O namazdan uzak olan kimseler ki! By: halim Date: 28 Mayýs 2016, 18:14:40
O namazdan uzak olan kimseler ki!
Namazdan uzak kimseler, dünyâ hayatýnda bereketsiz bir ömür yaþar. Sîmâlarýnda ilâhî güzelliðin nûru kalmaz. Hiçbir iyiliðine sevap verilmez. Duâlarý kabul olmaz. Sâlih kimselerin sevgisinden mahrum kalýr.
Gönül ehli, namazdan uzak olanlarý þöyle uyarýyor:
“Mal, mülk ve servetin çokluðundan gaflete düþüp namaza yanaþmayanlar, Kârûn’la haþrolacaklar; saltanat ve idâreden dolayý yanaþmayanlar, Firavun’la haþrolacaklar; yüksek devlet memurluðundan ötürü yanaþmayanlar, Hâmân ile haþrolacaklar; ticâret ve kazançtan dolayý yanaþmayanlar da Peygamber düþmaný olan Übey bin Halef ile haþrolacaklardýr…”
Namazdan uzak kimseler, dünyâ hayatýnda bereketsiz bir ömür yaþar. Sîmâlarýnda ilâhî güzelliðin nûru kalmaz. Hiçbir iyiliðine sevap verilmez. Duâlarý kabul olmaz. Sâlih kimselerin sevgisinden mahrum kalýr. Târih boyu müþâhede edilen: “Nasýl yaþarsanýz, o þekilde ölürsünüz.” sýrrýnca son nefesi tehlike arzeder ve ýzdýraplý olarak can verir. Kabri onu sýkar ve cehennem çukurlarýndan bir çukur olur. Kýyamette de Cenâb-ý Hakk’ý kendisine gazaplanmýþ olarak bulur. Hesabý çok çetin geçer ve nihayet cehenneme atýlýr.
Buhârî’de nakledildiðine göre Rasûlullâh -sallâllâhü aleyhi ve sellem-, sabah namazýndan sonra ashâb-ý kirâm’a bir rü’yâ görüp görmediklerini sorardý. Görenler anlatýr, O da tabir ederdi. Birgün âdeti üzere yine sordu. Daha sonra þöyle buyurdu:
“Ben bir rü’yâ gördüm. Ýki kiþi geldiler ve beni alýp götürdüler.”
Sonra uzunca olan rü’yâyý anlattý. Cennet, cehennem ve cehennemdeki kiþilere yapýlan çeþitli azâblarý teker teker açýkadý. Onlardan biri baþý taþla ezilerek azâb edilen bir þahýstý. Taþ öyle þiddetle vuruluyordu ki, sýçrayýp geriye düþüyordu. O taþ alýnýyor, yine ayný þekilde þiddetle vuruluyor ve azâb böyle devam ediyordu.
Hazret-i Peygamber -sallâllâhü aleyhi ve sellem-, kendisini götüren o iki kiþiye:
“–Bu kimdir?” diye sordu.
Onlar da:
“–Bu adam, Kur’ân-ý Kerîm okumayý öðrendiði hâlde onu býrakýp okumayan ve farz namazý kýlmayýp uykuya yatandýr.” dediler.
Ýblîsin insanoðlu ile diðer ibâdetlerden ziyâde namaz husûsundaki mücâdelesi kulu:
“Namazý olmayanýn dîni yoktur.” (Taberânî) hitabýna muhâtab bir hâle getirebilmek ve böylece onun da kendisi gibi rahmet-i ilâhiyyeden uzaklaþmasýný te’mîn etmek içindir.
Dolayýsýyla basîretli mü’minler, þeytanýn bu yoldaki tuzaklarýndan kendilerini korurlar ve herhangi bir sebeple kýlamadýklarý namazlarý kazâ olarak edâda son derece acele davranýr ve bu hususta hiçbir gayretten hâlî kalmazlar.
Þâyet hadîs-i þerîfte buyurulan:
“Kim bir namazý unutursa, onu hatýrladýðýnda hemen kýlsýn; onun bundan baþka keffâreti yoktur.” (Müslim, Mesâcid, 314) beyânýna dikkat edilmezse, dað gibi yýðýlacak namaz borçlarý, neticede kulu âhýret perîþânlýðýna dûçâr kýlar.
Kaynak: Ýslam Ýman Ýbadet, Osman Nuri Topbaþ