Vahiy nedir? By: halim Date: 11 Mart 2017, 17:29:24
Vahiy nedir?
Vahyin mahiyeti ve çeþitleri nelerdir? Kur'an'da vahyin çeþitleri geçmekte midir?
Vahyin Tanýmý:
"Vahiy" kelimesi (VHY) fiilinin mastarý olup lügatte, gizli konuþmak, emretmek, îma ve iþaret etmek, acele etmek, seslenmek, fýsýldamak, mektup yazmak ve ilham gibi anlamlara gelmektedir.( el-Cevherî, es-Sihah; ibn Manzûr, Lisânü'l-Arab, "VHY" maddesi.)
Bu kelime, Kur'an'da Allah'a ait bir fiil olarak kullanýldýðý gibi, Allah'tan baþkasý için de kullanýlmýþtýr. Bu sebeple sözlük anlamý itibariyle vahiy kavramý: Ýlâhî ve gayr-ý Ýlâhî vahiy þeklinde iki çeþit olarak tespit edilmektedir.(Cerrahoðlu, ismail, Tefsir Usûlü, 37; Turgut, Ali, Tefsir Usûlü ve Kaynaklarý, 79-80.).
Gayr-ý Ýlâhî Vahiy
Gayr-ý Ýlâhî vahiy için aþaðýdaki ayetler misal olarak zikredilebilir:
"Zekeriyya, mabetten kavminin karþýsýna çýkarak onlara: ‘Sabah- akþam tespihte bulunun’ diye vahyetti." (Meryem, 19/11)
Bu ayette, vahiy kelimesi îma ve iþaret anlamýnda kullanýlmýþtýr.
"Biz böylece her peygambere insan ve cin þeytanlarýný düþman kýldýk. Bunlar, aldatmak maksadýyla birbirlerine yaldýzlý sözler vahyederler."(En'am, 6/112.)
Burada söz konusu edilen vahiy kelimesi, fýsýldamak, gizlice söylemek anlamýndadýr. (Cerrahoðlu, Tefsir Usûlü, 37?).
Ýlâhî Vahiy
Allah tarafýndan yapýlan vahyin “ilâhî vahiy” kavramýný kendi arasýnda tekvînî, ilhâmî ve teþriî/hakîkî vahiy þeklinde deðiþik kýsýmlara ayýrmak mümkündür.
Tekvînî vahiy: Tekvinî vahiy, cansýz varlýklarýn hususi görevlerini bildiren bir vahiy þeklidir. Hususi vazifelerini kendilerine bildiren Allah, bunu vahiy kelimesiyle ifade etmiþtir. Kur’an’da bu vahiy çeþidi, göklere ve yere yapýlan vahiy olarak kendini göstermektedir. Ýlgili ayetler þöyledir:
“Allah böylece onlarý, iki günde yedi gök olarak yarattý ve her göðe görevini vahiy etti.” (Fussilet, 41/12.)
“Yeryüzü o þiddetli sarsýntý ile sarsýldýðý, içindeki aðýrlýklarýný çýkarýp dýþarý attýðý, ve insan: “Bu yere de ne oluyor?” dediði zaman, iþte o gün yer, üzerinde olup biten her þeyi anlatýr. Çünkü Rabbin ona vahiy etmiþtir." (Zilzal, 99/1-5).
Teþriî Vahiy: Ýnsanlýk camiasýndan seçilip görevlendirilen peygamberler vasýtasýyla, insanlarýn ve de cinlerin dünya ve ahiret hayatlarýnýn mutluluðu için prensipler koyan ilâhî mesajlardan ibarettir. Buna hakikî vahiy de denilir. Hakîki/Teþriî vahiy kavramý; "Allah tarafýndan peygamberlere vasýtalý veya vasýtasýz olarak ulaþtýrýlan vahiy” olarak da tanýmlanabilir.
Hz. Peygamber (a.s.m)'e vahyin geliþi, deðiþik þekiller arz etmektedir. Bunlardan bazýlarýný þöyle sýralayabiliriz:
a. Rüya-yý sâdýka:
Hz. Âiþe (ra)'nin belirttiðine göre, Hz. Peygamber (a.s.m)'e gelen ilk vahiy, rüya þeklinde tezahür etmiþtir. Hz. Peygamber (a.s.m)'in gördüðü rüyalar, sabahýn aydýnlýðý gibi ortaya çýkardý.( Buhârî, Bed'ü'l-vahy, 3.)
b. Hz. Cebrail'in görünmeden vahiy getirmesi:
Bazen olur ki, Hz. Peygamber (a.s.m) uyanýkken, melek görünmeksizin onun kalbine vahiy ilka ederdi. Buna bir çeþit teþriî ilham da denilebilir. Çünkü söz konusu vahiy, bir Kur’an ayeti olmamakla beraber yine de teþriî bir mesaj ihtiva etmektedir:
"Rûhu'l-Kudüs kalbime þu sözü fýsýldadý: Hiçbir nefis rýzkýný tastamam almadýkça ölmez. Öyleyse Allah'tan sakýnýn da rýzkýnýzý güzel ve meþru yollardan arayýn."(Suyutî, Ýtkan, I/59; Aclûnî, Keþfu'l-hafa, I/231)
mealindeki hadis-i þerif, vahyin bu çeþidine iþaret etmektedir.
c. Hz. Cebrail'in insan suretine girerek vahiy getirmesi (Buhârî, Bed'ü'l-Vahy, 2).
