Cuma hutbesinde Fatiha vurgusu By: halim Date: 15 Nisan 2016, 15:57:48
Cuma hutbesinde Fatiha vurgusu
Din hizmetleri genel müdürlüðü tarafýndan hazýrlanan hutbe ülke genelinde bütün camilerde irad edildi. 'Tevhid ve Vahdet Medeniyeti' konusun iþlendiði hutbede Fatiha suresine de vurgu yapýldý
Risale Haber - Haber Merkezi
Bugün ülke genelince camilerde irad edilen Cuma hutbesinin konusu 'Tevhid ve Vahdet Medeniyeti'ydi.
Din Hizmetleri genel Müdürlüðü tarafýndan yayýmlanan hutbede Tevhid ve Vahdet konusunun yanlýþ algýlar üzerine kurulmasýndan dolayý "Selam ve huzur medeniyetinin inþa edilemediði" belirtilerek "Ýslâm ümmeti olarak Ýslâm diyarlarýný yeniden ilim, hikmet ve marifet yurduna dönüþtürmek için hep birlikte çalýþalým. Ýslâm coðrafyasýnda barýþ ve huzuru, merhamet ve þefkati, kardeþlik ve dostluðu, hak ve adaleti, ahlak ve fazileti yeniden egemen kýlmak" için Kur'an-ý Kerim'in rahmet yüklü mesajlarýna ve Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (Sav) rehberliðine ihtiyacýmýz olduðuna dikkat çekilerek, tevhid inancýnýn ikrar edildiði Fatiha suresinden alýntý yapýldý.
Her gün namazlarýn her rekatýnda okunan Fatiha suresinin özellikle nazara verilmesi son zamanlarda Ýslam dünyasýnda yaþanan sýkýntýlarýn aþýlmasý açýsýndan önemli bir detay olarak dikkatlerden kaçmadý.
Hutbe þöyle:
tevhid_ve_vahdet_medeniyeti.pdf.png
Aziz Müminler!
Okuduðum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz þöyle buyurmaktadýr: “Doðrusu sizin ümmetiniz, bir tek ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim. Öyleyse bana ibadet ediniz.” 1 Ýþte bu âyet Müslümanlarýn tek bir ümmet olduðunu gayet açýk bir þekilde bize göstermektedir.
Kardeþlerim!
Müslümanlar, Mekkelilerin baský ve zulümlerinden dolayý dinlerini yaþayamaz hale gelmiþlerdi. Efendimiz (s.a.s) onlarýn baþka bir diyara göç etmelerine izin vermiþti. Ýslam’ýn bu ilk muhacirlerinin baþýnda Peygamberimizin amcasý Ebu Talib’in oðlu Cafer vardý. Habeþ Kralý Necaþi, ülkesine sýðýnan bu insanlarý dinlemek istedi ve onlarý huzuruna kabul etti. Cafer ve arkadaþlarý, içeri girerken gelenekte olduðu üzere kralýn huzurunda secdeye kapanmamýþlardý. Necaþi bunun sebebini sorduðunda, Cafer, “Biz Allah’tan baþka kimseye secde etmeyiz.” þeklinde cevap verdi ve sözlerine þöyle devam etti: “Ey hükümdar! Biz cahiliye zihniyetine sahip bir kavimdik. Ýnsanlýkla baðdaþmayan bütün kötülükleri iþlerdik. Hak ve hukuka riayet etmezdik. Biz bu haldeyken Allah, içimizden asîl, doðru, güvenilir, iffetli bildiðimiz birini peygamber olarak gönderdi. O, bizi bir olan Allah’a imana ve kulluða davet etti. Doðru söylemeyi, emanete riayeti, akrabalarla iyi geçinmeyi, komþularý gözetmeyi öðretti. Bütün kötülük ve günahlarý, kan dökmeyi, yalan þahitlik yapmayý, yetim malýna el uzatmayý, insan onur ve haysiyetini zedelemeyi yasakladý. Biz de onu tasdik ettik. Onun haram kýldýklarýný haram, helal kýldýklarýný helal kabul ettik. Bundan dolayý halkýmýz bize düþman oldu. Biz de senin ülkene sýðýndýk…” 2
Kardeþlerim!
