Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Bir Mumun Titrek Hissiyle... By: selsebil Date: 27 Eylül 2009, 13:29:38


Titrek bir mum alevinde veya beþ numaralý gaz lâmbasýnýn cýlýz ýþýðýnda geçen gecelerimiz vardý bir zamanlar. O zamanlar TV denen ‘vakit çalar’ yoktu, radyomuzda hem saat baþý haberleri, hem de kendi müziðimizi dinlerdik. Radyo dinlemediðimiz zamanlarda ise, bir köþeye çekilir, mütevazý dünyamýzda hayaller kurardýk. Böyle yapýnca sanki onulmaz yaralarýmýz iyileþir, kendimizi mutlu hissederdik.


Bazen göz pýnarlarýmýzdan sessizce kayýp giden göz yaþlarýmýza vururdu bu cýlýz ýþýklar, bazen yeni bir ümit bulmanýn sevinciyle parlayan gözlerimize, bazen de çaresizlikle iki yana açýlan ellerimize… Ama her hâlükârda o cýlýz ýþýklar ruhumuzu ve çevremizi aydýnlatýrdý!..


Titrek mum ýþýðýnda zorlukla okunan yazýlar daha mânâlýydý sanki. Dudaklardan dökülen her naðmenin ruha hitap eden bir yaný vardý. Þarkýlar da, türküler de bizdendi ve onlarý bizden birileri söylerdi bir zamanlar.

Sevgilerimiz içten, özlemlerimiz daha bir tutkuluydu. Gecelerimiz daha kýsa fakat mânâlýydý. O loþ ýþýkta, yüzün bütün çizgileri gözükmese de, sohbetler daha bir koyu ve tatlýydý. Dizi filmler ve filmlerin sahte kahramanlarý hayatýmýzýn her alanýný kaplamamýþ, dost ve komþu sohbetlerinin ana temasý olmamýþlardý henüz. Her yerde kendi dünyamýz konuþulurdu. Sohbetlerimize mum diken TV olmadan önce, çaresizlerin dertleriyle hemhal olmak için çýrpýnanlar çoktu. O zamanlar dostlar için ayrýlan vakitler dar deðil, alabildiðine geniþti. Aile hayatýmýzda ilgisizlikten þikâyetler çok azdý o zamanlar. Çocuklarýmýz þefkatin, merhametin ve sevginin pýnarlarýndan kana kana içerlerdi.


Ve sonra hayallerimizin üstüne perde çeken elektrikler geldi evlerimize davetsiz bir misafir gibi. Etrafýmýzý ve bütün odalarýmýzý aydýnlattý lâmbalar; ama sanki büyü bozuldu âniden. Zamanla içtenliðimiz de, sohbetlerimiz de baþkalarýnýn dertleriyle hemhal olmak da tarihe karýþtý. Bize dâir birçok güzellik yanlarýna kardeþliði de alarak o kadar uzaklara gittiler ki…


Gözlerimiz kitap sayfalarýnda artýk gezinmiyor, o kanal senin bu kanal benim geziniyoruz, türküler yok dilimizde. Bütün her þey teknolojiyi nasýl, ne zaman ve ne þekilde kullanacaklarýný bilmeyen insanlar yüzünden bozuldu.


O eski dostluklarýmýz, sevgilerimiz, kardeþliklerimiz, diðerkâmlýklarýmýz geri gelse; eski günlerimize yeniden kavuþsak. Her þey mumlarýn erimesi, fitillerin bitmesiyle tarihe mi karýþtý gerçekten? Kaybettiðimiz benliðimizi bakalým bulabilecek miyiz yeniden? Oysa kalbimiz ayný kalb, ruhumuz ayný ruh, eski günlerdekinden ne eksik ne fazla. Üzerimizdeki ataleti bir atabilsek, kaybettiklerimizi aramaya baþlasak her þey eskisi gibi olacak.

Hatice Kestioðlu




radyobeyan