O’nun Sevdiklerini Sevmek.. By: ezzehraveyn Date: 21 Kasým 2009, 14:43:08
Veli, Allahu Tealâ’nýn dostu demektir. Bir müminin, ‘Ben Allah’ýn dostlarýný sevmiyorum.’ demesi mümkün deðildir. Derse küfre düþer. Velileri ölçüsüz yücelten ise þirke girer. Böylece, birisi inkâr etmekle, diðeri de aþýrýya gitmekle tehlikeye düþer. Demek ki, doðrudan imanýmýzý ilgilendiren bu konuda ölçüyü bilmemiz gerekiyor.
Hiç þüphesiz, mutlak sevgiye layýk olan Allahu Tealâ’dýr. Sevgiyi ve sevdiklerimizi yaratan O’dur. Sevgi, Allahu Tealâ’nýn bir sýrrý ve insanlýða en güzel hediyesidir. Onu Allah için yerinde kullanmak gerekir.
Bir þahsý veya bir þeyi Allah’ý sever gibi sevmekle, Allah için sevmek arasýnda fark vardýr. Allah için sevmek, Allahu Tealâ’nýn: “Bu benim sevdiðimdir; onu siz de seviniz.” dediði þeyleri ve þahýslarý Allah’ýn rýzasýna ulaþmak için sevmektir.
Allah sevgisini tatmanýn ve ispat etmenin tek yolu Yüce Allah’ýn sevdiklerini sevmektir. Herkes kalbindeki Allah sevgisini kendisi ölçebilir. Bunun yolu, Allahu Tealâ’nýn sevdiði þeyleri ne kadar sevdiðimize ve onlara ne derece deðer verdiðimize bakmaktýr. Mesela Allah’ýn sevgilisi Hz. Peygamber (A.S.), kendisini anne-baba, evlat ve bütün insanlardan daha fazla sevmeyen müminin gerçek imana ve Allah’ýn dostluðuna ulaþamayacýðýný belirtmiþtir. (Buharî, Müslim)
Allah için sevilecek kimselerin baþýnda, peygamberlerden sonra Ashab-ý Kiram gelir. Sonra kâmil mürþidler ve diðer bütün müminler gelir.
Her devirde Allah için sevilmeye layýk, canýný ve malýný Allah yoluna adamýþ öyle kâmil veliler bulunur ki, onlar ilahi aþk için bir merkez durumundadýr. Allahu Tealâ yeryüzünde en büyük sermaye olan ilahi aþký onlarýn kalbine emanet etmiþtir. Ýlahi aþk ve edeb onlarýn her þeyine yansýmýþtýr. Onlar Allah’ýn boyasý ile boyanmýþtýr. Onlarýn kalbine baðlanan kalpler, nasip, niyet, samimiyet ve kabiliyetlerine göre o aþktan nasiplenirler. Bu sevgi kalbi saflaþtýrýr, insaný olgunlaþtýrýr.
Onlar öyle bir topluluk ki…
Allah dostlarý, yeryüzünde Allahu Tealâ’nýn en canlý þahididir. Her þeyleri ile O’nu tanýtýr, O’nu hatýrlatýrlar. Onlarýn yüzüne bakanlar Allah’ý zikreder. Haline uyanlar tevbeye sarýlýr, takvaya ulaþýrlar. Meclislerine katýlanlar, günahlardan arýnmýþ olarak kalkarlar. Allah Rasulü (A.S.) buyurur ki:
“Yeryüzünde zikir meclislerini dolaþan ve onlarýn amelini göðe çýkaran meleklere Allahu Tealâ, onlarýn halini sorduktan sonra:
‘Sizleri þahit tutarak söylüyorum, ben onlarýn hepsini affettim’ buyurur. Bunun üzerine içlerinden bir melek
‘Ya Rabbi, onlarýn içinde bir kimse var ki onlar gibi zikir ehli deðildir. Onlarýn arasýna zikir için deðil, bir ihtiyacý için gelmiþtir, onu da mý affettin?’ deyince Allahu Tealâ:
‘Onlar öyle bir topluluktur ki onlarla oturan âsi olmaz, onu da affettim’ buyurur.” (Buhari, Müslim)
Üstad Bediüzzaman (Rh.A)’in belirttiði gibi, Allah dostlarýna ve onlarýn baðlý olduðu silsileye azýcýk muhabbet eden bir kimse, bu muhabbetin bereketi ile imanýný kurtarýr. Günaha girse bile küfre girmez. Yüzüne baktýðý, elinden tuttuðu velinin muhabbeti, ona Allah’ý inkâr ettirmez. Bu da ona yeter.
Samimiyet… hepsi bu!
Allah için olan sevgi samimiyet ister. Samimi olan kimse, sevdiðini razý etmeye gayret eder. Allahu Tealâ’nýn bütün müjdeleri ihlâs ve samimiyete baðlýdýr. Kudsi hadiste yüce Rabbimiz:
“Benim rýzam için birbirlerini sevenler nerede? Hiçbir gölgenin bulunmadýðý bu mahþer gününde onlarý kendi rahmet gölgemde gölgelendireceðim.” (Müslim) buyurarak bu büyük iltifatý ihlasa baðlamýþtýr.
Ayrýca bu sevgiye sevinmek ve onu korumak gerekir. Büyük arif Ýmam-ý Rabbani (K.S.) bu sevginin kýymetini þöyle belirtir: “Allah dostlarýný sevmeyi en büyük nimetlerden birisi saymalýdýr. Cenab-ý Hak’tan bu sevgide samimiyet ve istikamet üzere olmayý istemelidir. Bu büyüklere baðlýlýk sebebiyle hasýl olan az þey de çok kabul edilmelidir. Zira o az deðildir.” (Mektubat)
Büyük veli Ýmam Þa’ranî (K.S.)’yi dinleyelim: “Allahu Tealâ bir müridin kalbini kâmil bir mürþidde topladýktan sonra, artýk onun dünyada hiçbir þeye iltifat etmemesi gerekir. Çünkü dünya ve ahirette ona ne nasib edilmiþse iþte önündedir; nasibini almaya baksýn. Mürþidim Ali b. Vefâ (K.S.) derdi ki: Eðer hakiki bir mürþid bulursan, kendi hakikatýný bulursun. Hakikatýný bulduðunda da Allahu Tealâ’yý bulursun. Allah’ý bulunca her þeyi bulmuþ olursun. Bütün mesele, böyle bir mürþidi bulmaktýr. Bunu iyi anla ve öyle birisini bulunca onu bir ganimet bil.” (Envaru’l-Kudsiyye)
Bu ganimet dünya servetlerine benzemez. Allah için yapýlan dostluklar zayi olmaz, ölümle son bulmaz. Kýyamette geçerli tek sermaye, Allah için olan iþler, sevgiler ve sevgililerdir. Yüce Rabbimiz, bütün sevenlere þu uyarýyý yapmýþtýr: “O gün (Allah için birbirini seven) muttakîlerin dýþýnda bütün dostlar birbirinin azýlý düþmaný olur.” (Zuhruf/67).
Öyleyse yarýn düþmanlýða dönüþmeyen dostluðun peþine düþmelidir. Allah dostlarýyla ömrünü geçirenler asla piþman olmayacak ve bu dostluk ölümle son bulmayacaktýr. Hz. Peygamber (A.S.)’ýn: “Kiþi sevdikleri ile beraberdir” (Buharî, Müslim) hadisi, ahirette mutlaka gerçekleþecektir.
Ancak bu hadiste sevenlere bir müjde olduðu kadar, bir tavsiye ve bir uyarý da vardýr. Müjdeyi Ebû Zer el-Gýfarî (R.A.) anlatýyor: “Hz. Peygamber’e:
‘Yâ Rasulallah! Hayýrlý bir topluluðu sevdiði halde, onlar gibi amel etmeye güç yetiremeyen kimse hakkýnda ne buyurursunuz?’ diye sordum. Rasulullah Efendimiz (A.S.):
‘Ey Ebû Zer! Sen sevdiklerinle beraber olacaksýn.’ buyurdu. Ben de:
‘Þüphesiz ben Allah ve Rasulünü seviyorum’ dedim. Efendimiz (A.S.):
‘Muhakkak ki sen, sevdiklerinle berabersin’ buyurdu.” (Buharî, Darimî)
Allah dostlarýný samimi olarak seven fakat onlar gibi güzel amel edemeyip hasretini çeken kimseye iþte bu müjde yeter.