Ýmân, Ýslâm ve ihsandan bahseden meþhur Cibril hadisi, bu çeþit vahyin bir örneðini göstermektedir.(Buhârî, Ýman, 57). Tarih ve siyer kitaplarý, Hz. Cebrail (as)'in insan þeklinde temessül ettiði zaman, çoðunlukla sahabilerden Hz. Dihye (ra) suretinde geldiðini bildirmektedirler. (Keskioðlu, Osman, Kur'a'n-ý Kerim Bilgileri, 30.).
d. Meleðin çan sesine benzer bir sesle hitap etmesi:
Hz. Âiþe’nin bildirdiðine göre, Efendimiz (a.s) þöyle buyurmuþtur:
"Bazen bana çan sesine benzer bir sesle hitap edilir. Bu bana en aðýr gelen vahiy þeklidir. Melek benden ayrýlýp giderken, ben de gelen vahyi tastamam hýfzetmiþ olurum." [Buhârî, Bed'ü'l-Vahy, 2; vahyin çeþitleri için ayrýca bk. Ýbn Kayyým el- Cevzî, Zâ'du'l-Meâd, (trc. Þükrü Özen), I/24-25.].
"Allah'ýn vahiy ile veya perde arkasýndan, yahut bir elçi gönderip ona kendi izniyle dilediði þeyi vahiy etmesinden baþka bir suretle konuþmasý hiç bir insana müyesser olmaz. O yücedir, hikmet sahibidir."(Þûrâ, 42/51)
ayetinde vahyin üç þekline vurgu yapýldýðý gibi, vasýtalý /vasýtasýz vahiy çeþitlerine de iþaret edilmiþtir.(bk. Subhi Salih, 25.).
"Biz Nuh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiðimiz gibi sana da vahyetttik. Ve Ýbrahim'e, Ýsmail'e, Ýshâk'a, Yakûb'a, Esbat'a (onlarýn torunlarýna), Ýsa'ya, Eyyûb'e, Yûnus'a, Harun'a ve Süleyman'a da vahyettik. Davud'a da Zebur'u verdik."( Nisâ, 4/163)
ayeti hakiki vahyin bütün peygamberler için ortak bir deðer olduðunu göstermektedir.
Vahyin Hakikati/Vahiy Mesajýnýn Amacý:
“Cinleri ve insanlarý sýrf beni tanýyýp, bana kulluk etsinler diye yarattým.” (Zariyat, 51/50).
ayetinde ifade edildiði üzere, bütün maksadý kendisinin zât, sýfat ve isimlerini tanýtmak olan yüce Yaratýcý, ilim, irâde, hayat ve kudret gibi sýfatlarýný fiilleriyle, sanatlarýyla tanýttýðý gibi; bu isim ve sýfatlarý en kýsa yoldan tanýtan tekellümü/konuþmasý ile de gösterecektir. (Nursi, Þualar, s.103). Ýþte yüce Allah'ýn, fiillerinin yanýnda kelâmý ile de kendini tanýtmak üzere insanlardan þeçkin olan bazý þahsiyetlerle konuþmasý, vahyin hakikatini ve gayesini ifade etmektedir.
Asrýmýzýn en büyük allamelerinden olan Bediüzzaman Said Nursi’ye göre, yüz bin peygamberin ittifakla haber verdiði, semavî kitap ve sahifelerin delilleriyle gösterdiði vahyin hakikati ve Vahiy mesajýnýn amacý, beþ ýþýklý bir yolla gündüz gibi ispat edilebilir. (bk. Þualar, Yedinci Þua)
Tenezzül-ü Ýlâhî:
“Tenezzül-ü Ýlâhî” kavramý, Yüce Allah’ýn kendi icadý olan yaratýklarýyla, özellikle ahsen-i takvimde yarattýðý insanlarla, onlarýn hak ilahý olarak konuþmaya tenezzül buyurmasý anlamýna gelir.
