamalarýný emrettiði okçu birliðinin görevlerini terk etmeleri yüzünden, Müslümanlar 70 þehit vererek maðlup duruma düþtüler. Üçüncü safhada ise, daðýlmýþ olan Müslümanlar, Peygamberimiz’in etrafýnda toplanýp, karþý hücûma geçerek, düþman hücûmunu durdurdular.


627
Hendek Savaþý yapýldý. Düþman saldýrýsýný kolayca önlemek maksadýyla Efendimiz’in Medine etrafýnda hendekler kazdýrmasý sebebiyle, Hendek savaþý adýný alan bu muharebenin bir diðer adý da Ahzab’dýr. Savaþ neticesinde müþrikler maðlup olarak geri çekilmek zorunda kalmýþlardý. Artýk onlar bundan sonra Müslümanlar üzerine yürüme cesaretini kendilerinde bulamayacaklardý. Beni Kurayza Yahudileri Peygamber Efendimiz’le olan anlaþmalarýna göre Hendek savaþýnda Medine’yi Müslümanlarla beraber korumak zorundaydýlar. Fakat bunu yapmadýlar. Üstelik anlaþma hükümlerini hiçe sayarak harbin en nazik safhasýnda müþriklerle iþbirliðine gittiler. Hendek sonra  Rasulü ordusuyla Beni Kurayza üzerine yürüdü ve bu tehlikeyi bertaraf etti.


628
Kabe ziyareti için yola çýkýldý. Mekke’ye elçi olarak Hz. Osman gönderildi. Hz. Osman’ýn müþrikler tarafýndan þehit edildiði haberini alan Efendimiz, sahabilerinden müþriklerle çarpýþma mevzuunda biat aldý. Bu biata Rýdvan biatý denir. Bu haberi alan müþrikler, Hz. Osman’ý serbest býraktýlar. Müþrikler Müslümanlarýn Kâbe’yi ziyaret etmemeleri konusunda çok kararlýydýlar. Bunun üzerine Efendimiz’e bir heyet gönderip anlaþma imzalamak istediler.  Rasulü, ilk bakýþta Müslümanlarýn aleyhinde gibi görünen ama daha sonra lehine dönen anlaþma maddelerini kabul etti. Bu þekilde Mekkeli müþriklerle Hudeybiye barýþý imzalandý. Maddelerin detayý þöyleydi: Taraflar 10 yýl harp etmeyecekler. Müslümanlar bu yýl Mekke’ye girmeyecekler, gelecek sene Kâbe’ye gelebilecekler. Medine’deki Müslümanlardan Mekke’ye iltica edenler Müslümanlara iade edilmeyecek, fakat Mekke’den Medine’ye Müslüman dahi olsalar iltica edenler istendiði takdirde geri verilecek. Arap kabilelerinden isteyen Peygamberimiz’le, isteyen de Kureyþ’le birleþmekte serbest olacak.


629
Dönemin hükümdarlarýna Ýslam’a girmeleri için mektup gönderildi. Peygamber Efendimiz, Ýslam’a davet maksadýyla ashabýndan Dihyetü’l-Kelbi’yi Rum Kayseri Heraklius’a, Amr b. Ümeyye ed-Demri’yi Habeþ Necaþi Ashame’ye, Abdullah b. Huzafe’yi Ýran Kisra’sý Hüsrev Perviz’e, Hatýb b. Ebi Beltaa’yý Mýsýr Firavun’u Mukavkýs’a, Salit b. Amr’ý Yemame valisi Hevze b. Ali’ye, Þuca’ b. Vehb’i Gassan Meliki Münzir b. Haris b. Ebi Þimr’e gönderdi. Ayný yýl Hayber savaþý yapýldý. Hayber’in fethi ile hemen hemen Arabistan’daki bütün Yahudiler Ýslam devletine tabi duruma gelmiþ sayýlýyordu. Ayrýca Bizans’la Mute muharebesi de bu yýlda yapýldý.


