Kibir ve Belirtileri By: Rüveyha Date: 20 Kasým 2014, 22:09:00
Kibir ve Belirtileri
Kibirli insan her haliyle belli olur. Giyim-kuþamýnda, yüz ifadesinde, bakýþýnda, baþýný dikerek kimseye bakmamasýnda, oturmasýnda, gerilip yaslanmasýnda, yürüyüþünde, kendisi otururken insanlarý ayakta bekletmesinde, ses tonunda…
Aslýnda kibirli insanýn sergilediði davranýþlarýn hemen tamamý, belli bir seviyeden sonra psikiyatri bilimini yakýndan ilgilendiren anormal davranýþlardan baþka bir þey deðildir. Ne yazýk ki kâmil insanlarýn haricinde az-çok, açýk-gizli, herkeste kibir hastalýðý mevcuttur. Seyr ü sülûkla bu hastalýk kalpten tamamen kazýnmadýkça kurtulmak mümkün deðildir. Ancak bu hususta mücahede etmek de farz-ý ayýndýr. Kibri azaltmak bile büyük bir mücahededir .
Bir müminin yukarýda sayýlan anormal davranýþlardan ve gizli kibirden kurtulup kurtulmadýðý, tevazuyu kazanýp kazanmadýðýný Ýmam Gazalî þu belirtilerle ölçüyor:
Bir mesele üzerine konuþulurken hakikatin kendi fikirlerine ters olmasýndan rahatsýz olmak; doðrularý memnuniyetle, hoþlukla kabul etmemek kibrin belirtilerindendir. Bu hastalýðý yenmek için, aczini itiraf edip hakikati söyleyenleri takdirle yâd ederek teþekkür etmelidir.
Akranlarý ile bir ortamda bulunduðu zaman onlarý baþ köþeye geçirmek ve kendi emsallerinin ardýndan yürümek aðýr geliyorsa yine kibir var demektir.
Yoksul ve gariban insanlarýn davetine katýlmaktan ve arkadaþlarýnýn iþlerini takip etmekten zorlanmak da kibir belirtisidir.
Bütün bu durumlarda kiþi kendini sürekli sýnayarak kibrin tedavisine ve tevazunun kazanýlmasýna gayret etmelidir.
Tevazu ehli insanlar da her haliyle bellidirler. Onlarýn tavýr ve hareketleri kalbe huzur ve itimat telkin eder. Muhatap olduklarý insanlarda saygý ve sevgi meydana gelir. Böyle insanlarla oturup kalkmak insana zevk verir.
Söyleyene deðil, söylenene bak
Baþkalarýna faydalý olabilmek için önce kendimizi ýslah etmemiz gerekir. Fakat kendisinin aðýr derecede hasta olduðunu bilmeyen gafil insan tedaviye ihtiyaç bile duymaz. Herkesin kusurunu görür, onlardan yakýnýr, gýybetlerini yapar, ancak kendisini düzeltmek aklýna bile gelmez. Halbuki insanýn kendi kusurlarýný görmesi, onlarý araþtýrmasý ve bunun için baþkalarýnýn kendisini nasýl gördüklerine, gurur yapmadan kulak vermesi gerekir.
Bizi methedenlerden ziyade yanlýþ ve isabetsiz davranýþlarýmýzý bildirenlerin faydasý daha çoktur. Þeker yerine ilaç verenler bize iyilik etmiþ olurlar. Yanlýþ ve zararlý yolda gidene ‘iyi gidiyorsun’ demek, onu gaflete düþürmek ve zulmetmek olur. Bu bakýmdan ‘dikkat et, düþeceksin’ diyene kýzmak yerine teþekkür etmek lazýmdýr.
Yalnýzca bizi sevip takdir edenlere kulak vermek hataya düþmemize sebep olur. Çünkü dostumuz olanlar bizi güzel görür ve bizdeki kusurlarýn hepsini fark edemeyebilirler. Dost olmadýklarýmýz ise nazarýný kusurlarýmýza diker. Ýthamlarýnda mübalaða olsa da, muhakkak bir hakikat payý vardýr. Bu yüzden onlarýn söylediklerinden de istifade etmelidir.
Hizmette tevazu ve kibir
Ayný safta omuz omuza hizmet ettiðimiz kardeþlerimizle olan hukukumuz baþkalarýna kýyasla çok daha fazladýr. Allah’ýn dinine hizmet ederken Hakk’ýn hatýrý için kardeþlerin hakkýna riayet etmek, hem de hizmetin ahengini bozmamak üzere her türlü nefsani davranýþtan kaçýnmak gerekir. Þayet bizim yüzümüzden tek bir kiþi bile dinden uzaklaþýrsa bunun vebali çok aðýrdýr. Hz. Peygamber s.a.v. Efendimiz’in buyurduðu üzere, açtýðýmýz kötü bir çýðýrdan yürüyenlerin ve onlarýn sebep olduðu baþka kiþilerin günahlarýnýn bir mislinin de bizim hesabýmýza kaydolma tehlikesi vardýr. Ayný þekilde hidayetine vesile olduðumuz kiþilerin ve onlarýn sebep olduðu insanlarýn iyi amellerinin bir misli de bizim defterimize kaydolabilir.
Þayet din adýna hizmette kendi isteðimizle bir vazifeye talip olur, sonra da onu nefsanî davranýþlarla akamete uðratýrsak, Hz. Peygamber s.a.v. Efendimiz’e kadar uzanan altýn silsilenin manevi birikimine zarar vermiþ, bugüne kadar gösterilmiþ olan çabalara darbe vurmuþ oluruz. Ayrýca o mübarek silsileyi oluþturan zatlarýn manevi desteðini kaybetme ve cezaya müstehak olma tehlikesiyle de karþý karþýya kalýrýz.