Bütün canlý mahlûklarýný konuþturan ve konuþmalarýný bilen yüce Allah'ýn kendisinin de konuþmasýyla onlarýn konuþmalarýna iþtirak etmesi, ulûhiyet ve rubûbiyetinin/yaratýcýlýk ve idareciliðinin, hak mabut ve ilahlýðýnýn gereðidir. Allah'ýn insanlarla konuþmasý demek, onlarýn anlayacaðý þekilde, akýllarýnýn seviyesine göre onlara hitap etmesi, O'nun bir Yaratýcý olarak yaratýklarýna karþý merhametiyle tenezzül buyurmasýdýr.
Teârüfü Rabbanî:
“Teârüfü Rabbanî” kavramý, Yüce Allah’ýn bütün varlýklarý yaratan, sevk ve idare eden bir idareci/alemlerin Rabbi olarak, tenezzül buyurup kendini mahlukatýna, bir lütuf olarak, tanýtmasýný ifade etmektedir.
Kendini tanýttýrmak için, kâinatý bu kadar hadsiz masraflarla, baþtan baþa hârikalar içinde yaratan ve binler dillerle kemalâtýný söylettiren, sonsuz ilim ve kudretini ilan eden yüce Allah, elbette kendi sözleriyle de kendini tanýttýracaktýr.
Mukabele-i Rahmanî:
“Mukabele-i Rahmanî” kavramý, Rahman ve Rahim olan Yüce Allah’ýn, her þeyleriyle kendisine muhtaç olan insanlarýn isteklerine, -merhamet buyurup- karþýlýk vermesi anlamýndadýr.
Mevcudatýn en seçkini, en nazlýsý ve yaratýcýsýna en müþtaký olmakla beraber onlarýn en fakiri, en acizi ve en muhtacý olan hakîkî insanlarýn isteklerine ve þükürlerine fiilen mukabele ettiði gibi, kelâmýyla da mukabele etmek/onlarýn isteklerine karþýlýk vermek yaratýcýlýk vasfýnýn gereðidir.
Mükâleme-i Sübhanî:
“Mükâleme-i Sübhanî” kavramý, her türlü noksan sýfatlardan münezzeh olan Yüce Allah’ýn, her türlü kusurdan uzak olan vahiyle yaratýklarýyla -özellikle insanlarla- konuþmasýný ifade etmektedir.
Ýlim ile hayatýn zarurî bir lâzýmý ve ýþýklý bir tezahürü olan konuþma sýfatý, elbette kuþatýcý, sonsuz bir ilim, sermedî/daimî, tükenmez bir hayatý taþýyan yüce Allah’da, kapsamlý, sonsuz, sýnýrsýz ve sürekli bir þekilde bulunur. Ýþte vahiy de bu sonsuz mükâlemenin bir tezahürüdür/bu sayýsýz konuþmanýn bir yansýmasýdýr.
Ýþ'âr-ý Samedânî:
“Ýþ'âr-ý Samedânî” kavramý, hiçbir þeye muhtaç olmayan Yüce Allah’ýn, her yönden kendisine muhtaç olan yaratýklarýnýn -özellikle de insanlarýn- bu ihtiyaçlarýný yerine getiren bir merci olarak, varlýðýnýn en kuvvetli belgesi olan konuþmasýyla kendini onlara bildirmesi, her an ilim ve kudretiyle yanlarýnda hazýr ve nazýr olduðunu hissettirmesi anlamýna gelmektedir.
Yaratýklar içerisinde en sevimli, en sevecen, hayatýnda en endiþeli/en kaygýlý, sýrtýný vereceði bir istinat noktasýna en muhtaç, sahibini ve yaratýcýsýný bulmaya en müþtak olan –insanoðlu gibi- mahluklarýnýn ruhlarýna bir iþtiyak, bir muhabbet vermekle beraber, onlarý fakir ve âciz yaratan Allah'ýn, ayný zamanda her derde devayý yetiþtirebilecek bir kuvvet ve kudrete sahip olan kendi zâtýný onlara konuþmasý ile bildirmesi, Ulûhiyetinin bir gereðidir. (bk .Nursi, a.g.e.).
Selam ve dua ile...
Sorularla Ýslamiyet
Ynt: Vahiy nedir? By: Bilal2009 Date: 11 Mart 2017, 17:49:10
Rabbim bizleri vahiy yolundan ayýrmasýn Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Vahiy nedir? By: ceren Date: 11 Mart 2017, 17:50:56
Esselamu aleykum.Vahiy peygamberlere allahin buyrugunu iletmektir.Rabbim razi olsun bilgilerden...
Ynt: Vahiy nedir? By: HALACAHAN Date: 11 Mart 2017, 17:51:22
Vahiy" kelimesi (VHY) fiilinin mastarý olup lügatte, gizli konuþmak, emretmek, îma ve iþaret etmek, acele etmek, seslenmek, fýsýldamak, mektup yazmak ve ilham gibi anlamlara gelmektedir