Son Peygamber
Pages: 1
Evlenme By: cennetgulu Date: 12 Aralýk 2009, 17:24:16
Evlenme

Muhammed (sav) evlenme yaþýna varmýþtý, ama o diðer gençler gibi erken yaþlarda evlenmemiþ, aksine 25 yaþýna varýncaya ka dar evlenmeye yeltenmemiþ ya da evlenmeyi düþünmemiþti. Bu yaþtan önce evlenmeyi düþündüðü bilinmiyorsa, bunun sebebi onun iffetli ve kerem sahibi olmasýydý. Çocukluk ve gençlik döne minde þerefini lekeleyecek bir iþ yapmamýþtý. Henüz çocuk sayýla bilecek bir yaþta iken Rabbi onu düðün törenlerinden birine katý lýp eðlenmekten korumuþtu. Harama girmemiþti. Ýçinde haram bulunabilecek bir eðlenceye katýlmamýþtý. O gün Cenab-ý Allah, kendisini uykuya daldýrarak haram bir eðlence törenine katýlma sýný önleyerek O´nu korumuþtu. Uykuya dalmýþ, bütün bir geceyi uykuyla geçirmiþ ve ertesi sabah güneþ ýþýðý vücudunu ýsýttýðýnda uyanmýþtý.

25 yaþýndan sonraki hayatýnda da görüldüðü gibi, o önemsiz bir kiþi deðildi. Kadýnlardan uzak kalacak deðildi. Bir kadýnla evlen mek istediði takdirde bu isteði asla geri çevrilmezdi. Onda güçlü ve dürüst bir ahlak vardý. Bütün gönüller ona tutkundu. Görenle rin bakýþlarýný çekecek bir güzelliðe sahipti. Onun cemalini gören lerin boyunlarý kendisine doðru uzanýrdý. Bütün Kureyþ kabilesi onu sever, onu bir hýsým olarak aralarýna katmak isterdi.

Ailesinin geçimim saðlayamayacak kadar yoksul bir kimse miydi? Hayýr, o zengin de deðildi ama çocukluk dönemindeyken dahi iþ yapmayý ve çalýþmayý alýþkanlýk haline getirmiþti. Koyun otlattý. Sonra ticaretle uðraþtý. Her ne kadar ticareti sonucunda büyük bir gelir elde etmediyse de kendisine yetecek kadar azýk te min edebilmiþti. Þu halde evlenmeyi ne diye geciktirdi?

Bu sorunun cevabýný O´nun hayatýnýn baþlangýcýndan tutup, genç bir insan haline gelinceye kadar olan yaþantýsýnda aramalý yýz. O, bedeni þehveti ayýplamazdý. Ancak onun düþüncesinde ka dýnlara yer yoktu. Sadece kalbinin içi boþ olan kimseler, kadýnlar ve yiyeceklerle meþgul olurlar. Hayatýnýn hiç bir döneminde Mu-hammed (sav) kalbini boþ tutmamýþ, bedeni lezzetlerle meþgul ol mamýþ, nefsin þehvetlerine yönelmemiþti. Bu O´nun nefsi zaafîye-tinden deðil, bilakis nefsi kuvvetinden ve yüce himmetinden kay naklanýyordu. Yüksek ideallere, belirli amaçlara ve kuvvetli bir iradeye yönelirdi. Heva ve heveslerini gönlüne hakim kýlmazdý. Aksine bütün duygularým kendi iradesinin hakimiyeti altýna alýr dý. Ýlgisini çeken yegane þey, yüce amaçlardý. Her ne kadar güzel de olsa hiç bir kadýn onu cezbedememiþti. Bedenle ilgili bir amaç, yüreðini tümüyle doldurmamýþtý. Fakat yine de zatým mahrumi yete yöneltmemiþti. O, kendini mahrum etmeden manevi bir ha yat yaþýyordu. Nefsi, bedenin gam ve bedenlerinin aðýrlýðý altýnda ezilmemiþti. Ýstersen onun mükellefiyet hükümlerine tabi olup Allah´a isyan etmeyen bir melek olduðunu söyleyebilirsin. Çünkü o, Allah´a isyan etmemeyi arzuluyordu. O, yapamadýðýndan dola yý masiyetten uzak durmuyordu. Bilakis yapabildiði halde nefsini masiyetten uzak tutuyor ve kendini frenliyordu. Frenlediði için de fazilete sahip oldu. O, günah iþlemesi imkansýz olan melekler gibi deðildi. Bilakis günah iþlemesi mümkün olduðu halde kendi ni günahtan sakýndýrýyordu.



