Mektubat-ý Rabbani
Pages: 1
Birinci Mektup .. By: zehraveyn Date: 28 Kasým 2009, 02:36:10

MEVZUU :

a) Yüce Allah´ýn Zahir ismi ile münasebeti olan hallerin beyaný..

b) Tevhid babýnda has kýsmýn zuhuru beyaný..

c) Arþýn üstündeki derecelere yükselmenin beyaný..

d) Cennet derecelerinin aþikâr olmasý..

e) Özellikle bazý velilere ait mertebelerin meydana çýkmasý..

f) Molla Kasým Ali´nin hali ve diðer müridler..

NOT : ÝMAM-I RABBANÝ Hz. bu mektubu, þeyhi Muhammed Bakibillah´a yazmýþtýr, Ýmam-ý RABBANÝ Hz. nin þeyhi olan bu zatýn künyesi þöyledir: Kâmil þeyh, velayet derecelerine vâsýl, nihayeti bidayetine dere eden bu tarikatta yol gösteren Yüce Hakkýn hoþnut olduðu bu Ýslâm Dini uðruna güç sarfeden þeyhimiz Ýmamýmýz Muhammed Baki Billah Nakþibendî Ahrarî..

Yüce Allah, onun pek mukaddes sýrrýnýn kudsiyetini artýrsýn. Temennilerinin de üstündeki nimetlere erdirsin..

***
Bu bir arzuhaldir.. Yani; Mektup.. Kullarýn en küçüðü Ahmed´den, hal anlatýlan makamýn yüce katýna.. Mübarek emir icabý, kendisinden alýnan cesaretle çeþitli halleri anlatýlmaktadýr.

Þöyleki: Bu tarikat edeplerine dair iþlere devamým sýrasýnda, Yüce Allah´ýn ZÂHÝR ismine bir zuhur yeri olma þerefine erdim; hem de tam manasý ile, her þeyden ayrý bir manada.. O kadar ki: Bütün eþyada, tek tek bu tecelliyi gördüm, özellikle kadýnlarýn kisvesinde.. Hat-

ta ayrý ayrý her yanlarýnda.. Bu kadýnlar zümresine o kadar ram oldum ki: Anlatamam. Bu ram olma iþinde çaresiz bir duruma düþtüm.

Bu, öyle bir zuhurdur ki, yalnýz bu mahalde olmuþtur; bir baþka mahalde zuhura geldiði olmamýþtýr. Ne letaif hususiyetleri (insan duygularýnýn özellikleri) arasýnda, ne acaip muhassenatý (þaþýrtýcý iþlerin güzellikleri) meyanýnda gördüm. Zuhur yerlerinin hiç birinde, asla böyle zuhur olmamýþtýr.

Hâsýlý: Su gibi eridim; bu kadýnlarýn elinde eriyip aktým. Anlattýðým manada bir tecelli her yemekte ve içmekte, her giyim iþinde baþka baþka oluyordu. Lezzetli mükellef bir yemek sofrasýnda (veya yenen þeyin kendisinde) bulduðum lezzeti, baþkasýnda bulamadým. Bu deðiþiklikler, tatlý su ile tuzlu beyninde oluyordu: belki de her þeyde.. Her þeyin tadý, baþkalarýndan ayrý olarak, kendi deðiþik derecelerine göre kemal hususiyetleri arasýndaydý. O kadar ki: Bu tecellilerin özelliklerini yazý ile anlatmak mümkün deðildir.

Ancak, huzurunuzda bulunmuþ olsaydým, bunlarý belki dille anlatabilirdim. Halbuki ben, bu tecelliler esnasýnda (Resulüllah S.A. efendimizin son nefesinde dilediði) refik-ý âlâya müþtaktým; ondan baþka ele iltifat etmedim. O hale maðluptum; baþka yana iltifat gücünü kendimde bulamýyordum.

Bu arada þu durum bana malum oldu; Bu tecelli, tenzihe (sýrf varlýða) baðlý nisbete münafi deðildir. Çünkü, batýn bu nisbetle alâkalýdýr. Onun, zahire aslâ iltifatý yoktur. Bu tecelli ile teþerrüf eden zahirdir. Ki o: bu nisbetten yana boþtur; muattaldýr. Hak adýna yemin olsun; batýný söyle buldum: Göz, baþka yana kayma iptilâsýna uðramamýþtýr. O, bütün bilinenlerden ve zuhurlardan uzak durmuþtur. Ancak zahir, kesrete ve ikiliðe dönük olduðu için; bu tecelli saadetine ermiþtir.

Belli bir zamandan sonra, bu tecelli, gizli saklý yolu tuttu. Hayret ve cehalet nisbeti, olduðu gibi kaldý. O tecelliler, böylece; sanki, daha önce hiç gelmemiþ gibi oldular.

***

Üstte anlatýlan halin akabinde, has manada bir fena hali arýz oldu. Bu dahi, ilmî manada bir taayyün idi. Ama, taayyün avdetinden sonra zuhur edip anlatýlan fena halinde tükenen ilmî taayyün.. O zaman dahi, benlik (ENE) zannýndan yana hiç bir eser kalmadý..

Ýþbu anlatýlan zamanda, Ýslâmî yollar belli olmaya, görünmeye baþladý; zuhurda gizli þirkin yokluk alâmetleri belirdi. Bu alâmetler, amellerde kusuru ve ertelemeyi görmektir. Keza, niyetlere, bozuk hatýralara ve tehlikelere parmak basmaktýr.

Yine bu cümleden olmak üzere, kulluk ve izmihlal (benlik davasýnýn silinmesi) emareleri zuhura geldi..

Allah-ü Taâlâ, teveccühünüzün bereketi ile bizleri kulluk makamýnýn hakikatine ulaþtýrdý. Yine bu teveccühünüzün bereketi ile arþtan öteye yükselmeler çokça olmaktadýr.

***

Sonra..

Birinci mertebede bir yükselme oldu. Arþtan öte makamlara ulaþtým. Hali ile bu yükselme, mesafelerin dürülmesi sonucu meydana geldi. Huld cenneti ve altýndakiler müþahede edilir oldu. Tam bu anda hatýra geldi:

— Bazý Hak erenlerin makamýný göreyim..

Dedim.. O yana teveccüh edince, onlarýn makamlarýna göz iliþti. Görmek arzu ettiðim þahýslarý o yerde gördüm. Hem de: Mekân, mekânet, (yer, yerleþme) zevk ve þevk cihetinden deðiþik derecelerine göre.

** *

Sonra..

Ýkinci derecede bir yükselme oldu. Böylece: Büyük meþayýhýn keremli ehl-i beytin, insanlarýn mürþidi Hulefa-i Raþidin´in makamlarýndan baþka Resulüllah S.A. efendimizin has makamý; sair nebilerin, þanlý resullerin deðiþik makamlarý, mele-i âlâ arþýn fevkinde görüldü..

Bu arada, bir baþka yükselme oldu. Ama arþýn üstünde bir yükselme idi. Yer merkezinden arþa varan mesafe mikdarý veya az kýsa. Hazret-i Hace Bahaeddin Nakþibend´in makamýnda nihayet buldu. Allah sýrrýný takdis eylesin.

Bu son gördüðüm makamýn ötesinde veya az ilerisinde sayýlý bazý meþayih vardý. Meselâ: Þeyh Maruf-u Kerhî, Þeyh Ebu Said Harraz.. Kalan meþayihten bazýlarýnýn makamý onun altýnda; bazýlarýnýn makamý da onunla birdi.

Makamlarý altta olanlardan, þunlar vardý: Þeyh Alâüddevle Simnanî ve Þeyh Necmedin-i Kübra..

Üst makamda olanlar ise þunlardý: Ehl-i Beyt imamlarý..

Daha yukarýda Hulefa-i Raþidin´in makamlarý vardý. Allah onlardan razý olsun..

Sair peygamberlerin makamlarý, Resulüllah S.A. efendimize has makamýn bir yanýnda; ulvî meleklere ait makam ise., diðer yanýnda idi..

Resulüllah S.A. efendimize has makamýn, bütün makamlara nisbetle bir üstünlüðü ve asaleti vardý. Allah-ü Taâlâ ona salât ve selâm eylesin.

iþlerin hakikatlerini en iyi bilen Yüce Allah tüm noksan sýfatlardan münezzehtir.

***

Allah´ýn inayeti ile, her istediðimde manevî yükselme olmaktadýr. Bazý vakitlerdeyse.. istemeden d.e oluyor.. Bu yükselme hallerinde, anlatýlan iþlerden baþka þeyler de müþahede edilir. Bazý yükselmelerdeyse.. deðiþik izlenimler meydana gelir; onlardan pek çoðu da unutuluyor..

Her ne zaman bazý halleri yazmayý murad etsem; anlatýlacaðý anda hatýra gelmiyor; böyle bir þey müyesser olmuyor.. Onlar arasýnda öyle þeyler var ki, görünüþte küçük gibi; ama onun için istiðfar edilmesi gerekli.. Yazmak þöyle dursun.. Onlardan bazýlarý, bu imlâ esnasýnda hatýrdaydý; ama yazacaðým zaman, aklýmda kalmadý.. Esasen, bu yazýlanlardan fazlasýný yazmak da edep dýþýdýr.

***

Molla Kasým Ali´nin hali pek güzel.. Kendisine istihlâk ve istiðrak (manevî hal) aðýr bastý. Tüm cezbe makamlarým geçti; onlarýn üstü makama kadem bastý.

Önceleri, sýfatlarý asla baðlý görüyordu. Þimdi ise., o sýfatlarý kendi varlýklarý ile, kendisinden uzak görmektedir. Kendi nefsini de "tam manasý ile boþ görmektedir. O kadar ki: Sýfatlarýn kaim durduðu nuru dahi, kendisine aralýklý görmektedir. Kendisini de, o nurun bir yanýnda buluyor. Diðer (müridlerin) halleri de, gün gün terakkide devamlýdýr. Aziz Allah´ýn izni ile, bunlarý tafsilâtý ile diðer mektuplarda anlatýrým.

 


Mektubat-ý Rabbani
Ynt: Birinci Mektup .. By: hafizvuslat Date: 28 Kasým 2009, 11:21:32

Bu mukemmel eserleri bizlerle paylastigin icin,Rabbim canim kardesimden iki Cihanda razi olsun.
Okuyup idrak edebilme kabiliyetine mazhar olmamiz dilegiyle...

+rep
Sevgi ve Dua ile...

Ynt: Birinci Mektup .. By: Mevlüde Date: 31 Temmuz 2016, 10:59:39
Cok faydali ederler.Allah razi olsun.Rabbim kavrayis gucumuzu ziyadelestirsin insallah.

radyobeyan