Oruç Ýlmihali - B
Pages: 1
Keffaretin Mahiyeti ve Nevileri By: haber Date: 11 Kasým 2009, 16:39:49
KEFFARETÝN MAHÝYETÝ VE NEVÝLERÝ

  167-
Keffaret, lûgat deyiminde gidermek ve örtmek manasýndadýr. ALLAH, bazý kusurlarý ve günahlarý birtakým vesilelerle baðýþlayýp örttüðünden bu vesilelerden her birine "Keffaret" denilmiþtir. Bunun çoðulu "Keffarât"dýr. Günahlarý affetmeðe de 'Tekfir-i Zünûb" denilir.


  168- Keffaretler, "Keffaret-i Savm = Oruç Keffareti". "Keffaret-i zihar= zevceyi haram kýlma keffareti" Keffaret-i halk = ihramda týraþ olmanýn keffareti". "Keffaret-i katil = hataen adam öldürme keffareti" ve "Yemin keffareti" diye baþlýca beþ kýsýmdýr. Bu keffaretler, yasak olan þeylerden insanlarý alýkor ve engeller. Yapýlan bir günaha, verilen bir ceza yerinde bulunur. Ayný zamanda bir ibadet manasýnda bulunduðundan günahlarýn baðýþlanmasýna bir vesile olur. Bunlarý sýrasýyla açýklýyoruz:


  Oruç Keffareti


  169- Oruç keffareti, Ramazanda bir özür bulunmaksýzýn belli þartlar içinde orucunu bozan bir mükellefin, müslüman veya gayr-i müslim bir köle veya cariye azad etmesidir. Buna gücü yetmiyorsa, arka arkaya kesinti yapmaksýzýn iki ay oruç tutar. Buna da gücü yetmezse altmýþ fakire (sabah akþam) yemek yedirir.
  Oruç keffareti böyle yemek yedirmekle olabileceði gibi, yiyeceði aynen verip temlik etmekle de olur.
  (Oruç keffaretinde böyle sýrayý gözetmek hem Hanefîlerce, hem de Þafiîlerce gereklidir. Malikîlerde sýra gözetmek yoktur, insan dilerse köle azad ederek, dilerse oruç tutarak ve dilerse yemek yedirerek bunu yapar.)


  170- Yemek, aç olan büluða ermiþ veya yaklaþmýþ altmýþ fakiri sabah akþam doyuracak kadar yedirmektir. Bu yedirilecek yemek yalnýz buðday ekmeði de olabilir, buðday ekmeði yanýnda katýk mecburiyeti yoktur. Fakat katýksýz arpa ekmeði yeterli deðildir.


  171- Eðer yüz yirmi fakire yalnýz bir vakit yemek yedirilse, bu ancak altmýþ fakire yedirilmiþ sayýlýr. Bunlardan altmýþ fakire tekrar sabah veya akþam yemek yedirmek gerekir. Böyle altmýþ fakire bir defa yemek yedirildikten sonra daðýlýp gitseler, ya gelip hazýr olmalarýný beklemeli, ya da tekrar altmýþ fakiri sabah-akþam doyurmalýdýr.


  172- Oruç keffaretinin eþya verilip temlik yolu ile yapýlmasýna gelince, altmýþ fakirden her birine beþ yüz yirmi dirhem (yarým sa') buðday veya bin kýrk dirhem (bir sa') arpa veya hurma veya kuru üzüm verilir. Bu, tam bir fitre sadakasý mikdarýdýr. Bunlarýn kýymetini vermek de caizdir.


  173- Oruç keffaretinde bir fakire altmýþ gün sabah-akþam yahut yüz yirmi sabah veya yüz yirmi akþam yemek yedirmek de yeterlidir.
  Yine, bir fakire iki ayda her gün ya aynen veya kýymet olarak birerden altmýþ fitre sadakasý verilmesi de yeterlidir. Fakat bir fakire bir günde topluca verilecek altmýþ fitre mikdarý, yalnýz bir günlük fitre yerine geçer. Onun için her gün bir fakire bir fitre mikdarý verilir. Bu keffaretlerde uygulanýr.


  174- Oruç keffaretinin iyi hal sahibi olan fakirlere verilmesi daha faziletlidir. Ýmam Ebû Yusuf'a göre, bu keffaret bedeli gayr-i müslim fakirlere verilemez. Fetva da buna göredir.


  175- Oruç keffareti, oruç tutmak suretiyle olunca, bunda kesintisiz arka arkaya tutmak þarttýr. Onun için oruca baþlayan kimse, ara vermeden iki ay oruç tutar. Eðer daha iki ay dolmadan herhangi bir sebeble orucunu bozarsa, yeniden iki ay oruç tutmaya baþlar. Bundan kadýnlarýn lohusa halleri deðil de, adet halleri müstesnadýr. Geçirecekleri adet günleri kesinti sayýlmaz. Çünkü bu halden kurtulmak kadýnlar için mümkün olmayacak derecede zordur. Ramazan orucunun veya muayyen bayram günlerinin araya girmesi de, keffaretin arka arkaya olmasýna engeldir.


  176- Keffaret hususunda, keffaret ödeyecek kimsenin ödeme zamanýndaki haline bakýlýr. Buna göre, bir keffaret ödeyicisi, keffaretin gerektiði zamanda zengin iken, bunu ödeyeceði zaman fakir düþmüþse, keffaretini oruç tutmakla yerine getirir. Fakat daha orucunu bitirmeden tekrar zenginleþip köle azad etmeye güç kazansa, köle azad etmek suretiyle keffareti yerine getirmesi gerekir.


  177- Keffaret orucuna, kamerî aylardan birinin baþlangýcýnda baþlanýrsa. ayýn ilk günü esas alýnýr. Böylece tam iki ayýn geçmesiyle oruç keffareti tamamlanmýþ olur. Fakat ayýn baþýnda oruca baþlanmazsa, birinci ay üçüncü aydan tamamlanarak otuz gün hesab edilir, ikinci ay ise, ayýn baþý alýnarak oruca devam edilir. Bu, iki Ýmama göredir. Ýmamý Azam'a göre, bu takdirde tam altmýþ gün oruç tutmak gerekir, ay baþýna bakýlmaz.


  178- Bir kimse bir ramazan içinde veya birkaç ramazanda özürsüz olarak birkaç defa kasden orucunu bozmuþ olsa, bunlardan dolayý yalnýz bir keffaret öder. Sahih olan görüþ budur. Çünkü ceza yönü, keffarete üstün gelmektedir. Sebebleri bir olan cezalarda bir ceza yeterlidir. Bu bir ceza hepsine yeter. Fakat keffaret yapýldýktan sonra tekrar orucunu ayný þekilde kasden bozacak olursa, bundan dolayý ayrýca bir keffaret gerekir. Birinci keffaret ile tam bir ders alýnamadýðý anlaþýlmýþ olur.


  Zihar Keffareti



  179- Bir kimse karýsýnýn tamamýný veya onun yarýsý gibi bir payýný veya tümüne delâlet edecek bir uzvunu, kendisine ebedî olarak haram bulunan anne ve kýz kardeþ gibi bir kadýnýn tamamýna veya bakmasý haram olan bir uzvuna benzetirse, bu zihar olur. Karýsýna þöyle demesi gibi: "Sen bana anam gibisin, sen bana anamýn arkasý gibisin, senin boynun annemin arkasý gibidir." Bu þekilde söz söyleyen mükellef bir müslüman üzerine keffaret gerekir ki, bu keffareti yerine getirmeden karýsý ile iliþki kurmasý helâl olmaz. Böyle söylemekle yalan konuþmuþ ve helâl olan bir þeyi haram göstermiþ olur.
  Zihar keffareti aynen oruç keffareti gibidir. Bu konuda "Hukuki Ýslâmiye ve Istýlâhat-ý Fýkhiye" adýndaki eserimizde ayrýntýlý açýklama vardýr.


  Traþ Olma Keffareti


  180- Traþ keffareti, hac için ihrama girip de, bir özürden dolayý saçlarýný vaktinden önce traþ ettirenin tutacaðý üç gün oruçtan ibarettir. Bu orucun arka arkaya tutulmasý þart deðildir, ayrý ayrý günlerde de tutulabilir. Hac bölümüne bakýlsýn.


  Adam Öldürme (Katil) Keffareti


  181- Adam öldürme keffareti, bir müslümaný veya Ýslâm idaresi altýnda yaþamakta olan bir gayr-i müslimi (zimmîyi) kasýdlý olarak deðil de, bir hata sonucu öldüren bir müslümana gereken keffarettir. Gücü varsa bir mü'min köle veya cariye azad eder. Buna gücü yoksa iki ay arka arkaya oruç tutar. Ava atýlan bir kurþun ile bir þahsýn öldürülmesi, hata yolu ile adam öldürme kýsmýndandýr.


  Yemin Keffareti


  182- Yemin keffareti, yaptýðý bir yemine baðlý kalmayýp onu bozan bir müslümana gereken bir keffarettir. Eðer gücü yetiyorsa, müslim veya gayr-i müslim bir köle veya cariye azad etmekten veya on fakiri akþam-sabah doyurmaktan ibarettir. Yahut on fakire birer parça orta halli birer elbise giydirmektir. Bu üç þeye gücü yetmeyen üç gün arka arkaya oruç tutar. Bu oruç arasýna, hayýz sebebiyle dahi olsa, bir kesinti girerse yeniden tutulmasý gerekir.
  (Þafiîlere göre, bu oruçta tevali (arka arkaya oruç tutmak) þart deðildir.)


  183- Yemin keffareti için on fakire fitre mikdarý bir þey verilmesi de yeterli olur. Bir fakire on gün birer fitre verilmesi veya on gün sabah-akþam yemek yedirilmesi de yetiþir. Çünkü bir fakir deðiþik günlerde baþka baþka fakir yerindedir. Bir vakit yemek verip bir vakit yemeðin bedelini vermek de caizdir.


  184- Yemin keffareti için bir fakire on gün birer elbise verilmesi de caizdir. Fakat on elbise bir fakire bir günde verilse, yalnýz bir elbise verilmiþ gibi olur. Yine bu keffaret için on fitre mikdarý bir fakire bir günde verilse, bir fitre verilmiþ sayýlýr.


  Keffaret için her fakire verilecek elbise, hiç olmazsa onun bedeninin tamamýný veya çok kýsmýný örtecek bir halde bulunmalýdýr. Boylu bir entari gibi. Onun için yalnýz kýsa bir gömlek veya yalnýz bir don verilse yeterli olmaz. Çünkü bunlardan yalnýz birini giyinen kimse örf bakýmýndan çýplak sayýlýr. Doðru olan görüþ budur. Bu elbisenin iki-üç parçadan ibaret olmasý ise, daha iyidir. Bununla beraber bir elbise kýsa da olsa, yemek yerine bir bedel olarak da verilebilir.


  185- Bir kimse yeminini bozmadan keffarette bulunamaz. Çünkü keffaret bir tevbe demektir. Tevbe ise, günahdan sonra yapýlýr. Bir de keffaret, yeminde sadýk olma yerine geçer. Asýl üzerinde durmak mümkün oldukça onun yerini tutacak olana gidilmez.


  186- Mal ile yapýlan keffaretler, ölülerin kefenlerine, borçlarýna veya mescidlerin inþasýna harcanamaz. Çünkü keffaret bedellerinin fakirlere yedirilmesi veya onlara temlik edilmesi (mülkiyetlerine geçirilmesi) þarttýr. Bu harcamalarda ise yemek yedirme ve mülkiyete geçirme bulunmaz.

 


radyobeyan