Evliyayý seven eþkiyalýk yapmasýn
Hadisten çýkan tavsiye de þudur: Kimi seviyorsan onunla ayný yolda, ayný halde, ayný ahlâkta ol; sevgin dilde kalmasýn, sevginde yalancý olma, sevdiðinin hallerine yabancý kalma. Allah dostlarýný seviyorsan onlara benze, onlarýn yaptýðý güzel amellerden sen de yap, onlar gibi zikir ehli ve halka karþý merhametli ol! Evliyayý seven, eþkiyalýk yapmasýn!
Hadisteki gizli uyarý da þudur: Herkes kalbindeki asýl sevgi ve niyet ile deðerlendirilir. Söze deðil kalbe bakýlýr. Allah’ý ve O’nun dostlarýný seviyorsanýz, bunu itaat ve edeb ile ispat edin. Kalbe kötü arzu ve sevgiler hakimse, sözle seviyorum demek birþey ifade etmez. Yahudi ve Hýristiyanlar: “Biz Allah’ýn oðullarý ve dostlarýyýz!” dediklerinde, Allahu Tealâ: “Öyleyse günahlarýnýz yüzünden Allah size niçin azap ediyor?” (Maide/18) buyurarak, halleri ve yollarý yanlýþ olduðu için sevgilerinin yalan olduðunu belirtmiþtir.
Ölçü: her zaman, her yerde…
Bir kimsenin Allah için sevilmesi için keþif-keramet sahibi olmasý þart deðildir. Onun ihlas, edeb ve istikamet sahibi olmasý yeterlidir. Allahu Tealâ kimseyi etine-kemiðine, süsüne-lüksüne, nesebine-milletine, rengine-cinsine bakarak sevmez. O ancak, iman, irfan, aþk ve edeb sahibi müttaki kullarýný sever. Her cinsten, her kesimden ve her milletten Allah’ýn dostlarý bulunur. Ýrþadla görevli olanlarýn dýþýndaki velilerin çoðu gizlidir. Bunun için herkese karþý edebli davranmaya dikkat etmelidir.
Allah için sevilen bir velinin irþadý ne kadar büyük olursa olsun, hiçbir veli hiçbir peygamberden üstün deðildir. Fazilet olarak bütün veliler Ashab-ý Kiram’dan sonra gelir. Ýlim, irþad ve edebiyle sevilen bir velinin hangi makamda olduðunu bilmek, kimseye þart ve lazým deðildir.
Bir insan mürþidini kendi terbiyesi için en yetkili ve rehber olarak görmelidir. Fakat taassuba düþüp, “benim mürþidimden baþka yeryüzünde mürþid bulunmaz” dememelidir.
Bütün veliler ve mürþidler birbirlerinin kardeþleridir. Öyleyse, Allah için hepsinin sevilmesi ve hayýrla anýlmasý gerekir. Dengesiz bir sevgi sarhoþluðu ile mürþidimi öveceðim ve herkese sevdireceðim diye baþka mürþidleri küçümsemek, arkalarýndan çekiþtirmek ve edeb dýþý davranýþlara girmek kesinlikle doðru deðildir.
Gerçek veliler, talebelerinden kendileri için övgü deðil, Allah için edeb beklerler. Bir arifin belirtiði gibi; “Gerçek mürid, mürþidi ile övünen kimse deðildir. Asýl mürid, mürþidinin onunla övündüðü kimsedir.”
Kâmil mürþidler, dini ve büyükleri kullanarak dünyalýk kazanmaya çalýþan kimselerden de nefret ederler. Neye muhtaç olduðumuzu ve kimden ne istediðimiz iyi bilmeliyiz. Allahu Tealâ, Yüce Rasulüne: “Habibim! Benden ne istersen iste?” buyurunca, Efendimiz (A.S.): “Allahým senden sevgini, seni sevenlerin sevgisini, beni senin sevgine ulaþtýracak amellerin sevgisini istiyorum” dileðinde bulunmuþtur. (Tirmizî, Ahmed)
Allah için sevenlerin gözü aydýn olsun.
Dilaver SELVÝ
Ynt: O’nun Sevdiklerini Sevmek.. By: hafizvuslat Date: 21 Kasým 2009, 15:19:19
Allah cc razi oslun kardesim.
Bir murside baglanmak,muritligi hakkiyla yerine getirme cabalari gostermek ve Allah icin birbirimizi sevmek,sevebilmek...
Insallah birgun bizlere bu guzel hasletleri yerine getirmek nasip olur...
+rep
Sevgi ve Dua ile...
radyobeyan