630
Mekke fethedildi. Kâbe putlardan temizlendi. Mekke fethi ile Kureyþ’in hemen hemen tamamý Ýslam’la þereflendi. Fetih, ayný zamanda civar kabileler, bilhassa Kureyþlilere taraftar bulunan kabileler üzerinde müspet tesirler býrakmýþ ve onlarýn Ýslam ve Müslümanlara karþý gönüllerinde sevgi dolu sýcak bir alaka duymasýna sebep olmuþtu. Bununla birlikte gönülleri hâlâ bu sýcak ilgiden mahrum bulunan ve bu mahrumiyetten sýyrýlmak arzusu taþýmayanlar da vardý: Sakif ve Havazin kabileleri bunlarýn baþýnda yer alýyordu. Büyük bir ordu hazýrladýlar ve iki ordu Huneyn’de karþýlaþtý. Huneyn savaþýnda Müslümanlar galip geldi. Bizans üzerine Tebük seferi yapýldý. Bizans ordusu giriþtikleri savaþ hazýrlýklarýndan cesaret edemedikleri için vazgeçtiler ve Ýslam ordusu karþýsýna çýkamadýlar.


632
Efendimiz veda haccýný yaptý. Rahatsýzlandý ve ardýndan 8 Haziran’da vefat etti.
[/tt]  :(  :( )

(salat ve selam olsun.)  ;) ;)
Ynt: Peygamberimiz (S.A.V)’ in Nesebi By: muammer 8-c Date: 07 Mart 2015, 13:12:41
peyganber efendimiz sav çok cesaretli biri idi . hiç birþeyden korkmamýþ ve karþýsýnda sabýrla beklemiþtir

Ynt: Peygamberimiz (S.A.V)’ in Nesebi By: ikranur 7d Date: 21 Mart 2015, 11:47:07
Peygamber efendimiz (S.A.V.) cesaretli biriymiþ. Hiç birþeyden korkmayan ve sabýrlý biriymiþ. 
Ynt: Peygamberimiz (S.A.V)’ in Nesebi By: Kaan8/B Date: 19 Nisan 2015, 19:27:41
Alýntý sahibi: Mevlüde üzerinde 29 Ocak 2014, 22:28:06
Verdiðiniz bilgiler için teþekkürler...Rabbim emeði geçen bütün kardeþlerimizden razý olsun inþAllah...
Rabbim bizlere Efendimiz(s.a.v)in hayatýný en güzel þekilde öðrenip O'na hakkýyla ümmet olabilmeyi ve O'nun aydýnlýk yolundan gidebilmeyi nasip etsin...
Alýntý sahibi: muammer 8-c üzerinde 07 Mart 2015, 13:12:41
peyganber efendimiz sav çok cesaretli biri idi . hiç birþeyden korkmamýþ ve karþýsýnda sabýrla beklemiþtir


Ynt: Peygamberimiz (S.A.V)’ in Nesebi By: [Muhammed] Date: 11 Haziran 2015, 14:24:10
Ve Alleykümselam Ve Rahmetullah Ve Berekatuh.Rabbim (c.c) efendiler efendisinin hayatýný en güzel þekilde idrak edebilmeyi ve onun hayatýný yaþayabilmeyi nasip eylesin bizlere ÝnþaAllah.
Ynt: Peygamberimiz (S.A.V)’ in Nesebi By: Bilal2009 Date: 10 Temmuz 2015, 16:38:31
Ve aleykümüsselam , Hz. Ýbrahim'in (a.s.) duasý samimiyet üzere kabul olundu. Hz. Adem'in (a.s.) duasý da. Samimiyet olursa iþlerde o iþler hakkýyla yerine getirilmiþ olur.
Ynt: Peygamberimiz (S.A.V)’ in Nesebi By: ceren Date: 10 Temmuz 2015, 17:18:57
Aleykümselam.Rabbim razý olsun paylaþýmdan kardeþim.Rabbim bizi peygamber efendimize layýk bir kul,onun  þefaatine nail olan kullardan eylesin inþallah...
Ynt: Peygamberimiz (S.A.V)’ in Nesebi By: HALACAHAN Date: 17 Mart 2017, 16:40:59
Insaallah efendimize layik ummet olir onun sefaatine nail olanlardan oluruz
Ynt: Peygamberimiz (S.A.V)’ in Nesebi By: ceren Date: 09 Þubat 2019, 15:46:42
Esselamu aleyküm. Binler salatu selam rahmet peygamber efendimizin üzerine olsun inþallah. Rabbim razý olsun paylaþýmdan kardeþim..

radyobeyan