O yüzden enaniyet , benlik, riya, kibir ve çalýmla hizmete talip olmamalýdýr. Bu þekilde yaptýðýmýzý zannettiðimiz bütün hizmetler sonuç itibariyle önümüzü týkar. Faydasý bir tarafa, büyük zararlara sebebiyet verebilir.
Hizmet ederken her þeyden önce kendimizi bir günahkâr olarak görmeli ve “Allah dilerse benim gibi günahkâr bir insanla da dinini teyid eder” diye düþünmelidir. Bu yolda amelimiz ne kadar çok olursa olsun, meydana Þah-ý Geylânî k.s. veya bir Ýmam-ý Rabbânî k.s. edasýyla girmemelidir. Hatta yaptýðýmýz hizmetleri herkes övüp takdir etse de, onlarýn sözleri kendisinin hakir bir insan olduðu kanaatini deðiþtirmemeli, Cenab -ý Hakk’a el açýp: “Ya Rabbi hakkýmda söylenen þu güzel sözleri dua olarak kabul eyle, ayaðýmý kaydýrma, beni nefsimle baþ baþa býrakma.” diye dua etmelidir.
Bütün hizmetleri yalnýz Allah için yapmalý ve kimseden takdir beklememelidir. Þayet kendisine bir teveccüh varsa bunu bir imtihan görmeli ve bu imtihaný kaybetme tehlikesini ciddiye almalýdýr. Aksi halde riya ya da kibir girdiði için hizmetleri boþa gider, hatta onlardan hesaba çekilir ve ayaðý kayabilir.
Mümin hiçbir zaman fazilet ve meziyetlerini kendinden bilmeyip, Allah tarafýndan olduðunu görmeli ve her an elinden alýnabileceðini bilmelidir. Kendisinin hizmete renk ve kuvvet kattýðý zannýndan ziyade, Allah için hizmetin kendisine güzellik katacaðýný, fazilet ve meziyetlerin oradan geldiðini düþünmelidir. Gerçek de budur.
Enaniyet tuzaðý
Ulvî bir hizmette istihdam edilmek ancak bir lütuf ve himmet iþidir. Her türlü fazileti kazanmaya sebeptir. O yüzden hizmetle güzelleþenler güzelliði de inkâr etmemelidir. Zira Bediüzzaman Hazretleri’nin belirttiði üzere, bu da nimeti inkâr olur. Bu noktada doðru ve yanlýþ tavýr þöyle örneklenmiþtir:
Birisi sana gayet kýymetli bir elbise giydirse, sonra da: “maþAllah ne güzelsin, güzelleþtin” dese, sen de: “hâþâ ben neyim, güzellik nerede” desen, nimeti inkâr ile o elbiseyi sana giydirene karþý nankörlük etmiþ olursun. Þayet “evet ben güzelim” desen bu sefer de gurur ve kibir yapmýþ olursun. Eðer, “evet güzelleþtim, fakat asýl güzellik elbisenin ve onu bana giydirenindir” dersen iþte o zaman kibir ve nankörlükten kurtulmuþ, hakikati söylemiþ olursun.
“Ben yaptým, ben ettim, filana þöyle þöyle sohbet ettim de tövbe etti” benzeri benlik kokan bütün gizli imalar ve açýk sözler Ýslâm itikadýna uymaz. Allah Tealâ’nýn inayetini, baþkalarýnýn gayretlerini, büyüklerin himmet ve tasarrufunu gözardý edip de kendisini öne çýkarmak büyük bir yanýlgýdýr. Özellikle gerçekten tevazu ve mahviyet sahibi deðilken öyle görünmeye çalýþmak, kalbi öldürecek derecede tehlikeli bir benlik davasýdýr. Bunlar karýncanýn ayak seslerinden daha gizli olan ve Hz. Peygamber s.a.v.’in “küçük þirk” olarak tarif ettiði, ümmeti hakkýnda en çok korktuðu þirk çeþitlerini hatýrlatacak hallerdir.
Meziyet ve faziletlerinden bahseden, ima eden, kendince büyük baþarýlarýna ilgisizlikten rahatsýz olanlar, din adýna gayret ettiklerini söyleseler de, tevazu ve mahviyetten mahrum, Allah’tan uzak boþ kimselerdir. Böyle hizmet etmekten Allah’a sýðýnmak icap eder.
Ynt: Kibir ve Belirtileri By: mevlüdekalýnsaz Date: 24 Ocak 2015, 20:16:51
Kibir az çok genelimizde bulunan ve tam olarak tedavi edemwdiğimiz bir hastalık ne yazikki .Rabbim affeylesin. Rabbim bu kötü hasleti terkedebilmek nasip eylesin inşAllah
Allah razı olsun
Ynt: Kibir ve Belirtileri By: ceren Date: 24 Ocak 2015, 22:49:45
Esselamu aleykum.Rabbim razý olsun paylaþýmdan Rüveyha abla.Kibir þeytandandýr.Kibir diðer insanlarý aþaðýda görmektir.Rabbim bizleri kibirli olmakdan da,kibirli olan kiþilerde de korusun inþallah...
Ynt: Kibir ve Belirtileri By: Liyla Date: 24 Ocak 2015, 23:24:17
Kibir biz farkýnda olmadan davranýþlarýmýzda ve cümlelerimizden ortaya çýkan kötü bir duygu.
Kibirli olmak þeytanýn sevdiði þeyler arasýnda olduðu için insan davranýþlarýna ve sözlerine çok dikkat etmelidir.