Bu konuþma Ýslam’ýn tevhid inancýný ve vahdet anlayýþýný ortaya koyan, Ýslam medeniyetinin bir tevhid ve vahdet medeniyeti olduðunu vurgulayan bir konuþmadýr. Resul-i Ekrem’in hayatýný, mesajlarýný özetleyen bir hitaptýr Cafer-i Tayyar’ýn bu konuþmasý. Bu konuþma Afrika’nýn kararmýþ idrakini aydýnlatan, Necaþi’yi kavmiyle birlikte Muhammed Mustafa’ya ümmet kýlan bir konuþmadýr. Kýymetli Kardeþlerim! Allah’ýn varlýðýna ve birliðine iman olan tevhid, Ýslam’ýn özü ve ruhudur. Tevhit, her þeyin tek ve mutlak yaratýcýsý olan Allah’ýn yüceliðini ve celalini haykýrmaktýr. Tevhit, kulluðun Allah’tan baþka hiçbir varlýða yapýlamayacaðýnýn ilaný ve imzasýdýr. Tevhid, insanýn amaçsýz ve gayesiz yaratýlmadýðýný, yalnýz olmadýðýný, Yaratan’ýn ona her þeyden yakýn olduðunu bildirir. Ýnsana insanlýðýný hatýrlatan tevhid, insanla kâinatýn, akýlla kalbin, ruhla bedenin birliðidir, bütünlüðüdür. Tevhid, soyut bir inanç deðildir, ayný zamanda bir yaþayýþ biçimidir, bir vahdettir. Ayný Rabbe kul olan müminlerin, ayný inanç, ayný duygu ve ayný gaye etrafýnda kenetlenmesidir. Tevhid, emandýr, emniyettir; barýþtýr, huzurdur, güvendir. Kardeþlerim! Ýslam medeniyeti, bir tevhid ve vahdet medeniyetidir. Tevhit ve vahdet medeniyeti, kâinatý Batý-Doðu, KuzeyGüney diye bölmez. Tevhit ve vahdet medeniyeti, insanlarý dil, renk, coðrafya farklýlýklarýndan dolayý ötekileþtirmez.3
Bu medeniyetin mensuplarý, bütün insanlarý ya hilkatte eþ4 ya dinde kardeþ olarak kabul ederler. Bütün insanlýða, hatta evrene ve içindekilere þefkat ve merhametle bakarlar; kin, nefret, intikam gibi duygularla yüreklerini karartmazlar. Bu medeniyet, Rahman’ýn vahdaniyetinde toplumu birbirine baðlar. Þan, þöhret, makam, mevki, zenginlik ve güç, ýrk ve mezhep, bu medeniyette asla bir üstünlük ölçüsü deðildir. Bu medeniyet, insana bizatihi insan olduðu için deðer verir. Onu erdem ve ahlakýna, niyetine, sözüne ve fiillerine göre deðerlendirir.
Aziz Kardeþlerim!
Bugün þiddetin, kargaþanýn gölgesinde ortaya çýkan kimi akýmlarýn, Ýslam’a verdikleri en büyük zarar tevhid ve vahdet medeniyetini yaralamalarýdýr. Ýslam dünyasýnýn yaþadýðý en büyük sorun, insaný, tarihi, toplumu, kâinatý, medeniyeti yorumlayan bir ilke olan tevhidin, sadece soyut bir inanca indirgenmesi çabasýdýr. Tevhidin, baþkasýný tekfir eden bir ideoloji, vahdetin ötekileþtirme zihniyeti olarak algýlanmasýdýr. Bu nedenledir ki, bugün Ýslam coðrafyasýnda tevhid inancý vahdete, birliðe dönüþtürülememektedir. Geçmiþte insanlýða örnek olan emân ve güven, selâm ve huzur medeniyeti yeniden inþa edilememektedir.
Kardeþlerim!
Bugün Ýslâm ümmeti olarak Ýslâm diyarlarýný yeniden ilim, hikmet ve marifet yurduna dönüþtürmek için hep birlikte çalýþalým. Ýslâm coðrafyasýnda barýþ ve huzuru, merhamet ve þefkati, kardeþlik ve dostluðu, hak ve adaleti, ahlak ve fazileti yeniden egemen kýlalým. Bunu baþarabilmenin yolunun da Kerim Kitabýmýzýn rahmet yüklü mesajlarýna, Efendimizin eþsiz örnekliðine sýmsýký sarýlmaktan geçtiðini unutmayalým. Ýnsanlýðý diriltmek için, insanlýðý yaþatmak için, insanlýðý yüceltmek için gelin birlik olalým. Hutbemi, her gün namazlarýmýzda okuduðumuz ve tevhid inancýmýzý ikrar ettiðimiz Fâtiha suresinin þu âyetlerinin meali ile bitirmek istiyorum: “Rabbimiz! Yalnýz sana ibadet eder ve yalnýz senden yardým dileriz. Bizi doðru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uðrayanlarýn ve sapýtanlarýn yoluna deðil!”
5 1 Enbiyâ, 21/92.
2 Ýbn Hanbel, I, 202.
3 Ýbn Hanbel, V, 411.
4 Tirmizî, Menâkýb, 74.
5 Fâtiha, 1/5-7.
Hazýrlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüðü