Papacilar diyalogcular.. By: ezzehraveyn Date: 10 Kasým 2009, 00:22:55
PAPACILAR, DÝYALOGCULAR ...
M.Þevket Eygi
LÝSANIMIZDA hikmetli atasözleri ve deyimler vardýr. Onlardan biri de þudur: “Bekâra karý boþamak kolaydýr.” Papanýn ülkemize yaptýðý ziyaretle ilgili olarak birtakým ateistler, Sabataistler, Ýslâm dini ve Þeriatý ile kesinlikle uyuþmayan ictihadlar yaptýlar, fetvalar verdiler, bidatler çýkardýlar.
Papa cenaplarý, Sultanahmet Camii’nde kýbleye karþý kýyama durmuþ, bizim Diyanet baþkaný bu jeste karþýlýk vermek üzere bir kilisede istavroz çýkartabilir miymiþ?
Bir kere, Papa kýyama durmamýþtýr. Kýyam demek bir Müslümanýn, namazýn þartlarýna ve rükunlarýna riayet ederek ayakta durmasý demektir. Papa’nýn kýyama durmasý için Ýslâmî bakýmdan ne imaný vardýr ne de tahareti. Onunki, ayakta durmaktan ibarettir.
Ýkincisi: Birtakým sekülerleþmiþlerin “saygý duruþlarýnýn” Ýslâm’da yeri yoktur. Müslümanlar, kendi ölülerine Fatiha okurlar, bunun sevabýný onlara baðýþlarlar.
Dinin aslýna, esasýna, zaruriyatýna uygun olmayan her yenilik bidattir. Peygamber Efendimiz bu bidatler için “Dalâlettir” (sapýklýktýr) buyurmuþtur. Böyle dalâletler çýkartanlarýn cehennemlik olacaðý da haber verilmiþtir.
Bir Ýslâm hocasýnýn camide Papa ile birlikte kýyama durmasýna entegrist (bütüncü) bir Müslüman olarak hoþgörüyle bakamam. Papa cenaplarý tek baþýna kýbleye yönelip kýyam yapabilirdi, o onun bileceði birþeydi. Hocalarýn 1400 küsur seneden beri Ýslâm dininde denenmemiþ, yeri olmayan hareketler yapmalarý, ileride dinimize ve ümmetimize zarar getirecek bir çýðýr açmaktýr.
Papanýn ziyareti münasebetiyle Sultanahmet Camii’ne üç vakit Müslümanlar sokulmadý, cemaatin mâbede girmesine izin verilmedi. Bu da çok yanlýþ olmuþtur.
Osmanlý Devleti zamanýnda ecnebilerin (yabancýlarýn) camilere girebilmesi için Ýstanbul’da Þeyhülislâmlýktan, taþrada müftülüklerden yazýlý izin almalarý gerekirdi.
Bundan birkaç sene önce bir yaz ayýnda Bursa’da Ulucamii’ye gitmiþtim. Caminin içi saçlarý, kollarý, göðüsleri açýk kadýnlarla doluydu. Mukaddes bir ibadet yeri maalesef kadýnlar hamamýna benziyordu, son derece üzülmüþtüm. Baþta Bursa Müftüsü, Diyanet’e baðlý olan ve olmayan bütün hocalar ve dindar Müslümanlar böyle bir laubaliliðe izin vermemelidir.
Birtakým diyalogçularýn etekleri zil çalýyor. Neredeyse sevinçlerinden oynayacaklar. Neymiþ,Papa Sultanahmet Camii’nde kýyama durmuþ, “Ben var Türkleri çok sevmek...” demiþ.
Çok bilmiþ diyalogçulara soruyorum: Papanýn Türkleri sevmesi candan ve yürekten midir, yoksa bir takiyye midir?
Papaya sorsak: “Resul-i Kibriya aleyhi ekmelüttahaya Muhammed Mustafa Hazretlerini sever misiniz, sevmez misiniz?”
Severim dese bir türlü, sevmem dese bir türlü...
Severim derse, bu sevginin yanýna iman eklendiði takdirde Katoliklikten çýkacak, Papalýk tacý ve tahtý elden gidecek.
Sevmiyorum dese, takiyyeye uymayan bir söz etmiþ olacak.
Papa ülkemize gelebilir, birtakým ziyaretler yapabilir, tarihte ender görülmüþ bir vak’a olarak bir camiyi ziyaret edebilir... Bütün bunlarý normal görebiliriz.
Ancak birtakým diyalogcularýn “Ah Papa, caným Papa, Ak Papa...Ne güzel kýyama durdu... Ýbrahimî dinler... Ehl-i Kitap da cennete girecektir...” gibisinden hezeyanî edebiyatlarýný kabul edemeyiz.
Papa kültür bakýmýndan hayli yüklü bir kimsedir. En az yarým düzine lisan bilmektedir, tarih bilmektedir, genel kültür sahibidir. Hazret-i Muhammed’in risaleti, peygamberliði, dini, dâveti, tebliði kendisine ulaþmýþtýr. “Bilmiyorum... Haberim yoktu...”gibisinden hiçbir özrü ve bahanesi olamaz.
Diyalogçularýn iddia ettiði gibi Katoliklerle Âmentüde ittifak halinde deðiliz. Böyle bir iddia gerçeklere tamamen zýttýr. Aklý baþýnda bir Müslüman böyle bir iddiada bulunamaz.
Katoliklikle Ýslâm, ALLAH inancý konusunda ittifak halinde deðildir. Müslümanlar muvahhiddir, Tevhid inancýna baðlýdýr; ALLAH’a eþ, ortak, benzer, oðul, kýz koþmazlar. Katoliklerde ise Teslis inancý esastýr. Hazret-i Ýsa’nýn tanrýnýn oðlu, üçlemenin üç uknumundan biri olduðunu iddia ederler. Tevhid ile Teslisin baðdaþmasý mümkün deðildir.
Katoliklikle Ýslâm arasýnda peygamberlere inanç konusunda uyum yoktur. Müslümanlar bütün peygamberleri kabul ederler ve onlara iman ederler. Katolikler, Son Peygamber Muhammed Aleyhisselâmý inkâr ve tekzib ederler. Bundan baþka, Ýslâm’da peygamberlerin ismet sýfatý vardýr. Yani onlar günahlardan, çirkin hallerden korunmuþ, temiz þahsiyetlerdir. Katoliklerin kutsal kitabýnda ise, Hazret-i Lût’un iki kýzý tarafýndan sarhoþ edildiði, kýzlarýn sarhoþ babalarýyla yattýðý ve gebe kaldýklarý yazýlmaktadýr. Hazret-i Süleyman’ýn da âhir ömründe putlara taptýðý iddia ediliyor. Binaenaleyh onlarla bizim aramýzda bu konuda da bir ittifak, uyum ve birlik yoktur.
Kitaplar konusunda da ittifakýmýz yoktur. Onlar Kur’ân-ý Kerîm’i ilâhî vahiy, hak kitap olarak kabul etmezler. Ellerindeki Kitab-ý Mukaddesin büyük kýsmý ilâhî vahiy ve kelâm deðildir, çeþitli zamanlarda çeþitli kâtiplerin yazdýklarý, içlerinde çeliþkiler bulunan metinlerdir, onlarýn Kitaplarý tahrife uðramýþtýr. Diyalogçular kalkmýþlar, Katoliklerle Müslümanlar ilâhî kitaplar konusunda ayný inanca sahiptirler diyorlar. Bu adamlar herkesi kör, âlemi sersem mi sanýyorlar?
Katolikler ALLAH’ýn Tevrat’ta haram kýlmýþ olduðu domuzu ve kaný helâl kýlmýþlardýr. Hangi hak ve selâhiyetle? Hazret-i Ýsa Aleyhisselâm Efendimiz ömrü boyunca ilâhî yasaklarý çiðnememiþtir, haram yememiþtir.
Aþýrý Papa sevgisi ve hayranlýðý iki taifede görülüyor:
Birinci taife: Agresif Ýslâm düþmanlarý, ateistler, Sabataycýlar ve saire.
Ýkinci taife: Birtakým Müslüman diyalogçular ve hoþgörücüler.
Haydi birinci taifenin sevgi ve hayranlýðýný anladýk. Peki, ikincilere ne oluyor?
Papa hayraný birtakým din kardeþlerimizi insafa ve itidale dâvet ediyoruz. Kendilerini uyarýyoruz. Ýçi ateþ dolu bir uçurumun çok kaygan kenarýnda dolaþýyorlar. Ýmanlarýný ve ebedî saadetlerini tehlikeye atýyorlar. Ýslâm dünyasýnda on dört asýrdan beri çýkmamýþ, görülmemiþ, çok vahim, çok büyük, çok tehlikeli, çok vartalý bir bidat çýkartmýþlardýr. Bu bidat Kur’ân-ý Kerîm’in muhkem (kesin) âyetlerine, Resul-i Kibriya Efendimizin Sünnetine ve sahih hadîslerine, Selef-i Salihîn Efendilerimizin itikad ve zihniyetine, asýrlardan beri gelip geçmiþ ulemânýn, fukahanýn, evliyaullahýn ictihadlarýna, görüþlerine, anlayýþlarýna tamamen aykýrýdýr.
Diyalog bidati, Ýkinci Vatikan konsilinde ortaya atýlmýþ olup, yüzde yüz yabancý bir görüþ ve cereyandýr. Ýslâm’la hiçbir ilgisi yoktur.
Ýslâm dini ALLAH katýnda geçerli olan tek hak dindir. Ýslâm bu konuda hiçbir müþâreket (ortaklýk) kabul etmez. Teslise inananlar da ehli necat ve ehli cennettir demek zýmnen (dolaylý olarak) Ýslâm’ý inkâr mânâsýna gelir.
Dinden çýkmak için, dinin bütününü inkâr etmek gerekmez. Zaruriyat-ý diniyyeden (Ýslâm’ýn temel inanç ve hükümlerinden) bir tekini inkâr eden dinden çýkmýþ olur.
Birtakým misyonerler bazý zavallý, sefalete düþmüþ, câhil kalmýþ Müslümanlarý para vererek, iþ bularak, zengin ülkelere göç etmelerine imkân tanýyarak, yahut çocuklarýný okutarak kandýrýyorlarmýþ. Papalýðýn Ýslâm dünyasýnda büyük harcamalar yaptýðýna dair rivayetler var.
Hiçbir Müslüman þahýs veya kuruluþ ehl-i salibden, teslis ehlinden para alarak dine hizmet ettiðini sanmasýn.
Uyarýlar doðru da olsa bazýlarýna aðýr gelir; biz kardeþlik vazifemizi yapýyoruz, ikaz ediyoruz. Birtakým þeytanî vesvese ve kuruntulara kapýlýp da âhiretlerini berbat etmesinler.
Kur’ân, Ýbrahim Halilullah Aleyhisselâm Efendimiz hakkýnda “Ýbrahim Yahudi ve Nasrani deðildi; Hanif ve Müslimdi” buyuruyor. Bugün dünyada tek Ýbrahimî din vardýr, o da Ýslâm’dýr. “Üç Ýbrahimî din...” diyenler büyük yanýlgý içindedir.
radyobeyan