Hatice


Ne küçüklük döneminde, ne de gençliðinin baharýnda Muham-med (sav)´in evlilikten söz ettiði bilinmemektedir. Ancak evlilik hususunda dikkati çekildikten ve kendisi istenilen biri olduktan sonra evlilikten bahsetmiþtir. Evliliði talep eden bir insan olma­mýþ, ancak baþkalarý tarafýndan koca olarak istenmiþtir. Siyer ki taplarýnda onun, Kureyþin hanýmefendisi ile evlendiðine dair bahsedilen sözlerin bir kýsmýný aktaracaðýz. Kureyþ´in hanýme fendisi Hatice ile ticari ortaklýða baþlamýþ, sonra da hayatlarýný birleþtirmiþlerdi. Muhammed (sav), güvenirlik ve yüce ahlak ile tanýnmýþtý. Mekke toplumu gece ve gündüz toplantýlarýnda onun güvenilir bir insan olduðundan söz eder olmuþtu. O, Mekke içinde mali gücü oranýnda sýnýrlý bir çerçevede ticari teþebbüslerde bulu nuyordu. Fakat bu ticareti tabii ki kýsýtlý idi. Hatice´nin de çok miktarda malý vardý. Öyle ki, onun mallarýný taþýyan kervaný, Ku-reyþ´in tümünün mallarýný taþýyan kervaný kadar büyüktü. Mal larý, bütün Kureyþ kervanlarýnýn taþýdýklarý mallar kadar deðer liydi. Kavmi içinde þerefli ve aklý baþýnda bir kadýn idi. Güzelliðini ve gençliðini korumuþtu. Dul kalmýþtý. Daha önceleri iki evlilik yapmýþ olmasýna raðmen her iki kocasý da vefat etmiþti. Ticaretini kendi baþýna yapamýyordu. Çünkü ticaret, kadýnlarýn yapabilece ði bir iþ deðildi. Ticaret için seyahate çýkma, erkeklere özgü bir iþ ti. Çünkü o zamanlar ticari seferlere çýkmak, çok zordu. Abdullah bin Abbas´ýn da anlattýðý gibi sefere çýkmak, bir nevi azaptý. O þöy le buyurmuþtur: "Eðer ortada bir hadis mevcut olmasaydý sefer azaptan bir parça olmadýðý halde; azabýn, seferin bir parçasý ol duðunu söylerdim."

Þahsiyetinin kuvvetli olmasýna raðmen Hatice, bu iþleri kendi si yapamýyordu. Ticaret için, Þam´a gitmiyordu. Bu iþ için iki me-toddan birini uygulardý:

1- Kendi adýna vekil olarak ücretli insanlar tutardý. Bu ücretli kimseler, ticaret için seyahatte gösterdikleri gayret ve çaba ora nýnda Haticeden belli bir ücret alýrlardý. Bunlar, onun adýna alýþ veriþ yaparlardý. Ticaretten elde ettikleri kazanca karýþmaz, bu kazancý Hatice´ye olduðu gibi teslim ederlerdi. Ancak kazansalar da kazanmasalar da ondan belli bir ücreti alýrlardý. Ücretleri, gü venirliklerine, ya da çalýþmalarýna veya bu iki hususun her ikisi ne göre takdir edilirdi.

2- Þer´ri mudarebe yöntemi: Hatice bazý adamlar tutarak kendi malýný onlara teslim eder, onlar da bu mal ile ticaret yapar, karþý lýðýnda da ticaret neticesinde elde edilen kazancýn orantýlý bir his sesini; örneðin dörttebirini veya sekizdebirini veya altýdabirini alýrlardý. Malýn mülkiyeti yine Hatice´ye aitti.

Ticaret neticesinde zarar edilecek olursa bu zarar sadece Hati ce´ye ait olacaktý. Çünkü ticaret malý onun mülkiyetinde kalmak taydý. Bu akde, mudarebe yada kýrad akdi denilirdi. Þüphesiz ki iki yöntemde de tam bir emniyete ihtiyaç vardý. Hz. Hatice, kendi iþinde çalýþan iþçilerde güvenirlik arardý. Çünkü onlar, ticaret iþinde Hatice´ye vekalet edeceklerdi. Sefere gidiþ ve seferden dö nüþlerinde Hatice, yanlarýnda bulunmayacaktý. Bununla beraber kendisi adýna temsilci olacak birini de, bazan Meysere´yi, bazan baþkalarýný kafileyle birlikte sefere gönderirdi.

Muhammed (sav) sýnýrlý bir ticaretle uðraþýyordu. Onun güve nilir bir insan olduðu Hatice´ye söylenmiþti. Hatice, onun þerefli, iffetli, dürüst bir insan olduðunu öðrenmiþti. Bu nedenle Muham-med´e yöneldi. Muhammed, artýk onun bakýþ açýsý içine girmiþti. Öyle görüyor ki, Muhammed adý onun zihnine yerleþtikten sonra baþkasý ile iþ yapmaya razý olmadý. Çünkü güvenirlik, iffet, þeref, güzel ahlak, rezaletlere düþmekten uzaklýðý hususunda Araplar arasýnda Muhammed´in bir eþi yoktu.

Hz. Hatice ticaret kervanýnda kendisine vekil olacak birini seç meyi düþünürken Peygamber efendimizin amcasý Ebu Talibde, Hatice´nin ticaret kafilesinde vekili olarak çalýþmasý için Muham-med(sav)´i Hatice´ye arzetmeyi düþünüyordu. Maksadý, kendi ai lesindeki yoksulluðun aðýrlýðýný Muhammed´in üzerinden uzak laþtýrmaktý.

Öyle görülüyor ki Hz. Hatice ticaret yükünü taþýmaya ehil biri ni araþtýrýyordu. Bu iþi yaparken öte yandan isteklilerin biri gelip diðeri gidiyordu. Ebu Talib, güçlü ve güvenilir olan Muhammed (sav)´e , kendini bu iþ için Hatice´ye arzetmesini teklif etti. Ki, baþ kalarý kendisinden önce çabuk davranýp da iþi ele geçirmesinler. Ama Muhammed (sav), kendini arzetmeyi küçüklük sayýyordu. Zilleti ise onurlu kimseler kubullenemezler. Zillet, güvenilir kimselerin beðenmedikleri bir itham noktasýdýr. O, isteyen deðil, istenilen kimsenin onurunu elde etmek istiyordu.

Þimdi de amca Ebu Talib ile yeðen Muhammed arasýnda bu konuda geçen karþýlýklý konuþmayý aktaralým: Ebu Talib dedi ki: "Ey kardeþimin oðlu ben, malý olmayan bir adamým; zaman zor laþtý, kýtlýk seneleri bastýrdý. Ne malýmýz ne de ticaretimiz vardýr. iþte kavminin kervaný, neredeyse Þam´a gitmek üzere yola çýka cak. Huveylid kýzý Hatice, senin kavminden bazý adamlarý kendi malý île ticaret yapmalarý için bu kervanla birlikte gönderecek ki, bir takým faydalar saðlasýnlar. Eðer bu iþ için Hatice´nin yanýna gidecek olursan mutlaka seni baþkalarýna tercih eder. Çünkü se nin temiz ve iffetli bir insan olduðunu haber almýþtýr. Her ne ka dar Þam´a gitmeni istemiyorsam da, Yahudilerin sana kötülük yapmalarýndan korkuyorsam da bu iþe el atmaný zorunlu görüyo rum."

Muhammed-ül Emin (sav) dedi ki: "Belki de Hatice bu iþi için bana haber gönderir."

Ebu Talib dedi ki: "Korkarým ki senden baþkalarýný bu iþi için görevlendirir. "[1]

Bu karþýlýklý konuþmadan görüldüðü gibi peygamber efendi miz onur ve güvenilirliðini baþkalarýna arzetmiyor. Onur ve güve nilirlik bazan kabul görebileceði gibi, red edilebilir. Gerçek güve nilir kiþi, güvenilirlik ve þerefini ticaret metaý yapmaz. Aslýnda onurun kendisi, istenilen ve talep edilen bir þeydir. Güvenilirlik ise karekter ve seciyedir. Bu iki þey kazanç vesilesi edinilmez. Bunlarla amaçlanan þey kazanç olmamalýdýr. Aksine kazancýn kendisi onur ve güvenirlik için aranmalýdýr ki, güzel sonuçlar elde edilsin. Týpký güzel topraðýn ve olgun aðacýn ürün veriþi gibi.

Rivayete göre amca ile yeðen arasýndaki bu karþýlýklý konuþ mayý öðrenen Hz. Hatice, Muhammed (sav)´e haber göndermiþ ve yanýna çaðýrtmýþtýr. Hatice, onun doðruluk, dürüstlük ve güzel ahlakýndan haberdar idi. Fakat Muhammed´in bu iþe istekli oldu­ðunu bilmiyordu.

Zannedersem Hz. Hatice, bu iþi için Muhammed´i düþünüyor du. Onun isteðiyle Muhammed´in amcasýnýn isteði birleþmiþti. Amca ile yeðen arasýnda geçen karþýlýklý konuþmayý haber almýþ olsa da olmasa da kendisinin arzusu ile Ebu Talib´in arzusu ayný noktada birleþmiþti. Cenab-ý Allah, biri iþinin olmasýný murad ederse o iþin sebeplerini hazýrlar. Baþarý, ancak Allah´ýn verdiði muvaffakiyet sayesinde elde edilir.

Hatice, Muhammed (sav) ´e haber salarak yanýna çaðýrttý ve O´na þöyle dedi: "Senin doðru sözlü, son derece güvenilir ve güzel ahlak sahibi olduðunu duyduðum için sana haber saldým. Tica retimde çalýþtýðýn takdirde, sana kavmimdeki bir adama verilen ücretin iki mislini veririm"

Bu satýrlarýn arasýnda þu iþaretlere rastlýyoruz. Þöyle ki: Hati ce, kendi malýnýn ticaretini yapma hususunda Muhammed ile iþ birliði yapmaya arzulu idi. Zaten bu arzusundan dolayý baþkasýna verilen ücretin iki mislini Mahammed´e verdi. Ücreti niçin iki katýna çýkarmýþtýr? Kanaatimiz þudur: Hatice´nin anladýðýna göre iþveren, iþçiye daha fazla güvendiði takdirde ticareti daha fazla kârlý olur. Ve iþçi de iþverenin iþini daha bir tutku ile yapar. Belki de Hatice´nin O´na karþý gizli bir meyli vardý. Bu nedenle baþkasý na götermediði ilgiyi Muhammed´e gösterdi. Daha sonra cereyan edecek olan, ama kendisinin izhar etmediði bazý hayýrlarý gözledi. Muhammed (sav), Hatice´nin bu önerisini alýnca sevgili amcasý Ebu Talib´e koþtu. Kendisi ile Hatice arasýnda cereyan eden þeyle ri amcasýna anîattý. Çünkü Hatice, iþi Muhammed´e önermiþti. Bu haber üzerine Ebu Talib çok sevinmiþ ve Muhammed ´e þöyle de miþti: "Doðrusu bu, Allah´ýn sana göndermiþ olduðu bir rýzýktýr"



--------------------------------------------------------------------------------

[1] el-Munakaþa fi Þerh´il Mevahib´il-Ledunniye.

Ynt: Evlenme By: ceren Date: 27 Þubat 2021, 02:06:06
Esselamu aleyküm.rabbim razý olsun bizlere sunulan bu güzel bilgilerden kardeþim...
Ynt: Evlenme By: Bilal2009 Date: 27 Þubat 2021, 19:00:44
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri Peygamberimizi öðrenen ve örnek alan kullarýndan eylesin Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Evlenme By: Sevgi. Date: 01 Mart 2021, 00:09:00
Aleyküm selam. Rabbim bizleri Peygamberimizin yolundan ayýrmasýn inþaAllah

radyobeyan